İlk Dönem İslam Toplumunda Eğlence Hayatına Dair Bazı Tespitler
151
Arapların atalarından Mudâr b. Nizâr’a nisbet
edilerek tarihi çok eskilere
kadar götürülen
12
bu meşhur nağme çeşidinin ifacılarına rastlanmaktaydı.
Güzel sesiyle bilinen sahabeden Berâ b. Mâlik
13
ve Habeş menşeli siyâhi kö-
le Enşece,
14
yolculuk sırasında hüdâ söyleyerek develeri coşturmasıyla meş-
hur
hâdîler arasındaydı.
15
Kültürel hayatın diğer birçok unsuru gibi müzikte de yerleşikler ve bede-
vîler arasında Câhiliye’den itibaren bilinen temel bir farklılık bulunmaktay-
dı. Hz. Osmân’ın mevlası Nâil’in, güzel sesiyle bilinen sahabeden Ribâh b.
Mugterif’ten kendileri için bedevîlerin değil, yerleşiklerin şarkısını ( ﻞهأ ءﺎﻨﻏ
راﺮﻘﻟا) söylemesini istediğine dair rivayet
16
, iki yaşam tarzı arasındaki mü-
ziğin temelde farklı öğeler taşıdığını haber vermektedir. Bedevîlerin müziği,
genel olarak ginâu’l-a‘râb (باﺮﻋﻷا ءﺎﻨﻏ) şeklinde adlandırılmaktaydı.
17
Konuyla ilgili birçok kaynakta yer alan ve Hişâm b. Muhammed el-
Kelbî’ye nispet edilen tasnifte, fetihlerin ardından Bizans ve Sâsânîler’den
Rum ve Fars asıllı şarkıcı köleler yarımadaya getirilip genelde eğlence
sektörü, özelde müziğin veçhesinin önemli derecede değiştiği zamana kadar
Araplarda musikinin nasb (ﺐﺼﻨﻟا), sinâd (دﺎﻨﺴﻟا) ve hezic (جﺰﻬﻟا) diye bilinen
1984, s. 29; İbn Hurdazbih, Ebü'l-Kâsım Ubeydullah b. Abdullah (ö. 300/913), el-
Lehv ve’l-melâhî (thk. Gattâş Abdülmelik Habeşe), Kahire 1984, s. 40-41;
Mesûdî, Ebü'l-Hasan Ali b. Hüseyin b. Ali (ö. 345/956), Mürûcü’z-zeheb ve
ma‘âdinü’l-cevher (thk. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid), I-IV, y.y. 1964,
IV, 221.
12
Bk. Mufaddal b. Seleme, el-Melâhî, s. 29; İbn Hurdazbih, s. 40-41; Mesûdî, IV,
221-222.
13
Bk. İbn Hanbel, III, 254; Beyhakî, X, 227; İbn Abdülber, el-İstiâb, I, 140; İbn Ha-
cer, Ebü'l-Fazl Şehabeddin Ahmed İbn Hacer el-Askalânî (ö. 852/1449),
el-İsâbe
fî temyîzi’s-sahâbe (thk. Ali Muhammed Bicâvî), I-VIII, Beyrut 1992, I, 119.
14
Bk. Buhârî, “Edeb”, 116; Müslim, “Fadâil”, 70-72; İbn Sa’d, VIII, 430-431; İbn
Hacer,
el-İsâbe, I, 119.
15
Kervan taşımacılığında hâdî’lerin rolüyle ilgili ayrıntılı bilgi için bk. Azizova, El-
nure,
Hz. Peygamber Döneminde Çalışma Hayatı ve Meslekler (Yayınlanmamış
Doktora tezi), MÜSBE, İstanbul 2007, s. 320-322.
16
İbnü’l-Esîr, Ebü'l-Hasan İzzeddin Ali b. Muhammed b. Abdülkerim (ö. 630/1233),
en-Nihâye,
fî garîbi’l-hadîs ve’l-eser (thk. Tâhir Ahmed Zâvî, Mahmûd Muham-
med Tenâhî), I-V, Beyrut 1399, IV, 38; İbnü’l-Cevzî, Ebü'l-Ferec Cemaleddin
Abdurrahman b. Ali (ö. 597/1201), Garîbü’l-hadîs (nşr. Abdulmutî Emîn el-
Kal‘acî), I-II, Beyrut 1985, II, 233.
17
Cevad Ali, (ö. 1408/1987), el-Mufassal fî tarihi'l-‘Arab kable'l-İslâm, I-X, Beyrut
1980, V, 106.
Elnurə ƏZİZOVA
152
üç çeşidinden bahsedilmektedir.
18
Mürâî ve cenâbî de denilen nasb, hüdâ’yı
ve nevvahların okudukları mersiyeleri içine almakta
ve genellikle binicilerin
müziği sayılmakta;
19
sinâd, nağme ve ara sesleri çok olan pest bir müzik,
20
def ve bir çeşit düdük olan mizmar (رﺎﻣﺰﻤﻟا) aracılığıyla ifa edilen hezic ise,
ağır başlı insanı bile dans ettiren tiz bir müzik olarak bilinmekteydi.
21
Tasniften de anlaşıldığı üzere, İslâm’ın ilk dönemlerine kadar Araplarda mî-
sikî, müzik aletleri olmaksızın söylenen ve hüdâ-mersiye türü nağmeleri içi-
ne alan nasb, vurmalı ve üflemeli aletlerle ifa edilen bir çeşit dans müziği
sayılan hezic ve genellikle telli aletler ve şarkıcılar eşliğinde çeşitli nağmeler
söylenen sinâd diye üç belli başlı dala ayrılmaktaydı. Özellikle son ikisi,
devrin eğlence sektörünün başlıca aktörleri, profesyonel şarkıcı ve rakkasla-
rın sanatlarını icra ederken kullandıkları temel müzik çeşitleriydi.
22
Câhiliye’den itibaren Arap yarımadasında Gassânî, Hire
ve Yemen hü-
kümdarlarının saraylarında, kabile reisi veya eşrafın konaklarında efendile-
rini ve misafirleri eğlendirmek amacıyla, ünlü şairlerin sözlerine şarkılar
okuyan ve çeşitli müzik aletleri çalarak raks eden müzisyenler bulunurdu.
Komşu Bizans ve Sâsânî imparatorluklarıyla olan kültürel etkileşim sonucu,
özellikle Gassânî ve Hire saraylarında kendi dilinde şarkı söyleyen yabancı
müzisyenlere rastlanmaktaydı. Şâir Hassân b. Sâbit, Gassânî emiri Cebele b.
Eyhem’in sarayında gördüğü manzarayı şöyle anlatmaktadır: “Orada on şar-
kıcı kız gördüm. Bunların beşi Bizans menşeli olup bariton çalarak kendi di-
linde şarkı söylüyordu. İyâs b. Kabîsa tarafından hediye edilen diğer beşi Hi-
reli olup, oranın müziğini icra etmekteydiler. Ayrıca Mekke veya başka yer-
lerden Arap şarkıcılar da Cebele’yi eğlendirmek üzere gelmiştir.
23
18
Mufaddal b. Seleme, el-Melâhî, s. 29-30; İbn Hurdazbih, s. 42; İbn Abdürabbih,
el-Ikd, VI, 27; Mesûdî, IV, 221-222; Âlûsî, I, 369; Cevad Ali, V, 111-112.
19
Mufaddal b. Seleme, el-Melâhî, s. 29; Âlûsî, I, 369; Cevad Ali, V, 111; Şehâde, s.
188.
20
İbn Abdürahbbih, el-Ikd, VI, 27; Cevad Ali, V, 111; Şehâde, s. 189.
21
Mufaddal b. Seleme, el-Melâhî, s. 30; Âlûsî, I, 369; Cevad Ali, V, 111-112; Şe-
hâde, Ali en-Natur, “İslâm'a Göre Ses ve Musiki Sanatı” (trc. Ruhi Kalender,
Adem Akın), AÜİFD, XXXIII (Ankara 1992) s. 187-201, s. 188-189.
22
Nâsıruddîn el-Esed, el-Kıyân ve’l-ğinâ’ fi’l-asrı’l-Câhilî, Beyrut 1988 s. 125.
23
İsfahânî, Ali b. Hüseyin b. Muhammed Ebü'l-Ferec (ö. 357/967), el-Eğânî (şrh.
Abdülemir Ali Mihenna, Semîr Cabir), I-XXIV. Beyrut 1986, XVII, 170; İbn
Hamdûn, Ebü’l-Me‘âlî Bahâeddîn Muhammed b. Hasan (ö. 562/1167), et-