S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə32/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   256

81

t a h r i r ’ d e   r e f o r m   s e s l e r i

arası desteği kırma çabalarının başarısızlığa uğ-

ramasıydı. Bu noktada Müslüman Kardeşler’in

(İhvan) kendilerini ön plana koymama strateji-

lerinin etkili olduğunu söyleyebiliriz. İhvan bu 

stratejisiyle gösterilerin radikalizm bağlamına 

hapsedilmesini engellerken aynı zamanda rejim 

tarafından baskı ve sindirmelerle dolu tarihinin 

verdiği ihtiyatlı hareket etme zorunluluğunu da 

elden bırakmamış oldu.

Üçüncü  gelişme  ise  Başbakan  Erdoğan’ın  bu-

güne  kadar  Mısır’daki  gelişmelerle  alakalı  bir

dünya liderinin yaptığı en net konuşmasıydı. 

Mesajın  bölgenin  prestijli  ülkesi,  Müslüman

ve aynı zamanda Batı ittifakının parçası olan 

Türkiye’den gelmesinin anlamı büyüktü. Erdo-

ğan, Mübarek’e samimi tavsiyeler içeren konuş-

masında şiddetten kaçınılması ve halkın meşru 

taleplerinin yerine getirilmesi çağrısında bulun-

du.  Al-Jazeera’nin  canlı  olarak  yayınladığı  ko-

nuşma, Tahrir Meydanı’nda kurulan televizyon

ekranları sayesinde göstericilere ulaştı. Arap ve 

dünya basınında da büyük yer bulan konuşma-

da Erdoğan, yeter artık söz milletin ifadesiyle 

Mısır’da halkın taleplerine net bir şekilde destek

çıkmış oldu. Bu net destek, Mübarek rejimi baş-

ta  kaldığı  müddetçe  Türkiye-Mısır  ilişkilerini

çıkmaza soktuysa da Mısır’da halkın iradesinin

belirleyici olduğu bir sistemin kurulması duru-

munda ikili ilişkilerin güçleneceğine dair öngö-

rüde bulunmayı kolaylaştırdı.

Mübarek’in teskin çabaları işe yaramayacak

Alternatifleri  azalan  Mübarek  önce  yıllardır

atamadığı Cumhurbaşkanı yardımcısı pozisyo-

nuna halkın en az kendisi kadar nefret ettiği İs-

tihbarat Şefi Ömer Süleyman’ı atadı. Kabineden 

de  istifasını  isteyen  Mübarek,  kendince  büyük

halk nezdinde küçük bu hareketin göstericileri 

teskin  etmesini  umdu.  Mübarek’in  hareketine

cevaben Tahrir Meydanı’nda milyonluk gösteri

gerçekleşti. Bu gösteriyle Mısır halkı Mübarek’e

karşı pozisyonunu da netleştirmiş oldu. Göste-

rilerin bitmesinin tek yolunun Mübarek’in göre-

vi bırakması olduğunu açıklayan muhalefet, El 

Baradei’i geçiş döneminde orduyla görüşmeleri 

yapacak uzlaşmacı olarak seçtiğini açıkladı. Bu 

gösteriyle birlikte Mısır, artık geri dönülmez bir

yola da girmiş oldu.

Mübarek’in gösterileri yatıştırma adına yaptığı

ikinci hamle de muhalefetten karşılık görme-

di. Eylül 2011’deki başkanlık seçimlerinde aday 

olmayacağı zaten uzun bir süredir konuşulan 

Mübarek, Tahrir’deki gösteri sürerken halka ses-

lenip aday olmayacağını açıkladı. Bu açıklama-

sıyla seçimlere kadar görevimi bırakmayacağım 

ve mücadeleye devam edeceğim mesajını verdi. 

Obama’nın geçiş dönemi hemen başlasın çağrı-

larına karşı hamlesini de Çarşamba günü Tahrir 

Meydanı’na gönderdiği sivil polis ve kiralık ta-

raftarlarla yapmış oldu. Muhalefet ile Mübarek

taraftarları arasında başlayan çatışmalar sürü-

yor. Mübarek rejiminin Mısır halkını birbiriyle

çatışma ortamına sürükleyecek kadar gözü kara 

hareket etmesi ve ordunun olaylara müdahale 

etmemesi,  Mübarek’in  gösterilerin  direncini

kırma çabalarından birisi. Bu süreçte muhalefe-

tin göstereceği direnç, Mübarek rejiminin meş-

ruiyet kaynağı olan korkuyu tekrar ikame edip 

edemeyeceğini de belirleyecek.  

Mübarek iplerin elinde olduğu mesajını veriyor

Peki Mübarek’in direnç kaynağı nedir? ABD’nin 

en azından resmiyette yaptığı geçiş çağrılarına 

rağmen  Mübarek  neden  direniyor?  Bu  duru-

mun bir sebebi yukarıda belirtilen ABD yö-

netiminin  Mübarek  rejimi  hakkındaki  farklı

fikirleriyse diğerinin de umuma yansımayan 

pazarlıklar olma ihtimali büyük. Şiddetin caydı-

rıcı aynı zamanda ikna edici gücünü kullanarak 

Mübarek ve destekçileri Mübarek sonrası senar-

yodan en az zararla çıkma niyetindeler. Pazarlık

pozisyonlarını güçlendirebilmek için de bu şid-

det olaylarıyla Mısır’da iplerin hala kendi elle-

rinde olduğu mesajını vermeye çalışıyorlar. 

Mısır ayaklanmasının şu ana kadarki seyri ha-

reketin nihai amacına ulaşacak kapasitede ve et-

kinlikte olduğunu göstermekte fakat 30 senedir 

ülkede korku ve baskı üzerine bina edilmiş bir 

meşruiyet kuran ve ordunun en azından bir kıs-

mında nüfuzunu devam ettiren Mübarek, elinde

kullanacağı koz kalmayana kadar direnecektir. 

Muhalefetin  ve  uluslararası  camianın,  özellikle

ABD’nin, bu konuda takınacağı tavır hayati öne-

me sahiptir. ABD yönetiminin statükocu kana-

dının ağırlık kazanması rejimin ömrünü biraz 

daha uzatacaktır; yine de Mısır artık geri dönül-

mez bir yoldadır. Değişim er ya da geç gelecektir.

Mübarek rejiminin Mısır halkını 



birbiriyle  çatışma  ortamına  sürükle-

yecek kadar gözü kara hareket etmesi 

ve ordunun olaylara müdahale etme-

mesi, Mübarek’in gösterilerin direnci-

ni kırma çabalarından birisi.



82

ş u b a t   1 1

Otoriter rejimlere karşı Tunus’ta başlayıp 

Mısır’a  sıçrayan  protestolar,  Türkiye  demokra-

sisinin tarihsel tecrübesini ve Müslüman ülke-

lere örnek olma imkânlarını gündeme taşıdı. 

Yerli ve yabancı birçok gözlemci, Türkiye’nin 

Ortadoğu ülkelerine model olma potansiyelini, 

AK Partinin muhafazakâr-dindar kökenleri ile

ilişkilendirip Arap ülkelerine Türkiye’yi örnek 

almalarını salık verirken, bir kısım yerli yazar 

ve siyasetçi de, AK Parti iktidarını otoriter Arap

rejimleriyle ilişkilendirerek Arap dünyasında-

ki protestolardan ders çıkarılmasını öneriyor. 

Kuşkusuz, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki 

farklılıklar paralelliklerden çok daha fazla. Bu 

farklılıklar, ülkelerin tarihsel tecrübelerinden

toplumsal pratiklerinden ve siyasal sistemle-

rinin iktidar bileşenlerinden kaynaklanıyor. 

Bununla beraber, toplumsal değerler ve siyasal 

yönetimlerin bu değerleri bastırma stratejileri 

üzerinden bir karşılaştırma yapmak mümkün. 

Nitekim  Mısır’da  yaşanan  protestolardan  çıka-

rılması gereken derslere yönelik karşılaştırmalar 

da bu dinamikler üzerinden tedavüle sokuluyor. 

İslamcılığın panzehiri olarak otoriter rejimler 

Batının, halkı Müslüman olan ülkelerdeki siya-

sal rejimlerle ilgili en önemli açmazı, demokra-

tik sistemin İslamcı bir kadroyu iktidara taşıma 

olasılığıdır. Otoriter rejimler İslamcı tehdide 

karşı koyma vaatleriyle meşruiyet buluyor. Bu 

denklem, önce soğuk savaşın son bulmasıyla 

İslam coğrafyasında otoriter rejimleri zorlayan 

İslamcı hareketlerin öne çıkması, ardından da 

11 Eylül’de ‘İslami radikalizm’in baskıcı yöne-

timlerle ilişkisinin keşfedilmesiyle, batılı zihin-

lerde  şüphe  uyandırdı.  Ancak,  Cezayir  dersi,

İran paranoyası ve İsrail gerçeği, batıyı, seçimler 

sonrasındaki muhtemel iktidar denklemlerinin 

üreteceği sonuçlardan ürküttü. Böylece, savun-

duğu  demokratik  değerleri  halkı  Müslüman

olan ülkeler için istisna tutarak, otoriter rejimle-

rin beka sorunuyla yüzleşmeyi erteledi ve baskı-

cı yönetimleri desteklemeyi sürdürdü. Otoriter 

rejimler ise, batıya ödedikleri diyet ölçüsünce 

halklarından koptular, halklarından koptukları 

ölçüde de batılı dış desteğe ve onun, başta ordu 

olmak üzere, iç destekçilerine yaslanmak duru-

SETA YORUM

Mısır’ın 14 Mayıs’ı mı, 27 

Mayıs’ı mı? 

Mısır’ın  geleceğini  belirleyecek soru,  Mısır’daki  otoriter rejimin  14  Mayıs  deneyi-

mini  yaşa(t)mamak  için  dayatacağı  27  Mayıs  düzenine  muhalefetin  direnip 

direnemeyeceğidir.

HATEM ETE



Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə