59
ve olaylar yoksa tanıkların gerçeği söylemiş olduğuna ilişkin genel kuralın
uygulanacağı söylenebilir.
235
Günümüz yargılama hukukunun önemli konularından olan “hukuka aykırı
delil” hususunda bugün için Dünyanın benimsediği ilke çerçevesinde; hukuka aykırı
olarak elde edilmiş olan delillerin mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate
alınamayacağı kanun hükmü (HMK Md.189/2) haline getirilmiştir.
236
HMK değişikliği ile getirilen hükme rağmen Yargıtay, evlilik birliğinin
temelinden sarsılmasına ilişkin olarak açılan boşanma davasında, eşlerin tek tek özel
yaşamlarının değil bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığının önem
ve öncelik taşıdığı, bu bakımdan evliliğin yasal yükümlülükler alanının diğer eş için
dokunulmaz olmadığı düşüncesiyle davacı-davalı koca tarafından mahkemeye delil
olarak sunulan, ses kayıtlarına ilişkin CD’nin, davalının “özel hayatının gizliliği” ihlal
edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiğine, bu nedenle delil olarak
kullanılamayacağına ilişkin itirazı yerinde bulmamıştır. Böylece eşinin sadakatinden
kuşkulanan davacı-davalının, birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan
konutta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek, eşinin aleni olmayan
konuşmalarını kaydetmesinde, bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan
davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğini ihlal yönünden herhangi bir
sakınca görmemiştir.
237
235
Bkz. Y 2 HD, 21.12.1990, 1990/8485 E., 1990/13518 K. (KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT
BANKASI).
236
Maddenin gerekçesine göre: “İspat hakkının delillere ilişkin yönünün hukukî çerçevesi çizilmiş,
bir davada ileri sürülebilecek her türlü delilin mutlaka hukuka uygun yollardan elde edilmiş
deliller olması esası getirilmiştir. Fıkrada öngörülen düzenlemeye göre, hukuka aykırı olarak
elde edildiği anlaşılan delillerin, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate
alınamayacağı
düzenlenmek suretiyle, yargılama sırasında taraflarca sunulan delillerin elde ediliş
biçiminin mahkeme tarafından re’sen göz önüne alınması ve delilin her ne surette olursa olsun
hukukaaykırı olarak elde edildiğinin tespit edilmesi hâlinde, diğer tarafça bir itiraz ileri
sürülmese dahi mahkemece caiz olmadığına karar verilerek, dosya kapsamında
değerlendirilmemesi ilkesi benimsenmiştir. Bu hususta mahkemece re’sen karar verilebileceği
hususu dördüncü fıkra ile öngörülmüştür.”( Yılmaz, Ejder: “Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu
İle Getirilen Değişiklikler”, s. 23 (http://www.muglabarosu.org.tr/upload/UserUpload/
file/hmkyenilikler.pdf(erişim tarihi:27.01.2013)).
237
Y 2 HD, 20.10.2008, 2007/17220E., 2008/13614K. (KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT
BANKASI); Benzer olarak Y HGK de 25.9.2002, 2002/2-617E. -2002/648 K. sayılı kararında;
gizli şekilde ele geçirilen tüm delillerin hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmemesi