21
Bill Clinton Dönemi (1993
-
2000) ABD‟nin Orta Doğu‟da en aktif politika
izlediği dönemlerden birisidir. Bu dönemde Filistin sorununun çözümü için
y
oğun çaba harcanmıĢtır. Tarafların bir araya getirilmesi ve taraflar arasında
anlaĢma sağlanması amacıyla mekik diplomasisi uygulanmıĢtır.
Clinton henüz seçim faaliyetlerini yürütürken, Ġsrail‟le sürdürülen
iliĢkilerin devam edeceği, Ġsrail‟in ihtiyaç duyduğu kredilerin garanti altına
alınacağı, demokrasinin teĢvik edilmesi amacıyla Ġsrail‟e yardım edileceğine
dair sözler vermiĢti. Clinton Yönetimi, Ġsrail ve Filistin arasında barıĢ
oluĢturma hususunda sonuca ulaĢmak istemekteydi ve Orta Doğu
politikalarını bu hedef üzerine kurgulamıĢtı (Reich, 2008: 173).
Rabin ve Clinton‟un Orta Doğu BarıĢ sürecinde olumlu katkıları olduğu
ve iki liderin uyumlu politikalar izlediği ifade edilebilecektir. Rabin‟in ılımlı
tutumu ve ABD‟nin çözüm konusundaki baskıları sonucu
nda Arafat ve Rabin,
mektup değiĢimi ile birbirlerini tanıdılar. Ardından taraflar, 13 Eylül 1993‟te
Clinton‟un çabaları ile Washington‟da bir araya gelerek “Ġlkeler Bildirgesini”
imzaladı ve böylece Filistin‟in özerkliği, resmen ilan edilmiĢ oldu (Özkoç,
2009: 179).
Rabin 1995‟te bir suikasta kurban gittikten sonra sırasıyla ġimon
Peres ve Benyamin Netanyahu baĢbakan oldu. Netanyahu‟nun stratejisi
daha fazla güvenlik ağırlıklıydı ve Oslo AntlaĢmalarına karĢı çıkıyordu. Ġç
politikada daha güçlü olmak için iĢgal altındaki bölgelerden yeni yerleĢim
alanları açmaya koyuldu. Ġsrail Kudüs‟teki Harem‟ül ġerif‟in altında arkeolojik
kazılar yapılmasına izin verince, Ģiddet eylemleri artıĢ gösterdi ve barıĢ
süreci
ağır bir darbe aldı. ÇatıĢmaların devam etmesi üzerine, Clinton‟un baskıları
ile Netanyahu geri adım attı ve Arafat‟la tekrar bir araya gelerek Batı
ġeria‟dan çekilmeye hız vermeye iliĢkin Wye Nehri Memorandumu‟nu
imzaladı (Özkoç, 2009: 185).