Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ



Yüklə 1,36 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/70
tarix12.10.2018
ölçüsü1,36 Mb.
#73162
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   70

50 
madalyonun  iki  yüzü  olarak  da  adlandırabileceğimiz  bu  iki  kavram  birbirlerinin 
yerlerine de kullanılmaktadır.
205
 
Çekilmezlik  şartı
206
  hâkim  tarafından  takdir  edilecek  olduğundan  bu  genel 
boşanma sebebinin nispi nitelikte olduğu söylenebilir.
207
 Evlilik birliğinin temelinden 
sarsılması  sebebiyle  dava  açan  eşin  kusursuz  olması  gerekmese  de  davacının  ağır 
kusurunun  davalı  tarafından  ileri  sürülmesi  davanın  seyrini  etkileyebilmekte, 
davacının davasının reddine sebep olabilmektedir. Yine tarafların kusurunun boşanma 
sonrasında  talep  edilebilecek  tazminatlar  bakımında  da  önemli  olduğunu 
görmekteyiz. Bu noktada Kanunkoyucunun “kusur” prensibinden tamamen olmasa da 
kısmen  ayrıldığı  ve  “evlilik  birliğinin  temelinden  sarsılması”  prensibine  yer  verdiği 
söylenebilir.
208
 
 
 
1. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması 
Evlilik  birliğinin  temelinden  sarsılmış  olması,  eşler  arasında  çok  ciddi  ve 
şiddetli  bir  geçimsizlik  ve  anlaşmazlık  bulunması  demektir.
209
  Bu  durumda  eşler 
arasında  evliliği  sürdürme  hususunda  ruh  ve  istek  kalmayacak,  eşler  arasındaki  bu 
                                                           
205
   Hatemi/ Serozan, s. 231; “Geçimsizlik” şartının varlığının objektif açıdan, “çekilmezlik” şartının 
varlığının ise subjektif açıdan incelenecek olduğunu belirten yazarlar için bkz. Feyzioğlu, s. 255; 
Öztan, (Boşanma), s. 719, 720; Velidedeoğlu, s. 182, 183. 
206
   “Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme” ile “akıl hastalığı”na ilişkin nispi boşanma sebeplerinde 
de  aynı  şart  söz  konusudur.  Burada  suç  işleme  ve  haysiyetsiz  hayat  sürme  sebebine  dayalı 
boşanmada  kullanılan  “birlikte  yaşamanın  diğer  eşten  beklenememesi”  ile  akıl  hastalığına 
dayanan  boşanmada  kullanılan  “ortak  hayatın  diğer  eş  için  çekilmez  hale  gelmesi”  ifadeleri 
arasında  fark  yoktur(Hatemi/  Serozan,  s.  228,  229);  Hâkimin  kullandığı  “müşterek  hayata 
devamının  eşlerden  beklenememesi”  ölçütünün  yalnız  burada  değil  vasıfta  hatadan  dolayı 
evlenmeyi  düzenleyen  TMK  Md.  149/  bent  2’de  ve  evlilik  hukukunun  dışındaki  hukuki 
ilişkilerin son bulmasında, özellikle borçlar hukuku alanındaki feshin ihbarında da başvurulduğu 
görülür(Schwarz, s. 154, 155). 
207
   Köprülü, s. 557; Yargıtay’ın  da evlilik birliğinin temelinden  sarsılmasına ilişkin olguların dava 
dilekçesinde ayrıntıları ile açıklanmasına gerek bulunmadığına, bunların genel olarak belirtilerek 
dava sırasında açıklanmasının iddianın genişletilmesi yasağı ile karşılaşmayacağına ilişkin olarak 
Bkz. Y HGK 20.03.1987, 133/221(Dural/Öğüz/Gümüş, s. 114, dn. 217’den naklen). 
208
   Öztan, (Boşanma), s. 717.
 
209
   Akıntürk/Karaman,  s.  262;  Evlilik  birliğinin  temelinden  sarsıldığı  hallerin  büyük  çoğunluğunu 
geçimsizlik olarak ifade etmek mümkünse de, bazı olayların- kaza sonucu hala birbirlerini seven 
eşlerden  birinin  evliliğin  gereklerini  yerine  getiremeyecek  derecede  yaralanması  durumunda 
olduğu  gibi-  geçimsizliğe  yol  açmamalarına  rağmen  evlilik  birliğini  temelinden  sarsabileceği 
söylenebilir(Bkz. Oğuzman/ Dural, s. 124). 


51 
anlaşmazlıklar  onlardaki  devam  ruh  ve  bilincini  söndürecektir.
210
  Yani  burada 
Kanunkoyucu  eşler  arasındaki  geçimsizlik  ve  anlaşmazlığın  evlilik  birliğini 
temelinden  sarsacak  derecede  olmasını  aramış  ve  bu  durumun  takdirini  hâkime 
bırakmıştır. TMK Md. 1/1 gereğince doktrin ve içtihatlardan yararlanan hâkim hangi 
olay  ve  olguların  evlilik  birliğinin  temelinden  sarsabileceğini  belirleyecek  ve  bunu 
yaparken  evlilik  birliğinin  devamında  ahlaki  ve  toplumsal  fayda  olup  olmadığını  da 
göz  önünde  bulunduracaktır.
211
  Yine  karakterleri,  mizaçları,  öğrenim  ve  kültür 
durumları,  sosyal  konumları  ve  yetişme  şartları  her  bir  eş  için  ayrı  ayrı 
değerlendirilecek, bu hususta davacı için ortak hayatın çekilmez hale gelmesi yeterli 
sayılacaktır.
212
Ancak  tabiî  ki  hâkim  davacının  ortak  hayatın  kendisi  için  çekilmez 
hale geldiğine ilişkin beyanıyla da bağlı olmayacaktır.
213
 
Oluşan  sarsılmanın  evlilik  birliğinin  devamını  eşlerden  beklenemeyecek 
derecede etkileyip etkilemediğinin belirlenmesinde kıstas, eşler bakımından evliliğin 
devamı  halinde  ortaya  çıkacak  menfaat  ile  evliliğin  son  bulması  halinde  ortaya 
çıkabilecek  menfaatin  karşılaştırılmasıdır.  Temelinden  sarsılarak  eşler  bakımından 
çekilmez hale gelmiş birlikteliklerin devamı, eşler bakımından olduğu kadar toplum 
bakımından  da  büyük  bir  tehlike  olarak  ortaya  çıkmaktadır.  Zira  bu  nitelikteki 
                                                           
210
   Velidedeoğlu, s. 184.
 
211
   Y HGK, 8.10.1969, 2-703/730(Akıntürk/Karaman, s. 264, dn. 84-a’dan naklen).
 
212
   Tekinay, s. 176; Akıntürk/Karaman, s. 265; Feyzioğlu, s. 255; Hâkimin davalının da durumunu 
göz önünde bulundurması, evliliğin devamının değilse bile sona ermesinin kendisinden beklenip 
beklenemeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak bkz. Schwarz, s. 153. 
213
   Yargıtay bir kararında tarafların boşanma davası açıldıktan sonra da aynı evde birlikte yaşamaya 
devam etmelerini,  birlikte  tatile  gitmelerini ve  aynı  yatakta birlikte  yatmalarını evlilik birliğini 
temelinden sarsar nitelikte bulmayarak, yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesini doğru 
bulmamıştır.  Kararda  bu  olguların  varlığı,  evlilik  birliğinin  temelinden  sarsılmadığının,  ortak 
hayatın  sürdürülebilir  olduğunun  göstergesi  olarak  kabul  edilmiştir(Y  2  HD  11.04.2006,  E. 
1.7864/K.  5230,-  KAZANCI  BİLİŞİM,  İÇTİHAT  BANKASI);  Bir  başka  kararda  Yargıtay, 
boşanma sebebi ispatlanmış olmasına rağmen, davalı kadının karşılık olarak açtığı ve diğer dava 
ile  birleştirilen  ayrılık  davası  gereğince  ayrılık  kararı  vermiştir.  Y  2  HD,  9.10.2008, 
2007/13429E. -2008/12877 K. sayılı kararına göre: “…Davacı-davalı kocanın bir başka kadınla 
ilişkisinin olduğu bu suretle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Boşanma 
sebebi ispatlanmıştır. Kadının açtığı birleşen ayrılık davası, boşanmaya ilişkin olmadığına göre, 
ortak  hayatın  yeniden  kurulması  olasılığı  bulunsa  bile  isteğin  yalnız  ayrılığa  ilişkin  olması 
durumunda boşanma sebebi ispatlandığında, ayrılık kararı verilir. Boşanma sebebi gerçekleşmiş 
olmasına  rağmen,  ayrılığa  ilişkin  isteğin  kabulü  yerine,  reddedilmesi  usul  ve  yasaya 
aykırıdır.”(KAZANCI İÇTİHAT VE BİLGİ BANKASI).
 


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   70




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə