Kazeinaz: Süt parçalayan enzim. Kazein parçalayan bir çeşit proteaz enzimi.
Kazeolitik: Kazein parçalama yeteneğinde olan. Kazeinaz enzimi içeren
mikroorganizma.
Keliser: Çengelliler. Örümcek, akrep ve öteki Arachnida’ların başında bulunan
pens biçimindeki ekstremite. Örnek: Eklembacaklılardan örümcek ve akreplerde avlarını
yakalamaya çalışırlar.
Kemoheterotrof: Kimyasal üretici. Organik maddeleri enerji ve karbon kaynağı
olarak kullanan organizmalar. Hayvanlar alemi, fungi, bakterilerin bir bölümü bu grup
canlılara örnektir.
Kemolitotrof: Kimyasal bileşikleri enerji, inorganik maddeleri elektron kaynağı
olarak kullanan organizma. Ayrıca bakınız; litotrof ve kemoorganotrof.
Kemoorganotrof: Kimyasal elektroncu. Kimyasal bileşikleri enerji, organik
maddeleri elektron kaynağı olarak kullanan organizma. Ayrıca bakınız; kemolitotrof.
Kemoototrof: Karbondioksiti esas karbon kaynağı olarak kullanarak inorganik
bileşiklerin oksidasyonundan enerji sağlayan organizmalar.
Kemoreseptör: Kimyasal almaçlı. Kimyasal uyarımları alan duygu organı ya da
hücresi. Örnek: Kimyasal maddelere karşı tepki göstermek. Yani çamaşır suyunun
kokusunu aldığında hapşırmaktır.
Kemosentetik
Mikroorganizmalar: Kimyasal maddeci, kimyasal madde
parçalayan. Yüksek bitkilerde metabolizma sonucu meydana gelen son ürünü kullanarak
bazı elementlerin doğadaki devirsel değişimlerini sağlayan mikroorganizmalar.
Kemosentez yapan organizmalar. Organik bileşiklerin biyosentezini yapan
organizmalar.
Kemotaksi: Bir kimyasal maddeye doğru (pozitif kemotaksi) veya bir kimyasal
maddeden uzağa (negatif kemotaksi) doğru organizmanın hareketi.
Kemotropizma: Kimyasal yönelim. Kimyasal uyarıma büyüme tepkisi.
Keratin: Sert protein. Boynuz yapı. Omurgalıların epidermisinde ve tırnak, tüy,
saç, boynuz ve benzerlerinde bulunan boynuzsu, suda çözünmeyen bir protein. Örneğin
kreatin deposu yaklaşık olarak 70 kg ağırlığındaki bir insanda 120 gr dır . Ketozis:
İdrarda keton cisimlerinin çıkması. Örneğin vücuttan dışarı idrarla atılır ve ortamda
kokuya neden olur.
Kimera: İkizsi yapı. Vücudunda aynı ya da farklı türlerin zigotundan türeyen
hücre populasyonuna sahip olan bireydir. Doğal olarak ikizlerde görülebilir ya da yapay
olarak oluşturulur.
Kimoz: Talkımsı, talkımlı. Çiçek sapın ucundadır. Talkımsı çiçek kümeleri ana
sapın dallanma durumuna göre isimlendirilir. Yalın talkım (monokasyum), çatallı talkım
(dikasyum), çok çatallı talkım (pleiokazyum) gibi.
Kines: Tepki, tepkisel hareket. Bir organizmanın bir uyartıya göstermiş olduğu
tepki. Tepkinin yönü uyartının yönüne bağlı değildir. (Taksisteki durumun aksine).
Örnek: Tiki olan bir kişiyi dürttüğümüzde birden irkilmesidir.
Kinestesis: Algılama, iç duyu, iç his. Bizi, vücudumuzun çeşitli kısımlarının
hareketi ve durumu hakkında haberdar eden duygu.
Kingdom: Alem
Kininler: Kanda ve dokularda yapılan ve kan damarlarında, düz kasta ve bazı
sinir uçlarında iş gören polipeptidlerdir. Örnek: Bradykinin yada kalidin, adenin içeren
gruplardan birisi doku kültüründeki bitki hücrelerinin büyümesini ve bölünmesini artırır.
Kirby-Bauer Testi: Disk difüzyon testi. Kimyasal ilaçlarla yapılan tedavilere
mikropların duyarlılığını tayin etmek için kullanılan bir agar difüzyon testi.
Kirpik: Hücre çıkıntısı. Göz kapağı tüyü.Hücrelerin serbest yüzeyi üzerinde
kirpiksi sitoplazmik çıkıntı. Düzenli titreşerek hücrenin hareketini sağlar.
Kitin: 1. Sert kabuk. Eklembacaklıların dış iskeletini ve birçok mantarın hücre
duvarını teşkil eden, suda erimeyen, boynuz özelliğinde bir protein-polisakkarittir. 2.
Oldukça dayanıklı yapıda, N-asetil glikozamin'den meydana gelmiş, bir tür nötr
polisakkarit.
Klavat: Ucu topuzlu, topuz şeklinde. Uca doğru düzgün bir şekilde kalın-laşarak
ucun topuz şeklini alması.
Klavellat: Ucu topuzlu, topuz şeklinde. Uca doğru düzgün bir şekilde
kalınlaşarak ucu topuz şeklini almış tüyler.
Klayn: Değişme, meyilli olma. Yayılma alanın bir ucundan ötekine yapı ya da
işlev bakımından sürekli değişkenlik serisi.
Kleidoik
Yumurta: İlkel yumurta. Embriyosu bir larval evreden geçmeden
doğrudan doğruya minyatür bir ergine dönüşen sürüngen, kuş ve ilkel memeli hayvan
yumurtası.
Klimaks
Kommünite: Kararlı birliktelik. Süksesyonda ulaşılan en son ve kararlı
kommünitedir. Klimaks kommünite çevre koşullarıyla denge halinde olup belli bitki
hayvan ve türlerine sahiptir.
Klimatik
Göç: Çevresel göç. Hayvanların hava koşulları nedeniyle yaptıkları
göç. Zoonozların yayılmasına neden olur.
Klitoris: Küçük tepe. Kadın cinsel iç organı. Vulvanın ön kısmında erkek
penisine karşılık ereksiyon yapabilen bir yapıdır.
Kloak: İlk açıklık. Aşağı omurgalı hayvanların çoğunda sindirim, boşaltım ve
üreme sisteminin açıldığı oda. Örneğin kaplumbağa, kuşlar gibi hayvanlarda görülür.
Klon: 1. Hücre topluluğu. Bir atasal hücreden mitoz bölünmeyle oluşan hücre
popülasyonu. 2. Genetik olarak birbirinin aynı olan canlılar. Örnek: Dolly koyununun
aynen kopyalanması
Klorenkima: Yeşil yaprak dokusu. Klorofilli bitki dokusu.
Klorofil: 1. Yeşil renk maddesi. Fotosentez olayında güneş ışığı enerjisini
kimyasal enerjiye çeviren önemli pigment. 2. Fotosentez tepkimelerinde güneş enerjisini
kimyasal enerjiye çeviren, yapısında Magnezyum (Mg) içeren, yeşil pigment maddesi.
Kloroplast: Besin üretme organeli. Bitki hücrelerinin yeşil renkli klorofil
taşıyan organeldir. Fotosentez merkezidir.
Knidosit: Yakıcı kapsül. Omurgasızlarda görülen, içinde yakıcı kapsüller
taşıyan, savunma veya beslenmede görevli olabilen özelleşmiş hücreler.
Koagulum: Pıhtı.
Koagülasyon: Pıhtılaşma.
Koagülaz: Plazma pıhtılaştırma enzimi. Patojen stafilokoklar tarafından
salgılanan ve kanda fibrinojenden fibrin oluşturarak insan ve çeşitli hayvan plazmalarını
pıhtılaştıran bir enzim.
Koanosit: Kamçılı hücre. İnce bir sitoplazmik yakası olan kamçılı hücredir. Bazı
bir hücreli hayvanlar ve
süngerlere
özgüdür.
Kobalamin: B12 vitamini. Alyuvarların yapımında esas maddedir. Örneğin
eksikliğinde sinir sistemindeki liflerde hasar oluşur ve pernisiyöz anemisine neden olur.
Koch basili: Verem çubuk bakterisi. Tüberküloz basiline, bulanın adına izafeten
verilen ad. Ayrıca bakınız; tüberküloz.
Kodon: mRNA üçlü baz birimi. mRNA zinciri üzerinde her biri bir nükleotide
bağlanmış; amino asitlere özgü üçlü baz birimlerine verilen addır
Koenositik Hif: Mantar iplikçikleri. Septa bulunmadığı için tek çekirdekli hücre
benzeri birimlere bölünmeyen fungus iplikçikleri.
Koenzim: Enzim aktifleştirici, mayaya bağlı, enzime bağlı. Bazı enzim
reaksiyonları için gerekli olan ve enzime gevşek olarak bağlı bulunan kısım.
Kohezyon: Molekül çekim kuvveti. Aynı cins moleküller arasındaki çekim
kuvveti.
Dostları ilə paylaş: |