T. C. Sakarya üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ



Yüklə 1,36 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə50/82
tarix08.09.2018
ölçüsü1,36 Mb.
#67106
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   82

Matbaanın kurulmasıyla birlikte başlayan bilimsel ve kültürel hareketlenmeler 
Sadrazam İbrahim Paşa’nın Antepli Bedrettin Mahmut tarafından yazılan 24 ciltlik tarih 
kitabını ve Mevlevi Ahmet dede tarafından yazılan genel tarihi, Osmanlıcaya 
çevirttirmesiyle devam etmiştir.  İbrahim Paşa ayrıca, Yunan filozofu Aristo’nun 
eserlerinden bazılarını da açıklamalarıyla birlikte Osmanlıcaya çevirttirmiş, iki yeni 
kütüphane yaptırmış ve Yalova’da bir Kâğıthane açtırmıştır (Haksun, 2004:173). 
Lale Devrinde Osmanlı ordusunda yapılan yeniliklere baktığımızda dikkatimizi çeken 
iki gelişme bulunmaktadır. Askeri reform fikirlerinin “Takrir” ve “Rochefort” projesiyle 
gündemi oluşturmasına rağmen, uygulamada ortaya bir şey koyulduğu söylenemez. 
Ancak 1720 yılında asıl adı David olan bir Fransız’ın  İstanbul’da bir itfaiye takımı 
(Tulumbacılar) kurduğu görülmektedir. Ayrıca yine bu dönemde Haydarpaşa’da Avrupa 
usullerine göre bir birlik kurularak eğitimlere başlanılmıştır. Tam olarak kim tarafından 
ne zaman kurulduğu belli olmayan bu birliğin, toplam 300 kişiyi bulan askerlerinin 
tamamı padişaha en yakın ocak olan Bostancı ocağından alınmıştır. Bu seçkin birlik, 
1730 Patrona Halil isyanına kadar eğitimlerine devam etmiş, müteakiben kaldırılmıştır 
(Lewis, 1996:47; Berkes, 2004:63). 
Lale Devrinin kanlı bir isyanla son bulmasından sonra, askeri alandaki yenileşme 
fikirlerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Hatta belki de Nizam-ı Cedit 
ıslahatlarına kadar geçen süre içerisindeki yenileşme hareketlerinin yegâne alanının 
askerlik olduğunu bile söyleyebiliriz. Geçiş dönemi olarak adlandırdığımız bu sürece 
damgasını vuran iki kişinin de yabancı askerler olduğunu görmekteyiz. Bunlardan 
birincisi olan Humbaracı Ahmet Paşa (Comte de Bonneval) 1730 yılında Osmanlı 
hizmetine girmiş ve Müslümanlığı kabul etmiştir.  İyi bir asker olan Ahmet paşa, 
Osmanlı ordusunun Humbaracı ve topçu ocaklarını çağın gereklerine göre yeniden 
düzenlemiştir. Bölük, Tabur, Alay sistemini kuran Humbaracı Ahmet Paşa, 1783 yılında 
Üsküdar semtinde bir de Hendesehane Mektebi açtırmıştır. Osmanlı Devleti tarihinde 
batılı anlamda müsbet ilimlerin okutulduğu ilk eğitim kurumu olan Hendesehane, 
sonraki yıllarda ortaya çıkan askeri reformların yapılmasına da zemin teşkil etmiştir. 
Dönemin Hendesehane hocalarından Mehmet Sait Efendi’nin icat ettiği “iki yaylı 
kadran” ve geometrik izahı topçuluk alanındaki önemli gelişmelerden birisidir. Bütün 
bunlara rağmen Hendesehanenin ömrü pek uzun olmamış, Humbaracı Ahmet Paşa’nın 
 
140


ölümünden bir süre sonra yeniçerilerin ve bazı gerici çevrelerin tepkisi nedeniyle,  
kapatılmak zorunda kalınmıştır (Lewis, 1996:49; Uluçay ve Kartekin; 1958:18). 
Osmanlı ordusunda görev alan ilk Avrupalı subay olan Humbaracı Ahmet Paşa’nın 17 
yıl yaşayarak öldüğü Osmanlı Devletinde yaptığı  ıslahat çalışmaları pek kalıcı 
olmamıştır. Zaten kendisi de Osmanlı devlet adamlarına sunduğu raporlarda; ekonomik 
anlamda çağdaşlaşmanın gerekleri yerine getirilmeden, askeri teknolojinin 
geliştirilemeyeceğini belirtmiştir (Berkes, 2004:65). 
Bütün bunların yanında, Humbaracı Ahmet Paşa, aslını hiçbir zaman kaybetmemiş bir 
Fransızdı. Vezir olduktan sonra İstanbul’da ki çok sayıda ecnebiyi devlet görevlerine 
getiren Ahmet Paşa, görev yaptığı süre boyunca Fransa’nın Osmanlı Devleti üzerindeki 
menfaatlerini gözetmiş ve bu konuda Fransız elçisiyle işbirliği yapmıştır. Padişahın 
adeta Hariciye Nazırı olan Ahmet Paşa,  İslamiyeti zorunluluktan kabul etmiş ve 
bulduğu her fırsatta Müslümanları aşağılamıştır (Özkul, 2005:149-151). 
18. yüzyıldaki askeri reformlara damgasını vuran diğer yabancı subay ise Fransız topçu 
subayı Baron de Tott’dur. Batıdaki askeri sistem ve teknolojilerinin Osmanlı Devletine 
girişi ve yetişmesi açısından, çok önemli bir devir olan padişah III. Mustafa döneminde 
(1757–1774) Osmanlı hizmetine giren Baron de Tott, 1785 yılına kadar bu görevini 
sürdürmüştür. Aslında Fransa’nın Osmanlı Devleti ve Ortadoğu üzerindeki çıkarlarını 
korumak üzere İstanbul’a gönderilen Baron de Tott, bu görevi başarıyla yerine 
getirmiştir. Zaten Osmanlı Devletinin yenilik ihtiyaçları ile Fransa’nın Rusya karşısında 
Osmanlı ordusunu güçlendirmek için reformcu subaylar gönderme teklifi, Osmanlı 
hükümetinin Fransız askeri uzmanlarını tercih etmesine neden olmuştur (Berkes, 
2004:82-88; Lewis, 1996:50). 
Fransız topçu subayı Baron de Tott’un Osmanlı hizmetinde bulunduğu süre boyunca 
askeri alanda büyük yenilikler yapılmıştır. Tophaneyi yenileştiren Baron, yeni toplar 
döktürmüş ve Hasköy’de yeni bir top dökümhanesi açtırmıştır. Günümüzde Sahra 
Topçusu adıyla bilinen Sürat Topçuları  sınıfını kuran Baron, eski Hendesehane’nin 
öğrencilerini toplayarak 1773 yılında Mühendishane-i Bahri-i Hümayun’u kurmuştur. 
Bir süre sonra Fransa’dan gelen askeri uzmanlarla birlikte Türk hocalar da 
Mühendishanede ders vermeye başlamıştır. Böylece ilk yüksek eğitim kurumunun 
temelleri sağlamlaştırılmıştır. 
 
141


 Bunlar Osmanlı ordusunda o güne kadar yapılan en köklü yeniliklerdi ancak Baron ve 
diğer Fransız uzmanlar sadece bunlarla meşgul olmamıştır. Berkes’e göre 
Karadeniz’den Akdeniz’e, Mısır’dan Mora’ya kadar bütün bölgeler Fransız subay ve 
uzmanları tarafından incelenerek Fransa hükümetine raporlar hazırlanmıştır. Fransız 
uzmanlar bir taraftan sözde Osmanlı Devletine hizmet ederken, diğer taraftan Mısır’ın 
Fransa tarafından işgali için hazırlık yapıyorlardı (Berkes, 2004:82; TSK Tarihi 3/5, 
1978). 
Baron de Tott’da Fransa’ya döndükten sonra yazdığı “Hatıralar” isimli kitabında o 
dönemin Türklerini cahil, sersem, ahlaksız, şerefsiz ve haysiyet duygularından yoksun 
olarak göstermiş, hatta bu kavramların Türkçe’de karşılığının bile olmadığını iddia 
etmiştir. Bu kitap Avrupa’da çeşitli dillere çevrilmiş ve zaten var olan Türklerle ilgili 
olumsuz görüşlerin daha da artmasına neden olmuştur (Berkes, 2004:84-85). 
Yine bu dönemdeki askeri yenilik girişimlerinden birisi de, padişah I.Abdülhamit 
döneminde (1774–1789) Sadrazam Halil Hamit Paşa tarafından girişilen reform 
hareketleridir. Humbaracı Ocağı ve Yeniçeri Ocağının bozulan nizamını düzeltmeye 
çalışan Halil Hamit Paşa, ayrıca Sürat Topçuları Ocağını yeniden kurmuş ve teşkilatını 
genişletmiştir. Ayrıca Sultan I.Abdülhamit’in onayı ile ordu ve donanmanın ıslahı için 
Fransa’dan uzmanlar getirtmiştir. 1784 yılında Osmanlı hizmetine giren Fransız 
uzmanlar,  İstihkâmcılık, Topçuluk, gemicilik, dökümhane ve tophane alanlarında 
önemli çalışmalarda bulunmuşlar, Halil Hamit Paşanın azledilmesine rağmen 
çalışmalarına 1788 yılına kadar devam etmişlerdir. 1787 yılında çıkan Osmanlı-Rus 
savaşıyla birlikte Rusya’nın talebi üzerine Fransa hükümeti tarafından geri 
çağrılmışlardır (Uluçay ve Kartekin, 1958:25-26). 
18. yüzyıl  ıslahat hareketleri içerisinde şüphesiz ki en önemli olanı III. Selim dönemi 
ıslahat hareketleridir. “Nizam-ı Cedit” diye adlandırılan bu reformlar, öncelikle askeri 
alanda başlamış olmakla birlikte, zamanla devlet yönetiminin diğer alanlarına da 
yayılmıştır.  Bazı araştırmacılar, Osmanlı batılılaşma hareketlerinin başlangıcı olarak bu 
dönemi almaktadır. Ancak biz son dönemdeki araştırmaların çoğunda olduğu gibi 
başlangıcı Lale Devri olarak alıp, bir geçiş sürecinden sonra önemli reformların 
yapıldığı bu dönemi “köklü reformlar” dönemi olarak nitelendirdik. 
 
142


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   82




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə