21. yüzyılda pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede sosyal belediyecilik anlayışıyla yerel yönetimler sosyal politikada etkin rol almaktadır


SOSYAL BELEDİYECİLİK KAVRAMI, DOĞUŞU VE FONKSİYONLARI



Yüklə 13,01 Mb.
səhifə4/71
tarix08.04.2023
ölçüsü13,01 Mb.
#104773
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   71
diplom isi son olarn izmir belediyyesi

1.SOSYAL BELEDİYECİLİK KAVRAMI, DOĞUŞU VE FONKSİYONLARI
1.1. Sosyal politika ve sosyal belediyecilik kavramı ve doğuşu
Sosyal belediyecilik, sosyal devletin, vatandaşlarına sunmakla yükümlü olduğu sosyal politika ve faaliyetlere belediyelerin de katılıp yerel düzeyde birtakım sosyal yardım ve hizmetleri yapmasını ifade etmektedir. ve işlevleri sosyal devletle kıyaslanmak suretiyle açıklanacaktır. Daha sonra ise sosyal belediyeciliğin tarihsel gelişimi ve zamanla sosyal belediyecilik anlayışında yaşanan değişim irdelenecektir.
Dünyada ve Türkiyede son yıllarda kamu yönetimi alanında yaşanan hızlı değişim siyasal yapıların ve kurumların kendilerini yeniden tanımlamalarını öngörmektedir. Kamu yönetimini daha etkili ve daha verimli kılmak adına, iyileştirme amacıyla girişilen bu yeniden düzenlemeler sonucunda gerçekleştirilen yenilikler günümüzde de artarak devam etmektedir. Yaşanan bu hızlı değişikliklerle beraber dünyada küreselleşme ve yerelleşme bağlamında yaşanan süreç; yerel dinamikleri ve değerleri ön plana çıkarmaktadır. Yaşanan bu süreç kamu yönetim sisteminin yerel ayağını oluşturan ve yerel yönetim denince akla ilk gelen kurumlar olan belediyeleri de gerek organizasyon yapılarında ve iş süreçlerinde gerekse de yerine getirdikleri fonksiyonlarda yenilenmeye ve değişime zorlamaktadır. Yasaların değişmesi, hızlı kentleşme, kentleşme ile birlikte ortaya çıkan sorunlar, küreselleşme ile var olan yerelleşme ve göç olgusu belediye yönetimi anlayışında değişime sebep olan başlıca unsurlardır. Özellikle sosyal devlet anlayışında meydana gelen değişiklikler, devletin yerel ayağını oluşturan belediyeleri sosyal alanda daha aktif olmaya itmiştir. Bu durum belediyelerin sosyal harcamalarını arttırırken sosyal belediyecilik anlayışını da doğurmuştur. Sosyal belediyecilik, belediyelerin sosyal fonksiyonlarını arttıran ve sosyal yaşam içinde aktif hale gelmelerini sağlayan, yani sosyal devletin gereklerini gerçekleştirmeye yönelik olarak belediyelere yeni birtakım görevler yükleyen bir anlayıştır.
Sosyal politikalar, merkezi ve yerel olmak üzere iki temel üzerine oluşmaktadır. Merkezi sosyal politikalar, ülke genelinde makro politikalar (istihdam, mali yapı, sosyal güvenlik, eğitim vb.) ve bunların uygulanmasına yönelik planlama ve koordinasyonlardan oluşmaktadır. Yerel sosyal politikalar ise, yerel ölçekte sosyal sorunlar ve bunlara yönelik mikro sosyal politika uygulamalarından meydana gelmektedir. Halkın yerel sosyal ihtiyaç tür ve boyutlarının düzeyini belirleme ve bunları gidermeye yönelik çalışmalar açısından yerel yönetimler genelde daha avantajlı konumda oldukları için, makro düzeydeki genel politikaların yerel ihtiyaçlarla uyumuna yönelik uygulamalar daha çok yerel sosyal politika kapsamına girmektedir.(Kaynak: Ali Seyyar, “Türkiye’de Etkin Yerel Sosyal Politikalar Önündeki Engeller ve Çözüm Stratejileri”, Sosyal Politika Dergisi, Yıl 3, Sayı 9, 2009/2, s. 5.)
Artan kentsel nüfus ve bununla birlikte meydana gelen işsizlik, yoksulluk, konut yetersizliği vb. sorunlar yerel yönetimlerin sosyal politika alanındaki önemini arttırmıştır. Merkezi yönetimin her bir yerel yönetim birimine ulaşmadaki sıkıntıları sosyal yardım eksikliği ve sosyal hizmet alanındaki yetersizlikler, yerel yönetimlerin sosyal politika alanında daha aktif olmalarını mecbur kılmaktadır. Mali olarak sıkıntılı olmayan yerel yönetimler, sosyal politikalara ağırlık vermektedir fakat mali konuda sıkıntılı olanlar, bulundukları bölgede yerel sosyal politikaları uygulayamamaktadır. Bu durumda bölgeler arası eşitsizlik de meydana gelmektedir. Yani merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki mali sıkıntılar, yerel sosyal politikaları etkilemekte ve aksatmaktadır. Sosyal politikaları yerel düzeyde başarı ile uygulayan belediyeler, sosyal devlet anlayışının yerel yansıması olarak “sosyal belediye” ismini almışlardır. Nasıl ki sosyal devlet (refah devleti) denilince merkezi sosyal politikalar ve bununla bağlantılı olarak sosyal adalet (gelir dağılımındaki adalet), sosyal yardımlaşma (kamusal sosyal yardım) ve fırsat eşitliği akla geliyorsa sosyal belediyecilik kavramı da yerel politikaları çağrıştırmaktadır.(Kaynak: Seyyar, Yerel Siyasetin Gelişiminde Sosyal Politikaların Önemi, s. 240.)
Yerel nitelikli hizmetlerin sunulmasında, çeşitli adlar ve farklı statüler altında geçmişte önemli roller üstlenen yerel yönetimler, çağdaş devletlerde de, kendi sorumluluklarına bırakılmış olan alanlarda faaliyetlerini sürdürmektedir. Yerel yönetimlerin varlık nedenlerinden, “yerel halk ve kamu hizmetleri” oldukça önemlidir. (Kaynak: Erbay Arıkboğa, Tarkan Oktay ve Nail Yılmaz, Belediye Meclisleri Örneği: İstanbul Örneği, İstanbul: BetaYayınları, 2007, s. 3)
Sosyal belediyecilik için de bu iki varlık önemlidir.
Sosyal Belediyecilik, “yerel yönetimlere sosyal alanlarda planlama ve düzenleme işlevi yükleyen; bu çerçevede kamu harcamalarını konut, sağlık, eğitim ve çevrenin korunması alanlarını kapsayacak şekilde sosyal amaca kanalize eden; işsiz ve kimsesizlere yardım yapılması, sosyal dayanışma ve entegrasyonun tesis edilmesi ile sosyo-kültürel faaliyet ve çalışmaların gerçekleştirilmesi için gerekli olan alt yapı ve yatırımların yapılması için bilinçli politikalar üretmesini öngören; bireyler ve toplumsal kesimler arasında zayıflayan sosyal güvenlik ve adaleti güçlendirmeye yönelik olarak yerel yönetimlere sosyalleştirme ve sosyal kontrol işlevini yükleyen bir model” (Kaynak: Yalçın Akdoğan, “Sosyal Belediyecilik”, Yerel Siyaset Dergisi, Yıl 1, S 3: 44-45, Mart 2006. s. 44.)
olarak tanımlanmaktadır. Başka bir tanıma göre sosyal belediyecilik, belediyelerin soysal fonksiyonlarını arttıran ve sosyal yaşam içinde aktif hale gelmelerini sağlayan, yani sosyal devletin gereklerini gerçekleştirmeye yönelik olarak belediyelere yeni bir takım görevler yükleyen bir anlayıştır.(Kaynak: A.Turan Adıyaman ve Salim Demirel, “Sosyal Belediyecilik Üzerine Bir İnceleme: Ankara Büyükşehir Örneği”,Dış Denetim Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran 2011, s. 116.). Belediyeler, kendi sınırları içerisinde yaşayan birey, aile ve toplulukların üç ayrı kaynaktan gelen sorunlarıyla ilgilenmektedir. Bunlar; toplumsal sistemin işleyişinden ve yapısından kaynaklanan ve özellikle büyük şehirlerde acil müdahaleyi gerektirecek boyutlara ulaşan yoksulluk, işsizlik, dilencilik, suçluluk ve benzeri sorunlar; belediyelerin kendi hizmet alanları içinde meydana gelen afetlerden dolayı zarar gören birey ve ailelerin karşılaştıkları sorunlar; ve insanın doğasından gelen ve çevresel koşulların da etkisiyle somutlaşan çocuk, yaşlı ve engellilerin karşılaştıkları sorunlar. Sosyal belediyecilik olarak adlandırılan uygulamalar, bu üç kaynaktan gelen sorunların çözümüne ilişkin çabalardır (Kaynak: 5 Ateş, a.g.m., s. 92)



Yüklə 13,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   71




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə