Farklı coğrafyalarda ve illerde sanayinin farklı kollarına hizmet etmiş çok
sayıda endüstri yapısı bulunduğu göz önüne alındığında bu çalışmaların
yurt geneline yayılması gerektiği kanısına varılmaktadır. Sanayi faaliyetle-
rinin çeşitliliği içerisinde Anadolu’nun “pamuklu dokuma sanayi” tarihinde
önemli bir rol oynayan Adana, çırçır-prese, dokuma ve tekstil fabrikalarıyla
öne çıkmaktadır (Özüdoğru, 2010).
Tırpani Kardeşler’in 1885 yılında kurduğu fabrikanın 2008 yılında yıkıl-
masıyla, Adana’da 19. yüzyıldan kalma tarihî fabrika bulunmamaktadır.
Avrupa’da ipekçilikle ilgili fabrikaların “ipek yolu güzergâhı” belirlenerek
tanıtılması ve yaşatılması Adana’nın pamuklu dokuma fabrikaları için de
örnek teşkil edebilir. Kentin endüstriyel geçmişini yansıtan fabrika yapı-
ları Adana’da bugün ulaşılan modern sanayinin başlangıç noktasıdır ve
kent belleğinde sosyal ve ekonomik anlamda yer etmiştir. Bu nedenle
kentteki sanayi yapılarının endüstri mirası kapsamında ele alınarak öz-
gün veya yeni, ancak doğru işlevlerle gelecek nesillere aktarılması ge-
rekli ve önemlidir.
KAYNAKLAR
Özüdoğru, A. A., 2010, Adana’da Dokuma Sanayi Yapılarının Endüstri Mirası Kapsamında İncelenmesi. Ç.Ü.
Yüksek Lisans Tezi, Adana, 197s. (yayınlanmamış).
Tülücü, T. A., 2007, Adana Kenti Tarihi Endüstri Yapılarının Yapısal Analizi ve Korunması İçin Bir Yöntem Araş-
tırması. G.Ü. Doktora Tezi, Ankara, 270s.
URL: maps.google.com
sında yer almaktadır. 20. yüzyılın ikinci yarısına dek kentte kurulan diğer
fabrikalardan farklı olarak çok katlı ana üretim yapılarına sahiptir. Ayrıca,
2006 yılında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlü-
ğü tarafından tescil edilen Milli Mensucat Fabrikası’nın ardından, kentte
tescili yapılan ikinci fabrika olma özelliğini taşımaktadır. 2863 sayılı Kül-
tür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6. maddesine göre tescil
edilen Cumhuriyet Un ve Çırçır Fabrikası, kentte 1970’lere kadar inşa
edilen diğer örneklere göre daha nitelikli mimari özelliklere sahiptir ve
Adana’daki endüstri mirasının öneminin özellikle pamuklu dokuma sa-
nayi üzerinden dikkat çekmesi yönünde önemli bir yere sahiptir. Milli
Mensucat Fabrikası’nın günümüzde sanayi müzesine dönüştürülmesi
düşünülürken, Cumhuriyet Un ve Çırçır Fabrikası için ise çalışmalar sür-
mektedir.
Avrupa’da koruma uygulamaları arasında önemli bir yere sahip olmaya
başlayan endüstri arkeolojisi kavramı, ülkemizde oldukça yeni bir kav-
ramdır. Ülkemizde özellikle İstanbul’da endüstri yapılarının korunması
ve yeniden işlevlendirilmesi üzerine yoğunlaşan çalışmalar görülmek-
tedir. Bu çalışmalar çoğunlukla yapıların eğitim, müze ve kültür sanat
etkinliklerine hizmet etmesi üzerine yapılan yeniden işlevlendirme uy-
gulamalarıdır. Endüstri mirası ile ilgili çalışmaların İstanbul genelinde ol-
masının nedeni bu kentin sanayi faaliyetlerinin geçmişinin çok eskilere
dayanması ve kentte eski tarihlerden kalma tarihî tesisler bulunmasıdır
(Özüdoğru, 2010).
ADANA’DA CUMHURİYET
DÖNEMİ MİMARİSİ
Şekil 7a. Fabrika iç donanımı (Tülücü, 2007).
Şekil 7b. Fabrika iç donanımı (Tülücü, 2007).
56
| GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13
TARİHÎ
DEĞERLERİMİZ
VE KORUMA
Cüneyt K. ERGİNKAYA
Şehir Y. Plancısı
“Bu işleri biraz da hastalanan bir
insana benzetebiliriz. Hastalanan
kim olursa olsun onu ölmeye
bırakmıyor, tersine hemen
hastaneye kaldırıp tedavisini
yaparak hayata döndürmeye
çalışıyoruz ve bu çok doğal bir
hareket olarak geliyor bize değil
mi? Neden aynı şeyleri “canımızın
yongası malımız” olan binalara
uygulamıyoruz da hemen yıkalım
yenisini yapalım (yani öldürelim)
diye uğraşıyoruz?”
cut konum ve koşullarından faydalanarak daha
iyisini veya kullanışlısını inşa etmişlerdir.
Güzel bir örnek olarak Çanakkale yöremizdeki
antik Truva kentinin MÖ 2500 ile MS 800 tarih-
leri arasındaki değişik dönemlerde üst üste inşa
edilen 9 katmandan oluştuğu ve halen de kazı-
ların devam ettiğini hatırlatalım.
1
Bu soruları yanıtlamadan önce genelde insan-
ların fiziki veya sosyal anlamda konumlarını
ve ilerlediklerini anlatmak üzere bazı değerleri
mukayeseli kullandıklarını hatırlatalım. Örneğin
adres tariflerken bilinen bir işyeri veya sokağa
göre sağda, solda deriz, ayrıca da binanın rengi,
ismi veya katı vb. gibi, yönlendirmeler yaparız.
Ayrıca, memura göre terfi ederek amir olduğu-
muzu ifade ederiz.
Burada da gerek mekânsal ilerlememizi gerek-
se sosyal ve ekonomik gelişimimizin derecesini
algılayabilmek üzere mukayese etmemiz için
“İnsanlar mekânların oluşturdukları bir arazi
parçası üzerinde yaşarlar. Bu arazi parçasına köy
veya kent denir.”
ÇÜ Mimarlık Bölümü’nde 1993-2006 yılları arasın-
da verdiğim Şehir Planlamaya Giriş derslerindeki
bu başlangıç cümlesini bir kısım okurların hatır-
layacaklarını sanıyorum. Dünya tarihinde nasıl ya-
şamın başlaması önemli bir dönemin ve bundan
sonra da insanların ortaya çıkışı önemli bir başka
dönemin başlangıcı ise, insanlık tarihinde de gö-
çebelikten yerleşik hayata ve tarıma geçişin sonu-
cunda köylerin ve giderek kentlerin ortaya çıkışı
da yine çok önemli bir dönemin habercisidir. Bu
içerisinde bulunduğumuz ve tüm siyasal, ekono-
mik, sosyal ve teknik gelişmelerin yaşandığı “uy-
garlıklar dönemidir” ve sözünü ettiğimiz yerleşim
alanları da tüm bu uygarlıkların çıkış noktalarıdır.
Uygarlıklar gelişirlerken -unutulmuş olsalar
bile- kendilerinden önceki kadim mekânları ve
alanları çokça ve sıkça kullanmışlar onların mev-
TARİHÎ ÇEVRE KORUMA
VE RESTORASYON
Resim 1. Truva Kazıları (www.kulturvarliklari.gov.tr). İyi de bu uygarlıkların bilinmesi neden önemlidir? Üstelik bunları bilmek şart mıdır?
GÜNEYMİMARLIK |EYLÜL2013 | SAYI 13 |
57