SOVYET TARİH
YAZIMI VE
38
organları parti teşkilatlarının kararlarını yayınlamak ile meşgul oldular
ise, 1940-1950’li yıllarda basının önemi daha da arttırıldı. Gazete ve
dergi sayfalarında kovuşturulan aydınların bilimsel eserlerini, kitaplarını,
görüşlerini iş arkadaşlarının eleştirdiği yayınlar sıkça yayınlanmaya
başladı. Etkili gazetelerin muhabirleri parti organlarına uyanık olmaya
talimat vermeye başladılar. Artık sorgu hâkimleri sadece hüküm yazmak
ve ceza vermekle meşgul oldular.
O dönemdeki en tartışmalı olaylardan biri tarihçi E. Bekmakhanov’un
kovuşturulması idi. Alaş hareketi ile bire bir teması olması sebebiyle
“milliyetçi” damgası yiyen Bekmakhanov
da bu suçlamalardan nasibini
aldı. Bekmakhanov’un eserinin görüşülmesi ilk defa 28 Şubat 1948’de
Moskova’da İlimler Akademisinin Tarih Enstitüsünde başladı.
48
Aynı
senenin Haziran ayında Kazak SSR İlimler Akademisinin toplantısında,
14-19 Temmuz arasında da Kazak SSR İlimler Akademisi Tarih, Etnografi
ve Arkeoloji Enstitüsü’nde görüşüldü. İlk toplantıda zafer kazanıldı
demek mümkündür. Bilim adamını suçlamayla ilgili en büyük toplantı
1948’de Kazak SSR İlimler Akademisindeki toplantı idi. Suçlama denil-
diyse de bunun Sovyet yönetiminin eski cezalandırma yöntemleriyle
karşılaştırıldığında daha rahat şekilde gerçekleştiğini söylemek gerekir.
Tartışma olunca eleştirenler de, savunanlar da oldu. T. Şoyınbayev,
S. Tolıbekov, V. Jiznevskiy, H. Aydarova, A. Nurkanov, B. Süleymenov
açıkça eleştirdiyseler, İ. Budovnis, E. Dilmuhamedov, A. Nüsipbekov, A.
Tursınbayev, T. Elevov, H. Adilgereyev, B. Asfendiyarov, S.
Medvedev,
T. Kulteleyev gibi isimler ise onu savunan konuşmalar yaptılar.
Özellikle ona karşıt görüş bildirmiş olanlar ne kadar haklı olduğu
sorusu akla gelmektedir. Konuşmacılar, E. Bekmakhanov’un fikirlerinin
Marksizm-Leninizm öğretilerine karşı olduğunu ispat etmek, bununla
birlikte partiye kendi sadakatlerini göstermek için çabaladılar. Bazı
konuşmacılar delilleri olmasa da onun çalışmasını hiç tanımadılar.
Hatta Moskova’daki toplantıda konuşan ve ülke tarihçileri karşısında
umduğunu bulamayan H. Aydarova Kazakistanlı meslektaşlarıyla görüş-
meye gitmemişti. “Tarihi Hakikati Çiğnemeye Karşı” isimli makalesinde
Aydarova genelde ülke çapında yürütülmekte olan siyasi kampanyalara
dikkat çekmiştir. Özellikle “Zvezda” ve “Leningrad” dergileri hakkında,
Kazak SSR Dil ve Edebiyat Enstitüsü’nün çalışmalarındaki
siyasi hatalar
hakkında, bununla birlikte E. Bekmakhanov’un bu kararlardan sonra
da çalışmasını değiştirmediği konusunda söylemesi onun eserin siyasi
yönleriyle daha çok ilgilendiğini göstermektedir. Kenesarı isyanını de-
48
E. Bekmakhanov Jeti Tomdık Şıgarmalar Jiynagı, 6. Tom (Stenogramma E. B. Bekma-
haovtın “XIX. g. 20-40 jj. Qazaqstan” Kitabının Diskussyası), Pavlodar “EKO” GÖF, 2005,
s. 360.
KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
39
ğerlendirirken de Stalin’in “Sosyal-demokratlar millet meselesini nasıl
anlıyor” isimli makalesini göz önünde bulundurmuştur.
Suçlama sırasında dikkat çekilen ilk mesele, eserin siyasi kovuştur-
malara maruz kalan Alaş aydınlarıyla ilişkilendirilmesidir. Bu, Bekmak-
hanov’u siyasi olarak kovuşturmak ve “halk düşmanı” diye suçlamak
için lazımdı. S. Tolıbekov, “
Devrim karşıtı Alaş Orda partisi, Kenesarı’yı
Kazak halkının yüce Rus halkına karşı mücadelesinde Bolşeviklere karşı
tüm devrim karşıtı ögelere cesaret veren kutsal ata diyerek, onu özgür-
lük mücadelenin sembolüne dönüştürdü. 30’lu yaşlarındaki tüm Kazak
aydınları kendisinin milliyetçi ruhtaki şiirinde Kenesarı’yı yücelterek
“Arka’da Buvrabay gibi yer yoktur, Kazaklarda Kenesarı gibi er yoktur”
diye öven “Alaş Orda” partisinin şairi ve fikir babalarından biri Magcan
Jumabayev’i unutmaması lazım. Soru şudur? Bu Alaş Ordacılar onu niye
bu kadar yücelttiler. Onun ilerici faaliyetleri için mi? Hiç de değil. Onlar
onda bu Kazak milliyetçilerinin ilk yol göstericilerini gördüler. Onlar
yanılmadılar.
”
49
şeklinde
görüş bildirirken, B. Süleymenov ise “
Bek-
makhanov, kendi kitabında Kazak halkının tarihini yanlış anlatıyor.“Alaş
Orda” burjuva-milliyetçi liderlerini yüceltiyor. Bekmakhanov, Alaş Orda
lideri Alihan Bökeyhanov’a kendi kitabında hiç açıklamada yapmadan
yer vererek, onun eserlerini önemli tarihi kaynak olarak kullanmakla
beraber, açıkça onun propagandasını yapmaktan utanmıyor. Bekmak-
hanov’un A. Bökeyhanov’un eserleri ve elyazmalarını arşiv materyalleri
olarak görmesi doğru değildir. Bunu ona anlatmak mümkün değildir.
Bununla birlikte yazar, kendi kitabının hiçbir yerinde A. Bökeyhanov’un
eserleri ve makalelerini eleştirmiyor, kendi çalışmasında tarihi kaynak
olarak kullanıyor. Örneğin, bizim üniversitenin ve Pedagoji Enstitüsünün
öğrencileri buna karşı çıkarak “E. Bekmakhanov neden kendi kitabında
Alihan Bökeyhanov’u aklıyor, bu mümkün mü? - diye soru sordular. El-
bette, biz mümkün değil diye ispat etmek zorunda kaldık. Sadece “Alaş
Orda” partisinin liderleri değil, üyelerini de aklamanın doğru olmadığını
ispat etmek lazım mı gibi mesele oluşuyor. ...Bence, böyle bir insan çık-
mayacak
.”
50
- demektedir. Bununla birlikte B. Süleymenov, G. Togjanov
hakkında da konuşuyor. Bekmakhanov kitabını yazarken onun
Kazak
Sömürge Köyü
kitabından etkilenmiş diye ispat etmeye çalışıyor.
Bekmakhanov, bu suçlamalara şöyle cevap verdi: “
Benim eleştir-
menlerim gerici sınıf temsilcilerinin kendilerinin ilgilendikleri konularda
en ilerici şahsiyetleri yücelttiği hakkında birkaç örnek olduğundan
habersizler mi? Jiyrenşin’in dediği gibi “Alaş Ordacılar Abay ve Ço-
kan’dan da yararlandılar... Sizin dediğiniz gibi ben neden milliyetçi A.
49 A.g.e., s. 72-73.
50 A.g.e., s. 267-269.