S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə252/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   248   249   250   251   252   253   254   255   256

601

f r a n s a ’ d a n   s o y k ı r ı m   k a r a r ı

SETA YORUM

Fransa, Yitirdiği Zemini 

Kazanmaya Çalışıyor

Fransa,  Ermenilerin  acıları  ve  hatıraları  üzerinden  politikalar  inşa  etmeye  ve 

Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya çalışıyor.

TALIP KÜÇÜKCAN

fransa’dan soykırım kararı

ARALIK 2011 - 

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin başkanı olduğu Halk Hareketi 

Birliği’nin (UMP) genel başkan yardımcılarından Valérie Boyer’in sunduğu Ermeni soykırımının 

inkârını suç sayan yasa taslağı 22 Aralık’ta Fransa Ulusal Meclisi tarafından kabul edildi. Taslağa 

göre 1915 olaylarını açıkça inkâr edenler 1 yıl hapis ve 45 bin avro para cezasına çarptırılacak. 

Meclisin kabulünün ardından senatoya gidecek olan yasa tasarısı, Türkiye-Fransa ilişkilerinin 

yeniden gerilmesine neden oldu. Oylamanın ardından Paris Büyükelçisini geri çağıran ve bazı 

yaptırımlar uygulama kararı alan Türkiye, Fransa’yı bireylerin ifade özgürlüğünü kısıtlamak ve 

Ermenileri iç politikalarına alet etmekle suçladı.

Fransa Ulusal Meclisi Genel Kurulu, 1879 Fran-

sız Devrimi’nin ruhunu sızlatan bir karar aldı. 

2001, 2006 ve 2010’da da gündeme gelen, 1915 

olaylarının Ermeni soykırımı olmadığını ifade 

etmeyi yasaklayan tasarı, meclis üyelerinin sa-

dece 40’ının oyu ile geçti. Ermeni soykırım id-

dialarının reddi, hafife alınması ve alay edilme-

sine yasak getiren ve bu fiilleri işleyenlere bir 

yıl hapis, 45 bin Euro para cezası öngören yasa 

meclisin üst kanadı Senatoda da kabul edildiği 

takdirde birçok açıdan Türkiye’yi etkileyebile-

cek sonuçlar doğuracaktır.

Her ne kadar yasa Fransız Ulusal Meclisi’nden

geçmiş olsa da Fransız kamuoyunun bu yasa-

nın arkasındaki yasakçı zihniyeti bütünüyle 

desteklediğini söylemek güç. Zira oylamaya 

577 üyeden sadece 46’sı katılmış ve bunların da 

40’ı tasarının geçmesi için oy kullanmıştır. Bu 

oran belki meclisin çalışma tekniği açısından 

bu ülkede kabul edilen bir durum olabilir an-

cak Fransız kamuoyunun iradesini yansıttığını 

söylemek mümkün değil. Ayrıca yasa, bütün 

dünyada ilham kaynağı olan ve pek çok yerde 

özgürlük ateşini tetikleyen Fransız Devrimi ve 

bu devrimden büyük ölçüde etkilenen Avru-

pa değerleri ile de çelişiyor. “Eşitlik, özgürlük 

ve adalet” sloganı ile köklü değişimlere neden 

olan  devrimin  ruhu  Fransa  Ulusal  Meclisi’ni

esir alan 40 kişi tarafından heba edildi. 



Fransa özgürlük ateşini söndürdü 

Refah devletinin gerilemeye başlaması, ekono-

mik krizler ve aşırı sağın yükselişi ile birlikte 

Fransa’da eşitlik ve adalet ilkelerinden zaten 

ciddi boyutlarda ödün verilmişti. Ülkede yaşa-

yan göçmen kökenli topluluklar ile eski sömür-

gelerden gelerek Fransa’ya yerleşenlerin eğitim, 

istihdam ve siyaset alanlarından dışlanmışlıkla-




602

a r a l ı k   1 1

rı ve perişan halleri eşitlik ve adalet temini ko-

nusunda ciddi sorunların olduğunu gösteriyor. 

Şimdi buna bir de ifade hürriyetini engelleme 

eklenmiş oldu.

Fransa Ulusal Meclisi’nin aldığı kararın başlıca

üç boyutu var. Birinci boyutu, iç kamuoyuna 

yönelik bir tüketim olmasıyla ilişkilidir. Yak-

laşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ermeni 

oyalarına bel bağlayan Sarkozy’nin popülist 

siyasi manevralar ile koltuğunu koruma gay-

retinde  olduğu  biliniyor.  Meclisin,  bir  başka

ülkenin tarihini yazarak, yorumlayarak ve Er-

meni soykırım iddialarını ret suçu gibi yeni suç 

yaratarak Sarkozy liderliğinde itibar ve zemin 

yitiren Fransa’nın iç dinamikleri açısından kısa 

süreli de olsa tekabül ettiği bir karşılık var ki 

olayın bu boyutu Türkiye açısından kayada de-

ğer bir önem taşımamaktadır. 

Yasanın kabulünün ikinci önemli boyutu Fran-

sa dış politikası ile ilgilidir. Fransa eski hinter-

landı da dahil olmak üzere etkili olduğu pek 

ülkede ağırlığını kaybediyor. Özellikle Orta-

doğu ve Kuzey Afrika’da en büyük rakip olarak 

Türkiye’yi görüyor. Fransa’nın ayakları altından 

kayan zemin her yıl biraz daha genişliyor. Tu-

nus,  Mısır  ve  Libya  başta  olmak  üzere  bölge

ülkeleri yeni siyasi yapılanma ve kendi gele-

ceklerini planlama süreçlerinde Fransa’ya değil 

Türkiye’ye bakıyor. “Eşitlik, özgürlük ve adalet” 

inşası konusunda artık Fransa değil Türkiye il-

ham kaynağı pek çok ülke halkları için. Fransa 

bu yasayı geçirerek Ermenilerin acıları ve ha-

tıraları üzerinden politikalar inşa etmeye ve 

Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya çalışıyor. 



Kaybeden Fransa, kazanan Türkiye

Fransız Meclisi’nin aldığı karar bir dış politika

enstrümanı olarak kullanılma potansiyeline 

sahip olmasına karşın Türkiye’de yorumcu-

lar işin bu yönünü görmezden geliyor. Fransa, 

Türkiye’nin sahip olduğu ince gücün, bölge 

ülkeleri ile başlattığı ekonomik entegrasyonun 

derinleştiğinin  ve  geçmişte  Paris’e  bakanların

artık Ankara’ya baktıklarının farkında. Türkiye 

kazanan, kendisi ise kaybeden ülke konumun-

da olduğu için, Fransa elindeki tüm kozları 

kullanarak mevziini korumaya, kaybettiği ze-

mini de geri kazanmaya çalışıyor. Bunu da 1915 

olayları üzerinden yapmaya çalışıyor. Türkiye 

bu noktada Fransa’nın manevrasını iyi okumak 

ve rasyonel tartışmalar başlatmak durumun-

dadır. Fransa kendi tarih kitaplarında sömürge 

dönemi politikalarını görmezden geliyor, kirli 

tarihini unutturmaya çalışıyor türünden söy-

lemler ile karşı pozisyon almak yerine bölgesel 

ve küresel dengelerin Fransa aleyhine gelişti-

ğini, Fransa’nın bunu hazmedemediğini, ifade 

hürriyetini kısıtlayarak uluslararası kayıplarını 

kapatmaya çalıştığını gündeme taşımak daha 

etkili ve ikna edici olacaktır. 

Türkiye’nin kınadığı ve ilk aşamada sekiz mad-

delik bir yaptırım ile tepki gösterdiği yasanın 

üçüncü ve en önemli boyutu ise 1915 olayla-

rının yüzüncü yılına tekabül eden 2015’e ha-

zırlıktır. 1915 olaylarını Türkiye kendi içinde 

ortak bir acı ve adil bir hafıza çizgisinde ko-

nuşamadığı için, öte yandan resmi tarih bu 

topraklarda yaşananları homojenleştirici ulus 

devleti meşrulaştırmanın ideolojik aygıtı olarak 

işlev gördüğü için ve son tahlilde biz Türkler 

(Türkiyeliler) ve Ermeniler olarak kendi tarihi-

mizi tartışamadığımız için üçüncü ülkelerin ve 

aktörlerin insafına kalmış görüntüsü içindeyiz.

Fransa’da başlayan Türkiye’yi, Türk halkını ve 

Türkiyelileri itibarsızlaştırma, bölgesel ve kü-

resel yükselişini engelleme ve kolektif suçluluk 

psikolojisi yaratma girişimleri artarak devam 

edecektir. Finali 2015’te yapmak isteyenlerin 

girişimleri öz eleştiri ve yüzleşme başta olmak 

üzere, geniş bir bakış açısıyla değerlendirilmeli, 

duygusal tepkiler yerine rasyonel argümanlar 

üretilmelidir. 

Sabah, 24.12.2011

Türkiye,  Fransa’nın  manevrasını 



iyi okumak ve rasyonel tartışmalar baş-

latmak durumundadır.




Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   248   249   250   251   252   253   254   255   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə