Slavların Hristiyanlaşması ve Rus Ortodoks Kilisesinin kuruluşu
145
Moşin, V.A., Khristianstvo v Rossii do Svyatogo Vladimira, v kn.:
Vladimirskiy Sbornik: V Pamyat 950 letiya Kreşeniya Rusi, 988-1938,
Belgrad 1938.
N.P. Kondakov, Greçeskie İzobrajeniya Pervıkh Russkikh Knyazey, V
kn.: Sbornik v Pamyat Svyatogo Ravnoapostolnogo Knyazya Vladimira,
Moskova 1917.
Nicolas Zernov, The Church of The Eastern Chiristians, The Macmillan
Company, London 1946.
Nicolas Zernov, The Russians And Their Church, London 1945.
Pamfil Evseviy, Tserkovnaya İstoriya, Sankt Peterburg 1858, C. I. (I-II).
Pamyatniki Prosvetitelnoy Deyatelnosti Svyatoy Blagovernoy Velikoy
Knyagini Olgi Rossiyskoy v Pskovskoy Strane, Sankt Petersburg 1883.
Prisyolkov, M.D., Oçerki po Tserkovnopolitiçeskoy İstorii Kievskoy Rusi
X.-XII. vv., Sankt Petersburg 1913.
R.M. French, The Eastern Orthodox Church, Hutchinson’s University
Library, London 1951, 67-80.
S.A. Pletneva, Khazarı, Moskova 1976.
Sevastyan Fenogen, Sarikyoy Stranitsı İstorii, Bukharest 1998.
Taisiya, Monakhinyya, Russkoe Pravoslavnoe Jenskoe Monashestvo
XVIII.-XX. vv., Svyato-Troitskoy Sergievoy Lavr 1992.
Timothy Ware, The Orthodox Church, Great Britain 1964.
V.A. Parkhomenko, Naçalo Khristianstva Rusi, Oçerki iz İstorii Rusi
IX.-X. vv, Poltava 1913.
V.G. Vasilevskiy, Trudı, Sankt Petersburg, 1909, C. II.
Walther Kirchner, History of Russia, New York 1976.
Dr. Sevinc ASLANOVA
146
SONUÇ
Slav halkının eski inancı “Yazıçestvo” olarak isimlenmekteydi. Bu inanış
tabiat güçlerine kutsallık atfederek onlara tapınmaktan oluşmaktaydı. Slav
halkı, aynı zamanda “Atalar kültü” ve buna benzer her çeşit batıl inanca sa-
hip bulunmaktaydı. Muhtemelen, Hıristiyanlık’daki teslis inancını kendile-
rinin sahip oldukları güneşin üç haline (Dajd Bog, Veles, Khors), ikonları da
kendi putlarına yakın bulduklarındandır ki, o dönemde İslam dini de Slav
halkının bulunduğu bölgelere kadar ulaştığı halde (söz konusu dönemde
İslam’ı kabul eden Türk boyları mevcuttu), İslam’ı değil de Hıristiyanlığı
kabul etmekteydiler.
Rus Ortodoks Kilisesi, cemaatini bazı Slav toplumlarının oluşturduğu
milli bir kilisedir. Kilise, temelini Havari Andreas’a kadar götürmek
suretiyle Apostolik bir Kilise olduğunu iddia etse de, aslında Slavlar arasında
Hıristiyanlık Bizans misyonerleri Cyril ve Methodius yoluyla yayılmıştır.
Devlet seviyesinde ilk Hıristiyan Prenses Olga olmuştur ve Rus Ortodoks
Kilisesi Olga’nın torunu Prens Vladimir’in 988 yılında Hıristiyanlığı kabulü
ve halkını da vaftiz ettirmesi sonucu resmen teşekkül etmiştir. Neticede,
Prens Vladimir’in Rusya’da Hıristiyanlığı resmi din olarak ilan etmesiyle,
Rus Ortodoks Kilisesi, İstanbul Patrikliği’nin Metropolitliği statüsüne gir-
miştir.
РЕЗЮМЕ
Русская православнаяч церковь- это церковь состоявшая из славян-
ских народов .
Основание русской православной церкви приходиться на долю
Апостола Андрея, но среди славянских народов христианство распрот-
ранилось бизанскими миссионерами Кирил и Мефодием. Первой хрис-
тианскй принцессой признанной на государственном уровне была
Ольга, а русская православная церковь впервые была основана офици-
ально ее внуком князем Владимиром в 988 году. В результате правоз-
глашения православного христианства государственной религией, рус-
ская праволавная церковь была внесена в Стамбульский Патриарх.
Slavların Hristiyanlaşması ve Rus Ortodoks Kilisesinin kuruluşu
147
RESUME
The Russian Orthodox Church is the church which consistet of Slav peo-
ple.
The founder of Russian Orthodox Church was Apostle Andrew, but be-
tween Slav people Christianity was permeated by Bisan missioners Kirill
and Mefodius.
The first of Christian princess was Olqa, but Russian Orthodox Church
formally was founded by her grandson Vladimir in 988. In consequence of
Orthodox Christianity proclaiming as a state religion, Russian Orthodox
Church was brought in Stambul patriarch.
Elnurə ƏZİZOVA
148
İLK DÖNEM İSLAM TOPLUMUNDA EĞLENCE HAYATINA
DAİR BAZI TESPİTLER
Elnurə Əzizova
İlahiyyat Elmləri Namizədi
Xəzər Universiteti
Beşerî istek ve ihtiyaçlardan birisi olarak eğlenme, şiire ve mûsikîye
önem veren Araplarda kültürel hayatın canlı bir parçasıydı. Sözlü edebiyatın
hâkim olduğu Câhiliye Araplarının kültür hayatında şiir tartışılmaz bir yere
sahip olduğu gibi, çoğu zaman şiirlerin yayılmasına ve ezberlenerek korun-
masına da vesile olan şarkı ve türküler eğlence hayatının başlıca unsuru sayı-
lırdı. Özel olarak bayram, düğün ve sünnet törenlerinin düzenlendiği evlerde,
genel olarak cömertliklerini sergilemekle övünen kabile zenginlerinin konak-
larında düzenlenen ziyafetlerde ve eğlence hayatında önemli yeri olan mey-
hanelerde müzik aletleri eşliğinde şarkıcıların icra ettiği şarkılar dinlenir ve
rakkaslar seyredilirdi.
1
Kureyş’in koyunlarını otlattığı günlerde Hz. Muhammed’in şehirdeki dü-
ğünlerden birisini izlemek üzere Mekke’ye inişini ve şehirdeki ilk evden def
ve mizmar sesleri duyuşunu anlatan rivayet,
2
Mekkelilerin düğünlerini mü-
zik eşliğinde yaptıklarını gösteren bir örnektir. Hz. Peygamber, Ensârdan bir
genç kızın düğününü üstlenen Hz. Âişe’ye Ensâr’ın mûsikiyi sevdiğini hatır-
latarak gelinle birlikte damadın evine şarkıcı gönderilmesini tavsiye etmiş ve
1
İslâm kaynaklarında çeşitli açılardan tartışılan eğlence amaçlı mûsikî konusunda
ayrıntılı bilgi için şu eserlere bakılabilir: İbn Hazm, “Risâle fi’l-ginâi’l-mülhî
(Eğlence İçerikli Müziğin Hükmüne Dair)” (trc. Ali Pekcan), İslâm Hukuku
Araştırmaları Dergisi, I (2003), 217-230; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, IV, 133-341;
V, 1-126; Lamya Fârukî, İslâm’a Göre Müzik ve Müzisyenler (trc. Ü. Taha
Yardım), İstanbul 1985; Akdoğan, “Bazı Ayet ve Hadisler Doğrultusunda İslâm
Açısından Musikî Sanatının Değerlendirilmesi”, AÜİFD, XXXIX (1999), s. 379
vd.; Uludağ, İslâm Açısından Musikî ve Semâ, Bursa 1992; Düzenli, “Klasik İslâm
Kaynaklarında Müzik Tartışmaları”, Marife, I/2, s. 27-58; Apaydın,
“Mûsiki/Fıkıh”, DİA, XXXI, 261-263.
2
Taberî, Ebû Câfer Muhammed b. Cerîr , Târihu’t-Taberî (thk. Ebu’l-Fazl İbrahim),
I-XI, Beyrut t.y., II, 279.
Dostları ilə paylaş: |