Uluslararasi sempozyumu


Pîr-i  Türkistan Ahmed Yesevî’nin Hayatı



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə162/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   158   159   160   161   162   163   164   165   ...   307

Pîr-i  Türkistan Ahmed Yesevî’nin Hayatı,  

Eseri  ve Etkileri 

Hayati BİCE 

1

 

Ahmed Yesevî’nin Hayatı

Hazret Sultan Yesevî, bütün Türkistan coğrafyasında Hazret-i Türkistan, 

Pîr-i Türkistan olarak bilinir. Yesevî’nin ‘Pîr-i Türkistan’ ünvânının bir ya-

kıştırma olmadığını gösteren bir rivayeti “Mantıku’t-Tayr” kitabında kayda 

geçiren ve böylece tarihe not düşen ünlü sufî yazar Ferîdüddîn Attâr’dır. 

2

Ahmed  Yesevî’nin  hayat  hikâyesini  konu  edinen  tüm  metinler  temelde 



halk arasında söylenegelmiş menkıbelere dayanır. Bu menkıbeler, asırlar içe-

risinde bazı hayâlî unsurlarla genişletilerek -ve hattâ gerçek hikâyeden sap-

tırılarak-  yazılı  metinlere  dönüştürülmüştür.    Halk  söylenceleri  konusunda 

uzman olan bütün bilim insanlarının ortak kanaati,  halk muhayyilesinde ano-

nim olarak oluşturulan menkıbelerin tamamında hakikat unsurunun gizlenmiş 

halde –şu veya bu oranda ancak mutlaka- varlığını daima sürdürdüğüdür. Bu 

açıdan bakıldığında menkıbeler, Ahmed Yesevî gibi asırlarca önce yeryüzün-

den ayak çekmiş herhangi bir tarihî şahsiyetin veya Abdulkerîm Satuk Buğra 

Han’ın Müslüman oluşu gibi bir olayın millî vicdanda yer edinen görüntüsü-

nü yansıtır.

Sadece menkıbeler değil, sayıları kısıtlı olsa da bazı tarihî kaynaklar da 

Hoca Ahmed Yesevî’nin büyüklüğünü yansıtan ibâreler ile doludur. Bir örnek 

vermek  gerekirse  Türkistan  kültür  tarihinin  en  önemli  isimlerinden Alî-şîr 

Nevâî Hazret Sultan Yesevî’den şöyle bahseder: “Türkistan ülkesinin Şeyhu’l 

1  Dr., Araştırmacı-Yazar, bicehayati@gmail.com

2  Ferîdüddîn Attâr  (1136-1221),  Mantıku’t-Tayr  kitabında  Türkler’in  efsânevî  pîri  olarak 



“Pîr-i  Türkistan”  diye  tanımladığı  Ahmed  Yesevî’yi  işaret  etmesi  zamanın  iletişim 

imkânları göz önüne alınırsa oldukça önemlidir. Yesevî’nin hayatının son dönemini geçirdiği 

Türkistan’a hiç gitmemiş olan Attâr’ın işareti, vefatından daha yüz yıl bile geçmeden Hazret 

Sultan Yesevî’nin tasavvuf dünyasında ulaştığı şöhretin bir göstergesidir. Söz konusu beyit 

şöyledir.  

“Pîr-i Türkistan kendinden haber verdi

Dedi ki: En çok iki şeyi severim… “

Ferîdüddîn Attâr, Mantıku’t-Tayr, Çev. Yaşar Keçeli, Kırkambar Yay., İstanbul, 1998, s. 227-

228.



456 Pîr-i  Türkistan Ahmed Yesevî’nin Hayatı, Eseri  ve Etkileri  

meşâyıhıdır.  O’nun  mezarı,  Türkistan’da  Yesi  denen  yerde  olup  Türkistan 

halkının kıble-i duâsıdır.”

3

Hâcegân hanedânı olarak bilinen Nakşibendiyye tarikatının mürşidlerini 

konu alan Reşâhât kitabının ilk kısmında Ahmed Yesevî ve takipçilerine yer 

verilmiş olması da ilgi çekicidir.

4

 Ahmed Yesevî, bu tarihî eserde -ve bu ese-



ri kaynak gösteren diğer yayınlarda- Türk tasavvufundaki yeri vurgulanarak 

“ser-halka-i meşâyıh-ı Türk” (=Türk velilerinin kolbaşçısı)  olarak tarif edi-

lir.

5

 



Ahmed Yesevî’nin hayat hikâyesi hakkındaki gerçeklik unsurlarını taşı-

yan ve tarîkatının temel unsurlarını yansıtan en önemli yazılı kaynak, haya-

tının çeşitli kesitlerini dile getiren şiirleri de içeren Dîvân-ı Hikmet’tir. Diğer 

önemli  kaynaklar  ise Yesevîyye  yolunda Ahmed Yesevî’nin  mirascısı  olan 

Süleyman  Hakîm Ata,  Sufî  Muhammed  Dânîşmend,  Hüsâmeddin  Sığnakî, 

Safîyyüddîn Orun-koylakî, Sultan Ahmed Hâzinî gibi sufîlere atfedilen eser-

lerdir.

Ahmed Yesevî, Batı Türkistan’da, -bugünkü Kazakistan Cumhuriyeti’nin 



güneyindeki- Çimkent şehri yakınlarında (yaklaşık 10 km. mesafede) bulu-

nan Sayram kasabasında bölgenin dinî önderlerinden İbrahim Ata’nın oğlu 

olarak, Karasaç Ayşe Ana olarak bilinen bir hanımdan dünyaya gelmiştir. Ah-

med Yesevî’nin doğduğu yıllarda Sayram, Batı Karahanlılarının egemenliği 

altında idi. Sayram kasabası, Ahmed Yesevî’nin küçük bir çocukken geldik-

ten sonra hayatının önemli bir kısmını geçirdiği Yesi (= Türkistan) kentine 

yaklaşık 150 km.lik bir mesafededir. Ahmed Yesevî’nin hem babasının hem 

de anasının türbelelri bu kasabadadır. Ahmed Yesevî’den intikal eden şiirleri 

bir araya getiren “Dîvân-ı Hikmet”te yer alan iki ayrı hikmetinde, kendisi de 

doğum yeri ve yurdunu “Türkistan” olarak bildirmektedir. 

Ahmed Yesevî’nin doğum yılı kesin olarak bilinmemekle birlikte kendi-

sine izafe edilen “Fakr-nâme” adlı risalede yer alan 73 yıl yaşadığı ve 1166 

yılında  öldüğü  şeklindeki  bilgiler  gözüne  alındığında  1093  yılında  doğdu-

ğu kabul edilmelidir. Yûsuf Hemedânî (1049–1140)’ye intisabı ve halîfele-

rinden üçüncüsü olduğu şeklindeki tarihî veriler de dikkate alınırsa, miladın 

11. yüzyılının ikinci yarısında doğduğuna işaret eden 1093 yılında doğması, 

3  Alî-şîr  Nevâi,  Nesâyimu’l-Mahabbe  min  Şemâyimi’l-Fütüvve,  (Haz.  Kemal  Eraslan, 

I-Metin), Türk Dil Kurumu Yay., Ankara, 1996, s.383.

4  Safi, Mevlana Ali İbn Hüseyn, Reşâhât min Aynül-Hayat, Yay. Haz., Necip Fazıl Kısakürek, 

Âlem Yay., 4. Baskı, İstanbul, 1998, s.11.

5  Şuşud,  Hasan Lütfi, İslam Tasavvufunda Hâcegân Hanedânı, İstanbul, 1958s.12.



457

Hayati BİCE  

120–125 yıl yaşadığı (dolayısıyla 1041–1046 yıllarında doğduğu)  şeklindeki 

rivayetlere göre daha fazla gerçeklik payı taşır.

Kazakistan’da Emirbek Kurbanoğlu Müminov ile Zikiriya Zamanhanoğ-

lu Candarbekov’un kaleme aldığı bir Neseb-nâme Risalesi’nde; Hazret Sul-

tan Yesevî’nin soykütüğü net olarak ortaya konulmuştur.

6

  Bu şecere Ahmed 

Yesevî’nin ağabeyi Sadreddin Şeyh’in öz torunu olan ve Ahmed Yesevî’nin 

vefatından  sonra  bir  süre  de Yesevîyye  tarîkatının  merkez  dergâhının  post 

makâmında mürşîd olarak oturan Safiyyüddin Orun-Koylakî tarafından onü-

çüncü asrın ilk yarısında hazırlanmış ve nesilden nesile aktarılarak günümüze 

kadar ulaşmıştır.

Bu  şecereye  göre  Hazret  Sultan Yesevî’nin  şeceresi  şu  şekilde  Hz. Ali 

(r.a.)’in oğlu İmam Muhammedü’l-Hanefî b. Aliyyü’l-Murtaza’ya kadar ulaş-

maktadır:

Hz.  Ali  >  Muhammed  Hanefî  >  Abdul-Fettah  >  Abdul-Cebbar  >  Ab-

dul-Kahhar > Abdur-Rahman >  Kutb-ı Türkistan Hoca İshâk Bâb > Harun 

Şeyh > Mü’min Şeyh > Musa Şeyh > İsmail Şeyh >  Hasan Şeyh > Hüseyin 

Şeyh > Osman Şeyh > Ömer Şeyh > Muhammed Şeyh > İftihar Şeyh > Mah-

mud  Şeyh  >  İlyâs  Şeyh  >  İbrâhim  Şeyh  >  Hazret-i  Sultanü’l  Ârifîn  Hoca 

Ahmed Yesevî…

Kaynakların üzerinde ittifak edip birleştiği bir rivayete göre Ahmed Ye-

sevî, daha çocuk denilecek kadar küçük bir yaşta iken anne ve babasını kay-

bederek  hem  öksüz  hem  de  yetim  kalmıştır.  Babası  İbrâhim Ata’nın  vefa-

tıyla yedi yaşında yetim kalan Ahmed’in, bütün kaynaklarda ablası Gevher 

Şahnâz’ın koruması altına girdiği şeklindeki anlatım,  anneleri Karasaç Ayşe 

Ana’nın daha önce dünyadan göç ettiğini düşündürür.   

Ahmed Yesevî ilk eğitimini kendisi altı yaşlarında iken vefatına kadar ba-

bası İbrâhim Ata ve Sayram’ın önde gelen âlimi Şehabeddin İsficabî’den al-

mıştır. Babası İbrahim Ata’nın da bir şeyh olduğu ve Yesi’deki halîfesi Mûsâ 

Hoca’nın kızını Ahmed Yesevî ile evlendirdiği şeklindeki rivayetler dikkate 

alınırsa, Yesevî’nin  bu  akraba  çevresinden  de  nitelikli  bir  tasavvufî  eğitim 

almış olabileceği anlaşılır.

Ahmed Yesevî’nin ilk gençlik yıllarını, Yesi’de Arslan Baba eğitiminde 

geçirdiği  kaydedilmiştir.  Ahmed  Yesevî’nin  manevî  feyz  aldığı  kaynaklar 

arasında öncelik taşıyan “Arslan Baba” ismi, hem çeşitli menkıbe ve rivayet-

6    Orun-Koylakî  Safiyyüddin,  Neseb-nâme  (Haz.  A.K.  Müminov,  Z.Z.  Candarbekov), 

Türkistan 1992. s.40-42.




Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   158   159   160   161   162   163   164   165   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə