Maden jeolojiSİ BİLİMİNİn tanimi



Yüklə 0,67 Mb.
səhifə1/15
tarix11.04.2018
ölçüsü0,67 Mb.
#37739
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15

MADEN JEOLOJİSİ BİLİMİNİN TANIMI


Uygulamalı jeolojinin en önemli kollarından biri olan ekonomik jeoloji yerküresini teşkil eden ve ekonomik olarak yararlanılabilen doğal maddelerin bilinmesini ve bulunmasını amaç edinmiştir.

Yerküresini oluşturan mineral toplulukları, kömür, petrol ve hatta su gibi doğal gereçlerden ekonomik olarak yararlanılabilenlere “Maden” adı verilir.

Maden jeolojisi, kömür jeolojisi, petrol jeolojisi ve su jeolojisi (hidrojeoloji) ekonomik jeolojinin dallarını teşkil eder. Buradan da anlaşılacağı gibi Maden Jeolojisi deyimi sadece ekonomik değere sahip mineral topluluklarını inceleyen bilim dalı olarak kullanılmaktadır.

Metal elde edilen mineral toplulukları Metalik Maden Jeolojisi’nin, diğerleri metalik olmayan maden jeolojisinin veya daha çok kullanılan deyimiyle Endüstriyel Hammaddeler Jeolojisi ‘nin kapsamına girer. Bu kitapta metalik maden jeolojisi ve endüstriyel hammaddeler jeolojisi bir arada ele alınacaktır.

TARİHÇE

İnsanlar odun, kemik, deniz hayvanlarının kabuğu gibi gereçlerden sonra taş devrinde sileks, obsidiyen ve kil gibi anorgonik maddelerden de yararlanmayı öğrenmişler, bu maksatla kuyular, galeriler açmışlardır. Daha sonra doğadaki olayları gözleyerek nabit metallerin ve bazı minerallerin eriyebildiklerini öğrenmişler ve buna paralel olarak alivyonlardan itibaren bazı nabit metalleri elde etmeye başlamışlardır.



İlk kullanılan metal M.Ö. 1200 yıllarında altın olmuştur. İnsanlar aynı devirlerde bakır ve kalay unsurlu mineralleri eriterek, bronz yapmaya başlamışlardır. Bakır ve demir 'in elde edilmesi daha geç olmuştur. Demir’in ilk defa M.Ö. 1500 yılarında Anadolu‘da Hitit’ler tarafından kullanılmış olduğu ileri sürülmüştür. Daha sonrada Anadolu ’da eski Yunanlılar, Romalılar, Ermeniler, Cenevizliler, Ruslar ve İngilizler altın, gümüş, demir, bakır, kurşun ve civa gibi unsurları işletmişlerdir. 19. asrın sonları ile 20. Asrın başları Anadolu’da yeni yatakları bulunup işletile bilmesi bakımından büyük önem taşır. Zonguldak kömür yatakları, Dursunbey krom yatakları, İzmir dolaylarındaki civa, antimuan vezımpara taşı yatakları bu dömemde bulunmuştur.

Cumhuriyet döneminde madencilikte uğraşan Sümerbank, MTA, Etibank; TPAO ve TKİ kurumları kurulmuştur. Maden arama işlemleri bilhassa MTA (1935) tarafından yürütülmektedir.

MADEN JEOLOJİSİ İLE İLGİLİ TERİMLERİ

Metal: Metalik parıltılı, ısı ve elektiriği iyi geçiren, iyonizasyon enerjileri düşük, kolayca oksitlenerek pozitif iyonlar verebilen unsurlardır. Doğada mevcut 92 unsurdan çoğu metaldir. Örneğin; Fe, Cu, Pb, Zn, Cr, Ni, ....... Metal olmayan unsurlar ise şunlardır: H, He, B, C, N, O, F, Ne, Si, P, S, Cı, Ar, As, Se, Br, Kr, Te, I, Xe, At, Rn.

Faydalı Mineral: Yeterli miktarda olduğunda ekonomik bir değer taşıyan mineraldir. Cevher minerali deyimiyle de adlandırılır.

Cevher: Bir veya daha fazla çeşit faydalı mineral içeren ve ekonomik bir önem taşıyan doğal bir kayaçtır. Sadece faydalı minerallerden müteşekkil olabileceği gibi gang mineralleri de içerebilir.

Maden: Farklı anlamlarda kullanılır;

a) Metal kelimesiyle eş anlamda,

b) Cevher kelimesiyle eş anlamda,

c)Cevher çıkartmakiçin yapılan işletme anlamında. İşletme açık veya kapalı olabilir. Küçük işletmeler için maden ocağı deyimi kullanılır.

Ham cevher veya brüt cevher veya tuvenan cevher: Cevherin madenden (işletmeden) çıkarılmış olduğu andaki doğal şeklidir.

Gang veya Kısırtaş: Cevher içerisindeki ekonomik değeri olmayan kısım verilen addır.

Steril: Gang ile eş anlamda kullanılır.Aynı zamanda günün koşuları altında ekonomik önemi olmayan mineral kütlelerini de ifade eder.

Yan kayaç veya yan taş: Cevher kütlesinin hemen yanındaki kayaçtır. Saçınım veya stokverk şeklindeki cevherleşmeler için, cevherleşmenin içinde bulunduğu kayaçtır.

Maden yatağı: Ekonomik ve teknik olarak işletilebilir cevherli bir kütleyi ifade eder.

Zuhur veya mineralizasyon veya mineralize zon:Etrafındaki kayaçlara oranla faydalı minerallerin derişik halde bulunduğu yerlerdir. Bir zuhurun maden yatağı teşkil edip etmeyeceği incelemelerle anlaşılır.

Belirti: Herhangi bir faydalı mineralin varlığı.

Tenör: Cevherin içerisindeki faydalı mineral, bileşim veya metal oranını belirtir. Ağırlık olarak

, gr/ton veya gr/m3 şeklinde ifade edilir.

Sınır tenör veya Limit tenör: Kendinden daha düşük bir tenörle işletmenin yapılamayacağını tenördür.

Klark: Bir elementin yerkabuğundaki ortalama yüzdesidir. Goldschmidt ‘e (1954) göre O, Si, Al, Fe, Ca, Na, K ve Mg elementinin klarklarının toplamı %98,59 ’dur.

Konsantrasyon: Tenörü, yerkabuğundaki ortalama yüzdesine (klarkına) göre daha yüksek olan bir faydalı mineralin, bileşimin veya elementin (metalin) birikimini ifade eder.

Konsantrasyon Klarkı: Bir elementin (metalin işletilebilmesi için, klarkına oranla kaç defa zenginleşmiş olması gerektiğini belirtir.

Konsantrasyon Klarkı:Sınır Tenörü/ Klark




METAL

KLARK (%)

SINIR TENÖRÜ

KONSANTRASYON KLARKI

Al

8,13

30

4

Fe

5

25

5

Mn

0,1

35

350

Cr

0,02

30

1500

Zn

0,013

6

460

Cu

0,007

0,7

100

Pb

0,0016

3

2000

Ag

0,00001

500gr/ton

5000

Au

0,0000005

5gr/ton

1000

Rezerv: Cevher kütlesinin ton veya metreküp olarak miktarıdır. Bazı hallerde toplamkütle içindeki faydalı mineral, bileşim veya metal miktarı içinde rezerv deyimi kullanılır.

Görünür rezerv: Üç boyutu ile belirlenmişcevher kütlesi için kullanılır.

Muhtemel rezerv: İki boyutu ile belirlenmiş, üçünçü boyutu tahmin edilen cevher kütleleri için kullanılır.

Mümkün rezerv: Boyutları belirlenmemiş ve varlığı ancak ümit edilelen cevher kütlesi veya kütleleri için kullanılır.

Potansiyel: Varlığı belirlenmiş olmakla beraber işletmesi teknik ve ekonomik nedenlerle günün koşulları altında olanaksız olan, ancak ileride işletilebilecek cevher kütlesinin miktarını belirtir.

Metallojeni: Cevherleri minerolojik, petrografik ve jenetik yönden inceleyen bğilim dalıdır.

Maden provensi: Benzer özelllikteki maden yataklarının birbirlerine yakın olarak bulundukları arazi parçasıdır. Örneğin; Doğu Karadeniz Cu, Pb, Zn, Mn provensi, Elazığ- Hakkari Cr, Cu provensi.

Parajönez: Belli bir maden yatağında, benzer kökenli minerallerin gruplanmasıdır.

Süksesyon: Minerallerin oluşum sırasıdır.

Senjenetik veya Eşoluşumlu: Cevher kütlesinin veya cevher minerallerinin içinde bulundukları yan kayaçla aynı zamanda ve benzer koşullarda olduğunu belirtir.

Epijenetik veya Ardoluşumlu: Cevher kütlesinin veya cevher minerallerinin içinde bulundukları yan kayaçtan sonra ve farklı koşullarda olduğunu belirtir.

İç kökenli veya Endojen veya Hipojen: Oluşum nedenlerinin yerküresinin iç olaylarına bağlı olduğunu belirtir.Mağmatizmaya ve metamorfizmaya bağlı maden yatakları iç kökenlidir.

Dış kökenli veya Ekzojen veya Süperjen: Oluşum nedenlerinin yerküresinin dış olaylarına bağlı olduğunu belirtir. Tortullaşmaya, atmosferik etkenlerle ayrışmaya, taşınmaya bağlı maden yatakları dış kökenlidir.

Ante: Önce. Örneğin; Antetektonik: Tektonizma öncesi.

Post: Sonra. Örneğin; Posttektonik: tektonizma sonrası.

Zonalite: Belli özelliklerin kuşaklarhalinde bulunmasıdır.

MADEN YATAKLARI NIN SINIFLANDIRILMASI

Maden yataklarının sınıflandırılması, benzer özellikteki cevherleşmeleri bir grup içinde toplamaktan ibarettir. Çeşitli yazarlar farklı kriterlere göre değişik sınıflamalar yapmışlardır. Bunlardan bazıları aşağıda verilmiştir.

1) Cevherlerin kullanıldıkları yere göre: (Lilley’den, 1936, değiştirerek)

a) Metaler: Fe cevheri, Cu cevheri, Pb cevheri ....

b) Yakıtlar: Kömür, Perol, Doğalgaz, ....

c) Yapım mazemeleri: Kum, çakıl, taşlar, çimento malzemesi,....

d) Kimya maddeleri: Tuz, kükürt, barit, ....

e) Gübre maddeleri: Fosfat, potas tuzları, glokonit, ....

f) Seramik maddeleri: Kil, silis, feldispat, ....

g) Refrakter maddeler: Aspest, grafit, manyezit, ....

h)Aşındırıcı maddeler: Korendon, gröna, elmas, ....

ı) İletken olmayan maddeler: Asbest, mika, ....

j) Boya maddeleri: Okr, kil, Diatomit, barit; ....

k) Kıymetli ve yarı kıymetlitaşlar: Elmas, zümrüt, yakut, ....

2) Element gruplarına göre: Burada sadece Smirnov’un (1976) metalik elementler için ayırdığı gruplar verilecektir.

a) Demir grubu metaller: Fe, Ti, Cr, Mn.

b) Açık renkli metaller: Al, Li, Be, Mg.

c) Demirsiz metaller: Cu, Zn, Pb, Sb, Ni.

d) Nadir metaler: W, Mo, Sn, Co, Hg, Bi, Zr, Cs, Nb, Ta.

e) Asil metaller: Au, Ag, Pt, Os, Ir.

f) Radyoaktif metaller: U, Th, Ra.

g) Dağınık elementler: Sc, Ga, Ge, Rb, Cd, İn, Hf, Re, Te, Po, Ac.

h) Nadir toprak elementleri: La, Ce, Pr, Nd, Pm, Sm, Eu, Gd, Tb, Dy, Ho, Er, Tu, Yb, Lu.

3) Jeolojik Sınıflamalar: En çok kullanılan bu sınıflamalar jeolojik olaylara ve jenetik faktörlere göre yapılmıştır. Kullanacağımız sınıflama (ROUTHIER, 1985,değiştirerek) bu çeşittir.

A) DIŞ KÖKENLİ YATAKLAR

1) Yüzeysel ayrışma olaylarına bağlı yataklar

1.a) Kalıntı yatakları

1.b) Oksidasyon sementasyon zonu yatakları

2) Kırıntı yatakları

3) Tortullaşmaya bağlı yataklar

B) İÇ KÖKENLİ YATAKLAR

1) Plütonizmaya bağlı yataklar

1.a) Granitlere bağlı yataklar

1.a.a) Pegmatitik yataklar

1.a.b) Pnömatolitik yataklar

1.a.c) Pirometasomatik yataklar

1.a.d) Hidrotermal yataklar

1.b) Nefelinli siyenitve karbonatitlere bağlı yataklar

1.c) Gabro ve peridoditlere bağlı yataklar

2) Volkanizmaya bağlı yataklar

3) Metamorfizmaya bağlı yataklar

Routher (1958) maden yataklarının ‘Tip’lere ayrılmasını önermektedir. Burada ‘tip’ deyimi, doğa birimlerindeki en dar kapsamlı grup olan ‘cins’ deyimine tekabül etmektedir.

Böylece incelenebilecek bütün özellikler dikkate alınacak ve maden yatağının bir çeşit fişi çıkarılacaktır. Bütün özellikleri birbirlerinin aynı olan iki maden yatağı aynı tipte sayılacaktır.

MADEN YATAKLARININ İNCELENMESİ

Maden jeoloğunun bir maden provensini, bir maden yatağını, bir zuhuru veya bir belirtiyi incelerken yapacağı işler çok çeşitlidir. Doğrudan maden yatağına, zuhura veya belirtiye ilişkin özellikler dışında çevre oluşuklarının da çevre özelliklerinin büyük bir önem taşıdığı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Dolayısıyla maden Jeoloğu aynı zamanda mineroloji, petrogrofi, stratigrafi, sedimantoloji, paleontoloji vb. bilim dallarından yararlanmasını bilmelidir.

Saha çalışmaları genellikle şu işlemlerden ibarettir;

Yakın yörenin 1/25000 veya daha büyük ölçekli haritası yapılır. Genel jeolojik özellikler incelenir.

Bizzat maden yatağının stratigrafik konumu, göreceli yaşı incelenir.

Yan kayaçlar ayrıntılı incelenir.Ayrışma ürünleri incelenir, gerekirse ayrışma haritası yapılır.

Yatak şekli ve yapısal özellikleri incelenir. Pusulayla ve şerit metreyle ölçüler alınır.

Cevherleşmenin minerolojik özellikleri incelenir.

Kimyasal, Jeokimyasal, fiziksel, jeokronolojik analizler ve mikroskobik incelemeler için örnek toplanır.

Bizzat maden yatağının ve eğer varsa galerilerin ayrıntılı haritaları yapılır.

Gerektiğinde örnek almak için sondaj, yatağınşeklini, boyutlarını, yapısal özelliklerini saptamak için sondaj ve jeofizik edütler yapılır, galeri ve yarmalar açılır.

Gerektiğinde portatif aletlerle kayaçların flüoresans, radyoaktivite gibi özellikleri incelenir.

Halen işletilmekte olan bir yatakta maden jeoloğu işletmeye yarcımcı olur.

Laboratuar çalışmaları genellikle şu işlemlerden ibarettir:

Kimyasal analizler yapılır.

Jeokimyasal analizler yapılır.

Gerektiğinde fiziksel analizler (sertlik, tane boyutları, flüoresans,vb.) yapılır.

Gerektiğinde Jeokronolojik analizler yapılır.

Mikroskopik incelemeler yapılır. Bu maksatla bihassa maden mikroskopu da kullanılır.

Gerektiğinde cevher zenginleştirme deneyleri yapılır.

Büro çalışmaları genellikle şu işlemlerden ibarettir:

Saha çalışmalarına başlamadan önce literatür araştırması yapılır.

Saha ve laboratuvar çalışmaları değerlendirilerek yatağın parajenezi, süksesyonu, varsa zonalitesi, kimyasal bileşimi, tenörü, rezervi, ve. özellikleri saptanır, sentezler yapılır.

Çeşitli jeolojik, yapısal, metalojenik haritalar hazırlanır.

Yatak hakkındaki bütün bilgiler derlenerek yazılır.

Gerektiğinde sondaj, jeokimya, işletme, cevher zenginleştirme vb. işlemler hakkında öneriler hazırlanır.

Anlaşılacağı gibi bu çok çeşitli işlemler aslında bir ekip çalışmasını gerektirmekte ve maden jeoloğunun yanında kimyager, jeofizikçi, sondör ve işçi gibi kimseler de görev yapmaktadır.

YATAKLANMA ŞEKİLLERİ – CEVHER YAPILARI

YATAKLANMA ŞEKİLLERİ

Bir maden yatağı, belli şekilde olabilceği gibi birçok ayrı ve birbirine geçişli şekillerde de bulunabilir.

A. DÜZENLİ YATAKLANMALAR

a) KATMAN YATAKLANMALAR (= tabaka yataklar)

Tabaka biçiminde, yöre kayaçlarının katmanlanma yüzeylerine paralel olarak oluşmuş maden yataklarıdır. İki boyutta yayılırlar (bazen kilomertrelerce), tabaka kalınlığına tekkabül eden üçüncü boyut genellikle birkaç metreyi aşmaz. Katman yataklar tortullaşmaya bağlı yatakların karakteristik şeklidir. Alttaki daha yaşlı tabakaya taban, üstteki daha genç tabakaya tavan denir.

Örnek: Lorraine (Fr)oolitik demir yatakları, Çamdağ (Sakarya) oolitik demir yatakları (şekil...)

b) KATMANSI YATAKLAR:

Şekil ve duruş bakımından katman yataklardan farksızdırlar. Ancak bu deyim iç kökenli veya oluşumları tartışmalı yataklar için kullanılır. Tavan ve taban tabakaların oransal yaşlarına veya doğrudan arazideki duruşlarına göre saptanır. Katmanve katmansı yataklar stratiform yataklar olarakta adlandırılır.

Örnek: Bushveld (Güney Afrika) kromit yatakları, Turhal (Amasya) antimuan yatağı (şekil 2 )

c) ÖRTÜ YATAKLAR:

Diğer oluşuklarının üzerinde örtü şeklinde dururlar. Kalıntı ve oksidasyon zonu yatakları bu şekildedir. (Şekil:3)

d) DAMARLAR:

Diğer boyutlarına oranla kalınlığı az iki yüzeyi birbirine paralel yankayacı katetmiş (epijenetik) cevherli kütlelerin duvara benzer yerleşme şekilleridir. (şekil4).

İç kökenli yataklara aittir. Damarların uzunluğu (yatay kesitte) ve boyu (düşey kesitte) genellikle birkaç yüzmetreyi aşmaz. Damarın kontağındaki yankayaca çeper (epont) adı verilir. Damarın altındaki çepere taban, üstündekine tavan denir.Damarı dolduran, tavanından tavanına kadar içermiş olduğu tüm malzeme damar dolgusu diye adlandırılır. Damar dolgusu ile çeperlerarasında, kontak boyunca özel bir litoloji, örneğin kil oluşabilir; buna salband denir.

Damar dolgusu içinde esas cevherleşme çok değişik şekillerde bulunabilir, ancak çoğu kez bunlar kuşaklar veya sütünlar halindedir.

Damar içinde cevherli kısımların bulunması veya daha ve zengin olması şu koşullara bağlıdır;

a) Damar dolgusunun içine yerleştiği fay boyunca açık ve kapalı bölümler bulunabilir. Açık bölümler cevherleşme yönünden daha elverişlidir. (şekil 5)

b) Damarın ara kesitleri cevehrleşme yönünden daha elverişlidir. (şekil 6)

c) Yankayaçların veya yankayaçlardaki bazı minerallerin etkisiyle cevherli eriyikler damar içinde ancak belli yerlerde çökelebilir. Yankayaçtaki bu minerallere topomineral adı verilir.

Örnek: Butte (Montana- ABD) bakır yatakları (Şekil 7)

d) Bir kayaç içinde çok düşük tenörlü olan cevher hareket edip, orada derişebilir. Bu olaya cevherin yanal göçü adı verilir. (şekil 8)

Damarın şekillerine göre çeşitli adlar alırlar;

Damarcık: Kalınlığı birkaç santimetreden azdır.

Katman – damar veya fioln kuşe: Katmanlara uyumlu, ancak epijenetik yataklardır.(şekil 9)

Kama damar: Esas damardan dallanarak yankayaç içine uzanan ufak damarlardır. (şekil9)

Merceksi damar: Birbirini takip eden mercekler halindedir.(şekil5)

Bölmeli damar: cepli damar: Düzensiz gelişmiş kırık hatlarında, anormal yığışımlargösteren damarlardır. (şekil 10)

Oluk damar: Senklinal eksenlerindeki katman aralıklarına yerleşmiş damarlardır. (şekil 11)

Semer damar veya kemer damar: Antiklinal eksenelrindeki katman aralıklarına yerleşmiş damarlardır. (şekil 12)

Damarlar ender olarak tek başlarına buulnurlar. Bunlara basit damarlar denir.Çoğukez birçok damar bir arada bulunarak bir damar ağı veya damar alanı meydana getirirler. Böylece bir bir damar alanında

Paralel damarlar,

Birbirine dik damarlar, birbirine oblik damarlarü, Rafial veya ışınsal damarlar, Zig- Zag damarlar,

Örgü damarlar, At kuyruğu damarlar, buulnabilir.

Damaralar bazı hallerde oluş mekanizmasına göre de isim alırlar

Flöze: Özellikle derinlik Kayaçlarının soğuma çatlaklarına yerleşmiş damarlardır. Bir kısmı batolitin dış yüzeyine paralel, bir kısmı ise batolitin dış yüzeyine dik olarak ışınsal yerleşmişlerdir.(şekil14)12

Basamaklı damar: Dayanımsız kayaçlarla çevrili dayanımlı kayaçlar içinde gelişmiş, az çok birbirine paralel damarlardır. (şekil15)

d) MERCEKLER:

Kalınlıkları diğer boyutlarına göre az ve her doğrultuda incelerek son bulan yatak şeklidir. Genellikle tortul, kırıntılı pegmatitik ve volkanojenik yataklarda görülür. (Şekil 16a) Bazı kromit yataklarında rastlanan boğumlu mercekler için (şekil 16b) podiform deyimi kullanılır.

B) YARI DÜZENLİ YATAKLANMALAR:

a) PİPOLAR:

Yatay kesitleri oval, derine doğru darlaşan ve dolgusu geenllikle breşik olan yatakalnma şekilleridir. Çoğukez Pnömatolitik yataklarda görülür.(şekil17)

b) BACALAR:

Yatay kesitleri dairemsi, derine dalan tüpler halindedir. Bunlar genellikle volkanik püskürme bacalarınındolgusudur. Dallı, budaklı ve yeryer sıkma ve açmalı olabilirler. (şekil 18)

Örnek: Elmas için işletilen Güney Afrika kimberlit bacaları

C) DÜZENSİZ YATAKLANMALAR

a)SAÇINIMLAR:(Disseminasyon)

Cevher mineralleri kayaç hacmi içinde gennellikle düşük tenörde dağılmış olarak bulunur. Saçınımlı cevherin dağıldığı hacim; Katman şeklinde düzenli olabilir,

Bir kırık hat boyunca ve onun civarında yarı düzenli olabilir, herhangi düzensiz bir şekilde olabilir. Saçınım halindeki cevher tanelerine inklüzyon denir. İnklizyonlar bazı hallerde sıkışarak, azçok merceğe benzer siliyren adını verdiğimiz kümeleri oluştururlar.(şekil 19) Saçınımlı yatak şekilleri genellikle gabro ve peridotitlere bağlı yataklarda görülürler.

b) STOKVERK:

Çok ince damarların sık bir ağ oluşturmasıyla meydana gelen yataklanma şekline verilen isimdir. Genellikle porfirik bakır ve hidrotermal yataklarda görülür. (şekil 20)

c) YIĞINLAR VEYA STOKLAR:

Sınırları girintili çıkıntılı, basit bir geometrik şekille gösterilmeyen cevher yığışımlarıdır. (şekil 21)

Karstik bir arazinin çukurlarının dolmasıyla oluşmuş kaılntı yatakları, kırık arakesitlerinde, eklem düzlemleri ile katman düzlemlerinin kesiştiği kesimlerde gelişmiş pnomatolitik, pirometasomatik ve hidrotermal yataklar, sokulum halinde oluşmuş bazik ve ultrabazik kayaçlara bağlı bazı yataklar tuz domları bu şekildedir.

Yığınlar şekil benzetmeleri ile kese, torba gibi isimlerde alırlar. Asıl büyük bir yatağın kenarındaki küçük yığınlara cep adı verilir. Çok küçük fakat platin gibi kıymetli metaller için işletilebilecek önemde olan yığışımlara cevher topağı denir.

CEVHER YAPILARI

Burada yapı (Fransızca ve Almancada’da tekstür, İngilizce’de strüktür) deyimiyle mineral kümelerinin birbirine göre duruş şekilleri ve genellikle, örnek ölçeğindeki cevherin makroskopik görünümü ifade edilmektedir. Ancak mikroskopta seçilen bazı yapı çeşitleri doku olarakta ifade edilebilir. Aynı bir yatakta hatta aynı bir örnekte, birçok yapı çeşiti bir arada bulunabilir. (şekil 22)

Som Yapı ( =Masif Yapı) : Gang mineralleri olmaksızın faydalı mineraller bir arada bulunabilir. 13

Benekli Yapı ( =Taneli Yapı, =Saçınımlı Yapı) : Faydalı mineraller gang mineralleri arasında veya yankayaçiçinde gözle görülür taneler halinde dağınık şekilde bulunur. Benekli yapı deyimi genellikle birkaç milimetreden daha iri boyutlu cevher taneleri için kullanılır.

Eşit Taneli Yapı : Taneler yaklaşık eşit boyutlardadır.

Farklı Taneli Yapı : Taneler oldukça farklı boyutlardadır.

Yapraklı Yapı (= Laminar Yapı) : Mineraller yaklaşık paralel yapraklar halindedir.

Lifi Yapı : mineraller lifi görünümündedir.

Kuşaklı Yapılar : Ayrı ve aynı cins mineraller birbirini izleyen düzeyler ve halkalar biçiminde sıralanmışlardır. Farklı mineral kuşakları bulunduğunda zonlu yapılar deyimide kullanılabilir. Kuşaklı yapının birçok çeşiti vardır;

7.a)Yollu Yapı : Farklı mineral kuşakları düzeyler halinde sıralanmışlardır. Yollu yapılar bakışımlı veya bakışımsız olabilir.

7.b)Bantlı Yapı : Farklı mineral kuşakları düzeyler halinde birçok kez tekrarlanırlar.

7.c)Kolloform Yapı ( =Böbreğimsi yapı = Pıhtı yapı) : Kolloidal bir ortamdan itibaren oluşan çok ince taneli mineraller yumru veya böbreğimsi şekilde, konsantrik eğri düzlemler halinde bulunurlar.

7.d)Sferoidal Yapılar ( =Globüler yapılar) : Mineral kümeleri kuşaklar halinde küre veya elipsoidler meydana getirir. Bu yapılar kendi aralarında şu çeşitlere ayrılırlar:

7.d.1)Yumru Yapısı : Mineral kümelerinin boyutlarıbirkaç santimetreden fazladır.

7.d.2)Kokard Yapı : Farklı veya aynı cins mineraller bir odak çevresinde cdüzensiz halkalar şeklinde toplanmışlardır.

7.d.3)Drüz Yapısı ( =Jeoid Yapı) : Mineraller eğri bir düzlemden itibaren boşluğa doğru büyümüşlerdir.

7.d.4)Işnsal Yapı : İğne veya çubuk halinde mineraller bir odak etrafında ışınsal olarak bulunurlar.

7.d.5)Oolitik veya pizolitik yapı : Sadece tortullaşmaya bağlı yataklarda rastlanan, boyutları ufak küre veya basık elipsoidler şeklindeki mineral kümelerinin yapılarıdır.

7.d.6)Gözenekli Yapı : Cevher mineralleri gözenek dolgusu olarak bulunur.

Kovuklu Yapı : Mineraller aralarında irili, boşluklar bırakarak yığışmışlardır.

Hücreli Yapı : Cevherde düzlemsi kenarlı boşluklar bulunur.

Kırıklı Yapı ( =Bireşik Yapı ) : Cevher mineralleri breşik bir kayaçta çimento olarak bulunur veya kırılmış cevher minerallerinin arasında çimento olarak herhangi bir malzeme bulunur.


Yüklə 0,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə