İlkel, Köleci ve Feodal Toplum



Yüklə 0,53 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə50/63
tarix11.09.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#67939
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   63

164
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
kalfa, çýrak. Ustalar, yavaþ yavaþ, ayrýcalýklý bir grup oluþturdular.
Her  kalfaya,  ustalýða  geçme  yetkisi  verilmiyordu.  Loncaya  kabul
edilmek için üstün nitelikte bir nesne, bir þaheser yapmak gereki-
yordu. Eðer özel bir kurul, bu nesnenin kurallara tümüyle uygun
olduðuna  karar  verirse,  ancak  bundan  sonra  iþçi,  ustalýða  kabul
edilebiliyordu. Öte yandan kalfa, ustalýða kabul ediliþinin onuruna
bir þölen vermek için büyük bir para harcamak zorundaydý. Zamanla,
þaheserler ortaya koymak, giderek daha karmaþýk bir iþ oluyor ve
pratik olarak, yalnýzca ustanýn oðullarý ve yakýn akrabalarý ustalýða
kabul ediliyor.
Kýsacasý, artýk ustalýða geçmek iddiasýnda bulunamayan süre-
kli bir kalfalar sýnýfý vardý; bunlar, birlikler, kardeþlik dernekleri ku-
ruyor  ve  ortaklaþa  haklarýný  savunuyorlardý.  Böylece  meslekler
arasýnda ve bir mesleðin içinde, maddî bir farklýlaþma kendiliðin-
den  ortaya  çýktý:  Ticaret  sermayesi,  giderek,  zanaatçýlarý  sömür-
üyordu.  Büyük  ticaret  merkezlerinde,  bazý  kiþiler,  aracýlar,  imal
edilmiþ 
[sayfa 190]
 eþyayý satýnalýyorlar, hammaddeleri daðýtýyorlardý.
Öyle oldu ki, bunlardan hammadde alan zanaatçý, kendi imal ettiði
mallarý da onlara satýyordu. Az varlýklý usta-zanaatçý1ar, hammad-
deleri kredi ile alýyor, yapýlmýþ eþya ile borcunu ödüyordu; giderek
meslekten tacirler haline gelmiþ olan aracýnýn boyunduruðu altýna
düþüyorlardý.
Tefeci Sermaye
Paranýn önemi arttýkça, emekçiler ve feodaller gittikçe daha
çok borç almak gereksinmesi duyuyorlardý. Önemli miktarda parala-
rý elinde biriktirerek çok yüksek bir kâr yüzdesi ile borç veren bir
sýnýfýn ortaya çýkýþý, bundan ileri gelmekteydi. Burada da, para, gene
sermayeye,  ama  bu  kez  tefeci  sermayesine  dönüþüyordu.  Onun
hareketinin  formülü,  doðal  olarak,  ikincisinin  tutan  birincisinden
daha büyük olmak üzere, P-P’ (para –para) oluyor.
Tacirler de ödünç almalardan (istikrazdan)  vazgeçemiyor-
lardý, kredi ve kambiyo iþlemleri geniþlemiþti. Bankalar doðdu. Ýlk
bankalar, Kuzey Ýtalya kentlerinde kuruldu; çünkü orada meta-para
iliþkilerinin geliþmesi 13. ve 14. yüzyýllarda büyük bir hýz kazanmýþtý.
Banka terimi bile, Ýtalyanca “banca”, yani “sarraf masasý” sözcüð-
ünden gelir. Ýflâs, “banqueroute” terimi de, “banka rotta”, yani “ký-


165
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
rýk sarraf masasý” deyiminden türetilmiþtir. Bir faizci iflâs ettiði za-
man, onun masasýný kýrmak âdetti. Öte yandan tefeci-bankacýlar,
muhtaç durumdaki zanaatçýlara “yardýmlarda bulunuyordu”; böy-
lelikle, onlarýn daha da, yoksullaþ-masýna yolaçýyordu.
Sömürücülere Karþý Savaþým
Kalfalar, iflâs etmiþ zanaatçýlar ve öteki yoksul kentli grupla-
rý, yavaþ yavaþ, tacirler, tefeciler, varlýklý zanaatçýlar, feodal aristok-
rasi gibi zenginlere karþý duran kentlerin yoksullar sýnýfýný oluþturdu-
lar. 
[sayfa 191]
Mülksüzler, sömürücülere karþý kendiliklerinden isyan edi-
yorlardý. Ama o dönemde, bu ayaklanmalar, kurulu düzeni sarsa-
mýyordu.
2. META-PARA ÝLÝÞKÝLERÝ VE KIR
RANTTA DEÐÝÞÝKLÝKLER
Pazarda satmak üzere yapýlan üretimin geniþlemesi, tarým
iliþkilerinin geliþmesini de etkiledi, angarya-rant (emek-rant) önemini
yitirdi.  13.  yüzyýlýn  ortalarýnda,  Avrupa  ülkelerinin  çoðunda,  aynî-
rant (ürün-rant), ve özellikle para ile ödenen rant, yani para-rant,
yaygýn durumdaydý.
Ortaçaðýn baþlangýcýnda, aynî olarak ödenen yükümlülükle-
rin  yerini  malî  yükümlülüklerin  almasý,  raslantýya  baðlý  ve  ikincil
nitelikte bir þeyken, artýk para toplama ve onu çoðaltýp yýðma, feo-
dal  senyörlerin,  esas  amacý  haline  geliyordu.  Emek-rant  ve  aynî-
rantýn  yerine,  para-rantýn  geçmesi  (rantta  deðiþiklik)  yaygýnlaþtý.
Gittikçe daha sýk olmak üzere, köylüler, emeklerinin ürünlerini pa-
zarda satmak zorunda kalýyorlardý.
Para-rantý artýrmak isteðinde olan feodaller, köylülere bir ölçü-
de iktisadî bir özerklik tanýyorlardý. Bu, yüzden, köylünün kiþisel ba-
ðýmlýlýðý, feodalin gözünde önemini yitiriyordu. Feodalin, köylünün
kiþisel köleliðinden gelme ödemelerin yerine, büyük bir para almak-
ta kazancý vardý. Özgürlüklerin satýnalýnmasý için çok yüksek, çoðu
kez köylünün gücünün üstünde bir fiyat konuluyordu. Köylüler, böyle
bir “azat olma”ya itiraz ediyorlardý. Feodaller, sýk sýk köylüleri “azat
olmaya” zorla razý edebilmek için silahla tehdit etmek zorunda ka-


166
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
lýyordu.
Köylüler Arasýnda Artan Eþitsizlik
Köylülerin ticarî iþlemlere katýlmalarý, servet eþitsizliklerinin
artmasýna yardýmcý oldu. Buna, tarým iliþkilerindeki deðiþikliklerin
de katkýsý oldu. Topraktan yararlanma (tasarruf 
[sayfa 192]
 hakký), 12.
ve 13. yüzyýllarda kesin olarak kalýtsal bir nitelik aldý. Mirasçýlarýn
sayýsýnýn  çokluðu,  köylü  topraklarýnýn  parçalanmasýnýn  nedeni
oluyordu. Bir köylü, kendi tarlasýndan istediði biçimde yararlanabi-
lirdi: satabilir, toprak satýnalabilir, rehine koyabilir vb.. Bununla bir-
likte,  sözcük  anlamýyla,  toprak  satmak  sözkonusu  deðildi,  ancak
yararlanýlmakta olan topraðýn tasarruf hakký satýlabilirdi. Feodaller
arasýnda da, topraða ait anlaþmalar, benzer niteliklere bürünüyor-
du. Feodaller, toprak yükümlülüklerinin kaldýrýlmasý “hakký”ný satý-
nalýyor ya da satýyorlardý.
Köylülerin hepsi para yükümlülüklerini ödeyecek durumda
deðillerdi. En yoksullarý, kendi toprak paylarýnýn tamamýný ya da bir
bölümünü yitiriyorlardý. Birçok köylü iþletmesi, tefecilere yem oldu.
Tefeci sermayesi, topraða ait iliþkiler alanýna da girmeye baþladý.
Muhtaç  köylüler,  toprak  paylarýný  rehine  koyuyorlar  ve  çoðu  du-
rumda, faiz yüzdeleri çok yüksek olduðu için, topraklarýný geri ala-
mýyorlardý.  Daha  varlýklý  köylüler,  yoksullaþmýþ  komþularýnýn
topraklarýný  satýnalýyorlardý.  Zengin  köylülerin  tarlalarý,  çoðu  kez,
alýþýlagelmiþ parsellerden birkaç kat daha büyüktü.
Topraðýn Küçük Köylüler Tarafýndan Kiralanmasý
Feodal  toprak  sahipleri,  köylülerin  emek  ürününün  büyük
bir kýsmýný kendilerine malediyor, ayný zamanda köylülerin yüküm-
lülüklerinin daha da aðýrlaþtýrýlmasý için baský yapýyorlardý. Bununla
birlikte, her zamanki ödemelerin artmasý, büyük toplumsal çalkan-
týlarýn nedeni olabiliyordu.
Egemen feodal sýnýf, en baþta Fransa’da ve Güney Hollan-
da’da, kendisini tatmin edecek olan para-rant sistemini birdenbire
hazýrlayýp kotaramadý. Birçok laik ve kiliseye baðlý feodaller, malî
güçlüklerine çare bulmak için, daha büyük feodallerden ya da tefe-
cilerden ödünç para alýyorlar, bunun sonucu olarak onlarýn baðým-


Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   63




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə