S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə254/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   248   249   250   251   252   253   254   255   256

605

s o m a l i ’ d e   k ı t l ı k

araştırmacıların yetiştirileceği şekilde mo-

dernize edilmesi ayrıca bu ülkelerden lisans 

düzeyindeki öğrencilerin üniversitelerde eği-

tim görmesinin sağlanması için gerekli dü-

zenlemeler yapılmalıdır. 

•  Uydu  teknolojilerindeki  gelişmeler  saye-

sinde ileriye dönük yağış dinamikleri ile 

ilgili oldukça isabetli öngörüler yapmak 

mümkündür. Bölgesel yağış miktarlarında-

ki değişimlerin tarımsal üretimde meydana 

getireceği dalgalanmaların öngörülmesi ve 

olası kuraklık periyotlarının öngörüsü çoğu 

zaman sorunun büyümeden kontrol altına 

alınabilmesine katkı sağlar. Bu amaçla global 

yağış dinamiklerini analiz için altyapı kurul-

malıdır.


•  Küresel ısınmanın, küresel kuraklık üzerine 

olası etkileri araştırıcılar tarafından ortaya 

konmuştur. Bu etkilerin başında tarım böl-

gelerinde suyun ulaşımının sınırlanması 

gelmektedir. Bu durumda bitkisel ve hay-

vansal üretimin azalması kaçınılmazdır. Bu 

durumun önüne geçilmesi için mevcut eki-

len bitki çeşitlerinin kuraklığa dayanıklı hale 

getirilmesi gerekmektedir. Suya ulaşımın 

sınırlandığı koşullarda verimli tarım yapa-

bilmek için genetik ve tarımsal çalışmalar 

tüm hızı ile devam etmektedir. Hâlihazırda 

Doğu Afrika’da ve dünyada gıda güvenliği 

konusunda sorunlu bölgelerin birçoğunda 

yerel şartlara uyumlu aynı zamanda kuraklı-

ğa dayanıklı bitkiler geliştirecek altyapı mev-

cut değildir. Dünyanın başka bölgelerinde 

geliştirilecek bitkileri, Afrika şartlarına göre 

yeniden geliştirmek için yerel ve uluslararası 

araştırıcılar için bilimsel destek programları 

açılmalıdır. 

Türkiye akut ihtiyaçların yanın-



da sorunun uzun vadede çözümüne 

katkı  sağlayacak  altyapı  çalışmaları 

noktasında da yatırım faaliyetleri yü-

rütmektedir.

AA



606

a r a l ı k   1 1

SETA ANALİZ

2011’de Türkiye

2011 gündeminin belirlenmesinde 12 Haziran seçimleri ve sonuçları ne kadar rol oy-

nadıysa dış politikada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler de bir o kadar rol oynadılar. 

EDITÖRLER: 

TAHA ÖZHAN, HATEM ETE, SELIN M. BÖLME

2011’de türkiye

ARALIK 2011 - 

SETA’nın siyaset, hukuk ve insan hakları, dış politika, ekonomi ve eğitim 

alanında 2011 yılında yaşanan gelişmeleri değerlendiren “2011’de Türkiye” analizi, Türkiye ka-

muoyunun yıl boyunca tartıştığı temel meselelere ışık tutuyor. Analizde genel seçim ve Kürt 

meselesi gibi tüm ülkeyi ilgilendiren başlıkların yanı sıra Arap Baharı gibi bölgesel ve küresel 

ölçekte ses getiren olaylara değiniliyor. Ayrıca ekonomik büyüme, Yeni Anayasa ve eğitim re-

formları gibi Yeni Türkiye’nin potansiyelini ortaya koyan göstergeler masaya yatırılıyor.

2011 senesi, 12 Eylül 2010 Anayasa referandum 

sonuçlarının siyasi ve sosyal yansımalarının 

hissedileceği bir yıl olacaktı. 12 Eylül referan-

dumunda eski Türkiye’ye veda ederken; yeni 

Türkiye’nin nasıl inşa edileceğini tartışır ol-

muştuk. Ana temamız “yeniydi”. Yeni Türkiye’yi 

bütün yönleriyle tartışmaya hazırlanırken, 

Tunus’ta başlayan, ardından bütün bölgemizi 

etkisi altına alan değişim ve devrim dalgası ile 

karşı karşıya kaldık. Türkiye’nin “yeni tartışma-

larına” bir anda bölgemizdeki değişim rüzgârı 

da dâhil oluverdi. Kendi değişim ve dönüşü-

münde ciddi mesafeler almış bir Türkiye ola-

rak, “Arap Baharı” ile yüzleştik. Hali hazırda 

devam  etmekte  olan  Kürt  Meselesi  üzerinden

Türkiye’de yaşanan demokratikleşme ve sorun-

larına arzulanan katkıyı veremeyen kesimler; 

bölgemizdeki isyanlardan acemi roller de çı-

karmaya çalıştılar. 

2011, 12 Eylül referandumunda %58 gibi yük-

sek bir oranla güven tazelemesi yapan iktidarın 

üçüncü dönem için seçimlere gireceği yıldı. Re-

ferandumun hemen sonrasında ana muhalefet 

partisinde yaşanan karmaşık ve komplocu lider 

değişimi; demokratik açılım süreci ve referan-

dumu boykot kararı ardından BDP; Kürt Mese-

lesine dair verdiği tepkilerin halk oylamasında 

sınanmasından  sonra  MHP,  12  Haziran  2012

seçimlerine iddialı bir şekilde girdiler. 12 Ha-

ziran seçimleri, muhalefet partilerinde oluşan 

rüzgârın aksine açık ara AK Parti’nin zaferiyle

sonuçlandı. 

2011 senesinin en önemli gündemi olarak ka-

bul ettiğimiz 12 Haziran seçimleri bütün parti-

ler açısından farklı olaylar ve süreçler şeklinde 

karşımıza çıktı. Özellikle ana muhalefet partisi 

CHP,  2010  senesinden  devrettiği  parti  içi  tar-

tışmaları neredeyse kesintisiz şekilde sürdürdü. 

Baykal’ın görevini bırakmak zorunda kalma-

sıyla  lider  değişimine  şahitlik  ettiğimiz  Cum-

huriyet  Halk  Partisi,  siyasal  bir  gel  git  meka-

nizmasına dönen parti içi tartışmalar eşliğinde 

seçimlere girmiş oldu. Yeni liderleri Kemal Kı-

lıçdaroğlu ile Yeni Türkiye tartışmalarına “Yeni 



607

2 0 1 1 ’ d e   t ü r k i y e

CHP”  söylemiyle  müdahil  oldular.  Lakin  eski

dinamiklerin ve aktörlerin büyük ölçüde ko-

runduğu parti yapısıyla “Yeni CHP” tartışmala-

rı arzuladıkları bir dalga boyunda ilerleyemedi. 

AK Parti geleneğinin açık bir şekilde eski siyasi

kimliğiyle yüzleşerek yeni siyasi pozisyonunu 

ilan etmesine benzer bir tavrı CHP’den bekle-

yenler büyük ölçüde hayal kırıklığına uğradılar. 

CHP, 2011 boyunca eski ile yeni söylemin ara-

sında sıkışan bir siyasal parti görünümü verdi. 

Seçimlerde eski CHP’yi Türkiye’deki tartışma-

lardan ve seçmen tercihlerinden adeta bağım-

sız sayılabilecek bir şekilde destekleyen kemik-

leşmiş tabanı tatmin ederek yeni bir CHP inşa

etme girişimi büyük ölçüde akamete uğradı. Ne

kemikleşmiş tabanını yeni söylemleriyle tatmin 

edebildi ne de yeni söylemin temsilcileri eski ile 

AK Parti tarzı bir yüzleşmeyi göze alabildiler.

Sonuçta daha fazla siyasal adanın ortaya çıktığı 

parçalı bir parti gövdesi ve siyasal söylemi ya-

rattılar. CHP’ye dair değişim tartışmaları büyük

ölçüde önce CHP içerisinde aktörlük mücade-

lesini kimin kazanacağı sonucuna bağlanmış 

oldu. 2011’in son baharında Dersim üzerinden 

yaşanan tartışmalar ve Başbakan Erdoğan’ın 

devlet  adına  milletten  özür  dilemesiyle  CHP

başka ve malzemesi bol bir makasın içerisine 

girmiş oldu. Yeni CHP’nin Eski CHP’den ilan

edilmiş ve tartışmaları büyük ölçüde bitirecek 

bir şekilde kopmadığı sürece tek parti dönemi 

“günahlarıyla” her seferinde benzer bir imtiha-

nı yaşayacağı ortaya çıktı. 

Milliyetçi Hareket Partisi, 12 Haziran seçimle-

rine, 12 Eylül referandumunda Kürt Meselesine

ve Demokratik Açılım sürecine verdiği refleks-

lerin güçlü bir toplumsal karşılığı olmadığını 

görmüş olmanın baskısı altında girmeye ha-

zırlanıyordu. Halkoylaması sonuçlarının üze-

rine  CHP’deki  lider  değişimini  mecbur  kılan

komploya benzer bir olay da MHP için ortaya

çıktı. Hala aydınlatılmamış olan bir komplo 

üzerinden MHP’nin neredeyse parti yönetimi-

ni tasfiye eden olaylar silsilesi yaşandı. Bahçeli 

yönetimi seçim kampanyası boyunca partisine 

yapılan komployla meşgul oldu. Sonuçta ortaya 

çıkan mağduriyet algısının da katkısıyla, MHP

tarihinde ilk kez iki seçim üst üste meclise gir-

meyi başarmış oldu. MHP’nin mecliste kalmayı

başarmasının arka planında, CHP ile arasında-

ki geçişken tabanın artık ciddiye alınacak bir 

orana ulaşmasının, şehirli ulusalcı kitlenin laik-

lik hassasiyetlerini MHP’de de koruyabildiğini

düşünmesinin ciddi katkıları olduğunu da tes-

pit etmek gerekiyor. Yaşadığı komplo bir tarafa 

bırakılacak olursa, MHP, yeni Türkiye tartışma-

larında kendine özgü bir pozisyon almaktan da 

imtina etmeye devam etmektedir. Seçim öncesi 

MHP’ye dair tartışmanın ana ekseni haline ge-

len “barajı aşıp/aşmama” sorunu partinin temel 

siyasal hedefini de belirlemiş oldu. MHP belli

bir program dairesinde siyasi hedef ve önerile-

rine sahip olmasından ziyade; belli toplumsal 

tepkilerin ve hassasiyetlerin sadece barajı aşa-

rak mecliste temsil edilmesinin yeterli kabul 

edildiği denkleme hapsolmuş durumdadır. 

Barış ve Demokrasi Partisi, 12 Haziran seçim-

lerine hararetli bir siyasi gündem ve değişim 

rüzgârı eşliğinde girdi. Seçim öncesi dile getir-

dikleri “çatı partisi” konseptini parti şeklinde 

olmasa da adaylar nezdinde listesine yansıtan 

BDP  seçimlerden  hedeflerine  ulaşarak  çıkmış

oldu.  Kürt  Meselesi  bakiyesiyle  ve  maliyetiyle

Cumhuriyet  tarihi  boyunca  ilk  kez  yüzleşil-

mesinin ve ortaya çıkan görece demokratik 

ortamın içerisinde BDP, geçmiş Kürt siyasi ha-

reketlerinden daha farklı bir tecrübe yaşamak-

tadır. Demokratik Açılım tartışmalarının ve 

adımlarının, benzer şekilde toplamda yaşanan 

demokratikleşme ve ekonomik kalkınmanın 

BDP’ye kısa vadede alan açması oldukça doğal

bir neticedir. Sorun kısa vadede ortaya çıkacak 

bu sonuçların BDP tarafından uzun vadeli bir

siyasi kazanıma dönüştürülüp dönüştürüleme-

yeceğidir. BDP, MHP’ye benzer şekilde belli bir

siyasi program ve gelecek vadinden ziyade Kürt 



Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   248   249   250   251   252   253   254   255   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə