Teori, Pratik ve Tartışmalar
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı
8
9
Sonuç olarak, yarı-başkanlık modelini uygulayan yerleşmiş
demokrasilerde güçlü parlamenter eğilim, post-kolonyal ülkelerde
ise güçlü başkan özelliği öne çıkmıştır. Doğu Avrupa’daki eski uydu
devletlerde daha dengeli bir başkan-parlamento ilişkisi, eski Sovyet
ülkelerinde ise güçlü başkanlar gözlenmektedir.
31
Elgie’ye göre, ülkelerin yarı başkanlık tercihini, coğrafi ve kültürel
yakınlık veya dış faktörler/teşviklerle ilişkilendiren açıklamalar yeterli
değildir. Çünkü yarı-başkanlık sisteminin bahsedilen coğrafi/kültürel
çevrenin dışında da varlığını sürdürmesi ve aynı coğrafi/kültürel çevrede
olmakla birlikte farklı tercihlere sahip ülkelerin bulunması farklı bağımsız/
öznel gerekçelerin varlığına işaret etmektedir.
32
Benzer siyasi ortamın
varlığını gerekli ancak yeterli görmeyen Elgie’ye göre, yarı-başkanlık
tercihinin arkasında yatan temel gerekçe; yarı-başkanlık modelinin
ülkelerin içinde bulundukları farklı siyasi koşullara ve ihtiyaçlara daha
uygun bir seçenek teşkil etmesidir.
33
Her şeyden önce, yarı-başkanlık modeli, başkanlık sistemini
savunanlarla parlamenter sistemi savunan siyasi aktörlerin üzerinde
uzlaşabilecekleri bir anayasal seçenek olarak gözükmekteydi. Herhangi
bir tarafın anayasa yapım sürecini kendi isteği doğrultusunda
şekillendiremediği bir ortamda yarı-başkanlık modeli, taleplerin
bir kısmının karşılanması ve fakat karşı tarafın tüm taleplerinin
gerçekleşmemesi anlamında taraflar açısından onurlu bir netice olarak
görülmekteydi. Bu durum, özellikle 1990’larda yarı-başkanlık modelini
benimseyen Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Fransızca konuşan Afrika
ülkeleri için geçerliydi.
34
Elgie’ye göre, yarı-başkanlık, ülkenin demokratik ehliyetini dünyaya
göstermek isteyen ülkeler için de cazip bir seçenekti. Bazı ülkelerde
(İzlanda, İrlanda) halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanı, kolonyal
monarşi gibi geçmiş siyasi geleneklerden kopuşu temsil etmesi veya
daha demokratik görüntü içermesi anlamında bilinçli olarak tercih edildi.
Bazı ülkelerde ise yarı-başkanlık modeli, iktidarda kalmak ve fakat bunu
31
Wu, “Clustering of Semi-Presidentialism:A First Cut”, s.28.
32
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.13.
33
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.13.
34
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.13.
Teori, Pratik ve Tartışmalar
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı
10
11
yaparken demokratik bir yönetimin var olduğuna dair bir imaj oluşturmak
isteyen güçlü veya otokrat siyasi liderlere çekici gelmekteydi.
35
Yarı-başkanlık modeli, yürütme erkini güçlendirmek ve güçlü liderlik
için uygun koşulları hazırlamak isteyen ülkeler için de uygun bir modeldi.
Bu durum, mevcut anayasalarını değiştirerek seçimle iş başına gelmiş
bir cumhurbaşkanı/devlet başkanı öngören ülke örneklerinde açıkça
görülmektedir. Mısır, Fransa, Polonya, Singapur, Tayvan, Sri Lanka,
Türkiye ve Yemen’de değişik tarihlerde yapılan anayasa değişiklikleri
ile cumhurbaşkanının halk tarafından benimsenmesi öngörülmüş ve
çoğunda görevdeki cumhurbaşkanının/devlet başkanının veya genelde
bu makamın güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Son olarak, bazı durumlarda,
yarı-başkanlık modeli, parlamentonun yetkilerini artırırken başkanın
yetkilerini kısıtlamak isteyen veya öyle görünmek isteyen ülkeler için
uygun bir seçenekti. Bu durum, anayasa değişiklikleri ile başbakanlık
makamı öngören ve kabineyi parlamentoya karşı sorumlu tutan ülkelerde
(Belarus, Kamerun, Gabon, Gürcistan, Kenya, Senegal, Kamerun, Tanzanya
ve Tunus) görülmektedir.
36
4. DÜNYADA YARI-BAŞKANLIK
İlk örnekleri olarak kabul edilen Finlandiya ve Weimar
Cumhuriyeti’nden sonra uzun bir süre fazla yaygınlaşamayan yarı-
başkanlık modeli, 1990’ların başlarındaki üçüncü demokratikleşme
dalgasıyla birlikte özellikle demokrasiye yeni geçen ülkelerin çoğunun
tercihi olmuştur. Bu dönemde, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra
bağımsızlıklarını kazanan ülkelerin pek çoğu, Fransızca konuşan Afrika
ülkelerin bir kısmı ile Portekizce konuşan bazı ülkeler yarı-başkanlık
modelini benimsemişlerdir.
37
Eski Sovyetler Birliği ve Yugoslavya’nın dağılmasıyla bağımsızlıklarını
kazanan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin pek çoğu 1990’ların başında
hızlıca yarı-başkanlık modelini kabul etmişlerdir. Ermenistan,
Azerbaycan, Belarus, Hırvatistan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan,
35
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.13.
36
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.14.
37
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.7-11.
Teori, Pratik ve Tartışmalar
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı
10
11
Litvanya, Makedonya, Karadağ, Rusya, Sırbistan ve Slovenya’daki siyasi
sistemler yarı-başkanlık olarak sınıflandırılmaktadır.
38
Elgie’nin sınıflandırmasına göre 2010 yılı itibariyle Fransızca konuşan
13 Afrika ülkesinde (Cezayir, Burkina Faso, Kamerun, Orta Afrika Cumh.,
Çad, Demokratik Kongo Cumh., Gabon, Mali, Moritanya, Ruanda, Senegal,
Togo ve Tunus) yarı-başkanlık modeli uygulanmaktadır.
39
Üçüncü
demokratikleşme dalgasından nasibini alan Portekizce konuşan ülkelerin
tamamına yakını (Angola, Cape Verde, Guinea-Bissau, Mozambik, Sao
Tome ve Principe, Doğu Timor) model olarak Portekiz yarı-başkanlık
sistemini tercih etmişlerdir.
40
Yu-Shan Wu, yarı-başkanlık modelini uygulayan ülkeleri üç kategoride
incelemektedir. Birinci kategoride yerleşmiş demokrasiye sahip ülkeler
bulunmakta ve tamamı Batı Avrupa ve İskandinavya’da yer almaktadır.
Avusturya, Finlandiya, Fransa, İzlanda, İrlanda ve Portekiz bu gruba
dâhil ülkelerdir. İkinci kategoride Post-Leninist ülkeler yer almaktadır.
Çoğunlukla Doğu Avrupa ve eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile Asya’da yer
alan birkaç ülke bu grupta yer almaktadırlar. Wu, bunlardan Bulgaristan,
Hırvatistan, Makedonya, Polonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya’yı
eski uydu devletleri kategorisine; Ermenistan, Gürcistan, Kırgızistan,
Litvanya, Rusya ve Ukrayna’yı eski Sovyetler kategorisine; Moğolistan
ve Tayvan’ı Asya post-Leninist ülkeler kategorisine dâhil etmektedir.
Üçüncü grupta kolonyal dönem sonrası ülkeler yer almaktadır. Bunların
çoğu ya Fransızca ya da Portekizce konuşan ülkelerdir. Burkina Faso, Orta
Afrika Cumhuriyeti, Gabon, Haiti, Madagaskar, Mali, Nijer, Senegal ve Togo
Fransızca konuşan ülkelerdir. Cape Verde, Doğu Timor, Guinea-Bissau,
Mozambik, Sao Tome ve Principe ise Portekizce konuşan ülkelerdir.
Diğer kolonyal dönem sonrası ülkeler ise, Namibya, Singapur, Sri Lanka,
Tanzanya ve Yemen’dir. Peru ise bu üç gruba dâhil olmayan tek ülkedir.
41
38
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.11.
39
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice,” s.10.
40
Elgie, “Semi-Presidentialism, An Increasingly Common Constitutional Choice”, s.11.
41
Wu, “Clustering of Semi-Presidentialism:A First Cut,” s.22.
Dostları ilə paylaş: |