Tanıl Bora Sol, Sinizm, Pragmatizm


SOL, LİBERALİZM VE SİNİZM



Yüklə 355,86 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/71
tarix06.02.2018
ölçüsü355,86 Kb.
#26294
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   71

SOL, LİBERALİZM VE SİNİZM
Ergenekon, sol sinizm ve liberal karşı-sinizm
Ergenekon davası, celalli bir atışmaya yol açtı.  Neredeyse Erge­
nekon camiasının, yani devletin gayrınizamî harp aygıtının, pa- 
ra-legal şebekelerin ve çetecilerin ifraz ettiğine eş bir gayz açığa 
çıktı bu münakaşalarda.1
Önce,  şeksiz  şüphesiz  söylemek  lâzım:  Ergenekon  davası­
nı önemsizleştirmek, sosyalistlik ve en geniş anlamıyla sol adı­
na gerçekten kabul edilebilir değildir ve solun yapısal bir soru­
nu olan sinizmin tipik bir örneğidir. Ve bu gerçekten sol içinde 
hatta  sosyal  ilişkiler  içinde  bir  ayrışma  ölçütüdür.  Evet,  Erge­
nekon  davası,  Türkiye’de  “devlet  geleneği”nin  kurucu  unsur­
larından olduğunu söyleyebileceğimiz gayrınizamî harp aygıtı­
nın, para-legal provokasyon ilişkilerinin sadece örtüsünü sıyır­
makta,  buzdağının  görünen  tepesinde  gezinmekte,  bu  şebeke­
nin gerek 70 küsur yıllık tarihimizdeki gerek Fırat’ın doğusun­
daki  korkunç  bilançosunu  sumen  altı  etmekte,  kovuşturmayı 
gözden  çıkarılmış  personelle  sınırlı  tutmakta,  kapsamı  dış  ka­
pının  mandallarına  ve  bilvesile  AKP’nin  bazı  hasımlarına  ya­

Virgfii’ün  122. sayısında  (Eylül 2008) Behçet Çelik de bunu söylüyor:  “Buzda­
ğının dibi”, a.g.y., s.  57.


yarak  işi  sulandırmakta,  kısacası  bu  örgütlenmenin  ve  zihni­
yetin
  yapısal  mekanizmalarını  gözden  sakınmaktadır.  Ancak 
böyle  bir  aygıtın varlığının  aleniyet  kazanması ve  (Demirel  li­
sanıyla söylersek)  ‘bu  çeşit işlerin’  bir cürüm  teşkil  ettiği  fikri­
nin resmen tanınması,  küçümsenmeyecek bir kazanımdır.  Dü­
zenledikleri/denedikleri  provokasyonlarla,  işlettikleri  cinayet­
lerle  ve  ekip  biçtikleri  ırkçı  nefret  diliyle bu  ülkede  hayatı  ze­
hirleyen  bazı  figürlerin  bir  zaman  bile  olsa  hürriyetlerinden 
-v e  “faaliyetlerinden”-  alıkonmaları bile, başlı başına,  hiç yok­
sa yürek soğutucudur.
Solun,  bu  davanın  yarımlığını,  hesaplılığını/hesapçılığını, 
devletlû  ve  siyasî  hadlerini  görmezden  gelmesi  elbette  bekle­
nemez.  Ergenekon’un  sistem/rejim/iktidar/egemen  sınıflar  içi 
bir kapışma  nedeniyle  ‘patladığını’  görmekten sol  elbette  imti­
na  edemez.  Peki  bunları  görmezden  gelmemek,  ‘her şeyi  gör­
mek’,  ne  içindir?  Rejim in  yapısal  çürümüşlüğünü  ve  iktida- 
nn/AKP’nin oportünizmini bir defa  daha  teşhir etmek için mi? 
“Sistem içinde gideceği yer bellidir” diyerek ve “filler tepişiyor” 
diyerek  arkasına  yaslanmak  için  mi?  Bu  sinizmdir,  trajik  bir 
konformizmdir ve basbayağı anti-politik bir tutumdur.2
Solun  refleksi,  sinik  bir  teşhircilikle  yetinm ek  ve  Ergene­
kon’un  araçsallaştırılmasına  ilişkin  -k esin lik le  yersiz  olma­
yan -  şüphelerine  gömülüp  steril bir  ‘duruş’ta  durakalmak  de­
ğil,  Ergenekon’un  köküne  inilmesini  ve  arkasındaki  zihniyet­
le toplumsal bir hesaplaşmayı talep etmek olmalıdır.  Enerjisini 
bu  talebin  (siyaseten ve hukuken)  somutlanmasına ve  takibine 
hasreden  bir  sol,  a h lâkî ‘duruş’tan,  -ahlakının  da  icabı  olan-, 
politik
  eyleme geçmiş olur,
Şükür ki, bunu yapmaya  çalışan bir sol yok değil.  Birçok sol 
aydın,  kanaat  önderi,  sol  çevre,  örgüt,  parti,  takati yettiğince 
Ergenekon’un aralanmış örtüsüne asılıyor.  Örneğin, steril radi­

Jacques  Ranciere,  1830  devrimi  sonrası  Paris’indeki  grevci  işçilerin,  liberaliz­
min hukuksal ve siyasal eşitlik vaadinin maddî koşullar itibarıyla ‘boş’  (yanıl­
sama)  olduğunu  ortaya  koymaya değil,  eşitliğin gerçekleşmesini, sözle  maddî 
gerçeklik arasındaki  tutarsızlığın  giderilmesini talep etmeye  konsantre olduk­
larını  anlatır  (Siyasalın Kıyısında,  çev.  Aziz Ufuk Kılıç,  Metis Yayınlan,  İstan­
bul 2007, s.  55-57).


kalizmiyle  maruf Ezilenlerin  Sosyalist  Platformu’nun,  bu  doğ­
rultuda bir kampanya yürütüyor olması,  dikkate  değerdir.  Ör­
neğin,  meşhur  “Yiyin birbirinizi”  manşetiyle  sinizmin  gözüne 
vuran ve  bu  sinik  tavrın  timsali  olarak  anılmaya  başlayan Bir- 
Gün
  gazetesinde  de,  pekâlâ  Ergenekon’un  ‘hakikatine’  inmeyi 
dert edinen yazarlar söz aldığı gibi, bu istikameti gösteren baş­
lıklar, haberler görmedik mi?3
Evet, solda, sosyalist camiada sinizmin güçlü dayanakları var 
fakat  sol bu  sinizmden  ibaret  değil.  Evet,  bu  temel  bir  ayrış­
madır  ancak aynştırmak  tefrik  etmek  demekse, yekpâreleştiri- 
ci genellemelerden sakınmak gerekir.  Yine BirGün örneğini ele 
alırsak;  bu zeminin/ortamın kendi içindeki ayrışmayı ve  tartış­
mayı dikkate almayan tasnifler, hakkaniyetsiz olmakla kalmaz, 
düşünsel ve politik bir billurlaşmanın da önünü keser. Nasıl sol 
içindeki sinizm, gündeme daha gür bir sesle müdahale imkânı­
na ket vurduysa;  enerjisinin büyük bir kısmını  (hatta kimileri, 
kısm-ı azamîsini)  bu  sinizmi  teşhir etmeye  (tartışmaya,  sorgu­
lamaya  değil,  teşhir  etmeye!)  ayırmak ve  solu  karalama  fırsatı 
olarak değerlendirmek de aynı şekilde gündem bulandırıcıdır -  
ve bizzat sinizmden başka bir şey değildir.
Soldaki  sinizmden  ve  sola  yönelik bir  karşı-sinizmden  bah­
settik.  Bu  münakaşa,  genellikle, solcular-liberaller kavgası ola­
rak etiketlendi.  Etiket(ler)in altına yazının devamında bakmak 
kaydıyla, bu solcular-liberaller münakaşasının düşündürdükle­
rine geçelim.  İlk soru:  bu  münakaşadaki hiddet ve  celâlin kay­
nağı nedir?  Bu büyük gayz nereden çıkıyor?
Liberal kanaat önderlerinin siniri, solun siniri
Can Kozanoğlu, yıllar önce,  “asabî liberaller” nitelemesine baş­
vurmuştu.  O  sıralar  henüz  yeni  popülerleşmekte  olan  liberal 
kanaat  önderleri  zümresinin,  savundukları  serbesti ve  hoşgö­

Mithat Sancar’ın BirGün’deki yazılan, bu  takipçiliğin ve meselenin çok boyut­
lu analizinin kuvvetli örnekleridir.  Özellikle bkz.  7  Temmuz,  14 Temmuz,  18 
Temmuz,  28 Temmuz,  26 Ağustos tarihli yazılar. Yazılara şu internet adresin­
den  ulaşılabilir:  http://www.birgun.net/writer_index.php.  BirGün’de  Doğan 
Tılıç’ta da gölgesiz bir ‘Ergenekon duyarlılığının’ izini sürebilirsiniz.


Yüklə 355,86 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   71




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə