Üniversiteler bilimde Aristoteles
düşüncesinin birer kalesiydi.
Galileo'nun pervasız eleştirileri, açık
sözlülüğü, dahası çevresini küçümseyici
tutumu kolayca bağışlanamazdı. Pisa'da
tutunması güçleşince Padua
Üniversitesine
matematik profesörü
olarak geçer.
51
Ancak O, matematik yanı sıra fizik ve astronomiyle
de ilgilenmektedir.
Örneğin sıvıların genişlemesini
ölçmeye yarayan bir alet yapmıştır. Benzeri şekilde
Askeri Pusula adını verdiği bir alet daha yapmıştı ki
bir çeşit sürgülü hesap makinesidir.
Galileo, bunu
evinde imâl ediyor ve bir de kullanım kılavuzuyla
birlikte satıyordu. Galileo'nun buluşlarından bazıları,
Floransa'da Accademia Çimento’nun tarih koleksiyonu
içinde yer almaktadır.
52
1608’de Kuzey Avrupa'da Flandre'li
gözlükçüler, basit bir dürbün icat etmiş
ve
bunu Avrupa'ya da pazarlamışlardı. Dürbün
Venediğe de geldiğinde Galileo derhal ilgilendi
ve düşünmeye başladı. Bir kaç gün içinde bu
dürbünün daha gelişmiş şeklini kendisi
tasarlayıp ve gerçekleştirdi. Üzerinde öylesine
çalışır ki, üç kat büyüten bir opera
dürbününden, sekiz hatta on kat büyüten
teleskopa ulaşmıştır.
Bu teleskopu yaptığında
öylesine bir heyecana kapılır ki, senato
üyelerine
Campanile tepesindeki bir gösteri
düzenledi. Bu gösteri tarihe geçecek kadar
önemliydi.
53
Galileo Galilei; kızıl saçlı, tıknaz yapılı, kısa boylu
ve aynı zamanda çok da hareketli bir kişidir.
Kendisinin reklâmının yapılmasından hoşlanırdı.
Bunu sağlamak için de icatlarını hemen tanıtmayı
yeğlerdi. Keza kısa sürede yaptığı yenliklerle
teleskopunun büyütme gücünü,
otuz katına
çıkarmayı başarmıştı. Bu da onu araştırmaya daha
çok yöneltiyor ve bilimsel yeteneği de buna
eklenince, ortaya durmadan yeni yeni buluşlar
çıkıyordu.
54
Doğal olarak bunların çoğu gökyüzü ile yıldız ve
gezegenlere aitti. Sonunda yaptığı gözlemlere
dayalı buluş ve yorumlarını
SİDEREUS
NUNCİUS (Yıldızların Habercisi)
adlı çok ünlü
kitabında topladı. Kitapta yer yer açıklayıcı
nitelikte resimler de vardı. Ay özel bir ilgi
alanıydı. Ona ait gözlemlerini, ayrıca suluboya
resimlerle canlandırıyor ve
ilk kez Ay Haritası
onun tarafından yapılıyordu.
Ayrıca o güne
kadar hiç bir astronomi uzmanının bulamadığı
dört gezegeni bulan Galileo’dur. Bunlar,
Jüpiter'in uydularıdır.
55
Galileo'nun başlıca ve en özgün çalışması fizikte
"Dinamik"
diye bilinen nesnelerin hareketleridir.
"Statik"
denilen
dengesel ilişkiler Archimedes'in buluşlarıyla açıklık
kazanmıştı. O zamana kadar hareket halinde olan bir
nesnenin kendi haline bırakıldığında duracağı, hareketini
ancak bir dış gücün itmesi ya da çekmesiyle
sürdürebileceği sanılıyordu. Galileo ise bu kanıya ters
düşen bir düşünce oluşturmuştu.
Hareket eden bir nesne,
dış etkenlerden serbest kaldığında, hareketini tekdüze bir
hızla sürdürür.
Buna göre, dış etkenler hareketin değil,
hareketin değişmesinin nedenidir,
“İVME"
denen bu
değişiklik hareketin hızında ya da yönünde olabilir.
56
Nesnelerin hareketinde dış güçlerin etkisinin hızda değil
ivmede kendini gösterdiği düşüncesi Galileo'ya, serbest
düşmeye ilişkin deneylerini açıklama fırsatı da sağlar.
Yerleşik öğretiye göre, bir nesnenin düşme hızı ağırlığıyla
orantılıydı.
Örneğin, aynı yükseklikten bırakılan biri 5,
diğeri 1kg ağırlığındaki iki nesneden birincisi yere
ikincisinin aldığı sürenin 1/5'inde ulaşmalıydı. Söylentiye
bakılırsa, Galileo herkesin inandığı bu düşüncenin
yanlışlığını,
Pisa Kulesi'nden değişik ağırlıklarda kurşun
parçalarını atarak seyircilerine, bu arada özellikle
derslerine gitmekte olan profesörlere ispatlamaya
çalışmıştı.
57
Galileo, Tuscany Dükü'nün isteği üzerine top
mermilerinin izlediği yolu incelemeye koyulur.
Yatay
olarak atılan bir merminin bir süre yatay gittikten
sonra birden dikey düşüşe geçtiği sanılıyordu.
Galleo,
hareketin önce yatay olduğu düşünüp, merminin ilk
saniyede aldığı yol kadar ikinci saniyede de yol aldığını;
sonra dikey düşüş olduğunu düşünerek, merminin
düşme süresiyle orantılı bir hızla düştüğünü kabul etti.
Basit bir hesaplamayla, Bileşik Devinimin
PARABOLA
biçiminde bir yol çizdiği gösterdi.
58
Galileo böylece fiziğin iki önemli yasasını keşfetmiş
olur.
Bunlardan ilki
"EYLEMSİZLİK İLKESİ"
diye bilinir
ve şöyle ifade edilir:
Her cisim bir dış kuvvetin
etkisi olmadıkça hareket halindeyse hareketini aynı
hızla
düz
bir
çizgi
üzerinde,
duruyorsa
hareketsizliğini, sürdürür.
Galileo'nun keşfettiği ikinci yasa,
"CİSİMLERİN
SERBEST DÜŞME YASASI"
diye bilinir ve şöyle
ifade edilir:
Serbest düşen bir cismin düştüğü
mesafe, düşme süresinin karesiyle doğru orantılı
olarak değişir.
s=l/2.g.t
2
59
Dostları ilə paylaş: |