MARS
YER
GÜNEŞ
Kepler’in Birinci Yasası:
Yer'de dahil
olmak üzere, gezegenler, odaklarının
birinde Güneş'in bulunduğu bir elips
üzerinde dolanırlar.
Kepler bu yasası ile, o zamana kadar
daire olarak bilinen gezegen
yörüngelerinin elips olduğunu
söylüyordu. Bu ise, daha önce daireye
göre yapılan hesaplamalardaki sapmaları
tamamen ortadan kaldırıyordu.
80
81
Bu aşamada, iki merkezden birinde Güneş'in
bulunduğu eliptik yörünge görüşü, gezegenin bu
yörünge üzerinde ne hızla yol aldığısorusunu ortaya
çıkardı. Kepler hesaplamalar sonucunda, gezegenin
Güneş'e yakın olduğunda hızlı, uzak olduğunda ise
yavaşhareket ettiğini buldu. Buna göre, gezegen, eşit
zamanlarda, eşit alanlarıtarıyordu. Böylece Kepler
ikinci kanununu bulmuştu:
Kepler’in İkinci Yasası: Güneş'le gezegeni birleştiren
doğru parçası, eşit zamanlarda eşit alanlar süpürür.
Daha sonra ise, Kepler, gezegenlerin periyotları ve
uzaklıkları arasında bir bağıntının olduğunu belirledi.
Gezegenlerin periyotlarının karesi ile Güneş'e olan
uzaklıklarının küpü birbirleri ile orantılıydı. Bu ise
üçüncü yasasıdır.
Kepler’in
Üçüncü
Yasası:
Gezegenlerin
periyotlarının
karelerinin,
Güneş'e
olan
uzaklıklarının küplerine oranı birbirlerine eşittir
(T
2
/a
3
= T
l2
/a
l3
).
82
Kepler'in bulduğu yanıtlar, gezegen sistemiyle
ilgili olarak Copernicus'u haklı çıkarmıştır. Diğer
taraftan teorinin tam olarak yerine oturması için
önce sistemin gözlem yolu ile doğrulanması
gerekiyordu. Bunu ise Galileo sağlamıştır.
83
Gilbert'in
DE MAGNETE (Mıknatıs Üzerine, 1600)
adlı
kitabının
yayımlanmasından
sonra,
Kepler'in
manyetizmaya
ilgisi
artmış
ve
manyetizmanın
gezegenlerin eliptik hareketinin açıklanmasına olanak
tanıyacağını düşünmüştür. Kepler'e göre, gezegenler
ve Güneş birer mıknatıstır; ancak gezegenlerin iki,
Güneş'in ise tek kutbu bulunduğundan, gezegenler,
bazen Güneş tarafından çekilir, bazen de itilirler ve
böylece gezegenlerin eliptik yörüngeleri oluşur.
84
Gençlik coşkusuyla işe koyulduğunda amacı mistik inancı
doğrultusunda,
"göksel alemin müzikal uyumunu"
geometrik
olarak
belirlemekti.
Çalışmasını
noktaladığında, astronomi matematiksel düzenlemenin
ötesinde fiziksel bir gerçeklik kazanmıştı.
Kepler asıl hayal ettiği şeyi belki gerçekleştiremedi;
ama
gerçekleştirdiği
şey
ona
bilim
tarihinde
"Astronominin Prensi"
unvanını kazandırmaya yetti.
85
WİLLEBRORD SNELL (1591-1626)
"Hollandalı Eratosthenes"
olarak nitelendirilen Snell
Hollanda'nın Leiden kentinde doğmuş ve daha çok
matematik alanında yapmış olduğu çalışmalarla
tanınmıştır. Bunlar arasında en önemli olanları,
topoğrafik yöntemler kullanarak, Yer'in çapını ve aynı
meridyen üzerinde bulunan iki nokta arasındaki uzaklığı
belirlemiş olmasıdır.
Snell, 1621 yılında, bugün Snell Yasası olarak da tanınan
Kırılma Yasası'nı deneysel olarak bulmuştur ve bu yasa,
verilen iki ortam için, ışığın gelme açısının sinüsünün,
kırılma açısının sinüsüne oranının sabit olduğunu
belirlemiştir.
86
SIR ISAAC NEWTON (1642 -1727)
Bilimin öncülerini tarih sürecinde bir dizi yıldız
olarak düşünürsek, dizide konum ve parlaklığıyla
hepsini bastıran iki yıldız vardır:
NEWTON ve
EİNSTEİN.
Yaklaşık iki yüz yıl arayla ikisi de fiziğin en
temel sorunlarını ele aldılar. İkisinin de getirdiği
çözümlerin madde ve enerji dünyasına bakışımızı
kökten değiştirdiği söylenebilir. Newton Galileo
ile Kepler'in; Einstein, Newton ile Maxwell'in
omuzlarında yükselmiştir.
87
Galileo'nun öldüğü yıl dünyaya gelen Isaac Newton
genellikle
Tarihin En Büyük Bilim Adamı
kabul edilir.
“Onun fizik, astronomi ve matematikteki buluşlarının
her biri tek başına göz kamaştırıcı parlaklıktadır.”
Başarılarının tümü göz önüne alındığında ortaya
erişilmez bir başarı çıkmaktadır.
16.yüzyılda başlayan modern bilim Newton'la en üst
düzeye erişir. Ondan önce elde edilen sonuçlar önemli
olmakla birlikte, çoğu kez dağınık ve birbirinden kopuk
kalmıştır, ilk kez Newton'da bütün bu sonuçları
kapsayan bir sistemin ortaya çıktığını görüyoruz.
88
Newton,
1642 yılında
Woolsthorpe'de
dünyaya
gelmiştir. Doğmadan bir kaç ay önce babası ölmüş ve O
doğduktan kısa bir süre sonra annesi bir başkasıyla
evlenmiştir. Böylece hem anası-babası var hem de
yoktur. Çünkü Newton’u büyütme işini büyükannesi
üstlenmiştir.
Aile
sevgisinden
yoksun
olarak
büyümesinin eksikliğini yaşamı boyunca hissetmiştir.
Hiç evlenmemiştir. Bu yönleriyle adeta Descartes'e
benzemektedir.
89
Dostları ilə paylaş: |