8
bilig-10/Yaz’99
1962).
Bununla ilgili olarak Türkmen kale
çölünde Alat adlı
bir kuyu, muhtemelen Alat
boyuna mensup olanlar tarafından kazılmış. Bu
adı taşıyan bir tîre de Afganistan Türkmenleri
arasında varlığını sürdürmektedir.
18- TÜGER (Tüver): Günümüzde bu
isimlendirleye “Tüver” biçiminde Çovdur ve
Bayatlar; “Tüverey” biçiminde ise Ersarılar
arasında rastlanmaktadır. Bundan başka batı
Türkmenistan’da “Tüver” adlı bir oba ve kuyu,
“Tüvergır” adlı da bir dağ vardır.
19- BEÇENEK: Rus yıllıklarında “Peçe-
neg”, Reşidüddin’de ise “Beçene”, Ebul- gazi’de
“Beçene” ve”İtbeçene” biçimlerinde geçen bu
boy adı, Ersarılar’ın bir tîresinin adında (Halaç
ilçesi dolaylarında) yaşatılmaktadır.
20- CUVALDAR (Çovdur): Reşidüddin’ de
ve Salar Baba’da “Çavuldur” Yazıcıoğlu ‘nda
“Çavındır”, Kitab-ı Dede Korkut’ta “Çavuldar”
şeklinde anılan bu boy adı,
günümüz Türkmen
dilinde “Çovdur” şeklinde geçmektedir.
Türkmenistan’da Çovdur boyunun adını
taşıyan yer-yurt adları pek çoktur. Daşhovuz
vilâyetinin Gubadag ve Boldumsaz ilçeler-
indeki Çovdurlar’ın yaşadıkları obalar tama-
men “Çovdur ili” olarak anılagelmiştir. Çovdur
adlı obalara (Sayat ve Türkmenkale ilçeler-
inde), “Çovdurbulak” adlı kuyuya (Gızılkum
çölü) ve “Çovduryab” adlı dereye (Esengulı
ilçesi Hazar kıyısı) yer-yurt adı
olarak bu ad
verilmiştir. Bu adın en eski şekli olan “Çavuldur”
ise Kazakistan’da “Şevülder” adlı demiryolu
durağının adında muhafaza edilmektedir.
Bize göre, Darganata, Danev, Sakar, Farab,
Daşhovuz’un Yılanlı dolaylarında, ayrıca
Özbekistan’ın Harezm, Semerkant, Buhara,
Kaşkaderya vilâyetlerinde onlarca obaya
adını veren “Çandır” boyunun adı da, aslında
“Çovdur” sözü ile aynı kökten türemiş olmalıdır.
Bunu, Yazıcıoğlu’nun kadîm “Çavuldur” adını
“Çavındır” biçiminde kullanmış olmasından ve
bazı ilmî araştırmalardan görmek mümkündür
(Muhammedova, 1973 ; Geybullayev, 1986 ;
Curokulov, 1992).
Buhara ve Hive hanlarının yürüttüğü siyaset
neticesinde zorla dağıtılan ve bu iki hanlığın
arazilerine parça parça bölünerek yerleştirilen
Çandırlar, son zamanlarda Çovdurlar’dan
uzaklaşıp başlı başına
bir Türk men boyunu
meydana getirmişlerdir.
Sumbar ırmağının sol kolu olan “Çendir”
ırmağı da Çandırların adından biraz değişik
bir ad almıştır. Bu boyun “Çovdur” (Çavul-
dur) ve “Çandır” (Çavındır) adlı iki biçimine,
Kafkasya ve Türkiye’deki boy veya oymak
isimleri ile yer-yurt adlarında rastlanmaktadır
(Muhammedova,1973 ; Ataniyazov, 1994).
21- ÇEPNİ: Türkmenistan’da bu boyun adına
veya izlerine rastlanmıyor.
22- CARUKLUG: Kaşgarlı’dan başka diğer
müellifler tarafından temas edilmeyen bu boyun
adı günümüzde Türkmenistan’da Göklen, Nohur,
Teke, Yomut boylarının bünyesindeki “Çarık”,
“Çarıklı” uruğlarında korunup kalmıştır.
Kaşgarlı Mahmud, yukarıda ele alarak
bilgi verdiğimiz 22 boydan başka “Karlık” ve
“Halaç” boylarının adlarını belirtiyor. “Karlık”
adı Arap kaynaklarında “Harluk”,
Farsça eser-
lerde “Harluh”, Çin yıllıklarında ise “Gelolu”
şekillerinde kullanılmıştır (Bartold, 1968). Erken
dönemlerde Karlıklara “Üç Oğuz” yani “Üçboy”
da denilmiştir
(Gumilev, 1967).
Kaşgarlı, Oğuz
boyları arasında göstermemiş olsa da, Divânının üç
yerinde bunların Türkmen (Oğuz) olduğunu vur-
gulamakta ve “Karluk, göçebe Türkmenler’den bir
topluluğun adıdır. Oğuzlar’dan ayrıdırlar. Oğuzlar
gibi Türkmen dirler” demektedir
(Kaşgarlı, 1992).
Karlıklar günümüzde Özbek halkının bir
boyu olarak kabul ediliyorsa da daha önce (X-XI.
asırlar) Türkmenlerin bünyesinde yer almakta idi
(Roslyakov, 1956 ; Yeremeyev, 1962).
“Arabaçı”
adlı Türkmen boyunun içinde “Ak Garlı” ve
“Gara Garlık” adlı uruğların varlığı ise, onların
geçmişte bir Türkmen / Oğuz boyu olduğunu
ortaya koymaktadır.
Kaşgarlı Mahmud’un temas ettiği ikinci boy
ise “Halaçlar” dır. O, “Kayı” ları
bu boyun bir
bölümü olarak kabul etmektedir
(Kaşgarlı, III,
1992).
Türkmen boyları arasında ilk defa X. asırda
Halaçlar, Maveraünnehir’den Amu- derya’ nın
(Ceyhun) sol tarafına geçmişlerdir. Muhtemelen
Buhara dolaylarından buraya göçmüş olmalıdırlar.
Çünkü Buhara bölgesinin Buhara, Vabkent ve
Romitan şehirlerinde “Halaç” adlı obalar bulun-
9
bilig-10/Yaz’99
maktadır. Bu obaların varlığı,
vaktiyle buralarda
Halaçların yaşadıklarına işaret olmalıdır.
Amuderya’nın sol kıyısına geçen Halaç- lar’ın
burada uzun süre barındıkları anlaşılmaktadır.
Bunların kurdukları kaleye “Halaç Kalesi” ,
mezarlıklarına da “Hallacı Baba” denilmektedir.
Kalenin adı daha sonraları burada kurulan ilçeye
ve bu ilçenin çevresine verilmiştir.
Halaçlılar, kadîm Merv yani şimdiki Marı
şehri ile de ilişkiler kurmuşlardır. Onların
Karakum Çölü vasıtasıyla Marı’ya ulaşan eski
yoluna “Halaç yolu” denilmekte idi. Halaçların
büyük bölümü daha sonraları İran’a ve
Hindistan’a gitmişlerdir. İran’da halen dillerini
ve geleneklerini kaybetmeden yaşayan Halaçlar,
Hindistan’da da önemli bir tesir bırakmışlardır.
Bundan başka Azerbaycan’da Salan şehri
civarındaki Halaç adlı obada bu boya mensup
olanların yaşadıkları görülmektedir
(Ataniyazov,
1980).
Muhammed Necip Bekrani’nin (XIII. asır)
“Cihânnâme” adlı eserinde verdiği bilgiye göre,
Halaçların Gazne dolaylarına göçen bir bölümü,
daha sonraları Abıvert dolaylarına dönerek
burada uzun süre yaşamışlardır (Mitt, 1939).
Anev yakınlarındaki “Halaç” adlı bayırın adı ise
bunlardan kalmış olmalıdır.
Böylece Kaşgarlı Mahmud’un sıralamasında
adları geçen 24 boy tamamlanmış oluyor. Ancak
Reşidüddin, bu sıralamada yer almayan “Yaparlı”,
“Kızık” (Kırık) ve “Karkın” adlı 3
boyun daha
adını vermektedir.
Bunların “Yaparlı” boyunun adı, en eski
şeklinde, Türkmenistan’ın boy-uruğ veya yer-
yurt adları arasında yer almaktadır. Bununla bir-
likte günümüz Türkmen boylarında karşılaşılan
“Yapağı” (Sarık), “Yapan” (Teke), “Yapaç”
(Teke ve Esgi), “Yapban” (Yomut) gibi boy-uruğ
adlarını, belki de daha başkalarını “Yaparlı”
denilen kadîm boy adıyla bağlantılandırmak
mümkün olabilir.
Reşidüddin ve Yazıcıoğlu’nun sıralamalarında
(bk. Yukarıdaki tablo) “Kızık”, Salar Baba’da
ise “Kırık” biçiminde yazılan Oğuz boy adının
“Kırık” kelimesinden geldiği kanaâtindeyim.
Bu boy adının, yakın söylenen şekli aşağıdaki
Türkmen tîrelerinin adlarında muhafaza edilip
kalmıştır: “Kırk” ve “Kırklar” (Ersarı, Göklen,
Teke, Çovdur, boylarının bünyesinde tîreler),
“Kırıglı” (Mukrı), “Kırrıklar” (Olam), “Gırıklı”
(Er- sarı), “Gırrık” (İgdir) ve buna benzer tîreler.
Reşidüddin’in sözünü ettiği “Karkın”
(Türkmen dilinde Garkın) boyunun adına
sadece Ersarı ve Alili boylarında tîre adları
olarak rastlanmaktadır. Bu Türkmen boyunun
adı, Lebap vilâyetinin Sayat ve Kerki ilçelerinde
oba, Daşhovuz vilâyetinin Akdepe ilçesinde dere
Köpdağ’da çeşme ve dere adı olarak yaşatılıyor.
Afganistan’da yaşayan Türkmenlerin arasında
“Karkınlar” daha çok olup burada büyük bir
ilçeyi teşkil ediyorlar.
Dostları ilə paylaş: