585
o r t a d o ğ u ’ d a y e n i d ü z e n a r a y ı ş l a r ı
kularını yadsımaya yetmemektedir. Bunların
başında ise siyasi istikrarı sağlama sürecinde,
iç çatışmaya varma ihtimali dahi taşıyan güç
paylaşımındaki rekabet gelmektedir. Libya’da-
ki zaferin siyasi yüzü hiç şüphesiz Ulusal Ge-
çiş Konseyi’dir. Ancak Kaddafi döneminde
bürokraside yer almış isimlerin yanısıra yeni
muhalif isimlerin de konseyde yer alması güç
paylaşımında ortaya çıkabilecek çatlakların ilk
sebebi olarak varlığını korumaktadır. Bütün bu
paylaşımda hesaba katılması gereken bir diğer
unsur ise muhaliflerin silahlı kanadıdır. Siyasi
ve askeri kanat arasında varolan ayrılıklar, özel-
likle milislerin silahsızlandırılması sürecinde ve
zaferin asıl sahibi olarak kendini gören muhalif
komutanların beklentilerinin karşılanmaması
halinde daha da keskinleşecektir. Libya’da sava-
şın siyasi ve askeri galiplerinin yanısıra NATO
bünyesindeki devletlerin zaferdeki paylarından
yola çıkarak bütün bu güç paylaşımına müdahil
olmaları ihtimali ise Libya açısından hesapları
daha karmaşık hale getirirken, siyasi istikrarın
sağlanmasını güçleştirecektir.
Kısacası Libya’da mağlup tek olmasına karşın,
galibiyeti elde edenlerin çok parçalı bir yapı
sergilemesi en temel sorunlardan birini oluş-
turmaktadır. Bu mücadelenin içinde, Libya’nın,
isyanın çıkış noktasını teşkil eden siyasi talep-
lere cevap vermesi, demokrasiyi oturtması,
ekonomiyi düzeltip, gelir dağılımındaki eşitsiz-
likleri gidermesi ve bu arada bir arada kalmayı
başarabilmesi gerekmektedir. Siyasi anlamda
atılacak adımların başında yeni bir anayasa-
nın yazılması, siyasi partilerin kurulması, ser-
best seçimlerin yapılması ve insan hakları re-
formlarının uygulamaya konması gelmektedir.
NATO’nun operasyonunu sona erdirdiği 31
Ekim günü Abdel Rahim el-Kib yeni başbakan
olarak seçilmiş ve sekiz ay içinde düzenlenecek
meclis seçimlerine kadar geçici hükümet görevi
görecek yeni kabinenin ilanı ile Libya yeni bir
döneme girmiştir. Bununla birlikte kabinenin
kurulması sorunların aşıldığı anlamına gelme-
mektedir.
Libya’da siyasi sorunlarla birlikte acil olarak
çözüm bekleyen konulardan biri ekonomik ya-
pılanmadır. Bu sorun, eski yönetimin yarattığı
ve revizyon girişimlerinin kısmi uygulamaları
ile çarpışıklaşmış ekonomik sistemin geride bı-
raktığı sorunların ötesinde bir nitelik taşımak-
tadır. Libya nüfusunun %60’ını iş beklentisi
içinde olan 30 yaş altı gençler oluşturmaktadır.
İş beklentisi içinde olan genç nüfusun, gelir da-
ğılımındaki eşitsizliğin giderilmesi yönündeki
taleplerinin Libya’da isyanı tetiklediği de hatır-
da tutulmalıdır.
Bütün bu tartışmalar içinde Libya’nın geleceğin
yine de umut taşıdığını söylemek gerekir. 42
yıllık bir diktatörü deviren Libya halkının bun-
dan sonraki süreçte haklarına daha çok sahip
çıkacak olması ve reform yönünde gösterdiği
irade bu umudu beslemektedir.
586
a r a l ı k 1 1
Salih rejimini devirmek amacıyla birleşen halk,
Salih’e perde arkasından ülkeyi yönetme hakkı
veren yetki devri anlaşması ile devrimlerinin
ellerinden çalındığına inanıyor.
Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, 23
Kasım’da 33 yıllık iktidarına son veren yetki
devri anlaşmasını imzaladı. Anlaşmanın imza-
lanması, Salih’in, Tunus, Mısır ve Libya lider-
lerinin ardından devrilen dördüncü diktatör
olduğu yorumlarını gündeme getirse de sonra-
sında yaşanan gelişmeler Salih devrinin henüz
kapanmadığına işaret ediyor. İmza töreninin
ardından Salih’in kendinden emin bir tavırla
“ülkeyi kaosa sürükleyen” isyancıları affettiğini
açıklaması “hangi sıfatla?” sorusunu akla geti-
rirken, anlaşmayı protesto eden on binlerce Ye-
menlinin sokağa dökülmesi ise Yemen’de sula-
rın daha uzun süre durulmayacağını gösteriyor.
Arap Ayaklanması rüzgarına kapılmış küçük
bir ülke olarak resmedilen Yemen, iç ve dış di-
namikler hesaba katıldığında, önemi azımsan-
mayacak bir unsur olarak karşımıza çıkmakta.
Arap Denizi ve Kızıldeniz’e olan sınırı, komşu
Körfez ülkelerinin dünyaya petrol transferi
yaptığı rota üzerindeki Aden Körfezi ve Afri-
ka Boynuzu’na olan dirsek temasıyla Yemen’in
jeostratejik önemi, ülkenin isyan dalgasındaki
rolünü küresel ölçekte artırmakta. Bunun yanı
sıra Yemen’in nüfusunun %45’ini oluşturan Şi-
iliğin Zeydi mezhebine bağlı nüfusa karşı %55
Sünni nüfus Suudi Arabistan ve İran denkle-
minde bölgesel güvenliği etkileyecek yapıda.
Ülkenin güneyinde konuşlanan El-Kaide’nin
varlığı ise başta ABD olmak üzere Batı dünyası-
nın ilgisini Yemen’de tutmaya yetiyor.
Çatışmalar neden kaynaklanıyor?
Bugün Yemen’deki çatışmalar tek bir eksen-
de görünse de, aslında pek çok farklı grubun
rejimle çatışması söz konusu. Bunların başın-
da muhalif halk geliyor. Başkent Sana ve Taiz
başta olmak üzere ülke genelinde rejimin kötü
yönetimine, yoksulluğa ve işsizliğe karşı bir ara-
ya gelen Yemenliler, Salih’in devrilmesi için 10
aydır gösteriler düzenliyor. Hükümet güçleri
ise bu gösterileri şiddet kullanarak bastırmaya
çalışıyor. Ancak Salih karşıtı muhalefet sadece
SETA YORUM
Yemen Devrimi: Yetki Devri mi,
Salih Devri mi?
Yemen’de artan şiddetin komşu Körfez ülkelerini tedirgin etmesiyle Nisan ayında
ABD himayesinde Körfez İşbirliği Konseyi’nin uzlaşı girişimleri başladı.
SALIHA ZIYA