Uçan Spagetti Canavarının Kutsal Kitabı Bobby Henderson



Yüklə 3,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə38/42
tarix01.07.2018
ölçüsü3,91 Mb.
#52846
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42

îfter
Kelimelere  dökersek:  “Tanrının  iradesi  Uçan  Spagetti  Canavarı 
Kilisesidir. ”
Bu  sonucu daha önceki Tanrı’nın  iradesi hakkındaki  sonuca 
uyarladığımızda şu sonuca ulaşırız:
V . 9   = & & *## = ***
_ <
y r>
Sözlü  hali:  “Uçan  Spagetti  Canavarı  Kilisesi  —  dolayısıyla 
öyledir”




A
Korsanlar ve İman
Alexis Drummond
Dünya  çapında  Korsanlığın  azalıyor  olması  tüm  Pastafaryanlar 
için üzücü bir gerçek.  Bu durum Makamâvi Efendimiz Uçan Spagetti 
Canavarının da canını oldukça sıkmakta ve Kendileri hoşnutsuzluğunu 
üzerimize daha fazla doğal afeder yağdırarak gösteriyor. Sadece geçtiğimiz 
yıl  tsunamiler,  kasırgalar ve  depremlerle  O’nun  gazabına  ne  ölçüde 
maruz kaldığımız ortada,  sürekli bir kaygı kaynağı olan küresel ısınma 
açmazından bahsetmeye dahi gerek yok. Ancak Makamâvi Efendimizin 
neden çobanları olarak Korsanları seçtiği FSMizm konusunda yeterince 
bilgili olmayanların kafasını karıştırabilir.
Bunu açıklamak için,  bu  soylu yiğit kabadayıların  denizlerde  cirit 
attığı zamanlara bir göz atmalıyız. Korsanlar batıl inançları kuvvedi bir 
camiaydı  ve  karşılaştıkları  yaratıklarla ilgili hikâyelerin  sayısı  oldukça 
fazlaydı. En meşhur örneklerden biri, denizayılarıyla karşılaşan Korsanların 
onları  denizkızı  sanmalarıdır.  Aslında kutsal  metinlerimizin  gösterdiği 
yadsınamaz kanıdardaki gibi denizkızları gerçekten de yaşamaktadır, ancak 
Uçan Spagetti Canavarı Makamâvi bilgeliğiyle artan öfkesini sergilemek 
için onları bizlerden saklamıştır. Fakat konumuzun dışına çıktım.
Daha da önemlisi,  Denizler Altında Yirmi  Bin  Fersah  ile  meşhur 
olan, dev mürekkepbalıklarıyla yapılan deniz mücadeleleridir. Bu iddiaları 
göründükleri şekliyle almak kolaydır, ama derinlemesine incelediğimizde 
bazı şeyler şüpheli hale gelir.  Örneğin onlarca yıl boyunca bilimin bize 
sunabildiği  tek kanıt  ölü  numuneler  olmuştur.  Acaba  neden  onca 
araştırmadan sonra aniden bir tanesi nihayet canlı olarak “keşfedilmiştir”? 
Ve neticede mürekkepbalığı kocaman gözleri ve çok sayıda uzantısı olan 
bir canlı değildir de nedir?
Biz Pastafaryanların bildiği gibi,  asıl gerçek ilk dev mürekkepbalığı 
mitinin  Uçan  Spagetti  Canavarının  kendisini  Seçilmiş  İnsanlarına 
gösterme  biçimi  olduğudur.  Korsanlar  O’na ve  O’nun  Makamâvi 
Kudretine gerçekten inanıyorlardı ve O da Korsanlara nadir ve muhteşem 
bir deneyim olarak Kendisine tanıklık etme firsatı verdi. Birçok FSMist 
âlimin de belirttiği gibi, kayıdardaki ilk dev mürekkepbalığı saldırısı aslında 
sadakat ve  imanlarını  tebrik etmek için  bir  Korsan  Gemisine  sarılan 
Uçan Spagetti Canavarıydı. Ama bu dinibütün kimseleri yakındaki bir
-181-


Uç-t\,n 6y&cje-tti d'frndVtın
gemiden izleyen ve bu sofu ruhlu insanları ele geçirmek amacında olan 
insanlar,  Makarnâvi  Efendimizin  bu sevgi  dolu  kucaklamasının  Uçan 
Spagetti Canavarının iyi ve zarif tavrı olduğunu anlamadılar da acımasız 
bir deniz canavarı zannettiler.
Bilim  insanları  tarafından  bulunduğu  iddia  edilen  bu  kanıtta 
söylenenler konusunda,  biz  Uçan  Spagetti  Canavarının  kimin  gerçek 
bir mümin olduğunu görmek için dev mürekkepbalığının yaşayan bir 
örneğini gönderdiğini düşünüyoruz. İmanı olmayanlar ya da zayıf olanlar 
açısından, bu mürekkepbalığı sadece efsaneleri doğruladı. Fakat biz tüm 
kalbiyle Uçan Spagetti Canavarına inananlar biliyoruz ki bu boş vaatlerden 
ve acayip bir kokudan başka bir şeyi olmayan sahte bir peygamberden 
başka bir şey değildir. İşte sadece bu ikinci gruba dahil olanlar, Makarnâvi 
Efendimizin binlerce yıllık geçmişe uzanan, görünüşte birbiriyle bağlantılı 
ve sistemli bir Evrimsel sürece dair sahte “kanıdar” yerleştirebildiği gibi, 
dev mürekkepbalığı gibi garip bir yaratığı da rahalıkla yaratabileceğinin 
farkında olanlar gerçekten ödüllendirilecekler.  Dev mürekkepbalığının 
tüm ölü numuneleri ve hatta yavru örnekleri aslında O’nun bedeninden 
attığı Makarnâvi Uzantılarının parçalarıdır ve yine O’nun mucizesiyle, 
her ne kadar aynı mükemmellik ve güzellikte olmasa da O’nun şekline 
benzeyen bir canlı oluşturdular.
Artık Korsanların önemini anladığımıza göre, dünyada azalan sayıları 
açmazına dönmeliyiz.  Doğru,  günümüzde  film ve  müzik kaçakçılığı 
yapan çok sayıda İnternet Korsanı mevcuttur,  ancak bunların ezici bir 
çoğunluğu bu kadar yüce bir sıfatın gerektirdiği kılık kıyafet ve sembolleri 
kuşanmamaktadırlar.  Her  ne  kadar  biz  FSMistler  bu  bireyler  adına 
herhangi bir yasadışı faaliyeti hoş görüyor olmasak da,  bu faaliyetlerde 
rol alan herkesi mesleklerine uygun esvaplar bezenmeye davet ediyoruz.
Sonuç olarak, Korsanlar sadece bizim inancımızın değil, gezegenimizin 
refahının  da  önemli  unsurlarıdır. Tüm  sofu  Pastafaryanlar,  her  türlü 
dinî tatilde ve henüz Uçan Spagetti Canavarının kurtarıcı rahmetinden 
nasibini almamış olanlara Doğru Kelâmı vaaz ederken  Korsanca esva­
plar  kuşanmalıdır.  Bu  ezici  kanıtları  gördükten ve  O’nun  Makarnâvi 
Uzantıları tarafından temas edildikten sonra, “Korsan hayatı tam bana 
göre” demeyecek birini hayal bile edemiyorum.
-182-


A



Fırıncının Kanıtı
J.  R.  Blackıuell
Sahilde el ele bir yürüyüşe çıksak ve ayağımızın dibinde bir Alman 
pastası bulsak şüphesiz şaşırırız. Bu davetkâr hamur işini bulduğumuzda 
yaşayacağımız şaşkınlığın sebebi, kumlardan kendi kendine kek çıkmayacağına 
dair  doğuştan  gelen  bilgimizdir.  Pastayı  bir yapan  olmalıdır.  Pastanın 
kendi başına hiçlikten ortaya çıkmayacağını formu ve karmaşıklığından 
anlarız; kremasını çıkarsak ya da tereyağı yerine ton balığı salatası koysak 
karşımızdaki pasta dediğimiz lezzetli karışım olmayacaktı. Kızarmamış, 
yanık ve kremalı ton balığı olacaktı ve bu oldukça hayal kırıcı olurdu. 
Pastamız için bir Fırıncı, dahası, bahsettiğimiz ışıltılı ve yaş Alman pastası 
olduğuna göre, Almanlar olması gerekir.
Hepimizin bildiği üzere pasta gibi çikolata da doğal olarak oluşmaz. 
Çikolata olarak bildiğimiz kutsal unsurun ham kakao maddesini işleyecek 
simya bilgisine sahip Almanlar tarafından yapılması gerekir. Çikolatanın 
üretim süreci, bu kadar lezzetli her türlü malzemeyi oluştururkenki gibi 
oldukça mistik bir  süreçtir.  Çikolata  üreticileri  neredeyse  çikolatanın 
kendisi  kadar karmaşıktır ve  bu  mantığı  izleyerek çikolata yapıcıların 
(Almanların)  da  bir yaratıcısı  olması  gerektiğini  anlamaya başlarız. 
Çikolatanın haşmedi yapısı kesinlikle mistik bir kaynağı gösterir, dünya 
da haşmetle dolu  olduğuna göre aniden  bu  Fırıncının çok büyük bir 
manevî gücün de kaynağı olduğunun farkına varıyoruz.
Alman işi çikolatalı pastadan bile sonsuz kat daha karmaşık olan bu 
dünya şans eseri oluşmuş olamaz: ilahî bir Fırıncı olmalı. Bir Fırıncının 
müdahalesi olmadan ortaya çıkamayacak biçim ve amaçlar var ve dünya 
bu gibi karışık ve katmanlı yapılara sahip. Bu yapılardan en çarpıcı olanı 
da Korsanınla.
Bırakın koca bir gemi dolusu Korsanı, tek bir Korsan gibi muhteşem 
bir yaratığı bile sadece ilahî bir varlık yaratmış olabilir! Korsanlar, sadece 
tüm varlık aşamalarının  en  bütün  halini  bir Fırıncının yüce bilgisiyle 
kademe kademe uyguladığı mantık ve organizasyonla yaratılmış olabilir. 
Bir Korsan birbirinden  çok uzak birçok unsurdan oluşur:  denize olan 
sevgisi,  tuhaf kostümü,  bitmek bilmeyen  ganimet  düşkünlüğü  ve 
papağanı. Denize olan düşkünlüğü oldukça karmaşıktır, yani pruvasının 
her atılımıyla bekâretini bozduğu denizler hanımını sevdiği kadar, başına
-185-


Yüklə 3,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə