61
Bulûğ ile çocukluktan çıkılarak yetişkinliğe giden yolda bulunan bu sonuncu
gençlik devresinin diğerlere göre bir durulma ve sakinleşme dönemi olduğunu
söyleyebiliriz. Bedensel gelişim kızlarda neredeyse bitmiş, erkeklerde ise azalmıştır.
Bu devreyi yaşayan ergen, önceki dönemlerden farklı bazı nitelikler taşır. Olgun
bir yapı ve daha yetkin bir davranış düzeyine ulaşma hâli gözlemlenir.
100
Ergenliğin
son dönemindeki psikolojik özellikler kısaca şu şekilde sıralanabilir:
-
Dengeliliğin artması: Ailede, arkadaş ortamında ve sosyal ilişkilerde uyum ve
denge sağlanır; farklılıklar azalır.
-
Problemleri karşılama yöntemlerinin değişmesi: Ergen, karşılaştığı sorunlar
için daha pratik, olgun ve rasyonel çözümler bulabilir.
-
Yetişkinlerin karşı çıkmalarının azalmasını sağlayan deneylerin öğrenilmesi:
yukarıda zikredilen zihinsel süreçler sayesinde, ergenin aldığı kararların
tutarlılığı ve olgunluğu yetişkinler tarafından görülüp isteklerinin reddedilme
oranı giderek daha azalır.
-
Duygusal sakinliğin artması: ailenin ve çevredeki büyüklerin, ergen
üzerindeki otoritesi, ergenin olgunluğu nispetinde azaldığından, gencin iç
çatışmaları azalır; ruhsal dinginliğe erişmesi kolaylaşır. Hayata dair dilek ve
isteklerin makul bir hâl alması, duygu yoğunluğunun, hayal kırıklıklarının
azalması da bu süreci etkilemektedir. Böylece gencin, ergenliğin başlarında
içine düştüğü ruhsal bunalımdan çıkması kolaylaşır. Bu dinginlik hâli, gencin
özgüvenini arttırır.
99
Yavuzer, Gençleri Anlamak: Ana-Babaların En Çok Sorduğu Sorular ve Cevaplarıyla, 25
100
Armaner, Din Psikolojisine Giriş, 105.
62
-
Toplumsallaşma: geç, eğitim veya meslek edinme amacıyla ailesinden ve
yakın çevresinden ayrılarak, yeni ortam ve koşullar içerisinde, farklı
insanlarla karşılaşır. Bu katılım ve yeni yaşanmışlıklar sayesinde bir
toplumsal sağduyu gelişir. Ergen, ilk dönemlerdeki katı, heyecanlı ve
duygusal tutumları bırakır, hoşgörülü, rasyonel bir anlayışı yeğler. Bu
yetenek, kendine olan güvenini attırır.
-
Bireysel koşullara bağlı kişilik değişimleri: Ergenliğin son dönemi kişilik
(şahsiyet) bakımından kritik bir çağ olarak kabul edilir. Çünkü bu dönemde
kazanılmış olan kişisel özellikler, ergenin karakterini belirleyecektir.
63
2.4.
ERGENLİK DÖNEMİ DİN VE AHLÂK GELİŞİMİ
Ergenlik dönemi, bedensel ve cinsel gelişimin beraberinde, daha önce de
belirtildiği gibi, somut düşünceden soyut düşünceye geçildiği, duyguların çok yoğun
olarak yaşandığı, ruhsal karmaşaların ortaya çıktığı bir dönemdir. Bu durumda,
ergenlik çağında yaşanan sorunlar ve çatışmalar, bedensel, cinsel, duygusal, zihinsel
ve sosyal değişimlerin bir ürünü olarak görülebilir. Sağlıklı düşünebilen, kendine
güvenen, sağlam bir kişiliğe ve dinî inanca sahip bireylerin yetişebilmesi için,
ergenlik çağlarındaki bu karmaşa ve çatışma sürecinin kontrollü olarak aşılması
gerekmektedir.
Ergenlik döneminde başlayan soyut düşünme süreciyle birlikte ergen; din, Tanrı,
âhiret gibi metafiziksel konular üzerinde fikir yürütmeye başlar.
Soyut düşünce yeteneğinin işlerlik kazanmasıyla meydana gelen hızlı
değişmelere paralel olarak, 12-13 yaşlarına kadar değişmeye devam eden dinî duygu,
dinî ilgi ve düşünceler, şuur ve irade seviyesine yükselerek ergenin tüm kişiliğini
derinden etkiler. Böylece, çoğunlukla tüm tutum ve davranışlarını yeniden
şekillendirecek güçlü bir dinî anlayış ortaya çıkar. Ergenlikte ortaya çıkan bu yeni
değişim, “dinî uyanma” kavramı ile ifade edilmektedir.
101
Ergenlik çağında psikolojik boyutta yaşanılan bu değişim ve gelişimler,
çocukluktan yeni çıkmış ergenin zihin dünyasında büyük farklılıklara ve/veya
karmaşalara sebep olur. Bu farklılaşmada şüphesiz, ergenin içinde bulunduğu
psikolojik, sosyal, duygusal ve kültürel birçok faktör etkide bulunmaktadır. Bu
101
Abdülkerim
Bahadır,
“Ergenlik
Döneminde
Din
ve
Ahlâk
Gelişimi”,
http://www.geocities.ws/doru_tay/index/din.htm
, s.1, 12.06.2013.
64
yoğun süreç esnasında, dinî şuurun ergenin sağlıklı bir kimlik kazanması için önemli
olduğu düşünülmektedir.
Nitekim insan dünya-kurma girişiminde stratejik bir rol ynayan, kişinin kendi
niteliği ve evrendeki yeri hakkında bütüncül bir bilgi şeması sunan din, özlikle bu
dönemde benlik kimliğini oluşturma ve dünyayı anlamlandırma açısından önemli
işlevler görmektedir.
102
Duruma farklı bir açıdan bakılırsa, belirli bir hayat görüşü kazanma, hakikatle
ilgilenme, fikrî açıklık ve anlama gibi pek çok ihtiyaç ve arzunun tatmininde de dinin
önemli bir boşluğu doldurabilecek nitelikte olduğu görülür.
103
Her ne kadar ibadet
boyutunda gençlerin dine tam bağlılığı bulunmasa da, en azından bir inanç ilkesi
olarak dindar oldukları söylenebilir.
Bu bağlamda, gençlerin dinle ilgilerini en azından entelektüel düzeyde
sürdürmeleri bile, dinin onlar için taşıdığı varoluşsal önemi ortaya çıkarmaktadır.
104
Fakat ergenlik döneminin aşırı duygusal, tartışmacı, zaman zaman içe kapanık ve
otoriteyi önemsemeyen özellikleri göz önünde bulundurulursa, bu çağlarda dinî inanç
konusunda gençlerin şüpheli düşüncelere sahip olması da normal karşılanmalıdır.
Ergenlik döneminin, çevresel faktörlerin kişi üzerindeki etkisinin yoğun bir şekilde
görüldüğü bir dönem olması hasebiyle, dinî inanç ve tutumlarda sapmalar veya
inkârla karşılaşılabilir. Bu konuda, gençlik dönemindeki bireylerin aşırı
102
Kemaleddin Taş, “Dindarlığa Yüklenen Anlamlar: Üniversite Öğrencileri Üzerine Uygulamalı Bir
Araştırma”, Fırat Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Elazığ 2010, C. 15, S.2, s.49.
103
Bahadır, “Ergenlik Döneminde Din ve Ahlâk Gelişimi”, 2.
104
Taş, Dindarlığa Yüklenen Anlamlar: Üniversite Öğrencileri Üzerine Uygulamalı Bir Araştırma”,
50.
Dostları ilə paylaş: |