Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi



Yüklə 477,27 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/17
tarix26.03.2018
ölçüsü477,27 Kb.
#33397
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   17

 

26

gösterilmesi  en  önemli  buluşlardan  birisidir  (100).  Tablo  1’de  D  vitaminin  hedef  olabileceği 



dokular görülmektedir. 

 

 



Tablo 3. 1,25(OH) D vitaminin hedef hücreleri (100) 

 

           Kanıtlanmış 



             Varsayılan 

Enterosit(bağırsak) 



Adacık hücreleri, pankreas 

132 


Osteoblast 

Mide, endokrin hücreleri 

Distal renal tubulus 



Hipofiz hücreleri 

Paratiroid hücreler 



Over hücreleri 

Ciltteki keratinositler 



Plasenta 

Promiyelosit, Monosit 



Beyin (hipotalamus) 

Lenfosit 



Epididimis 

Kolon enterositleri 



Gelişimdeki miyoblast 

Shell gland 



Aortik endotelyal hücreler 

10 


Tavuk korioalantoid membranı 

Cilt fibroblastları 

 

 

b1) Diyabet: 



 

D vitamini reseptörleri (VDR), aktif T ve B lenfositlerinde, aktif makrofajlar, dentritik hücreler 

gibi  özellikle  antijen  sunan  hücreler  başta  olmak  üzere  bütün  immun  sistem  hücrelerinde  ve 

yanı  sıra  pankreatik  beta  hücrelerinde  tanımlanmıştır  (6,7).  Beta  hücrelerinde  D  vitaminine 

bağlı  kalsiyum  bağlayıcı  protein  olan  kalbindin  de  bulunur.  Kalbindin  ekspresyonunun  beta 

hücrelerini sitokine bağlı hücre ölümünden koruduğu gösterilmiştir (101).  

 

Yapılan  hayvan  çalışmalarında  yaşamın  erken  evrelerinde  1,25(OH)2D  vitamini  desteği 



alınırsa  tip  1  diyabet  gelişiminin  önlendiği  gösterilmiştir  (100,102).  1,25(OH)2D  vitaminin 

farmakolojik dozlarda uzun süreli kullanımının obez olmayan  farelerde hem insülitisi hem de 

diyabeti  azalttığı  tespit  edilmiştir.  1,25(OH)2D  vitamini  ile  tedavi  edilenlerde  insülitis 

sıklığının  %80’den  %50’ye,  diyabet  sıklığının  ise  %56’dan  %8’e  indiği  bildirilmiştir 

(102,103). 

 



 

27

Hypponen ve ark, bir  yaşından itibaren 2000  ĐÜ/gün  D vitamini desteği almış olanlarda tip  1 



diyabet  gelişme  riskinin  %80  azaldığını  tespit  etmişlerdir  (104).  Fuller  ve  ark,  D  vitamini 

desteği  almayan  çocuklarda,  D  vitamini  desteği  almış  olanlara  göre  15  yaşına  geldiğinde 

diyabet gelişme riskini 3 kat fazla bulmuştur (105). 

Hayvan  modellerinde  1,25(OH)2D  vitamini  eksikliğinin  pankreatik  insülin  sentez  ve 

sekresyonunu etkilediği gösterilmiştir (106). 

Süt  ve  süt  ürünlerinde  bulunan  kalsiyum  ve  D  vitamininin,  vücut  ağırlığı  ve  insülin  direnci 

üzerine  yaralı  etkileri  vardır  (107).  Pittas  A.  ve  ark,  20  yıl  takip  edilen  83,779  yetişkin 

kadından 4843’de diyabet olgusunun geliştiğini saptamışlar. Daha yüksek değerlerde D vitamin 

ve  Ca  alan  yetişkinler,  daha  düşük  değerlerde  D  vitamin  ve  Ca  alanlara  göre,  tip  2  diyabet 

gelişme  riskinin  %13  oranında  daha  az  olduğu  bildirilmektedirler.  Burada  D  vitamini  hangi 

mekanizma  ile  diyabet  riskini  artırdığı  açık  değildir.  Ancak  burada  pankreas  beta  hücrelerin 

bozukluğu ile D vitamin arasında ilişki olabileceği belirtilmektedir (108). 

 

Tip  2  diyabet  gelişiminde  VDR  polimorfizminin  rol  oynayabileceği  öne  sürülmüştür. 



Bangladeş’te  yapılan  bir  çalışmada,  VDR  Tag1  polimorfizmi  insülin  salınımı  ile  ilişkili 

bulunmuştur  (109).  Amerikalı  beyazlarda  ise,  VDR  Apa1  polimorfizmi  insülin  direnci  ve 

glukoz intoleransında suçlanmıştır (110). 

 

b2) Kanser: 



 

Laboratuar, deneysel ve epidemiyolojik çalışmalar D vitamininin en sık meme, prostat, kolon, 

deri ve pankreas kanseri olmak üzere yirmiye yakın kanser tipinden koruyucu etkisi olduğunu 

göstermektedir (111). 

 

b3) Enfeksiyon hastalıkları: 



 

 Tüberküloz  enfeksiyonu  olan  hastalarda  D  vitamin  değerlerinin  tespit  edilemeyecek  kadar 

düşük  olduğu  ve  D  vitamin  eksikliğinin  tüberküloz  enfeksiyonu  için  bir  risk  oluşturduğu 

bildirilmektedir (112,113). 

 

Bunun yanında viral gribal enfeksiyon sıklığının D vitamin serum değerleri ile ilişkili olduğu, 



daha düşük serum değerlerinde viral gribal enfeksiyonların artığı bildirilmektedir (114). 

 



 

28

Çocuklukta  pnömoni  tanısı  alan  hastalarda  %80  oranında  D  vitamini  eksikliği  olduğu 



bildirilirken,  raşitik  çocuklarda  raşitik  olmayanlara  göre  13  kat  daha  fazla  pnömoni  gelişme 

riski olduğu görülmüştür (115,116). 

 

b4) Beyin gelişimi: 



 

Eyles  ve  ark,  annelerinde  şiddetli  D  vitamin  eksikliği  olan  yavru  farelerin  beyinlerinde  kalıcı 

hasar  geliştiğini  saptamışlardır  (117).  D  vitamin  eksikliği  durumunda  korteks  anomalileri, 

lateral ventriküllerin genişlemesi ve beyinde daha fazla hücre proliferasyonu gözlenmiştir. 

 

Yetersiz  D  vitamini  desteği  gören  erkek  çocuklarda  ileri  yaşlarda  şizofreni  görülme  riskinin 



arttığı bildirilmektedir. Yazın doğan hastalarda şizofreninin daha sık olduğu bunun da annenin 

güneş  görmemesinden  kaynaklandığı  bildirilmektedir.  Ayrıca  temmuz-ağustos  aylarında 

doğanlarda öğrenme güçlüğünün daha fazla olduğu görülmüştür (118,119). 

 

b5) Kalp hastalıkları: 



 

Yapılan  çalışmalar  gebe  deney  hayvanlarında  D  vitamininin  iskelet,  kardiyovasküler  ve 

nörolojik  gelişim  üzerine  önemini  göstermektedir.  Kardiyovasküler  etkilerinden  vasküler 

muskuler  kontraksiyon  fonksiyonlarını  arttırdığı  ve  histolojik  olarak  ventrikül  kas  hücreleri 

arasındaki boşluğu arttırdığı görülmüştür (119,120). 

 

D  vitamini  değerleri  daha  yüksek  olan  hastalarda  daha  az  kardiyovasküler  hastalıklara  bağlı 



mortalite  görüldüğü  bildirilmektedir.  Kuzey  ülkelerinde  daha  yüksek  oranda  kalp  hastalıkları 

görüldüğü ve özellikle kalp krizinin kış aylarında %53 daha fazla geliştiği bildirilmektedir. Bu 

bulgular güneş ışınlarıyla D vitamin yapımına etkisinin olduğunu düşündürmektedir (121,122). 

 

b6) Transplantasyon: 



 

Transplantasyon  sonrası  doku  kabulünde  D  vitamininin  önemli  yeri  olduğu  bildirilmektedir. 

Özellikle kalp, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer ve barsak transplantasyonunda önemli yeri 

olduğu  ve  deney  farelerinde  yeni  dokunun  yaşamasını  %10–30  oranında  arttırdığı 

bildirilmektedir (123). 

 



Yüklə 477,27 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə