Galilei'ye işkence yapılmadı ama hep işkence tehdidiyle baskı
altında tutuldu. Baskılar o denli dayanılmaz bir hal aldı ki
Galilei sonuçta boyun eğdi.
-”Ben Galileo Galilei; merhum Vencenzo Galilei'nin oğlu,
yetmiş yaşında, bu mahkemenin huzuruna şahsen
çıktığımı, önünüzde diz çökerek, çok saygıdeğer Kardinal
Hazretleri ve tüm Hıristiyan Cumhuriyetinde kâfirlerin
ahlâksızlığı ve fesadıyla savaşan Engizisyon Kardinalleri
önünde, kutsal Peygamberleri gözlerimle görerek ve
ellerimle dokunarak, Kutsal Katolik Roma Kilisesinin
benimsediği ve öğrettiği her şeye inandığıma, geçmişteki
tüm yanlış ve aykırı düşüncelerimden dolayı huzurunuzda
kendimi lanetliyor, bir daha öyle saçmalıklara
düşmeyeceğime, kutsal öğretiye aykırı hiç bir fikir
taşımayacağıma yemin ediyorum.
70
Galilei'nin bu belge yardımıyla ancak engizisyon
mahkemesinden kurtulduğu bilinmektedir. Bu davranışı
sonunda, belki işkence görmekten hatta ölümden
kurtuldu
ama ölünceye kadar göz hapsinde yaşamaktan
da kurtulamadı.
Kalan günlerini, Floransa yakınlarında, ıssız bir yerde
kendi evinde geçirdi. Bütün yasaklama ve kısıtlamalara
karşın yine de bir kitap yazmakta kararlıydı. Belki bu
kez kitabın içeriği daha çok fizik konularına dönük
olacaktı.
"Yeni Bilimler"
adını verdiği bu kitabı yazmaya
başladı ve üç yıl sonra tamamladı.
71
Kendisi bu sırada 72 yaşında bulunuyordu. Kitabını
kendisi yayınlayamadı ama aradan iki yıl geçtikten
sonra Protestanlar, bu kitabı Hollanda'nın Leyden
kentinde bastılar. Ne var ki Galileo kitabını dünya
gözüyle göremedi çünkü tam o yıllarda kör olmuştu.
Bu büyük usta, bu büyük devrimci bilim adamı kendi
evinde tutuklu bulunduğu halde, 1642 yılında öldü.
72
JOHANNES KEPLER(1571 -1630)
Newton,
"Daha ileriyi görebildiysem, bunu
omuzlarından baktığım devlere borçluyum."
demişti. Bu devlerden biri Galileo ise diğeri de
Kepler'di.
Kepler'e gelinceye dek Copernicus sistemine
dayanaksız bir hipotez, ya da, işe yarar
matematiksel bir araç gözüyle bakılıyordu.
Kepler,
Copernicus sistemini bazı düzeltmelerle bilimsel
olarak kanıtlamakla kalmadı, astronomiye mekanik
bir kimlik kazandırdı.
73
Johannes Kepler güney Almanya'da Weil kentinde
dünyaya gelmiştir. Dört yaşında geçirdiği ağır çiçek
hastalığı görme duyumunu zayıflatmış, ellerinde
sakatlığa yol açmıştı. Sarhoş bir baba ile akli dengesi
bozuk bir annenin çocuğu olmasına karşın, öğrencilik
yılları parlak geçti. Ruhsal güvensizlik içinde büyüyen
Kepler, önce teolojiye yöneldi. Ancak üniversite
öğreniminde bilim ve matematiğin büyüleyici etkisinde
kaldı. Sonunda Copernicus sistemini benimsemekle
kalmadı, sistemin doğruluğunu ispatlamak tutkusu içine
girdi. Daha 23 yaşında iken Graz üniversitesi'nin
çağrısını kabul ederek
astronomi profesörü,
ardından
kraliyet matematikçisi
görevlerini yüklendi.
74
Ne var ki, rahat bir çalışma ortamı bulduğu
Graz'da kalması fazla sürmedi. Dinsel
çekişmede yenik düşen Protestan azınlıkla
birlikte kenti terk etmek zorunda kaldı.
Kepler işsiz kalmıştı, ama bu ona meslek
yaşamının belki de en büyük şans kapısını
açtı. Öteden beri çalışmalarına hayranlık
duyduğu Danimarka'lı ünlü astronom Tycho
Brahe'nin asistanı oldu.
75
Ancak, Tycho tanrısal düzene aykırı saydığı
güneş-merkezli sisteme karşıydı. Ona göre
gezegenler güneşin, güneş de dünyanın
çevresinde dönmekteydi. Bir süre sonra
ustası yaşamını yitirince gözlemeviyle
birlikte yılların yoğun emeğiyle toplanmış
son derece güvenilir gözlem ve ölçme
verilerine Kepler sahip çıktı.
76
Tycho'nun gözlemevine yerleşen Kepler, yoğun bir
uğraşa karşın yıllarca, gözlem verileriyle uyum
kurmaya çalıştığı çembersel yörünge arasındaki farkı
gideremedi. Bu demekti ki, çembersel yörünge
beklentisinde bir yanlışlık olmalıydı. Ne var ki, göksel
düzeyde yetkinlik arayışı içinde olan Kepler bu
olasılığı bir türlü içine sindiremiyordu.
Çembersel
olmayan bir yörünge nasıl düşünülebilirdi?
Ama
olgular da bir yana itilemezdi!
77
Kepler, tekrar tekrar yaptığı hesaplar sonucunda,
gezegenlerin dairesel yörüngeler üzerinde ve muntazam
hızla dolandıkları temel prensibini terk etmiş ve
ünlü üç
kanununu ortaya koymuştur.
Bu nedenle Kepler,
modern
gök mekaniğinin kurucusu olarak bilinir.
Kepler ilkin Mars'ı gözlemleyerek işe başladı ve
Mars'ın hareketini dairesel bir yörüngeye oturtmaya
çalıştı. Kepler, Mars'ın sadece iki konumda yani
karşıtlık ve kavuşum durumlarında, dairesel yörünge
üzerinde bulunduğunu, ancak diğer konumlarda daire
içerisine girdiğini tespit etti
.
78
Bu keşfi onu daire dışında eğriler
kullanmaya itti. Gözlemler, gezegenin Güneş
etrafında dolanırken bazen yavaş bazen
hızlı dolandığını göstermekteydi. Oysa daire
üzerindeki hareket düzgün olmalıydı. Demek
ki yörünge daire değildi. Uzun uğraşlar
sonucunda Kepler yörüngenin eliptik olması
gerektiğini buldu. Bu
Kepler'in Birinci
Yasasıdır.
79
Dostları ilə paylaş: |