Pektinaz: Pektin parçalayan enzim
Pektolitik: Pektinleri parçalama yeteneğinde olan. Pektinaz enzimi içeren
mikroorganizma.
Pelajik: Denizde yaşayan, denizel. Okyanus ortası gibi açık sularda yaşayan
organizma.
Peltat: Kalkansı, kalkan şeklinde. Yaprak sapının kenardan değil yüzeyden bir
noktadan yaprak ayasına bağlı olması.
Penetrasyon: Nüfuz etmek, içine girmek, dalmak.
Penicillium: Yaygın bir küf (mantar) cinsi. Örnek: Penisilin 1929 yılında
Alexander Fleming tarafından penicillium notatum adlı küfte bulunmuştur.
Penisilikasit: Çok sayıda Penicillium ve Aspergillus türü tarafından oluşturulan
küf metaboliti.
Penisilin: Penicillium notatum adlı küf tarafından üretilen ve bakteri hücre
duvarının sentezini engelleyen bir antibiyotik.
Penta: Beş tane anlamına gelir.
Pentamer: Beş parçalı. Her halkasında beş parça bulunan. Beş sepal, beş petal,
beş stamen gibi
Pentasiklik: Beş halkalı.
Peponidyum: Etli meyve. İç kısmında septumlar tarafından ayrılmamış sulu ve
kabuğu derimsi alt durumlu bir ovaryumdan oluşmuş etli meyve.
Pepsin: Protein sindiren enzim. Midedeki hücreler tarafından salgılanan bir
proteolitik enzimdir. Yalnız çok asitli bir ortamda çalışır ve optimum etkisi PH 2’de
görülür.
Peptidoglikan: Çok şekerli zincir yapısı. Uzun polisakkarit zincirlerinin kısa
peptitlerle (protein bağları) bağlandığı büyük moleküller.
Peptit: Aminoasit bağları. Aminoasitler arasındaki bağlar.
Pepton: Protein son yapısı. Proteinlerin mide öz suyunda sindirime uğramış son
hali.
Perennial: Çok yıllık. Yıllarca canlı kalıp yaşamını sürdüren bitki.
Perferal
Direnç: Kan damarlarının kasılma ya da gevşeme durumu. Kan
basıncının saptanmasında önemli bir rol oynar. Örnek: Tansiyon
Perfoliat: Sarıcı. Sapsız yaprak ayası tabanının gövdeyi sararak gövdenin yaprak
içinden geçiyormuş gibi göründüğü basit yaprak.
Periant: Çiçek örtüsü ve çiçek örtü yaprakları. Taç ve çanak yaprakların tümü.
Bir çiçekte erkek organlar ve dişi dışında kalan parçalar.
Periderm: Ağacın kabuk kısmı. Birçok gövde ve köklerde ikinci büyüme ile
epidermisin yerini alan doku.
Periferal: Kasılma-gevşeme durumu.
Perigin
çiçek: Orta çiçek. Reseptakulum (çiçek tablası) çukurlanmış ve ovaryum
çiçek tablasının tabanında serbest durumdadır. Çiçeğin diğer halkaları (sepal, petal ve
androkeum) reseptakulum çukurunun üst kenarından çıkar. Çiçek orta, ovaryum üst
durumludur.
Perigon: Aynı çiçek örtüsü. Çanak ve taç yaprakların farklılaşmaması, aynı şekil
ve aynı renkte olmasıyla meydana gelen çiçek örtüsü.
Perikarp: Kalp dış tabakası. Kalbin en dış örtüsüne verilen ad.
Periost: Kemik zarı. Kemiklerin dışında bulunan, kemik dokunun beslenmesini
onarılmasını sağlayan zar.
Perisikl: Tek sıralı parankima. Tek hücre sırasından oluşmuş parankima
tabakası. Meristeme dönüşerek kök kambiyumu, mantar kambiyumu ve yan kökleri
oluşturur.
Perisperm: Tohum besi dokusu. Bazı tohumlarda bulunan ve tohum taslağı
özünden gelişen besleyici doku.
Peristalsis: Çepersel-çeper kasılması, kasılma. Üreter ya da sindirim sisteminin
bir bölümü gibi içi boş tüp şeklindeki organların çeperlerinde kas kasılmasının ve
gevşemesinin ritmik ve kuvvetli dalgaları. Bu dalgalar maddeleri tüp içinde hareket
ettirmeye yarar. Örnek: Yiyeceği yemek borusundan mideye 10 sn de taşır.
Peristaltik: Sindirim kasılma hareketleri. Sindirim sistemi gibi bazı organların
çeperlerinde görülen ritmik ve kuvvetli kasılıp gevşeme hareketleri. Bu ritmik kasılma
dalgaları organ içindeki maddeyi hareket ettirmeye yardımcı olur.
Peristom: Ağız çevre bölgesi. Yosunlarda (Bryofitler) kapsül açıldıktan sonra
ağızda bir ya da iki sıralı, silli halka yapısı. Silyat protozoonlarda, denizyıldızlarında,
halkalı solucanlarda, böceklerde, derisi dikenlilerde, vb.
Periton zarı: Karın zarı. Karnın iç kısmını astarlayan zar, iki katlı karın zarı.
Permeabilite: Geçirgenlik. Bir zarın belli maddeleri geçirebilme yeteneği.
Personal: Boğazı kapalı ve dudakları eşit olmayan iki dudakları bir korolladır,
boğazı alt korollanın damak şeklinde ileriye çıkmış olan parçası ile kapanmıştır.
Pestisit:
Tarım koruma ilacı. Tarım bitkilerine zarar veren hayvansal ve bitkisel
asalaklara karşı kullanılan kimyasal maddelerdir. Mantarlarla mücadelede kullanılan
pestiside fungisit, böceklerle mücadelede kullanılan pestiside insektisit, zararlı otlarla
mücadelede kullanılan pestiside herbisit denir.
Petal: Taç yapraklar. Bir çiçeğin başkalaşıma uğramış renkli yapraklardan
oluşmuş halkası. Sepal halkasıyla stamen halkalarının arasında bulunur. Tipik parlak
renkleri ve çekici kokularıyla tozlaşmayı sağlamak için böcek ve kuşları çeker.
Petaloid: Taç yapraksı. Renk ve şekil olarak taç yaprağa benzeyen.
Petiol: Yaprak sapı. Yaprağı gövdeye bağlayan sap.
Petiolül: Yaprakcık sapı. Bileşik bir yapraktaki yaprakçık sapı.
Petri
Kutusu: İçerisinde besi yeri olan, bakteri, fungus gibi canlıları üretmekte
kullanılan düz, yuvarlak, kapaklı cam ya da plastik kap. Besin yeri kutusu
Petroff-Hauser
Lamı: Bakteri sayım lamı. Bakterilerin mikroskobik sayımında
kullanılan özel bir lam.
Peyzaj: Bir arazi parçasının ekolojik, biyolojik, yapısal ve tüm doğal
özelliklerinin topluca anlatımı.
PH: Asit-Baz derecesi. Bir sıvının asit veya bazlık derecesini gösteren değer.
Örnek: Kanın ph 7.4 olması
Pi
elektronları: Tek ve çift konjuge bağlar sisteminde yer alan hareketli elektron
grupları. Yalnız tek bir atom ya da bağla değil, bir bütün olarak konjuge sistemle birlikte
bulunurlar.
Pigment: Renk maddesi. Bitkilerde ve hayvanlarda bulunan renk maddelerinin
genel adı.
Pikornavirüslar: Soğuk algınlığına sebep virüs ailesi. İnsanlarda soğuk
algınlığı ve hepatit A gibi hastalıklara neden olan, 28-30 nm çapında, tek iplikli RNA
içeren, küçük, kılıfsız, ikozahedral kapsidli, bir virüs familyası.
Piksid (Piksidyum) Kapsül: Kapaklı kapsül, kapaklı koruncak. Çevresel olarak
yanlan ve bir kapak oluşturarak açılan meyve.
Pilos: Yumuşak tüylü. Yüzeyi ince zayıf ve yumuşak tüylerle kaplı olan.
Pilus: Bakteri iplik uzantıları. Bakterinin zemine veya besin maddesine
yapışmasını sağlayan ya da konjugasyon esnasında DNA aktarımını sağlayan iplik
şeklinde uzantıları.
Dostları ilə paylaş: |