KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
101
• Kenesarı Han’ın toprak bütünlüğünü tekrar inşa etmek maksa-
dıyla Uludağ bölgesindeki dedesi Abılay Han’dan kalan Kazak
topraklarını geri alması için Rus yönetimiyle yürüttüğü faali-
yetleri, Gern, Gorçakov gibi Rus yöneticilere yazdığı mektuplar;
• Han Kurulunu kurması, Navrızbay, Agıbay, İman Batur, Çukmar
Baktıbayev ve Saydak Hoca Ospanov gibi beylerin rollerine
dikkat etmesi;
• Hukuk sisteminden beylerin sınırsız haklarına Arıngazı Sultan’ın
yardımıyla şeriat hukukuna göre reformlar yaparak sınırlamalar
getirmesi, davalara kendisinin bakması, boylar arasındaki at
hırsızlığı ve başka davaları mollalar ve kendisinin seçtiği gö-
revlilere vermesi;
• Diplomasi ilişkilerini yürütmek için bu konuda tecrübeli olan
Çukmar Baktıbayev, Saydak Hoca Ospanov, Alim Yagudin ve
Esengeldi Sarjanov gibi Kırgızlar, Çin ve Rusya ile anlaşmalar
yapabilen insanları tayin ederek milli diplomasi protokolünü
oluşturması;
• Vergi, mülk ve askeri kurumlara bölünen devlet yönetim sistemini
güçlendirerek, yeni reformlar gerçekleştirmesi;
İktisat ve ticaret alanında yenilikler yapması v. b.
İşte bu faaliyetlerin hepsinin Kazak halkının devlet düzeninin
oluşumu ve gelişiminde rolü olduğu şüphesizdir ve bu ülkemizin devlet
sisteminin temelini atarak, şimdiki bağımsız Kazakistan’ın ideolojik
sıfatını belirledi. Bu konuda Bekmakhanov şöyle diyor: “ Kenesarı,
ilerici sıfatı olan büyük reformları hayata geçirdi, çünkü bu reformlar
Kazak halkının birleşmesine, Kazak devletinin güçlenmesine yardımcı
olacaktı. Ancak biz bu reformların feodal devleti güçlendirmek için
yapıldığını, çünkü başka türlü o zamanın şartlarında Kazak devletinin
olamayacağını da unutmamamız lazım
.”
167
Şimdi Kenesarı’nın at üzerinde yol gösteren heykeli, onun adı verilmiş
sokak, başkent Astana’nın kutsal sembollerinin biri olarak gelecek
nesli cesaretlendiriyor. Bundan dolayı Kenesarı’nın tarihi rolünü doğru
okuyarak, layık olduğu şekilde değerlendiren Bekmakhanov’un en çok
zorlandığı dönemlerde: “ Ben Kazak halkının devleti, ulusu olduğunu
söyledim” demesininde de bir anlam vardır şüphesiz
168
. Onu anlamaya
çalışmak bizim görevimiz olmalıdır.
Maalesef, onun gibi halkını seven insanın aramızda uzun yıllar
yaşayıp, güzel eserler vermesine, çalışmalarının meyvesini görüp, ta-
nınmasına, Abay atamızın dediği gibi bazı yurttaşlarımızın “kıskançlığı”
167 V. A., Zatonskiy, Effektivnaya Gosudarstvennost, red. A. V. Mal’ko, M, Yurist, s. 280.
168 E., Bekmakhanov, Kazahstan v 20-40-e Gody XIX veka, A-Ata, 1992, s.316.
SOVYET TARİH YAZIMI VE
102
engel olduğu, onun gibi bilim adamının hayattan erken ayrılmasına
sebep olduğu da acı bir gerçektir.
Bugün burada Türkiye’de Kazak tarihine, Kazak halkının ünlü bilim
adamının bilimsel mirasına gösterdiğiniz sıcak ilginiz, takdire şayandır.
Bu vesileyle tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.
BİBLİYOGRAFYA
Bekmakhanov, E., Jeti Tomdıq Şıgarmalar Jinagı, cilt 6 (Stenogarmma E.
B. Bekmakhanovtın “XIX. Gazırdın 20-40 jj. Qazaqstan” kitabının diskuss-
yası”, 2005.
Bekmakhanov, E., Kazahstan v 20-40-e Gody XIX veka, A-Ata, 1992.
e-history.kz/kz/publications/view/959
Sarseke, Medev, Ermukhan Bekmakhanov, Almatı, 2010.
Şaburov, A. S., “Gosudarstvo i Gosudarstvennost’: Voprosy
Sootnoşeniya” İzvestiya İGEA, 2012, No3 (83), s. 126-129.
Takenov, A.S., “Ermukhan Bekmakhanoviç Bekmakhanov”, V. Knige
Korjihina. T. P., Senin. A. S., İstorya Rossiyskoy Gosudarstvennosti, Mosko-
va, 1995, s. 10-14.
Timofeeva, A. A., Problemy Stanovlenya i Razvitiya Rossiyskoy Gosu-
darstvennosti: uçev. Posobiye, Moskova, MPSİ, 2009.
Zatonskiy, V. A., Effektivnaya Gosudarstvennost, red. A. V. Mal’ko, Mos-
kova.
KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
103
ERMUKHAN BEKMAKHANOV’UN ESERLERİNDEKİ
KAZAKİSTAN TARİHİNİN ÖNEMLİ KONULARI
Yrd. Doç. Dr. Gülnar KARA
*
Giriş
1991’de Sovyetler Birliğinin dağılması, bu coğrafyada yaşayan Türk
halklarının tarihine farklı yaklaşımları ortaya çıkardı. Sovyetler Birli-
ği döneminde ideolojik baskıya maruz kalarak yapılan çalışmalar ve
araştırmalar sorgulanmaya başladı ve tarihin beyaz sayfaları birer-birer
açılmaya başladı. Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanması, tarihçilerin
Kazak devlet yapısının siyasi, sosyal-ekonomik ve hukuki boyutlarına
başka açıdan bakma arzusunu uyandırdı. Özellikle Kazakistan’ın Rusya
tarafından sömürgeleştirmesi ve Kazak halkının milli mücedele konula-
rının araştırılması farklı şekilde anlatılmaya mecbur edilmiş meselelerdi
diye biliriz. Çarlık Rusya’nın Kazakistan’ı sömürgeleştirme dönemi,
Kazak halkının çok karmaşık ve çelişkilerle dolu aynı zamanda Kazak
steplerinin komşu devletin eyaletlerinden birine dönüştüğü dönemdir.
Buna tepki gösteren halkın milli bağımsızlık mücadelesi de bu meselenin
diğer bir yüzüdür. Sovyet döneminin ilk yıllarında Çarlık Rusya’nın Rus
olmayan diğer halklara karşı tutumu ve politikası çok eleştiriliyordu.
Çarlık yönetimine karşı tüm direnişler milli mücadele olarak görülü-
yordu. XX.yy. ilk yarısında Sovyet tarih yazıcılığında Çarlık Rusya im-
paratorluğunun dış politikasını değerlendirmede M.N. Pokrovskiy’nin
169
∗
Bitlis Eren Üniversitesi.
169 Mihail Nikolayeviç Pokrovskiy, SSCB’li tarihçi ve devlet adamı. 1868’de Moskova’da
gümrük memurunun çocuğu olarak dünyaya gelmiştir ve liseyi üstün başarılı tamamladıktan
sonra Moskova üniversitesine girmiştir. 1905’te Rusya Sosyal-Demokrat işçi Partisine üye
olmuştur. 1905’te Aralık isyanına katıldığı için tutuklandı ve 1906’da Fransa’ya iltica etmiştir.
Muhaceret yıllarında önemli eserleri olan “Eski Çağlardan Bugüne Rus Tarihi”, 5 cilt, (Russka-
ya İstororiya s Drevneyşih Vremen) ve Rus Kültür Tarihinin Ana Hatları (Oçerk İstorii Russkoy
Kultury) çalışmalarını yazmıştır. 1917’de Bolşevikler Çarlık yönetimi devirdikten sonra ülkesine
geri döndü ve Çeşitli akademik kuruluşlarda görev yapmıştır. Rus tarihini Marksist-Leninist il-
kelere sıkı sıkıya bağlı bir bakış açısıyla yorumlayan M. N. Pokrovskiy, çalışmalarında sosyalist
devrimin ve proletarya diktatörlüğünün Marksizmin kaçınılmaz siyasal sonuçları olduğunu ve
diyalektik yöntemin önemini vurgulamıştır. Pokrovskiy’nin görüşlerinin en başlı temel taşların-
dan biri “ticaret sermayesi” idi ve Rusya’nın sömürgeci politikalarının itici gücünün bu olduğu-
nu düşünüyordu ve “mutlak kötülük” kavramını ileri sürmüştü. Stalin’in yönetime geçmesiyle
düşünceleri Stalin tarafından Marksizm karşıtı ve bilim dışı olarak değerlendirildi. Vefatından
sonra kitapları kütüphanelerden toplatıldı ve Pokrovskiy okulu temsicilerine “Lenin karşıtı
tarihi görüşlerini ustaca maskelemiş ajanlar, teröristler ve zararcılar yuvası” gibi yakıştırma-
lar yapıldı. Ancak Stalin’in ölümünden sonra 1960’lı yıllarda aklandı. E. Bekmakhanov’un akıl
hocası olan A.M. Pankratova da onun görüşünü benimseyen bilim adamlardan biri idi.
Dostları ilə paylaş: |