İlk Dönem İslam Toplumunda Eğlence Hayatına Dair Bazı Tespitler
153
Gassânî sarayında gördüğü müzik kültürünü aktaran Hassân’ın sözle-
rinden de anlaşıldığı üzere, yarımadanın tampon devleti konumunda bulunan
Hire’nin “Hire halkının gınâsı” (ةﺮﻴﺤﻟا ﻞهأ ءﺎَﻨِﻏ) diye bilinen kendine özgü
müziği bulunmaktaydı. Fars ve Yunan kültürü, bölgedeki Hıristiyanların
ayin müziği gibi çeşitli unsurlardan etkilenmekle birlikte, kendine özgü
karakteri bulunan bu müzik, gerek hadarîlerin gerekse bedevîlerin musikisin-
den temayüz etmekte ve hezic ile nasb arasında nasba yakın bir çeşit oluş-
turmaktaydı.
24
Aralarında Nâbiga ez-Zübyânî, Tarafe b. Abd, Amr b. Kül-
sûm ve Adî b. Zeyd’in bulunduğu pek çok ünlü şairin vatanı olması sebebiy-
le de devrin önemli kültür merkezi sayılan Hîre
25
, aynı zamanda çeşitli mü-
zik aletlerinin kullanımının yarımadada yayılmasında önemli rol oynamak-
taydı. Hz. Peygamber’le rekabet etmeye çalışan Kureyş’li Nadr b. Hâris’in
bu maksatla çeşitli kıssaların yanı sıra, Hîre’den ûd kullanımını öğrenip
Mekke’de öğretinceye kadar bölge halkının bu aletle ilgili tasavvuru bulun-
madığı rivayet edilmektedir.
26
Böylece sadece ahşap gövdeli ûd, geleneksel
deri
gövdeli mizharın yerine geçmekle kalmamış,
sanç (ﺞﻨﺼﻟا
) ve tambur
(رﻮﺒﻨﻄﻟا) gibi telli ve vurmalı bazı aletler de buradan ithal edilmiştir.
27
Kay-
naklarda erken dönemlerden itibaren güney Arabistan’ın kültür ve sanat mer-
kezi olarak Yemen’in musikisinden bahsedilmekte, başlıca enstrümanın mi‘-
zef (فﺰﻌﻣ) denilen telli çalgı aleti olduğu bölgede
himyerî ve
hanefî diye bili-
nen iki farklı müzik çeşidinden söz edilmektedir.
28
Hükümdar saraylarında görülen musiki ortamının bir benzeri kalabalık
kentlerde ve bedevî çadırlarında da mevcuttu. İslâm’ın zuhurundan kısa bir
süre öncesine kadar Mekke’de köle ticareti yapan Abdullah b. Cüd‘ân’ın,
misafirlerine şarkı söyleyen ve onları eğlendiren iki şarkıcı kölesi olduğu ri-
Tezkiretü'l-Hamdûniyye (thk. Bekr Abbas, İhsan Abbas), I-X, Beyrut 1996, VIII,
361.
24
Cevad Ali, V, 106-107.
25
Farmer, A History of Arabian Music, s. 5.
26
Bk. İbn Hurdazbih, s. 42; Mesûdî, IV, 222.
27
Farmer, Henry George (ö. 1965), A History of Arabian Music, London 1929, s. 5.
28
Bk. Mufaddal b. Seleme, el-Melâhî, s. 29-30; İbn Hurdazbih, s. 42; Mesûdî, IV,
222. Klasik Arap müzik aletlerinin bir kısmının Yemen kökenli oluşu, Yemen
hükümdarlarındaki şairlik-müzisyenlik temayülleri için bk. Farmer, A History of
Arabian Music, s. 3-4.
Elnurə ƏZİZOVA
154
vayet edilmektedir.
29
Evi Mekke’nin gençleriyle dolup taşan, içki içilen ve
müzik dinlenen bir mekan olan Kureyşli Mikyas b. Kays b. Adî’nin Esmâ ve
Aseme diye adlandırılan iki şarkıcı cariyesinden bahsedilir.
30
Abdulmuttalib
oğullarından bazılarına ait Sâre isimli şarkıcı cariyenin Kureyş ordusuyla
birlikte Bedir savaşına katıldığı ve konakladıkları subaşlarında kendilerini
eğlendirdiği rivayet edilir.
31
Yine Bedir savaşında müzik aletleri eşliğinde
şarkılar söyleyerek Kureyş ordusunu eğlendiren şarkıcılardan birisi olarak
Esved b. Muttalib’in cariyesi ‘Azze’den
32
ve Ümeyye b. Halef’e ait ismi zik-
redilmeyen bir şarkıcıdan daha bahsedilmektedir.
33
Teym b. Gâlib kabilesin-
den müslüman olduktan sonra irtidâd eden Abdullah b. Hatal’ın, İslâm’a ve
Hz. Peygamber’e hakaret ettikleri için Mekke’nin fethi günü sahipleriyle
birlikte katledilmeleri istenen Fertenâ ve Kerîbe/Kureybe adlı iki şarkıcı ca-
riyesi vardı
34
. Kaynaklarda Medîneli şair sahabî Hassân b. Sâbit’in Fâri‘ diye
29
Bk. Câhiz, “el-Kıyân”, Resâilu Câhiz (thk. Abdüsselam Muhammed Hârûn), I-IV,
Kahire 1979 II, 158; İsfahânî,
el-Eğanî, VIII, 2-5; İbn Habîb, Ebû Ca‘fer Mu-
hammed b. Habîb b. Ümeyye el-Bağdâdî el-Hâşimî (ö. 245/860), el-Muhabber
(thk. Ilse Lichtenstadter), Beyrut t.y., s. 138.
30
Kâbe’deki ziynet eşyalarıyla birlikte altın ceylan heykeli, Ebû Leheb’in de ara-
larında bulunduğu birkaç eğlence düşkünü Kureyşli tarafından çalınarak
Mikyas’ın evinde taksim edilmiş ve işrete harcanmıştır. Bk. İbn Habîb, el-
Münemmak fî ahbâri Kureyş (thk. Hurşîd Ahmed Fârûk), Beyrut 1985, s. 59-62;
İbnü’l-Kelbî, Ebü'l-Münzir İbnü’s-Sâib Hişâm b. Muhammed b. Sâib el-Kelbî
(204/819), Cemheretü’n-Neseb (thk. Naci Hasan), Beyrut 1986, s. 101; Askerî,
Ebû Hilâl Hasan b. Abdullah b. Sehl (ö.400/1009), el-Evâil, Beyrut 1407/1987, s.
34-35. Bazı kaynaklarda Kays b. Adî diye geçer. Meselâ bk. İbn Düreyd, Ebû
Bekr Muhammed b. Hasan el-Ezdî el-Basrî (ö. 321/933) el-İştikâk (thk. Abdüsse-
lam Muhammed Hârûn), Kahire 1958, s. 121.
31
Bk. İbn Hişâm, s. 935-936; Vâkıdî, I, 39; Belâzürî, Ebü'l-Abbas Ahmed b. Yahya
b. Câbir (ö. 279/892),
Ensâbu’l-eşrâf (thk. Muhammed Hamidullah), I, Kahire
1959, s. 290; Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. el-Hüseyin b. Ali (ö. 458/1066), es-
Sünenü’l-kübrâ (thk. Muhammed Abdulkâhir Atâ), I-X, Mekke 1994, IX, 120; İbn
Hacer, el-İsâbe, VII, 690. Bazı rivayetlere göre Sâre, Hâşim b. Abdumuttalib
oğullarından Amr b. Ebû Sayfî’ye mensuptu. Bk. Zübeyrî, Nesebu Kureyş, s. 90-
91.
32
Vâkıdî, I, 39; Belâzürî, Ensâb, I (Hamidullah), 290.
33
Vâkıdî, I, 39, Belâzürî, Ensâb, I (Hamidullah), 290.
34
İbn Hişâm, s. 935-936; Vâkıdî, II, 825; Belâzürî, Ensâb, I (Hamidullah), 357, 361;
Taberî, Târih, III, 59-60; Zübeyrî, İbn Hatal’ın Hz. Peygamber’i hicveden iki şar-
kıcı cariyesinden bahseder, fakat isimlerini zikretmez. Bk. Nesebu Kureyş, s. 442-
443.