XəZƏr universiteti erciyes universiteti



Yüklə 3,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə176/179
tarix23.01.2018
ölçüsü3,79 Kb.
#22108
1   ...   171   172   173   174   175   176   177   178   179

386 
 
yalnızca kendi kendine yeterli bir dünya uydurarak, böyle bir temas varmış yanıl-
samasını  verir.
1
  Bu  nedenle,  postmodern  filozoflar,  hangi  perspektifin  “Hakikat”i 
geçerli bir şekilde temsil edip etmediğine karar verebilecekleri tarih-üstü Arşimet-
vâri bir noktaya, yani durulacak ya da tutunulacak bir dayanağa sahip olduklarını 
artık iddia edemezler. Varlık, bilgi ve değer için tartışılmaz temeller bulunamadığı 
için,  herhangi  bir  perspektifin  değeri,  onun,  geçici  olarak  faydalı  ya  da  öğretici, 
özgürleştirici ya da yaratıcı olabilme kapasitesine bağlıdır. Bu değerlendirmeler son 
kertede şahsî ve kültürel beğeninin ötesinde herhangi bir şeyle meşrulaştırılamaz, 
çünkü meşrulaştırmanın bizatihi kendisi, sosyal pratiğin dışında temeli olmayan bir 
başka sosyal pratiktir.
2
 
Bu bakış açısına göre, geleneksel olarak, bizim “dış gerçeklik” olarak adlan-
dırdığımız  bizi  çevreleyen  dünyanın  sınırlayıcı  ve  belirleyici  bir  işlevi  bulunma-
maktadır.  Böyle  bir işlev  varsa  bile,  son  derece  sınırlıdır.  Dünya  artık  geleneksel 
sınırlara bağlı değildir, tersine etkinleştirici ve canlandırıcı bir yaşantı niteliğine ve 
eğlence değerine sahiptir. Bu yüzden, günümüzde hâkim duygu, bir tür yeni belir-
sizlik duygusudur. Postmodern anlayışın belirsizlik yorumu, bunun artık yeterli bir 
çabayla  hafifletilecek  ya  da  bütünüyle  üstesinden  gelinebilecek  geçici  bir  durum 
olmadığıdır. Postmodern dünya kendisini kelimenin en geniş anlamıyla belirsizliğin 
hakim olduğu bir hayata hazırlamaktadır. 
Açıkça,  böyle  bir  bağlamda,  gerçeklik`i  bilmek  istiyorsak,  bunun  yolu  onu 
kurmak ve yapılandırmaktan geçer. Bunun için, önceden belli olan her şeyin şifre-
sinin çözülmesi ve yapıbozuma uğratılması gerekir. Bu, insanın nelik`ine ilişkin her 
düşünce  ve  anlayış  için  geçerlidir.  Akıl bile çoğullaşmıştır.  Postmodern  yaklaşım 
önceden var olan gerçeklik fikrine kuşkuyla baktığı için “doğal,” “mantıklı,” “duru-
ma  uygun”  ve  “sağlıklı  insan  aklı”  gibi  kavramların  maskesinin  düşürülmesi  ve 
göreceleştirilmesi gerektiğini vurgular. Postmodern düşünüş çoğunlukla daha derin 
başka bir gerçeklikle yüzleşmeyi istemez.
3
 
Bu  yaklaşımın  insanın  kimlik  ve  kişiliğiyle  ilgili  önemli  içerim  ve  uzantı-
larının olduğu açıktır. Nitekim, postmodern düşünme biçiminin yükselişiyle, insanın 
kozmostaki yeri ve anlam arayışı, kafa karıştırıcı ve şaşırtıcı olacak şekilde gelişi-
güzel  ve  başıboş  hermenötik  bir  çabaya  terk  edilmiştir.  Postmodern  insan,  içinde 
kalıcı herhangi bir anlam ve önem barındırmayan bir âlemde yaşar. Bilindiği üzere, 
gerçeklikle onun simülasyonu, hakikatle onun temsili arasındaki karşıtlığın çökme-
siyle normal ile anormal, beklenen ile beklenmeyen, sıradan ile garip . . . vs. arası 
belirsizleşmiştir. En önemlisi de kimlik ve kişilikleri birbirinden ayıran farklılıklar 
artık yukarıdan ya da tarihdışı bir kaynaktan belirlenir olmaktan çıkmıştır. Kimlikler 
daima yeniden inşâ edilmek durumundadır. Hiçbir tarafın kendi inşâsının diğerinden 
daha uzun ömürlü ve Tanrı vergisi olduğuyla övünmesi sözkonusu değildir. Çünkü 
                                                        
1
  Allan  Megill,  Aşırılığın  Peygamberleri,  (Çev.  Tuncay  Birkan),  Bilim  ve  Sanat  Yayınları,  Ankara, 
1998, s. 91. 
2
 Richard Tarnas, Batı Düşüncesi Tarihi: Modernite`den Günümüze Kadar II, (Çev. Yusuf Kaplan), 
Külliyat Yayınları, İstanbul, 2011, ss. 253-254. 
3
  Rainer  Funk,  Ben  ve  Biz:  Postmodern  İnsanın  Psikanalizi,  (Çev.  Çağlar  Tanyeri),  Yapı  Kredi 
Yayınları, İstanbul, 2006, s. 14. 


387 
 
dayanıklı nesnelerden oluşan dünya, anlık tüketim için tasarlanan ve bir kere kulla-
nıldıktan sonra değerini yitiren ürünlerin doldurduğu bir dünya ile yer değiştirmiştir. 
Bu bağlamda, seçim özgürlüğü seçenekleri sürekli açık tutmak anlamına gelir. 
“İstediğin şey olabilirsin” fikri, kimlik ve kişilikleri, tıpkı bir kostüm değişimi gibi 
benimsenip atılan bir şey haline getirdi.
1
 Bu yeni durumun dehşeti, samimi kimlik 
ve kişilik inşâ çabalarını boşa çıkarmasındadır. Öte yandan, bu durumun çekiciliği 
ise, geçmişin denemeleriyle sınırlı kalmamasında, geri dönüşü olmayacak şekilde 
asla mağlup olmamasında ve seçenekleri daima açık tutmasındadır. Doğrusu, post-
modern  toplumda  kategorileri  belirleyen  faktörlerin  en  önemlisi  şüphesiz  seçme 
özgürlüğüdür. Bir insan ne kadar çok seçme özgürlüğüne sahipse, postmodern top-
lum hiyerarşisi içinde o ölçüde yüksek bir konuma sahip olur. Çünkü postmodern 
toplumsal farklılıklar, gerçek seçeneklerin genişlik ve darlığına dayalı olarak belir-
lenir.
2
 
Denebilir ki, “kimlik” ve “kişilik” gibi kavramlar özsel değil, stratejik konum 
ya da duruma bağlıdır; tesbit ve tayin edilmiş semantik bir çerçeveye sahip değildir. 
“Kimlik” kavramı, başlangıçtan günümüze, tarihin tüm iniş çıkışları boyunca deği-
şikliğe  uğramaksızın  açılan  nefsin  sabit  özüne  işaret  etmez.  Zaman  içinde  nefsin 
sadece küçük bir bölümü kendisiyle özdeş ve aynı kalır.
3
  
Postmoderneler  insanın  kültür,  dil  ve  tarih  içindeki  özel  konumunu  aşan 
rasyonel bilinç sayesinde otonom bir birey olduğunu reddeder ve bilen özneye ilişkin 
küresel  söyleme  inanmazlar.  Bilinç  belli  bir  şey  değil,  bir  misyondur.  Çünkü  biz 
kendimizi  zaten  her  zaman  müşahhas  bir  duruma  gömülü  olarak  buluruz.  Post-
modern  ben,  ona tekaddüm  eden  tarihsel  bir  durumun  maddî, toplumsal  ve dilsel 
koşullarına  bağlıdır; onlara  hâkim  değildir.
4
    Bu  bağlamda  kimlik  bir  oluşu  ifade 
eder. Hatta bu yapıların tanımladığı gibi, kimlik`in soyut, karmaşık, çok yönlü, akış-
kan ve amorf olduğunu da söylemek mümkündür. Kimlik yaradılıştan gelmez, aksi-
ne toplumdaki kurumlar ile bireylerin devamlı etkileşimi sonucu oluşur. Şüphesiz, 
postmodern dünyada olmayan en önemli şey hareketsizliktir. Bu dünyada her şey 
hareket halindedir. Fakat bu hareketler rastgele ve dağınıktır, dolayısıyla, açık seçik 
bütüncül bir istikametten yoksun görünmektedir. Dünya sınırsız bir biçimde esnek 
ve denetlenebilir görüldüğü için, muhtemelen kalıcı bir şekil alamaz. 
Gerçekten,  postmodern  dünyada  mesaj,  dünyada  belirsizlik  ve  esnekliğin 
hâkim olduğudur. Bu dünyada her şey olabilir, ve her şey yapılabilir; fakat kalıcı 
hiçbir şey yapılamaz. Hiçbir şey kesin olarak bilinemez, ve bilinen her şey de ancak 
farklı bir biçimde bilinir. Bir bilme biçimi ancak diğer bir bilme biçimi kadar iyi ya 
da  kötüdür;  veya  istikrarsız  ya  da  güvenilmezdir.  Hedefleri  sebatla  sürdürmenin 
                                                        
1
 Christopher Lasch, The Minimal Self: Psychic Survival in Troubled Times, W. W. Norton & Company, 
New York, 1984, ss. 38. 
2
 Zygmunt Bauman, Postmodernity and its Discontents, Blackwell Publishers Ltd., Oxford, 1997, ss. 
89,94. 
3
  Stuart  Hall,  “Who  Needs  ‘Identity’?,Questions  of  Cultural  Identity  (Ed.  S.  Hall,  P.  DuGay),  Sage 
Publications, London, 1996, s:3 
4
  Kevin  J.  Vanhoozer,  “Theology  and  the  Condition  of  Postmodernity:  a  Report  on  Knowledge  (of 
God),” The Cambridge Companion to Postmodern Theology, (Kevin J. Vanhoozer), Cambridge 
University Press, Cambridge, 2003, ss. 11-12. 


Yüklə 3,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   171   172   173   174   175   176   177   178   179




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə