Dr. Sevinc ASLANOVA
136
sones ve Gotf ta piskoposluklar kurulduğunu iddia etmektedir. Ayrıca, İskit-
ler ve Sarmatiya, Hıristiyanlığın en erken yayıldığı yerler arasında gösteril-
mektedir.
Kilise’nin iddia ettiği söz konusu tebliğ faaliyetleri sonucunda, Hıristi-
yanlığın erken dönemde yayıldığı ileri sürülen yerler, Slav topraklarının Batı
kısmında yer alan bölgelerdir. Doğu Slav halkları arasında Hıristiyanlığın
yayılması ise, daha sonraki döneme denk getirilmektedir. Rus Ortodoks Kili-
sesi, Andreas’ın Slav topraklarının doğusunda da tebliğ faaliyetlerinde bu-
lunduğunu iddia ederken, Hıristiyanlığın Batı Slav topraklarında gelişme
gösterdiğini, Doğu Slav topraklarında ise sekteye uğradığını ileri sürmekte-
dir. Rus Kilisesi, asılsız olarak bunun başlıca sebeplerinden birisi olarak, ka-
vimler göçü sırasında birçok Asyalı kavmin (Hunlar, Avarlar vs.) Rusya’nın
güneyinden Avrupa’ya göç ederken yollarının üzerinde bulunan Hıristiyanlı-
ğa ait izleri yok etmelerini göstermektedir.
13
Durum böyleyse, Batı Slav top-
raklarındaki var olduğu iddia edilen tarihi kalıntıları kim yok etti, diye bir
soru geliyor aklımıza. Ama bu soruyu cevaplayamıyoruz, zira her ne kadar
böyle tarihi kalıntıların varlığından bahsedilse de, ortada somut bir kanıt bu-
lunmamaktadır. Dolayısıyla, Slavlar arasında Hıristiyanlığın Prens Askold’la
başladığı ve Prenses Olga’yla geliştiği anlaşılmaktadır. Zira Askold döne-
minde Bizansla yapılan bir antlaşma icabı Ortodoks misyonerlerin Slav hal-
kına gönderildiği, sonraki dönemde ise Olga devrinde Bizans’la Slavlar ara-
sındaki ilişkilerin daha da gelişme gösterdiği sezilmektedir. Olga’nın Hıris-
tiyanlığı kabulünün ve vaftizinin İstanbul’da gerçekleşmesi
14
de Hıristiyan-
lığın Slavlara geçişinin Bizans yoluyla olduğunu göstermektedir.
13
Rus Ortodoks Kilisesi her ne kadar böyle bir iddiada bulunsa da, Slavlar bu
devirde eski Slav inancına sahip olmuştur. Bkz. Tugay,
a.g.e., s. 70-75. Nitekim,
Prens Vladimir kendisi de söz konusu inanç doğrultusunda yetişmişti. Bkz.
Russkaya Pravoslavnaya Tserkov 988-1988, s. 10. Gerçekten tarihi kalıntılar yok
edilmiş olsa bile halkın hafızasından bir dinin izlerini silip atmak kolay değildir.
Nitekim, Sovyetler birliğinde yetmiş yıl devam eden ateizm baskılarına rağmen bu
demir perde rejiminde İslamı yaşayamayan Müslüman halk İslam inancını uzun
yıllar devam ettirmiştir.
14
MacKenzie-Curran, a.g.e., s. 56-57.
Slavların Hristiyanlaşması ve Rus Ortodoks Kilisesinin kuruluşu
137
2.1.2. Tarihi Verilere Göre Kiyev Rus Devleti’nin Hıristiyanlığı Kabul
Etmesi
Tarihçiler, Kiyev Rus Devleti’nin Hıristiyanlığı kabul etmesini başlıca
iki sebebe dayandırmaktadırlar. Bunlardan birincisi, Prens Askold (ö. 882)
döneminde Kiyev Rus Devleti ile, Bizans İmparatorluğu arasında vuku bulan
savaş sonrasında (860) imzalanan antlaşma
15
gereği Kiyev Rus Devleti’nin
Hıristiyanlığı kabul etmek zorunda kalmasıdır
16
. İkincisi ise doğrudan mis-
yoner faaliyetleri sonucunda Rus Devleti’nin Hıristiyanlaşmasıdır. Buna gö-
re, İstanbul Patriği Photius (ö. 898)
17
tarafından Slavları Hıristiyanlaştırmak
amacıyla Slav topraklarına gönderilen Cyril (Constantine) (826-869) ve
Methodius’un (815-885) misyoner faaliyetleri
18
Kiyev Rus Devleti’nin Hı-
ristiyanlığı kabulünde en önemli etkenlerden birisidir.
19
Netice itibariyle muhtemelen, imzalanan antlaşmadan sonra özel olarak
Rus halkını Hıristiyanlaştırmak üzere İstanbul Patrikhanesi tarafından mis-
yonerler gönderilmiştir. Nitekim, IX. yüzyılın ikinci yarısında Eski Rus Dev-
leti ile Bizans İmparatorluğu arasındaki ilişkilerin gelişmesine paralel olarak
Kiyev Prensi Askold Kiyev Rus Devleti’nde Ortodoksluğun yayılması için
zemin hazırlamıştır.
20
Kiyev Rus Devleti’nin Hıristiyanlaşmasının temelinin, söz konusu ant-
laşmaya veya misyonerlik faaliyetlerine dayandığı şeklindeki görüşler bir
15
Russkaya Pravoslavnaya Tserkov 988-1988, s. 6.
16
E.E. Golubinskiy, İstoriya Russkoy Tserkvi, Moskova 1900-1901, C. I (I-II), s.
51.
17
Photius için bkz. R.M. French, The Eastern Orthodox Church, Hutchinson’s
University Library, London 1951, 67-80;
Nicolas Zernov,
The Church of The
Eastern Chiristians, The Macmillan Company, London 1946, s. 9-10.
18
Bkz. Timothy Ware, The Orthodox Church, Great Britain 1964, s. 82-87; Me-
syatseslov,
Nastolnaya Kniga Svyaşennoslujitelya, Moskova 1979, C. III, s. 498-
502.
19
Bu misyonerler, o dönemde, Slavlar arasında dil probleminden dolayı misyoner-
lik yapmakta zorlandılar. Bu zorluğu ortadan kaldırmak için onlar, günümüzde
Kiril alfabesi olarak bilinen alfabeyi oluşturdular. Bkz.
http://64.233.179.104/search?q=cache:Qh1WWsoFZU0J:
www.diyalogmasali.com/modules.php%3Fname%3DSections%26op%3Dprintpag
e%26artid%3D93+slavlar+h%C4%B1ristiyanl%C4%B1ktan+%C3%B6nce&hl=e
n&ct=clnk&cd=6
20
Russkaya Pravoslavnaya Tserkov 988-1988, s. 6.