B biLİmsel devrim ve aydinlanma çAĞi bir bayrak yarışı gibi; bu çağı da diğer çağın bittiği



Yüklə 4,77 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/14
tarix26.09.2018
ölçüsü4,77 Mb.
#70514
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14

Bacon,
yöntem
anlayışını
ilginç
bir
benzetmeyle şu şekilde ortaya koymuştur:
“Bilim adamı ne ağını içinden çekerek ören
örümcek gibi, ne de çevreden topladığıyla
yetinen  karınca  gibi  davranmalıdır.  Bilim
adamı topladığını işleyen, düzenleyen bal
arısı gibi yapıcı bir etkinlik içinde
olmalıdır."
23


Ancak, Bacon'un önerdiği tüme varım yönteminin de
yeterli  olduğunu  söylemek  güçtür.  
Tüme  varımla
yapılan  genellemeler,  olguları  açıklayıcı  değil,  tarif
edicidir.
Örneğin,
tüm
bakır
tellerin
iletken
olduğu
genellemesi, bakır telin neden iletken olduğunu
açıklamamakta,  yalnızca  gözlemlenen  bakır  tellerin
ortak  bir  özelliğini  belirtmekle  kalmaktadır.  
Tarif
edici genellemelerin bilimde önemli yer tuttuğu
elbette yadırganamaz. Ancak bilimin, olguları tarif
etmenin  ötesinde daha önemli görevi, olguları  veya
olgusal ilişkileri açıklamaktır
.
24


Bacon'un bilimsel yöntem anlayışındaki bir yetersizlik
de,
matematiğin bilimdeki işlevini kavrayamamış
olmasıdır.  
İleri  sürülen  bir  hipotez  ya  da  kuramın
olgusal olarak denenmesi, öncelikle o hipotez ya da
kuramdan  test  edilebilir  önermelerin  çıkarılmasını
gerektirir.  Bu  ise  uzun  süreçli  mantıksal  bir  işlem
olup çoğu kez ancak matematiğin tümdengelim
tekniğiyle  mümkündür.  Ayrıca  matematik,  bilim  için
etkili bir dildir.
25


Bacon’ın, maalesef kendi yaşadığı dönemindeki bilimsel
çalışmaları  yeterince  izlediği  söylenemez.  
Kepler'in
ortaya koyduğu doğrulayıcı sonuçlara karşın, Kopernik
dizgesini içine sindirememesi, üzerinde durulacak bir
noktadır.   Çağdaşı   
Galileo'nin,   
deneyle   matematiği
birleştirerek bilimsel yönteme kazandırdığı yeni
kimliğin  farkına  varmamış  olması  da  ilginçtir.  Aynı
şekilde, modern anatominin öncüsü
Vesalius'un
çalışmasına  gereken  ilgiyi  göstermediği  gibi,  kendi
hekimi 
Harvey'in, 
kan dolaşımına ilişkin buluşlarını da
bir bakıma görmezlikten gelmiştir.
26


Değindiğimiz tüm yetersizliklerine karşın, Bacon'un
bilimsel
gelişme
için
gerekli
ortamın
hazırlanmasında oynadığı büyük rolün önemi
tartışılamaz. Unutmamak gerekir ki, Bacon bir bilim
adamı  olmaktan  çok,  bilimi  bağnazlığın  tekelinden
kurtarma savaşı veren bir düşünürdü.
Bilimin   daha   sonraki   gelişmeleri   üzerindeki
etkisi,  bu  gelişmelerin  uygar  yaşama  yönelik
kazanımlarına ilişkin öngörüleri göz önüne
alınacak olursa, Bacon daima övgüyle anılacaktır.


DESCARTES (1596-1650)
Bacon'da eksikliğine değindiğimiz teori ve matematik
anlayışı fazlasıyla RENE DESCARTES'da vardı.
Descartes, bu çağ için bir simgedir. 
O'nu tanıdıkça bu
sözler değer kazanacaktır. Çünkü O, 
bilim tarihinin
yönünü değiştirmiş ve bilimde yeni çığırlar açılmasına
neden  olmuş  bir  dahidir.  
O,  o  kadar  çok  yönlü  ve
yeteneklidir   ki,   her   alandaki   ve   özelikle   bilimi
yönlendirmekteki   başarısıyla,   
bilim   tarihine   adını
yazdırmayı bir kaç kez hak etmiş bulunmaktadır.
Desartes, bir bilim adamı, bir asilzade ve başarılı bir
askerdir.  Fakat,  aynı  zamanda  bencil  ve  biraz  da
bağnazdır. Bunların nedenlerini öğreneceğiz.
28


Rene  Descartes,  31  Mart  1596  yılında,  Fransa'da
Tours  kenti  yakınındaki  La  Haye'de  dünyaya  geldi.
Tam o yıllarda Avrupa'da, Fransa'nın da içinde yer
aldığı  bir  savaş  yaşanıyordu.  Annesi,  çok  küçükken
öldüğü  için,  babası  yetiştirdi  ve  sonunda  da  asker
oldu.  Oysa  yaradılışı  gereği,  olarak  rahat  ve  huzur
içinde yaşamak, düşünceler dünyasında gezinmekten
hoşlanıyordu.
29


Özellikle felsefe ve etik hakkındaki konular onu daha
çok  ilgilendiriyordu.  Kendi  kendine  sorduğu  pek  çok
sorunun  yanıtını  kendisi  vermeye  çalışıyordu.  
Hiç  bir
şeyi, kanıtsız kabul etmemek gibi bir huy sahibi oldu.
Bu huy, daha sonra onun şüphecilik olarak adlandırılan
bir felsefe akımıyla özdeşleşmesini sağladı.
Onun bilim dünyasına geçişi, kendi ifadesiyle ilginç bir
rüya  sonunda  olmuştur.  Bu  rüyada  Ona  bir  sihirli
anahtardan     söz     edilmektedir     ki     bunu     
"doğa
hazinelerinin  kapısını  açacak  ve  hiç  olmazsa  bütün
ilimlerin  gerçek  temellerini  öğretecek”  
bir  anahtar
olarak yorumlar. Bu mistik yaklaşıma kendisini öylesine
kaptırır ki, hayatının akışını bu arayışa göre yönlendirir.
30


Descartes,  
sadece  felsefe  ve  matematikle  değil,  
fırsat
çıktıkça ya da aklına takıldıkça,
fiziğin, mekaniğin,
kimyanın,
meteorolojinin,
anatominin
ve
daha
bir
genellemeyle  tıbbın  çeşitli  konularıyla  ilgileniyor  
ve  bu
alanlarda bilimsel ürünler veriyordu.
- Düşünüyorum; o halde varım !
diyen Descartes,
Yeni Çağ Felsefesi'nin de kurucusudur.
Descartes,  her  şeyden  şüphe  ediyor  ve  bunu  bir  yaşam
biçimine dönüştürüyordu. Anladığı bir şey vardır; 
ne olursa
olsun olumlu ya da olumsuz,
mutlaka bir nedeni vardır ve
o neden bulunup çıkarılmalıdır. 
Anlayışı, kendi varlığını bile
tartışılır hale getirmiş ki, sonuçta var olmasının nedenini,
yukarıdaki ünlü sözlerle açıklamıştır.
31


Yüklə 4,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə