Dönemin tarihçilerinden Naima da devletin bozulan ekonomik düzenini şu
düşünceleriyle eleştirmiştir:
“Padişahlar için ithal malı kullanmak doğru değildir. Aksi takdirde halk da onlara
özenir ve dışarıdan alınan lüzumsuz lüks mallar karşılığında ülkenin dövizi veya
ona ihtiyaç malları yabancı ülkelere aktarılmış olur. Bundan kaçınmak gerekir.
Ülkenin iktisadiyatını koruyup geliştirmek için yerli mallarını kullanmak lazımdır”
(Aslantürk,1997:89).
18. yüzyılda ortaya çıkan diğer reform teşebbüslerinde de Lale devrine benzeyen
süreçler yaşandığını söyleyebiliriz. Yenilik hareketlerinin tamamında dönemin padişah
veya sadrazamının fikirleri, yetiştirilme tarzları ve dünya görüşleri belirleyici rol
oynamaya devam etmiştir. Hemen hemen her yenilik hareketinin karşısına tutucu bir
kesim ile Yeniçeri Ocağı çıkmıştır. Yeniliklerin uygulanmasında seçilen yöntemlerin
yanlışlığı ve referans olarak alınan Fransa’nın düşmanca tavırları nedeniyle bu
teşebbüslerin başarıya ulaşma şansı azalmıştır. Ayrıca bu yüzyılda incelediğimiz yenilik
hareketlerinin tamamının hemen sonrasında gerici veya tutucu diye nitelendirilen bir
hareketle karşılaşılmaktadır. Ancak bu gerici hareketlere rağmen yenilik fikirlerinin yok
olmadığını ve bir süre sonra tekrar ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bunların yanı sıra
yenilik hareketlerinin tamamında, Fransız etkisinin bulunduğunu görmekteyiz.
Fransa’nın gerek dolaylı yollardan gerekse Osmanlı hizmetine giren Comte de
Bonneval (Humbaracı Ahmet Paşa), Baron de Tott ve D’ohsson başta olmak üzere
yabancı uzmanlar aracılığıyla reform teşebbüslerine direk etkide bulunduğu
görülmektedir.
Yıllar sonra Cevdet Paşa, yenileşme hareketlerinin başlangıç aşamasındaki yanlışlıkları
şu şekilde açıklamıştır : “Yeni bir uygarlık yoluna gidilmek... fikirleri doğmuştu. Lakin
yapının temeline bakılmayarak, tavanın süslemesine özenildi. Avrupa’da başlayan
fenlerin ve sanatların yayılmasına çalışmak gerekirken, uygarlık nehirlerinin getirdiği
çerçöpe, israfa ve sefahate aldanıldı... halk yüksek tabakanın bu gidişinden nefret ederek
her türlü yenilikten ürkmeye, yeni yöntemlerle yapılan her şeyi kötü görmeye başladı”
(Berkes,2004:133).
18. yüzyıl yenilik hareketlerinin en önemli özelliklerinden birisi de her reform
döneminin ilk teşebbüslerinin askeri alanda yapılmış olmasıdır. Osmanlı ordusunun
149
cephelerde uğradığı yenilgilere bir çare arayışı şeklinde ortaya çıkan bu teşebbüslerin de
çoğunlukla yabancı uzmanlar getirtilerek yapıldığı görülmektedir. Bu dönemde açılan
eğitim kurumlarının tamamı ordudaki eğitimli subay ihtiyacını karşılamak üzere teşkil
edilmiştir. 18. yüzyılda Osmanlı Devletinin en büyük düşmanı olan Rusya’da Deli Petro
tarafından gerçekleştirilen askeri reformlar sonucunda Rus ordusunun güçlenmesi,
Osmanlı Devlet adamlarının dikkatini çekmiş ve Lale devrinden II. Mahmut dönemine
kadar geçen sürede ortaya çıkan yenilik hareketlerini etkileyen bir faktör olmuştur.
Hatta Deli Petro tarafından yabancı uzmanlar getirtilerek yapılan Rus askeri reformunun
hem Lale devrinde İbrahim Müteferrika’nın eserinde hem de III. Selim döneminde Koca
Sekbanbaşı Risalesinde dikkat çekilen bir konu olduğunu görmekteyiz. Nitekim
Osmanlı padişahları da aynı yolu izleyerek orduda reform yapmak için yabancı
uzmanlar getirtmiş, fakat başta Osmanlı geleneksel yapısı olmak üzere çeşitli ekonomik
ve sosyal sebeplerden dolayı başarıya ulaşamamışlardır. Ancak matbaanın kurulması,
mühendishanelerin açılması, tersane ve baruthanelerin ıslahı, topçu ve humbaracı
ocaklarının ıslahı ve sürat topçu ocağının kurulması gibi bazı alanlarda yetersiz de olsa
bir miktar gelişme sağladığını söyleyebiliriz.
Genel olarak 18.yüzyıl yenilik hareketleri, batının teknik araçlarından bazılarının
alınması şeklinde cereyan etmiştir. Öyle ki askeri yenilik olarak yapılanlar bile tekniğe
yöneliktir. Yani ordunun ocak sistemi korunarak sadece top, tüfek ve gemi gibi
kullanılan araçlar modernleştirilmiştir. Bunun yanında matbaanın alınmasına karşın,
yeterli derecede bilimsel yayın basılmamıştır. Bu da bize, yeniliklerin duygu ve
düşüncenin dışında, sadece sınırlı bir çerçevede geliştiğini ve yüzeysel kaldığını
göstermektedir.
150
4. BÖLÜM: 19.YÜZYIL ISLAHAT HAREKETLERİ
19. yüzyılda gerçekleştirilen yenilik hareketleri, önceki denemelere göre çok daha köklü
girişimler olarak ortaya çıkmıştır. Yaklaşık yüz yıldır Avrupa ülkelerinin bilim ve
teknolojisinin üstünlüğünün farkına vararak, fasılalarla da olsa bunları transfer etmeye
çalışan Osmanlı Devlet adamları, artık sadece teknik alanlarda değil, devletin bütün
alanlarında yenileşme ihtiyacı içerisinde olduğunu görmüşlerdir. Bu nedenle, 19.
yüzyılda devlet kurumlarının çoğunluğunda, genişlik ve derinliğine batılılaşmanın
kapıları açılmıştır. Aslında bu dönemde ortaya çıkan yenilik çalışmaları, 18. yüzyılın
köklü reformlar dönemi olarak nitelendirdiğimiz III. Selim dönemi yenilik
hareketlerinin bir devamı olarak görülmektedir. 1807 isyanı sonrasında reformcu
padişah tahttan indirilmiş, Nizam-ı Cedit ocağı kapatılmış, yenilik taraftarları
öldürülmüş veya sürülmüş olmasına rağmen yenilik fikri ölmemiştir.
II. Mahmut devri ile incelemeye başlayacağımız 19. yüzyıl reformları, kendisinden
önceki dönemin devamı olmakla birlikte, gerek reformların nitelikleri ve dereceleri,
gerekse uygulama alanları açısından farklı bir karakter taşımaktadır. Batı etkisinin
sosyal ve kültürel anlamda daha fazla hissedildiği bu dönemde, yeniliklerin itici gücünü
Avrupa okullarında eğitim gören Osmanlı bürokrasisi oluşturmuştur. Kültürel anlamda
Fransız etkisi sürmekle beraber, ordunun modernize edilmesinde ve ekonomik
ilişkilerde Almanya’nın ön plana çıktığı görülmektedir. II. Mahmut dönemi ile birlikte
Osmanlı hizmetinde çalışmaya başlayan Alman subaylarının, Osmanlı ordusunun
yeniden yapılandırılmasında ve çoğunlukla Alman silahları ile donatılmasında görev
aldıkları görülmektedir. Bu birliktelik I.Dünya savaşının sonuna kadar sürmüş ve
yaklaşık bir asır boyunca yapılan askeri ıslahatlara Alman subayları damgasını
vurmuştur. Daha çok askeri yenilikler açısından inceleyeceğimiz bu dönemde sosyal,
kültürel ve ekonomik yeniliklerini de göz önüne alarak bir çalışma yapmaya gayret
ettik. Bu nedenle 19. yüzyıldaki askeri yenilik hareketlerini şu dönemlere ayırarak
incelemeye çalışacağız:
II. Mahmut Dönemi Islahatları
Abdülmecit Dönemi Islahatları
Abdülaziz Dönemi Islahatları
151
Dostları ilə paylaş: |