Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 27, Mayıs 2017 P.Savaş Yavuzçehre,
O.Donat
•
Kentsel yaşanabilirliğin arttırılması,
•
Marjinal alanların tekrar değerlendirilip kullanılması,
•
Vatandaşlara ve turistlere yönelik interaktif hizmetlerin geliştirilmesinde bilgi ve
iletişim teknolojilerinden faydalanılması,
•
Kentin internet ağına sahip olması,
•
Sosyal altyapıyı desteklemek,
•
Kent içindeki kullanışlı yeşil alanların verimli bitkiler ile değerlendirilmesi,
•
Yerel ürünlerin ticarileşmesi için alanların yaratılması,
•
Atölyelerin korunması ve değerlerinin arttırılması – doğal/yerel alışveriş
merkezlerinin yaratılması,
•
El yapımı ve etiketli veya markalı esnaf/sanatkâr ürünlerinin korunması (Yerel
ürünlerin sertifikalandırılması, kültür müzeleri kurulması),
•
Kamuya ait restoranlarda (okul kantinleri, aş evleri vb.) yerel, mümkünse organik
ürünlerin kullanılması,
•
Otel kapasitelerin arttırılması,
•
Önemli yönetimsel kararlara tabandan tavana katılım sürecini sağlayacak aktif
tekniklerin benimsenmesi,
•
Yöre halkına Cittaslow’un anlamı hakkında sistematik ve kalıcı eğitim vermek,
•
Cittaslow üzerine yerel yönetim ile çalışan derneklerin aktif varlığı,
•
Engelli kişilerin uyumu,
•
Toplumsal ortaklıklar/sivil toplum kuruluşların mevcudiyeti,
•
Farklı kültürlerin uyumu,
•
Politikaya katılım,
•
Gençlik Merkezi ve gençlik etkinlik alanlarının varlığı.
Genel bir değerlendirme ile kamusal mekânlara yönelik çalışmaları en fazla
kapsayıcı kriterlerin sırasıyla Kentsel Yaşam Kalitesi Politikaları ve Sosyal Uyum başlıkları
altında yer aldığı görülmektedir. Bu durum Sakin Kentlerin sürdürülebilir yerel kalkınma
ve iyi yaşam kalitesine erişme idealini, kamusal mekân üzerinden de ortaya koyması
bakımından dikkat çekmektedir. Bununla birlikte Sakin Kent üyelik kriterleri net olmakla
birlikte belirli bir uygulama çerçevesini tabiatıyla sunmazlar, üye kentlerce bunların
içinin doldurması önemlidir (tavsiye olunan da budur). Bu noktada Sakin Kentler
tarafından çeşitli fikirler ve projeler uygulandığı görülmektedir.
4.1. Türkiye’deki Sakin Kentlerde Kamusal Mekânlar
Türkiye’deki Sakin Kentlerin kentsel ve kamusal mekânlarına yönelik
incelemenin ülkenin kendine özgü etkenleri içinde değerlendirilmesi önem
taşımaktadır. Türkiye tarihinde kentlerin geçmişten gelen mirası ve Sakin Kent
üyeliğinin resmi temsilcisi belediye kurumunun Türkiye’deki durumu; Sakin Kentler ve
kamusal mekânların dönüşümü üzerinde oldukça önemli iki etken olarak yer
almaktadır. Gelinen süreçte Türkiye’deki Sakin Kentlerin, dünyada ve Türkiye’de tarihsel
süreçte yaşanan gelişmelerin dışında kalmayıp aksine bu süreçlerin etkisinde kaldığı
görülecektir. Hızlı kentleşme süreci, göç olgusu, mekânın tüketimi/yeniden üretimi,
küreselleşmenin etkileri gibi pek çok gelişme bu kapsamda düşünülebilir. Sakin
Kentlerin yer aldığı protest çıkış noktası ile tüm bu dışsal etkenlerin sonuçları benzerlik
göstermekte ve aynı zamanda mekânsal bir boyut da içermektedir. Bununla birlikte
305
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 27, Mayıs 2017 P.Savaş Yavuzçehre,
O.Donat
kentsel ve kamusal mekânın şekillenmesinde etkili olan yerel unsurlar bulunmaktadır.
Bu durum Sakin Kentlere kent yapıları özelinde bir bakışı da zorunlu kılmaktadır.
4.1.1. Seferihisar
2009 yılında Türkiye’nin ilk Sakin Kenti olan Seferihisar’ın, üye olduğu tarihten
itibaren Türkiye’nin Sakin Kent başkentliğini yaptığı söylenebilir. Seferihisar, Belediye
Başkanı Tunç Soyer’in Uluslararası Sakin Kent Koordinasyon Komitesi’nde yer alan
başkan yardımcılarından biri olması nedeniyle Sakin Kent hareketinin ülkemizde ve
yurtdışında yayılmasında öncü bir rol üstlenmiştir (seferihisar.bel.tr, 2015a). Seferihisar
Belediyesi, Sakin Kent konusunda kamusal mekânlar üzerinde de en fazla çalışma
yürüten kent konumundadır. Sakin Kent kriterleri doğrultusunda kamusal mekânlara
yönelik yapılan çalışmaların başında ise özellikle yerel üreticiler için yapılan
düzenlemelerin geldiği görülmektedir.
Seferihisar’da en önemli projelerden birisi eski belediye binasının önündeki
alanın yerel üretici pazarına dönüştürülmesidir (Doğrusoy ve Dalgakıran, 2011: 134). Bu
kapsamda kentin merkezi bir konumunda yer alan eski belediye binası dönüştürülerek
haftanın altı günü hizmet veren Köy Pazarı haline getirilmiştir. Burada Seferihisar’ın
çevre köylerinden gelen üreticiler ürünlerini satmaktadır. Ayrıca salı günleri aynı
meydanda Üretici Pazarı kurulur. Köy Pazarının yanı başında ise Seferihisar yerel
yemeklerinin sunulduğu Sefertası Lokantası yer almaktadır. Deniz kenarındaki Sığacık
Mahallesi’nde kale içindeki dar sokaklar taşıtlardan arındırılmış ve kent sakinlerinin
ürünlerini satabileceği biçimde dönüştürülmüştür. Üreticilerin ürünlerini doğrudan
pazarlayabilmesinin tek yolu kamusal mekânlarda kurulan üretici pazarları değildir.
Seferihisar’da bir internet sitesi
7
aracılığıyla üreticiler (kooperatif örgütlenmesi ile)
doğrudan tüketiciye ürünlerini sunabilmektedirler (Üstündağlı vd., 2015: 134). Yalnızca
geleneksel kent pazarları değil e-pazarlama yöntemleri de üreticilerin teknolojik
gelişmelerden faydalanarak tüketicilere ürünlerini ulaştırmasını sağlamaktadır.
Seferihisar’ın üretimde kadınların katılımının sağlanmasına yönelik yürüttüğü
çalışmalar bulunmaktadır. Bunların başında gelen Kadın Emeği Evleri
8
Seferihisar
Belediyesinin ilçe sınırlarındaki iki köyde (Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun
değişmesiyle ile mahalle oldular) faaliyete geçmiş, özgün bir uygulamadır. Türkiye’de
kahvehanelerin erkeklerin erişimine açık ve geçmişi çok eskiye dayanan kamusal
mekânlar olduğu bilinmektedir. Ancak istisna olarak Sakin Kent Seferihisar’da Kadınlar
Kahvesi de açılmıştır (seferihisar.bel.tr, 2015b).
Seferihisar’da başta Sığacık kale içi olmak üzere farklı mekânlarda yayalaştırma,
sokak sağlıklaştırma, restorasyon gibi çalışmalara rastlanmaktadır. Sığacık Peyzaj Projesi
gibi tarihi mekânların geliştirilmesi ve ıslah edilmesi için planlar hayata geçirilmiştir.
Sığacık Kalesi geçirdiği dönüşümle beraber kültürel aktivitelere ev sahipliği yaparken,
kale içinde yerel üretici pazarı da yer almıştır (Doğrusoy ve Dalgakıran, 2011: 140).
7
Detaylı bilgi için bkz. https://seferipazar.com/
8
“Eğitim ve ekonomik yetersizliği nedeniyle aile bireylerine ekonomik anlamda bağımlı yaşamak zorunda kalan kadınların, öncelikle
meslek edindirme çalışmalarından yararlandırılması sonucu topluma kazandırılmalarını, iş olanakların artırılmasını, gelir düzeylerini
yükseltilmesini ve güç koşullarda yaşayan dezavantajlı grup ve bireylerin (işsiz gençler, çocuklar, yaşlılar, engelliler, kimsesizler)
yaşam kalitelerinin yükseltilmesini, çağdaş ve aydınlık toplum oluşturulmasını amaçlayan Kadın Emeği Evlerinin ilki 8 Mart 2010
tarihinde Ulamış Mahallesinde, ikincisi 17 Haziran 2010 tarihinde Atatürk Mahallesi Doğanbey Eski Köy’de açılmıştır”
(seferihisar.bel.tr, 2015c).
306