95
Ali Berat ALPTEKİN
1. Nasreddin Hoca Türkiye’de yaşamış olup kendisi ve fıkraları çeşitli
taşıyıcılar vasıtasıyla Türkistan’a gitmiştir
Hazar Denizi’nin doğusundaki Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan,
Kırgızistan, Doğu Türkistan ile kuzeyindeki Tataristan, Başkurtistan gibi ül-
kelerde Nasreddin Hoca ve fıkraları bilinmektedir. Ancak bu coğrafyadaki
Nasreddin Hoca ve fıkraları Türkiye’den nasıl, ne zaman ve hangi yolla sözü-
nü ettiğimiz ülkelere ulaştı? Bize göre bu hususta iki yol dikkati çekmektedir.
Bunlardan birincisi; Nasreddin Hoca İpek Yolu güzergâhı üzerindeki ül-
kelere bezirgânlar (kervancılar, tüccarlar) vasıtasıyla ulaşmıştır. Elbette hem
Nasreddin Hoca’nın hayatı hem de fıkraları, hanlarda dilden dile, nesilde
nesile anlatılırken yeni eklemeler ve unutulan kısımlarıyla bir ölçüde var-
yantlaşmıştır. Zaten bu hususu kabul etmemiz de gerekmektedir. Hiçbir sözlü
metin yeni anlatıcının ağzında ilk şeklini koruması mümkün değildir. Bu an-
latmalar yardımıyla pek çok fıkra Nasreddin Hoca’ya bağlanırken, bazı Hoca
fıkraları da başka tiplere mal edilmiştir.
Türkistan’a gidişte takip edilen ikinci yol matbuattır. Nitekim tarih boyun-
ca İstanbul, Kazan, Buhara, Semerkant, Taşkent sadece birer ticaret merkezi
değil, aynı zamanda birer kültür merkezidirler. İstanbul’da yayımlanan bir
kitap daha sonra sözünü ettiğimiz bu kültür merkezlerinde yayımlanma fırsa-
tını bulmuştur. Burada saydığımız hususlardan dolayı sadece Nasreddin Hoca
fıkralarının sayısı değişmemiş, aynı zamanda fıkraların konusunda da pek
çok farklılıklar olmuştur. Bu hususları ülke ülke anlatacak olursak, Hoca’nın
adında başlayan değişiklik, diğer konularda da kendisini gösterecektir:
Doğu Türkistan’da Nasreddin Hoca fıkraları “Nesirdin Ependi Letipiliri”
veya “Efendi Letipirili” adıyla bilinmektedir. Fıkraların hangi yolla Doğu
Türkistan’a ulaştığına dair bir bilgimiz yoktur. Bilinen şey, onun fıkralarının
sözlü kültürde yaşamasıyla ilgilidir. Ayrıca Nasreddin Hoca sadece Uygur
Türklerinin matbuatında değil, Çin matbuatında da epeyce yer işgal etmiş-
tir. Çinliler Nasreddin Hoca fıkralarından yararlanarak çocuklarını eğitmiş-
ler, hatta rejimin propagandasını bile yapmışlardır. Elbette burada sözünü
ettiğimiz fıkraların büyük bir kısmı Hoca’ya ait değildir. (Sakaoğlu-Alptekin
2009: 85-86).
Kırgızistan’da “Apendi” adıyla bilinen Nasreddin Hoca fıkralarının bu ül-
keye gelmesiyle ilgili bilgilerimiz de yoktur. Bilinen tek şey, Kırgızistan’da
sözlü kültüründe Nasreddin Hoca fıkralarının yaşamış olmasıdır. Bu hususta
İsmailova; “Apendi akılca kurnaz, hakikatçi, adaletli kişinin halk arasında-
ki idealini yansıtan folklorik kahramandır. Onun günlük hayatında, yaşayış
96
Nasreddı̇n Hoca ve Fıkralarıyla İlgı̇lı̇ Sorun
tarzında ve karakterinde hiçbir sahtekârlık yoktur. Apendi hakkında söylenen
fıkraları(n) çoğunluğu Kırgızlar arasında sözlü edebiyat şeklinde yayılmışsa
da, bazıları yazılan kitaplardan alınmıştır.” (İsmailova 1996: 221-222) de-
mektedir.
Bu ülkede Nasreddin Hoca fıkraları “Kuudul” adlı fıkra tipiyle karışmıştır.
Kazakistan’da “Kojanasır”, “Kocanasır” adıyla bilinen Nasreddin Hoca
fıkraları bu ülkeye Türkiye, İran, Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan
yoluyla girmiştir. Yine bu ülkedeki Nasreddin Hoca fıkraları “Aldar Köse” ve
“Jiyrenşe Şeşen” tipleriyle karışmıştır.
Karakalpaklar arasında “Hojanasreddin” adıyla bilinen Nasreddin Hoca
ve fıkralarının, bu ülkeye Kazakistan’daki yolu takip ederek girmiş olma ih-
timali yüksektir.
Özbekistan’da “Nasriddin Afandi”, “Afandi” olarak bilinen Nasreddin
Hoca’yla ilgili ilk fıkra kitabı 1862 yılında yayımlanmıştır. Sözünü ettiğimiz
eser derleme olmayıp çeviridir.
Türkmenistan’da “Ependi”, “Nasreddin Ependi” adıyla bilinen Nasreddin
Hoca fıkralarının bu ülkeye girişiyle ilgili bilgiler de bilinmezlerden ibarettir.
Tataristan’ın başkenti Kazan yukarıda da belirttiğimiz gibi İstanbul, Se-
merkant ve
Buhara ile birlikte bir kültür merkezidir. Bu cümleden olmak
üzere İstanbul’da yazılan bir letaif kitabı, kolayca Kazan’a ulaşabilmekte ve
yayımlanabilme imkânını bulmaktadır.
Hazar Denizi’nin batısında ise Nasreddin Hoca kolaylıkla Anadolu’dan
Selçuklu ve Osmanlı’nın hâkim olduğu coğrafyaya yayılabilmiştir.
Yukarıda ilgili ülkelerdeki adlarını, bu ülkelere giriş yollarını anlatmaya
çalıştığımız Nasreddin Hoca ve fıkraları günümüz internet çağında sadece
bu ülkelere değil bütün dünyaya daha kolay ve daha çabuk ulaşabilmektedir.
2. Nasreddin Hoca tıpkı Temel fıkra tipinde olduğu gibi hayalî bir tip
olup yaşamaya devam etmektedir
Bugün Karadenizli Temel dediğimiz zaman Doğu Karadeniz bölgesi ak-
lımıza gelmektedir. O, her ne kadar yaşamamışsa da, bölge insanını temsil
eden bir tiptir. Onun fıkraları bölge insanının ruhî ve fizikî özelliklerini, kıv-
rak zekâsını, olaylara farklı bakış açısından yaklaşarak doğru yorumlar getir-
miştir. Temel fıkralarıyla ilgili bir doktora tezi hazırlayan Korkut Ata Üniver-
sitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Yrd.
Doç. Dr. Cengiz Gökşen Temel fıkralarını şöyle tanımlamaktadır: