488
Türk müzikli oyunların ilk başarılı örnekleridir.” (Nutku,
1985, s.394)
Görüldüğü üzere bir önceki dönem olan Meşrutiyet
Dönemi’nin müzikli oyunlarını da repertuvarına alan
Cumhuriyet Dönemi zaman içerisinde kendi repertuva-
rını oluşturmuştur. Besteci Nevit Kodallı Musahipzade
ve onun müzikli oyunlarını şu şekilde değerlendirmek-
tedir. “Musahipzade Celâl Bey’in piyesi üzerine Yedekçi
Opereti’ni İstanbul Operet Heyeti 1920 yılında sahneye
koyuyor ve oynuyor. Operet’in müziğini İsmail Hakkı Bey
besteleyerek operet olarak oynanmışlar…Besteciler
arasında Leon Hancıyan Efendi gibi o devrin başka Türk
Müziği üstadları da var… Yedekçi Opereti’nin müziğini
besteleyen İsmalil Hakkı Bey’de bu üstadlardan birisi…”
(Kodallı, 1968, s.11)
Cumhuriyet Dönemindeki ilk müzikli tiyatro örnekleri,
1. Kuşak Besteciler olarak adlandırılan Cemal Reşit
Rey, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses, Hasan
Ferit Alnar, gibi isimler tarafından yazılmıştır. Cemal
Reşit Rey ve ağabeyi Ekrem Reşit Rey ile birlikte daha
çok operet, revü gibi müzikli oyunları benimsemiş ve
bu formlarda eserler vermişlerdir. Ağabeyinin vefatına
kadar Cemal Reşit müzikli tiyatro oyunlarını oldukça
önemsemiş ve çalışmaları içerisinde ayrı bir yer ver-
miştir.
Cevat Memduh Altar Cumhuriyet Dönemi müzik sanatında
gelinen durumu ve Cemal Reşit Rey ile ilgili düşüncelerini
şu şekilde dile getirmiştir: “Cumhuriyetten bu yana geçen
süre içinde, müzik sanatında uluslararası ortak teknikler-
den yararlanmakta oldukça ileri aşamalara ulaşıldı; bütün
bu çabalar da bestecilik, orkestra şefliği, kuruculuk, eği-
timcilik niteliklerine sahip olan Cemal Reşit Rey’in (1904-
1985) oynadığı rol, olağanüstü önem kazanmış, kendisinin
Türkiye’deki çoksesli sanat müziği hareketlerinde her
şeyden önce yaratıcı bir önder olarak tanınıp sevilmesine
yol açmıştır. Gerçekten de Rey, Osmanlı İmparatorluğunun
son yıllarında, Cumhuriyet dönemine opera ile giren (1920-
1973) ve ayrıca çokseslilik tekniğiyle operalar, operetler,
müzikaller ve revüler bestelemiş olan ilk bestecidir.” (Altar,
2001, s.198-199)
Ayrıca Meşrutiyet Dönemi içerisinde de eserler vermiş
olan, ciddi bir müzik eğitimi almamış olmamasından
dolayı genelde alaylı olarak addedilen Muhlis Sabahat-
tin, operet türünde eserler vermiş ve yaşadığı dönemde
çok popüler olmuş büyük başarılara imza atmış bir
bestecidir.
İlk dönemde yazılmış olan müzikli oyunların en önemli
örneklerini Metin And şöyle değerlendirmektedir. “
Müzikli oyunlar, operet adı altında bu dönemin başından
beri çok tutulan bir türdür. Bu tür, geleneklerimize de
yatkındır. İlk başlarda Cemal Sahir, Muhlis Sabahattin,
Süreyya Opereti’nin, ondan sonra İstanbul Şehir Tiyatro-
ları özellikle Cemal Reşir Rey ve Ekrem Reşit Rey’in çok
tutulan oyunları, bunu izleyen Ses Opereti dönemindeki
müzikli oyunlar ve bu türde yazarların ve bestecilerin
yarattığı sağlam eserlerdir. Çoğunlukla bu türden bizde
anlaşılan, gevşek, gelişigüzel bir oyunlar dizisi, çeşitli
tipler ve derleme müzikten oluşan kalıplaşmış bir uy-
gulamadır.” (And, 1983, s.481) Eğlence amacı güden bu
güldürülü müzikli oyunların yerini ileriki süreçte daha
siyasi ve sosyal içerikli konular alacaktır.
Daha sonraki süreçte Nevit Kodallı, Sabahattin Kalen-
der, İlhan Usmanbaş, Ferit Tüzün, Nazım Ülgen, Fehmi
Ege, gibi isimler Devler Tiyatroları ve çeşitli özel tiyat-
rolar için müzik bestelemişlerdir.
Yaptığımız araştırmalar sonucunda, günümüzde tiyatro
müziği besteleyen başlıca isimlere değinecek olusak
Yalçın Tura, Muammer Sun, Faris Akarsu, Cem İdiz,
Turgay Erdener, Timur Selçuk, Can Atilla, Kemal Günüç,
Selim Atakan, Tolga Çebi, Server Acim, Hüseyin Çebi,
Sarper Özsan, Babur Tongur, Nedim Yıldız gibi beste-
ciler karşımıza çıkmaktadır. Bu isimler dışında amatör
olarak tiyatro müziği yazan kişilerinde tiyatro müziği
yazdığı görülmektedir.
Araştırmamız kapsamında müzikli tiyatro alanında
çalışmalar yapmış 8 besteci ile görüşme yapılmıştır.
Bu bestecilerin profil özellikleri aşağıdaki tabloda ve-
rilmiştir. Bu bestecilerin tamamının çoksesli bir eğitim
sürecinden geçtiği gözlemlenmiştir. Stil ve üslup özelliği
olarak çoksesli bir yapıyı benimsemiş olup tiyatro
müziklerini de bu doğrultuda yazmışlardır. Komposiz-
yon (bestecilik) eğitimi almış almamış olanlar ise çalgı
bölümlerinden mezun olmuşlardır. Araştırmalarımız
sonucunda tiyatro müziği yazan kişiler arasında gele-
neksel müzik eğitimi almış kişilere rastlanmamıştır. Bu
nedenle tiyatro alanında eser veren kişilerin çoksesli bir
müzik eğitimi veren okullardan mezun olduğu gözlem-
lenmiştir. Bestecilerin müzikteki tekseslilik ve çokses-
lilik tartışmalarından uzak durmaktadırlar. Bestelemiş
oldukları eserlerde, oyunun dönemi ve konusuna göre
beste yaptıkları ve bu kapsamda geleneksel müzikleri-
miz dahil her müzik türünden faydalandıkları bir başka
önemli değerlendirme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
durum tiyatro müziğinin çok geniş müzik türlerini içinde
barındırdığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
489
Görüşme Yapılan Besteci Profili
Adı Soyadı
Mezun Olunan Okul
Mezun Olunan
Bölüm
Şu Anda Çalıştığı Kurum
Cem İDİZ
H.Ü. Ankara Dev. Konservatuarı
Kompozisyon
Serbest
Turgay ERDERNER
H.Ü. Ankara Dev. Konservatuarı
Kompozisyon
H.Ü. Ankara Dev. Kon.
Selim ATAKAN
İst. Bel. Konservatuvarı
Piyano
İ.B.B. Şehir Tiyatroları
Tolga ÇEBİ
H.Ü. Ankara Dev. Konservatuarı
Keman
Beşiktaş Belediye Tiyat-
rosu
Kemal GÜNÜÇ
H.Ü. Ankara Dev. Konservatuarı
Kompozisyon
A. B. B. Kent Orkestrası
Şefi
Can ATİLLA
H.Ü. Ankara Dev. Konservatuarı
Keman
Serbest
Babur TONGUR
M.S.Ü. Dev. Konservatuarı
Kompozisyon ve
Ork. Şefliği
Serbest
Faris AKARSU
İst. Bel. Konservatuvarı
Piyano
İst. Bel. Konservatuvarı.
Emekli Akademisyen
Nedim Yıldız
Gazi Üniversitesi Eğt. Fak.
Müzik Böl.
Müzik Öğretmenliği
Ank. Üni. DTCF. Tiyatro
Bölümü
Bestecilerle yapmış olduğumuz görüşmeler sonucun-
da bu alanla ilgili şu problemler tespit edilmiştir:
1) Tiyatro müziği besteciliğinin ciddi bir alan olarak
görülmediği;
Tiyatro müziği alanı ne yazık ki konservatuvarların kom-
pozisyon bölümlerinde yeterince önemsenmeyen bir
alandır. Günümüzde tiyatro müziği besteleyen isimlere
baktığımızda hemen hepsi kendi özverili çalışmaları
sonucunda bu alanda eserler vermektedir. Prof. Server
Acim bu durumu şöyle değerlendirmektedir. “Evrensel
sanat dünyasında ayrı ve ayrıcalıklı bir alan olan Tiyatro
Müziği Besteciliği, ne yazık ki, konservatuvarlarımızca
küçük görülen bir türdür. Ciddi müzik eğitimi almış olan
bir kişinin Tiyatro müziği bestelemesi gereksiz ve boş
olarak değerlendirilmekte, bu sebeple bu alanda çalı-
şan kişiler, birkaç istisna dışında, çoğunlukla bestecilik
eğitimi almamış çalıcı kökenli amatör müzisyenlerdir.”
(Acim, 2003, s.238)
Server Acim’in de belirttiği üzere, bu alandaki yetiş-
miş besteci eksikliği nedeniyle müzikli oyunlar amatör
müzisyenler ya da müzik birikimi çok zayıf olan kişiler
tarafından gelişi güzel yapılmaktadır. Bu durum ise
sergilenen oyunun her şekilde başarısını etkileyen bir
faktördür. Amatör müzisyenler içerisinde de çok yete-
nekli kişilere rastlamamız mümkün olmasına rağmen,
genel olarak bu işi profesyonel kişilerin yapması tercih
edilmelidir.
Kemal Günüç’ün de görüşleri aynı doğrultudadır. “Bes-
tecilik ciddi bir iştir, beste yapmak ise zorlu bir süreçtir.
Beste yapmak için mutlaka kompozisyon bölümü mezu-
nu olmak gerekmektedir. Ama çok ciddi ve disiplinli bir
müzik eğitimi sürecinden geçmek gerekir.
(K. Günüç, görüşme, 2 Haziran 2014)
2) Yetiştirilen tiyatro oyuncularının müzik alanındaki
bilgi birikiminin yetersizliği;
Oransay, müzikli tiyatro oyunlarında görev alacak
kişilerin özelliklerini şu şekilde belitmektedir: “Opera,
operet ve balet gibi musikili sahne eserlerinde görev
alacak yorumcu sanatçıların köklü bir musiki geçmişi
olması zorunluluğu açıktır. Musiki ile konuşma tiyatro-
su arasında kalan pek özel birkaç türde görev alacak
sanatçıların da tiyatro yeteneği gelişmiş musikici, ya da
musiki yeteneği gelişmiş tiyatrocu olaması gerekmekte-
dir.(Oransay, 1976, s. 149)
Tiyatro oyuncularının müzik alanındaki birikimleri
bestecilerin çoğu zaman eserlerde müziklerini değiş-
tirmelerine neden olan bir problemdir. Besteci Kemal
Günüç yapmış olduğumuz görüşmede bu durumu
şöyle değerlendirmektedir. “Genelde şarkılı oyunlarda
durum çok vahim bu konuda eğitim gerçekten çok kötü
kendi yetenekleri ve özel çalışmalarla kendini yetiştiren
oyuncular var. Birçok oyunda oyuncunun durumuna
göre müziklerimi değiştirmek zorunda kalmışımdır.” (K.