YüZÜNCÜ yil üNİversitesi fen biLİmleri enstiTÜSÜ



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə39/50
tarix24.04.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#40133
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   50

 
Populasyon: Tür Topluluğu. Tür birlikteliği, aynı türün topluluğu. Belirli bir 
bölgede yaşayan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluk. 
 
 Por: Gözenek, küçük delik.   
 Porifera: Süngersi hayvanlar. Vücut çok sayıda porla delinmiştir. Buralardan su 
içeri girer ve besin süzülür.   
 Porisid 
Kapsula: Delikli kapsül, delikli koruncak. Tohumları, kapsülün tepe 
bölümünde bulunan deliklerden dökülen çok karpelli kuru meyve.  
 Portal 
Sistem: Toplar damar yumağı ve sistemi. Bir bölgenin kanını toplayan ve 
yürek yerine diğer organlardaki kılcal damalara uzanan toplardamarların bir grubu. 
Poxviridae: Bazı hastalıklara neden olan, oldukça büyük, 200-300 nm çapında 
kompleks, tuğla şeklinde, çift iplikli DNA içeren kılıflı bir virüs familyası.  
 Predasyon: Av-avcı ilişkisi, tür ilişkisi, iki tür arasındaki ilişki. Bir tür diğer türü 
avlayarak ayşar ve  üzerinde zararlı etki yapar, ancak onsuz yaşayamaz. Bir tür diğerini 
öldürür ve yer. 
 Predatör: Avcı organizma. Besin olarak diğer canlıları yakalayıp öldüren canlı.   
 Prekursor: Öncü, öncül madde. Bir metabolik yol içinde başka maddeden önce 
gelen bir madde. Başka bir maddenin sentezlendiği madde. 
 
 Prevalans: Hastalık tutulma sayısı. Toplumda aynı süre içinde belli bir hastalığa 
tutulanların sayısı.  
 Pridoksin: B6 vitamini. 
 Primer: Birincil, ilk. Birinci derecedeki, ilkin, esas. 
 
 Primitif 
Oluk:  İlk embriyo oluğu. Mezodermin şekillenmesi ve hücrelerin 
hareketinin bir sonucu olarak balık, sürüngen, kuş ve memeli yumurtalarındaki disk 
üzerinde gelişen uzunlamasına bir oluk. Bu yapı blastoporun kenarlarına homolog olup 
embriyonun sonradan oluşacak uzun eksenini simgeler. 
 
 
 Primordiyum: Taslak yapı. Bir organ ya da kısmın embriyonik gelişme 
sırasında görülen ilk belirtisi.  
 Probosis: Beslenme hortumu. Bir hayvanda genellikle beslenme de kullanılan 
burun ya da baş kısmındaki hortuma benzer yapı.  
 Profaj:  İlk faj. DNA'sı konakçı bakterinin DNA' sıyla kaynaşıp kopyalanan 
enfeksiyon yapmayan, kararlı provirüs formu. 
 Profaz: Mitozun ilk evresi. Bu evrede kromatin iplikleri kısalır, kromozomlar 
belirgin hale gelir ve iğ oluşur. 


 Progesteron: Tutunma hormonu. Plasentada ve ovaryumun Corpus luteumun’da 
üretilen hormon. Estrodiol ile kızgınlı ve ay halini düzenler ve embriyonun döl 
yatağında tutunmasını sağlar 
 Proglotis: Dilsi. Bir şeritin vücut parçaları.  
 
 Prokaryot: Çekirdeksiz canlı. Bakteri ve virüslerde olduğu gibi gerçek bir 
çekirdeğe sahip olmayan organizmalar. 
 
 Prokaryot 
Hücre: 
Çekirdeği zarsız hücreliler. Zarla çevrilmiş özel organelleri 
ve gerçek çekirdeği olmayan hücreler. Bakteriler ve mavi-yeşil algleri içine alan monera 
alemindeki canlılar.  
 Prokumbent: Yere yatık tabanlı. Toprak üzerinde yatık olarak uzayan ancak 
nod-yumlarda köklenmeyen gövdeler. 
 Pronefroz: Basit böbrek, ilk böbrek. Omurgalılarda görülen en basit böbrek tipi. 
 
 
Proprioseptör:  İç duyu. Vücudun durumu, hareketleri kas gerilimi hakkında 
beyne 
bilgi 
veren 
iç 
duyu 
hücreleri. 
       
Prosimi: İlk primat, primat atası.Yaşayan ilkel bir primat ya da primatların ilk 
atası.  
Prostat: Erkek yardımcı eşey bez. Memeli erkeğinin büyük yardımcı eşey bezi. 
Bu bez deferensle birleştiği kısımda üretrayı sarar ve büyük ölçüde seminal sıvı salgılar. 
 Prostetik 
Grup: Bir enzime sıkıca bağlanan bir kofaktör.   
 Protallus: Protal. Haploit yapıdaki gametofit. 
 Protalyum: Sporlu bitkilerde sporların çimlenmesi ile oluşan ve eşem 
organlarını taşıyan haploid evre. 
 
 Proteaz: Protein sindiren. Protein parçalayan enzim.  
 
 
Protein: Yapısında karbon, hidrojen, oksijen ve azot gibi elementleri bulunduran 
temel moleküllerdir. Amino asitlerin peptid bağlarıyla birleşmesinden oluşur. 
 Proteinler: Karbon, hidrojen, oksijen, azot ve genellikle kükürt ve fosfor içeren 
makromoleküller. Peptid bağlarıyla bağlanmış amino asit zincirlerinden oluşur. Bütün 
hücrelerde ana bileşiklerden birisidir. 
 Proteinüri: Proteinli idrar. İdrarda   protein   çıkması.  
 
Proteolitik: Protein parçalayan. Proteinleri parçalama yeteneğinde olan. Proteaz 
enzimi içeren mikroorganizma.  
 Proteoliz: Protein parçalama işlemi. Proteinlerin amino asitlerine kadar 
parçalanması işlemi. 


 Proteus 
Davranışı: Düzensiz kaçış. Predatörler tarafından kovalandığı zaman 
avın düzensiz, beklenmedik değişik hareketleri.  
Protist: İlk tek hücreliler. Protista üyesi mikroorganizma.   
Protista: Gerçek tek hücreliler. Tüm mikroorganizmaları içine alan alem. Daha 
sonra prokaryot ve ökaryot olanlar farklı alemlere ayrılmıştır.    
Protokooperasyon: Birlikte bulundukları zaman birbirlerinden yararlanan iki 
populasyon arasındaki ilişkiler. Ancak birinin yokluğunda diğeri yaşamını sürdürebilir.  
Proton: + yüklü parçacık. Bütün atom çekirdeklerinde bulunan pozitif elektrik 
yükü ve bir nötronunkine eşit kütlesi olan temel partikül.   
Protonefridyum: İlk böbrek, omurgasızlar böbreği. İlkel omurgasızların ve bazı 
ileri hayvanların larvalarındaki alev hücresinden oluşan boşaltım organı. 
Protonema:  Kara yosunlarında, üzerindeki dik bir gövdenin geliştiği ve bu 
gövdeye tek sıralı hücreden oluşan sarmal yaprak halkasının bağlandığı yer.  
 Protoplast: Sade bakteri, çıplak bakteri. Hücre duvarı tümüyle uzaklaştırılmış 
bakteri hücresi.  
 Protoplazma: Hücre sıvı  kısmı. Hücrenin çekirdeği ile sitoplazmasına verilen 
ad.  
Protostomia:  Gelişen ağız. Embriyodaki blastopor, gelişerek ağzı oluşturur. 
Anüs, ağzın tam karşısında, arka bölgedeki ektodermin çökmesiyle gelişir. Genellikle, 
şizosöl sölom, spiral segmentasyon, ve mozaik gelişim ile birlikte anılır.  
Protozoa: Tek hücreli hayvanların filumu. Amoeba, ciliata, flagellata ve 
sporozoa’ yı kapsayan tek hücreli hayvanların filumu. 
 
 
 
Protozoon: Tek hücreliler. Tek hücreli canlılara genel olarak verilen ad. 
(örneğin algler, mantarlar, bakteriler vs.) 
 
 
 
Protrombin: Kan ana proteini. Kanın bileşimini oluşturan protein   yapısındaki  
madde. 
 Provirüs: Konak hücre kromozomuna entegre olabilen virüs DNA'sı. Dölden 
döle bulaşıcı virüs meydana getirmeden taşınır.  
 
 
Pseudocoelomata: Gerçek söloma sahip olmayan canlılar. Embriyonel 
dönemdeki blastosöl'ün devamıdır. Sadece dış  kısmı mezoderm ile çevrilidir.yalancı 
boşluklular.    
 Pseudopod: Yalancı ayak. Bir amip ya da amipsi hücrenin geçici sitoplazmik 
çıkıntısı. Bu çıkıntı hareket ve beslenmede kullanılır.  
 
 
 
Pseudosölom: Yalancı boşluklular. Mezoderm ve endoderm arasındaki vücut 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə