Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 27, Mayıs 2017 P.Savaş Yavuzçehre,
O.Donat
Kentlerdeki kamusal mekân örnekleri, yalnızca ileride Sakin Kent olmayı hedefleyen
kentler için değil, aynı zamanda Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli kentler için de nasıl bir
örnek oluşturabileceğini tartışmak açısından önemlidir.
2. YAVAŞ HAREKETİ, YAVAŞ YEMEK, SAKİN KENTLER
Sakin Kent hareketinin fikri temellerine bakıldığında Yavaş Hareketinin (Slow
Movement) yer aldığı görülecektir. Sakin Kentlerin oluşumuna düşünsel anlamda ilham
kaynağı olan Yavaş Hareketi; Sanayi Devrimi ile ortaya çıkan ve küreselleşmenin dünyaya
yaydığı hızlı yaşam tarzının karşısında kendini konumlandıran bir oluşumdur. Bu noktada
hız kavramına olumsuzluk atfedilirken yavaş kavramı, küreselleşme olgusunun olumsuz
yanlarına karşı bir protest duruşu ifade ederek olumlu manada öne çıkarılmaktadır.
Honore (2008: 17-18) Yavaş Hareketini herhangi bir idari kurul, ofis, lider vb. yapıya
sahip kurumsal bir hareket olarak değil, bir düşünce tarzı olarak tanımlamaktadır. Yavaş
Hareketi; içinde bulunduğumuz sosyal ve ekonomik sisteme radikal bir karşı çıkış
hareketi değildir, bir diğer ifadeyle küreselleşme ve kapitalizme karşı çıkmaktan ziyade
bu kavramları daha insancıl bir yapıya çevirme arayışındadır. Bu hareketin getirdiği
anlayıştan doğan Yavaş Yemek (Slow Food) hareketinin kurucusu ve Sakin Kentlerin
doğmasına da öncülük eden aktivistlerden Carlo Petrini
1
de bu olguyu, erdemli
küreselleşme olarak ifade eder.
Yavaş Yemek
2
, Yavaş Hareketi anlayışından ortaya çıkan en örgütlü ve yaygın sivil
harekettir (Mayer ve Knox, 2006: 325). Günümüzde 130’a yakın ülkede sayısı 1500’e
varan sofra meclisleri (convivium) bulunan, 100.000’in üzerinde üyeye sahip ve 160’tan
fazla ülkede bağlantısı bulunan Yavaş Yemek
3
hareketi bir milyona varan destekçi
sayısıyla, Yavaş Hareketinin en görünür ve bilinen parçası konumuna gelmiştir
(Radstrom, 2011: 95). Kuruluşundan bu yana geçen 30 yıllık süre zarfında ‘iyi, temiz, adil
gıda’ ilkesiyle ciddi bir örgütlenme ve yayılma sağlayabilmiştir. Sezgin ve Ünüvar’ın
(2011: 118) belirttiği üzere; Petrini’ye göre yemek, insanın kimliğini belirleyen birincil
faktörlerdendir. Yavaş Yemek hareketinde en önemli unsur gıdanın belirli bir yere-toprak
parçasına olan bağıdır (Mayer ve Knox, 2006: 326). Benzer biçimde gıdaya kendine özgü
faktörleri kazandıran doğa ve insan etkisi, kentlere de kendine özgü unsurları
kazandırmaktadır.
İtalya’da doğan Yavaş Yemek hareketinin dünya genelinde yayılma başarısı, Yavaş
Hareketinin taşıdığı idealleri kentler (en azından küçük ölçekli kentler) özelinde pratiğe
dönüştürmek için ilham verici bir gelişme olmuştur (Radstrom, 2011: 93-96; Sezgin ve
Ünüvar, 2011: 120). Yavaş Yemek hareketinin lideri Petrini ile birlikte İtalya’nın Orvieto
kentinde bir araya gelen dört kentin (Bra, Greve in Chianti, Orvieto, Positano) belediye
başkanları; günümüzdeki Sakin Kentlerin temelini oluşturan çevre kirliliğinin önlenmesi,
yerel kültür ve geleneklerin yaşatılması, yerel üretimin teşviki gibi çeşitli ilkeler üzerinde
anlaşarak bunları bir metin şeklinde düzenlemişlerdir. Sonucunda bu ilkeleri benimseyen
kentlerin gönüllü olarak üye olabileceği bir yapının temeli atılmıştır (Knox, 2005: 6;
Radstrom, 2011: 94). Sakin Kent hareketi tıpkı kendisinden önce ortaya çıkan Yavaş
1 Petrini’nin başını çektiği bir grup aktivist 1986’da Roma’daki İspanyol Merdivenlerinin yanına açılan McDonalds restoranını İtalyan
makarnası atarak protesto etmiş ve yerel gıdanın küresel fast food ürünlerine karşı korunması amaçlayan Yavaş Yemek hareketinin
doğmasına öncülük etmiştir. (http://www.slowfood.com/about-us/our-history/ erişim 20.02.2017).
2
Türkçe yazımda food sözcüğü üzerinde mutabakat yoktur, beslenme ve gıda olarak da telaffuz edilmektedir.
3
Detaylı bilgi için bkz. http://www.slowfood.com/international/3/our-structure (erişim 18.11.2016).
301
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 27, Mayıs 2017 P.Savaş Yavuzçehre,
O.Donat
Yemek hareketi gibi ‘salyangoz’u kendine sembol olarak seçer. Aynı zamanda Yavaş
Yemek ve Yavaş Hareketinin de sembolü kabul edilen salyangoz, Sakin Kentlerin bu
hareketler ile doğrudan ortaklığına da vurgu yapar.
Mayer ve Knox (2006: 324-325) Sakin Kenti alternatif bir kentsel gelişme anlayışı
olarak tanımlayıp ana akım kentsel gelişim anlayışının karşısına konumlandırmıştır. Sakin
Kentlere, Yavaş Hareketinden geçen yavaşlık kavramı daha iyi bir yaşam kalitesine
karşılık gelmektedir (Radstrom, 2011: 94). Sakin Kentin içerdiği yavaşlama özlemi
uyuşukluk ya da geri kafalılık değil aksine geleneği koruyup modern dünyanın iyi
yanlarını sonuna kadar benimsemektir (Honore, 2008: 89). Uluslararası Sakin Kentler
Tüzüğü’nde (Md. 2) Sakin Kentlerin hedefleri arasında kentte iyi/kolay yaşam
kültürünün; araştırma, deneme ve çözüm uygulamaları vasıtasıyla desteklenmesi ve
yaygınlaştırılmasının yer aldığı belirtilir.
Sakin Kentlerin 1999 yılında dört İtalyan kenti ile başlayan kuruluş süreci, 18 yıl
sonra 30 ülkede sayısı 232 kente ulaşan uluslararası bir yapıya dönüşmüştür
(cittaslow.org, 2017). Dünyada Sakin Kentlerin en fazla olduğu ülke, hareketin doğduğu
İtalya’dır. Mart 2017 itibariyle; sırasıyla İtalya, Polonya ve Almanya’nın ardından
Türkiye, dünyada en fazla Sakin Kentin yer aldığı ülkedir.
3. TÜRKİYE’DE SAKİN KENT HAREKETİ
Sakin Kentler Birliği’nin İtalya’da kurulmasından on yıl sonra Seferihisar,
Türkiye’den ilk kez Sakin Kent unvanını alan kent olarak cittaslow kavramını Türkiye’ye
taşımıştır
4
. Seferihisar’ın Sakin Kent olması bu kavramın Türkiye’deki yerel yönetimler
kapsamında bilinirliğinin artmasına büyük katkıda bulunmuştur. Gelinen noktada, Şubat
2017 itibariyle Türkiye’deki Sakin Kent
5
sayısı 14’e yükselmiş olup bu artışın devam
edeceği de öngörülebilir. 2009 yılından bu yana Seferihisar Belediyesi’nin öncülüğünde
Ulusal Koordinatörlüğün kurulması, Cittaslow Bilim Kurulu’nun oluşturulması gibi
kurumsal adımların yanında Sakin Kent kavramının basın, akademi vb. alanlarda ulusal
ölçekte tanınırlığının artması gibi somut gelişmeler ortaya çıkmıştır.
Türkiye, Sakin Kent kavramıyla 2009’da tanışmasına rağmen dünya genelinde
hakkında daha yoğun çalışmalar yapılan bu kavram Türkiye’de halen yeni bir konu olma
özelliğindedir (Üstündağlı vd., 2015: 130). Türkiye'deki Sakin Kentlerin tamamı ilçe
belediyesi olup çoğunlukla küçük ölçekli kentlerdir. 2016 yılına ait TÜİK nüfus verilerine
göre Türkiye’deki Sakin Kentlerin merkez nüfusları ortalama 10.000 dolayındadır.
Türkiye’deki Sakin Kentlerin birbirinden farklı yörelerde yer alan kendine has değerler
taşıyan geleneksel yapılarından henüz uzaklaşmamış kentler oldukları ifade edilebilir.
Sakin Kent hareketine dâhil olmuş Türkiye’deki hiçbir kent, İtalya’daki Cittaslow
Merkezince doğrudan denetlenmiş değildir, genelde bir ülkede ilk defa üyelik başvurusu
yapan kent somut biçimde incelenerek ziyaret edilmektedir. Türkiye’de kentlerin üyelik
başvurularının değerlendirmesi, Ulusal Koordinatörlüğü yürüten Seferihisar Belediyesi
4
Ayrıntılı bilgi için; Donat, O. ve Savaş Yavuzçehre, P. (2016b),”Türkiye’de Sakin Kent Hareketinin Gelişimi Üzerine Bir
Değerlendirme”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 9 Sayı: 42, Şubat 2016, s.1480-1488.
5
Türkiye’deki Sakin Kentler: Seferihisar (İzmir), Akyaka (Muğla), Gökçeada (Çanakkale), Taraklı (Sakarya), Yenipazar (Aydın),
Perşembe (Ordu), Vize (Kırklareli), Yalvaç (Isparta), Halfeti (Şanlıurfa), Şavşat (Artvin), Uzundere (Erzurum), Eğirdir (Isparta), Gerze
(Sinop), Göynük (Bolu).
302