SOVYET TARİH
YAZIMI VE
104
“ticaret kapitalizmi” kavramı baskındı. M. N. Pokrovskiy, Rusya’nın
Orta Asya’daki siyasetini işgal olarak değerlendirmişti ve “Türkistan,
Rusya’nin resmi sömürgesi” demişti.
170
Onun bu görüşünü destekleyen
genç tarihçiler arasında sonradan E. Bekmakhanov’un hocası da olacak
olan A.M. Pankratova
171
da vardı. Bu tarihçiler başka halkların Rusya
imparatorluğuna dâhil olmasını Çarlık Rusya’nın sömürge politikası
ekseninde değerlendiriyorlardı ve bu politika için “mutlak kötülük”
172
kavramını kullanıyorlardı. Halkların Rusya’ya dâhil olması sürecinin
önemli itici güçleri
olarak ekonomik faktörü, yani, ticaret sermayesi,
yeni pazarlar ve hammadde kaynakları bulmayı görüyorlardı. Ancak
M. N. Pokrovskiy’nin vefatından sonra onun bu görüşleri eleştirilmeye
başlandı ve 1937’de Stalin’in “en az kötülük” konseptiyle değiştirildi.
Artık Sovyet tarihçileri Çarlık Rusyasının Orta Asya ve diğer bölgeleri
sömürgeleştirdiğini itiraf ediyorlarsa da, bunun daha çok ilerici taraf-
larını öne çıkarmaya özen gösteriyorlardı ve onların Rusya’ya kendi
istekleriyle dâhil olduklarını ispat etmeye çalışıyorladı.
Kazakistan
tarihi hakkında ilk kapsamlı eserlerden biri olan Kazak SSR Tarihi
monografisinin hazırlanmasında önemli rolü üstlenen ve baş editörü
olan A.M. Pankratova ise prensiplerinden vazgeçmemişti. O, “Çarlık
Rusya’nın sömürgeci politikasının hiçbir tarafını hiçbir zaman haklı
çıkaramayız.”- diye yazmıştı.
173
II. Dünya savaşı sırasında Kazakistan’a
tahliye edilen bilim adamlarının arasında A.M. Pankratova da vardı. E.
Bekmakhanov’un bir tarihçi olarak incelediği tarihi dönemin koşulla-
rını anlamaya çalışmasında, ancak bununla birlikte dönemin olumsuz
taraflarınına eleştirel tavırlarını yitirmemesinde A. M. Pankratova’nın
da önemli tesiri olmuştur. II. Dünya savaşı yıllarında Sovyet tarihçileri,
Halkların Dostluğu ideolojisi propagandasını yapmak zorundaydılar.
Ayrıca Sovyet ideolojisinde “büyük” millete saygı göstermek, onun
tarihteki
rolünü övmek, Rusya’yı Orta Asya ve Kazakistan’ın toplum-
170 M. N. Pokrovski.,
Diplomatiya i Voyny Tsarskoy Rossii v XIX.veke, Moskova,1923, s. 8.
171 Anna Mihaylovna Pankratova, Kazakistan tarihi için çok büyük katkıları olan Sovyet dö-
nemi tarihçilerinden biridir ve E. Bekmakhanov’un “ikinci annem” dediği akıl hocasıdır. II. dün-
ya savaşı sırasında Moskova’dan Kazakistan’a tahliye edilen bilim adamlarından biriydı. Bu-
rada yaşadığı yıllarda “Kazak SSR Tarihi” kitabının hazırlanması ve yayınlanmasında önemli
röl oynamıştır. E. Bekmakhanov, çalışmalarından dolayı
eleştirilere maruz kalarak, cezalandı-
rıldığında ona destek olarak, aklanmasına yardım eden az kişilerden biri idi.
172 1936’ya kadar Şamil de, Kenesarı ve başkaları da “Halklar hapishanesine” karşı özgürlük
için mücadele eden liderler olarak tanımlanıyordu. Bolşevikler Çarlık Rusya’nın tüm icraatla-
rını kıyasıya eleştiriyorlardı. Çarlık Rusya’nın sömürgeci politikasını eleştiren tutumu ile bilinen
bilim adamlarından biri M. N. Pokrovskiy bunu “mutlak kötülük” olarak tanımlamıştı. Ancak
1937’de Stalin, bu görüşü Rus karşıtı olarak nitelendirerek “en az kötülük” konseptiyle değiş-
tirmişti.
173
Arşiv RAN, f.1577, opis 2. d.71.
KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
105
sal gelişimindeki itici güç olarak göstermek zamanın taleplerinden
biri idi. İşte bu meseleler hakkında ideolojik baskılara rağmen,
nesnel
bilgilere dayanan tarafsız görüşler bildiren Kazak tarihçilerinden biri
E. Bekmakhanov idi.
E. Bekmakhanov’un Rusya’nın Kazakistan’ı
Sömürgeleştirmesi Hakkındaki Fikirleri
Sovyet döneminde yetişmiş Kazak tarihçilerinden biri olan E. Bek-
makhanov’un bilimsel çalışma konularının çokyönlü olmasıyla fark
yaratmaktadır. Ayrıca araştırmacı kendi eserlerini tarihi belgelerin yanı
sıra demografi, etnografi, sözlü edebiyat ve etnik sosyoloji gibi disip-
linlerden faydalanarak ortaya koymuştur. Onun çalışmaları, XVIII-XIX.
yy. Kazakistan tarihinin önemli meselelerini irdeleyen monografiler, ders
kitapları, pedagoji üzerine araştırmalar ve
bilimsel makalelerden oluş-
maktadır. E. Bekmakhanov’un özellikle üzerinde durduğu konular Çarlık
Rusya’nın Kazakistan’ı sömürgeleştirme politikası ve Kenesarı Kasımov
isyanı örneğinde Kazak halkının milli kurtuluş hareketleri diye biliriz.
Kazakistan’ın Çarlık Rusyası tarafından sömürgeleştirilmesi XVIII. yy.
30’lu yıllarında başlamıştı, ancak bu sürecin tamamlanması XIX. yy.
ortalarında gerçekleşti. Çarlık Rusya’nın Kazakistan’daki politikaları XIX.
yy. 20’li yıllarında yürürlüğe giren bir takım kararnamelerden sonra daha
da hız kazandı. 1822’de kabul edilen “Sibirya Kırgızları
174
Tüzüğü” ile
175
Çarlık Rusya yönetimi, Orta Jüz’de
176
Kazak toplumunun idari özellikle-
174 Burada Kırgızlar olarak aslında Kazak Türklerinden bahsedilmektedir. Çarlık Rusya dö-
nemindeki belgelerin çoğunluğunda Kazaklardan Kırgızlar veya Kırgız-Kaysaklar olarak söz
edilmiştir.
175 Batı Sibirya askeri eyaleti valisi olarak tayin edilen M.M. Speranskiy tarafından Sibirya’da
yönetimi yeniden düzenlemek için hazırlanmış reform projesidir. Bu tüzük 22 Haziran 1822’de
Çar I.Aleksandr tarafından imzalanmıştır. Tüzüğün başlıca görevi Kazakistan’ın siyasi bağım-
sızlığını ortadan kaldırmak ve Kazak bozkırlarını Rusya imparatorluğu topraklarına katmaktı.
M.M. Speranskiy’ye göre, Kazak göçebelerini Rusya tebası yapmak için ilk önce Hanlık yöne-
timi ortadan kaldırmak ve onları Kazak halkının devlet temsilcileri
olarak muhatap almaktan
vazgeçmek gerekiyordu.
(Materyaly po İstorii Politiçeskogo Stroya Kazahstana, Alma-a-
ta, 1960) Tüzüğe göre, Orta Jüz, Omsk eyâletine bağlandı ve Tomsk ve Tobıl eyâletleriyle
birlikte Batı Sibirya valiliğine bağlandı. 1822-1838 yıllar arasında 7 tane vilâyet kuruldu. Bu
tüzüğün büyük kısmı 1917’ye kadar geçerliliğini korumuştur.
176 Kazak boylarının içtimaî-siyasî örgütlenmeleri üç Ordadan müteşekkildi ve bunlar “cüz”
tesmiye olunurdu. Bu ordalar da tıpkı boylar, soylar ve sülaleler gibi kıdem esasına dayalı
olarak sıralanmıştı. “Orta Cüz” (Orta Orda) Merkezî Kazakistan’da, Balkaş Gölü’nün kuzeyin-
den Güney Sibirya’nın orman-bozkır kuşağına kadar uzanan sahada, mukim göçebelerden
ibaretti.
(Lawrens Krader, Kazak Etnonimi, çev. Serkan Acar., Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX
/2, 2014, s.658). Başlıca boyları: Argın, Konırat, Kıpçak, Kerey, Nayman, Uak. 1819’da Orta
Cüz’ün son hanı Uali vefat ettikten sonra Çarlık Rusya, yeni
han tayin etmenin gerek olma-