SOVYET TARİH
YAZIMI VE
108
Sultanlar ve Biyler yargı vazifelerini de üstlenmişlerdi. Çarlık Rusya’nın
Kazak toplumunu bu şekilde içten birbirine düşürmesi oldukça işlerine
yaradı. Toprakları elinden alınan halk sık sık Sultanlar ve Biylerin ara-
zilerine tecavüz girişimlerinde bulundukları zaman Rus hükümeti haksız
olarak Sultanların tarafını tutarak, toplum içindeki çatışmaları daha da
körüklüyordu. 1822’deki Tüzük’e göre Orta Cüz toprakları dış vilayetle-
re bölündü. Vilayetlerin yönetimi iki Rus, iki Kazak yardımcısı
olan Ağa
Sultanlara
187
verildi. Ağa Sultanlar 3 sene için diğer sultanlar tarafından
seçiliyordu ve Çarlık Rusya ordusunun binbaşı unvanına sahip oluyor-
du. Vilayetler 15-20 nahiyeden (bolıs) oluşmaktaydı ve bunların yöne-
timlerinde de Bolıs Starşinleri diye adlandırılan Sultanlar veya Biyler
bulunmaktaydı. Bolısların yönetimindeki
Sultanlar, Çarlık Rusya’nın 12.
dereceden memuru statüsünde idiler. Bolıslar, 10-12 köyden (avul)
oluşmaktaydı ve her avulda da 50-70 hane bulunmaktaydı. Avul da
Starşin olarak adlandırılan Biyler tarafından idare ediliyordu. Bundan
görüldüğü üzere Kazak toplumunda yönetim sistemi Çarlık
hükümetin
belirlediği düzene sokulmuştu. İdareciler Rus hükümeti tarafından maaş
ve unvanlar alan birer memurlara dönüşmüştü. “Ağa Sultan unvanını
Kırgızlar’ın gözünde daha çekici ve faydalı göstermek maksadıyla”
188
Ağa
Sultanlara aylık 100 gümüş ruble, yılda bir kere yaklaşık 60 çuval (990
kg) çavdar unu verilmesine karar kılınmıştı. Ağa Sultanların idaresinde
200 Kozak askeri bulunuyordu, bu da Sultanların özgür hareket etme-
sine engel oluyordu. Kazak geleneklerine uygun olarak ve yeni sisteme
alıştırmak maksadıyla Ağa Sultanlar da eskiden Han seçimlerinde ol-
duğu gibi beyaz keçenin üzerine oturtturmak suretiyle ilan ediliyordu.
1822-1838 yılları arasında Orta Cüz’ün topraklarında Karkaralı, Kökşedağ,
Ayagöz, Akmola, Bayanavul, Üçbulak ve Aman-Karagay gibi 7 vilâyet,
98 nahiye ve 1042 köy kuruldu. Vilâyetlerin sayısı XIX. yy. ortalarında
baskısı, s.121.
187
Ağa Sultanlar, Vilayet divanını yönetiyordu ve ilk başta sadece Cengiz Han soyundan
gelen Sultanlar arasından seçiliyordu.
1824’te ilk olarak eskiden Bökey Han’ın yönetimindeki
Karkaralı vilayetinin Ağa Sultanı olarak Tursun Cengizov tayin edildi. Daha önve Uali (Veli)
Han’ın yönetimindeki Kökşedağ vilayetinin Ağa sultanı ise Gubaydulla Valihanov idi. bunların
dışında Kazakistan tarihinde Cengiz Valihanov (Kusmurun vilayeti), Tezek Töre (Büyük Cüz),
Musa Şormanov (Bayanavul vilayeti) gibi Kazak tarihinde adı sıkça duyulan Ağa Sultanlar
olmuştur. Çarlık Rusya hükümeti 3 sene hizmet ettikten sonra Ağa Sultanlar’a binbaşı unvanı,
sıradan halktan çıkan Sultanlar’a teğmen unvanı takdim ediliyordu. 1854’te I. Nikolay Çar’ın
kararnamesiyle Aga Sultan makamı kaldırıldı. (Kazak Ansiklopedisi, red. B. Jakıp., Almatı,
2011, s. 880; Sayasi Tüsündirme Sözdük., Almatı, 2007) Yolsuzluk yapan, halkı soyup soğa-
na çeviren bazı Ağa Sultanlar Kazak sözlü edebiyatına da konu olmuştur.
188 İstor.Arhiv KSSR, font.345, opis 1., d.215, 13 Ocak 1824’teki
Asya Komitesinin kararname-
sinden // E. Bekmakhanov, Kazahstan 20-40 gody XIX.veka, Almatı,1992 baskısı, s. 121.
KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
109
10’a kadar yükseldi.
189
Bu vilâyetlerin içinde yaşayan Kazak boyları
vilâyet sınırları dışına çıkamıyorlardı ve eskiden göçkon ettiği yerleri
kullanmıyorlardı. Bu da eskiden bir arada yaşayan Kazak boylarının
yavaş yavaş dağılmasına ve birbirleriyle karışmalarına sebebiyet verdi.
Vilayet divanlarının görevi güvenliği sağlamak, hırsızlık, barımta
190
ve
hükümete karşı gelmeleri engellemek, kervanların güvenliğini tesis et-
mek
ve ahaliden Yasak vergisi
191
toplamak, halkın eğitimiyle ilgilenmek
ve dini sorunları çözmekti. Görünürde çözümler getirmesi gereken reform
aslında Kazak toplumunda daha çok problemler doğuruyordu. Yasak
vergisi toplamayı elinde bulunduran vilayet ve nahiye yöneticileri akıl
almaz yöntemlerle halkı soyup soğana çeviriyorlardı. Bu da göçebelerin
tepkisine neden olduğu gibi bazen ölümlü olaylarla son buluyordu. S.
N. Sevastyanov’un yazdığı gibi “Çarlık hükümetin desteğine rağmen
Sultanların halkın arasında saygınlığı yoktu. Serkeş Kırgızlar Sultanlara
hürmet göstermediği gibi bazen A. Janturin olayında olduğu gibi
öldürdürüyorlardı”
192
. Zamanla Rus hükümeti
Ağa Sultan veya Pravitel
Sultanlar olarak sıradan halktan çıkan yetenekli kimseleri, hatta Rus
subayları bile tayin etmeye başladılar. Örneğin, XIX. yy. 20-30’lı yılla-
rında Orta Cüz’ün 6 vilayetinde Ağa Sultan olarak görev yapan 87 ki-
şinin sadece 43’i Cengiz soyundan gelmekteydi. XIX. yy. ortasında ise
189 Yu.Lysenko, M.V.Kulikova., Sistema Mestnogo Samoupravleniya v Kazahskoy Stepi:
İdeologiya Reform i Problemy Realizatsii (konets XVIII seredina XIX v., s.185 // BBK 63.3 (2)
5.
190 Barımta, Türk göçebelerinin intikam almak ve hasımlarının verdiği zararı telafi etmek için
yaptıkları at hırsızlığı. Bunu göçebe Kazak toplumunun hukuki geleneklerinden biri olarak
görmek mümkündür. Bu mesele araştırmacılarının da hep ilgisini çekmiştir. Çünkü, bu sıradan
at hırsızlığı değildir, hasımlarıyla hesaplaşmanın bir yoludur. K.O Baycanova bunu “askeri ga-
nimetin bir türü” olarak görmektedir. (K.O.Baycanova., Kazak adet-gurup ququgu boyunşa
menşik ququguna iye bolu jane toqtalu adisteri // Drevniy Mir Prava Kazahov. Almatı, 2004.
c.2.) Orınbor eyâleti valisi Volkonskiy, 1906’da Rusya Dış İşleri Bakanlığına verdiği raporda:
“Kazak köyleri ve sınır boylarında barımtayı Kazak Sultanları ve Starşinlerinin
kendileri ograni-
ze ediyorlar” diye yazmıştır. (S.L.Fuks., Barymta // Uçeniye Zapiski Harkovskogo Yuridiçesko-
go İnstituta. Harkov, 1948, vyp.3, s. 131-170.)
191 Yasak, Moğol ve Türk göçebe kavimlerinde hayvanlar, kürkler veya başka değerli eşyalar
ile ödenen vergi türüdür. Bu kelime Rusçaya Çarlık Rusya’nın Sibirya’yı işgal ettiği dönemler-
de girmiştir.1822’deki Tüzük’e göre Orta Cüz Kazakları her 100 hayvandan 1 tane olmak üzere
“yasak vergisi” ödemek zorundaydı.
192 İstor.Arhiv.Kazahskoy SSR., font. 4, opis.1, d.2939, l.5.1847 // E.
Bekmakhanov., Kazahs-
tan 20-40 gody XIX. veka, Almatı, 1992 baskısı, s. 122.