Бакы дювлят университети илащиййат факцлтясинин



Yüklə 10,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə54/152
tarix30.10.2018
ölçüsü10,39 Mb.
#75889
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   152

İlk Dönem İslam Toplumunda Eğlence Hayatına Dair Bazı Tespitler 

161 


nnîn  (ﻦﻴﻨﻘﻟا)

66

, ûd veya tambur çeşidi olduğu söylenen ‘artabe  (ﺔﺒﻃﺮﻌﻟا)



67

üflemeli müzik aletlerinden mizmâr  (رﺎﻣﺰﻤﻟا)



68

 ve İran menşeli nefesli saz 

aleti ney (يﺎﻨﻟا); vurmalı aletlerden yaygın kullanımıyla bilinen def (فﺪﻟا), bir 

veya iki cephesiyle de çalınan davul çeşidi tabl (ﻞﺒﻄﻟا)

69

 zikredilebilir. 



Müzisyenler sanatlarını icra ederken eşliğinde  şarkılarını söyledikleri 

veya bizzat kullandıkları müzik aletlerine göre cerâde (ةداﺮﺟ), kayne (ﺔﻨﻴﻗ), 

saâdih (حدﺎﺻ) veya sâdiha (ﺔﺣدﺎﺻ), kerîne (ﺔﻨﻳﺮآ), müdcine (ﺔﻨﺟﺪﻣ) veya 

dâcine (ﺔﻨﺟاد), sannâce (ﺔﺟﺎﻨﺻ) ve müsmi‘a (ﺔﻌﻤﺴﻣ) gibi farklı isimlerle adlan-

dırılmaktaydı.

70

 Meselâ müzik aleti çalmaksızın da şarkı söyleyenler sâdi-



ha

71

 ve müsmi‘a



72

 diye isimlendirilmekte, kirân (ناﺮآ) veya sanc (ﺞﻨﺻ) diye 

adlandırılan telli saz çeşitleri çalan ve bazen bu alet eşliğinde  şarkı 

söyleyenler ise kerîne

73

sannâce



74

 veya genel olarak kayne

75

 olarak adlandı-



rılmaktaydı. Dolayısıyla sadece şarkı söyleyen veya yalnızca müzik aleti 

çalan müzisyenler olduğu gibi, bu ikisini bir arada icra edenler de bulunmak-

taydı.

76

 Toplumun zengin tabakasından pek çok şahsın genellikle asgari iki 



müzisyen cariye bulundurmaları da bununla ilişkili olmalıdır. Muâviye b. 

Bekir’in efsaneleşmiş iki müzisyen cariyesinden (نﺎﺗداﺮﺟ) itibaren

77

, Abdul-


                                                 

66

 İbnü’l-Cevzî, Garîbu’l-hadîs, II, 268; İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, IV, 116; İbn Man-



zûr, XIII, 349. 

67

 Ebû Ubeyd, Garîbu’l-hadîs, IV, 279; Mufaddal b. Seleme, el-Melâhî, 16; İbnü’l-



Cevzî,  Garîbu’l-hadîs, II, 187; İbnü’l-Esîr,  en-Nihâhe, III, 216; İbn Manzûr, I, 

594. 


68

 Fîrûzâbâdî, el-Kâmûs, .s 513; İbnü’l-Esîr,  en-Nihâye, II, 312; İbn Manzûr, IV, 

327. 

69

 Halîl b. Ahmed, VII, 430; Râzî, Muhtâr, 163; Fîrûzâbâdî, el-Kâmûs, 1326; İbn 



Manzûr, XI, 398. 

70

 Ayrıntılı bilgi için bk. Cevad Ali, V, 114-115; Nâsıruddîn el-Esed, s. 25-29; Pel-



lat, “Kayna”, EI², IV, 820. 

71

 Halîl b. Ahmed, III, 113; İbn Manzûr, II, 508. 



72

 Halîl b. Ahmed, I, 349; Râzî, Muhtâr, s. 132; İbn Manzûr, VIII, 165. 

73

 Halîl b. Ahmed, V, 353; İbn Abdürabbih, el-Ikd, VI, 27; İbnü’l-Esîr, en-Nihâye



IV, 168, 202. 

74

 Bk. İbn Manzûr, II, 311. 



75

 Halîl b. Ahmed, V, 219; Ebû Ubeyd, Garîbu’l-hadîs, IV, 132; İbnü’l-Cevzî, 



Garîbu’l-hadîs, II, 275. 

76

 Konuyla ilgili Câhiliye şiirinden örnekler için bk. Nâsıruddîn el-Esed, s. 106. 



77

 Bk. Mufaddal b. Seleme, el-Melâhî, s. 15; İbn Hurdazbih, s. 42; Mesûdî, IV, 222; 

İbn Abdürabbih, el-Ikd, VI, 27. 



 Elnurə ƏZİZOVA

 

162 


lah b. Cüd‘ân

78

, Mikyas b. Kays b. Adî



79

, Abdullah b. Hatal

80

 ve Ebû Berâ 



Âmir b. Mâlik

81

 gibi şahısların kendilerini ve misafirlerini eğlendirmek üzere 



sürekli olarak konaklarında bulundurdukları iki müzisyen cariyeden birinin 

şarkı söyleyip diğerinin müzik aleti çaldığı söylenebilir. 

Şiire düşkünlüğüyle bilinen Arapların zevkine uygun olması için şarkı-

cılar  şarkılarında ünlü şairlerin beyitlerini esas almaktaydı. Bu sebeple ço-

ğunluğunu cariyelerin oluşturduğu muganniyelere, köle tâcirleri tarafından 

pek çok şiir öğretilirdi.

82

 Şiirler, şarkıcı tarafından dinleyiciler üzerindeki et-



kisi esas alınarak uygun bir melodiyle şarkıya dönüştürülürdü. Câhiz, beste 

konusunda Arapları diğer milletlerden ayıran başlıca özelliğin, melodiyi şiire 

veznine göre uyarlamalarında olduğunu, diğerlerinin ise, şiiri melodiye göre 

ayarladıklarını, uzatıp kısaltabildiklerini söylemektedir.

83

 Böylece bir bakı-



ma  şiirini  şarkıya dönüştürdüğü  şairin ravisi konumunda bulunan şarkıcı,

84

 



yazılı kültürün yaygın olmadığı toplumda, şiirlerin hıfzedilerek fazla deği-

şime uğramadan kuşaktan kuşağa aktarılmasında da önemli rol oynamak-

taydı. Medîneli bir şarkıcının, şiirini şarkı sözü olarak okuduğu dönemin ün-

lü şairi Nâbiga ez-Zübyânî’ye (ö. 604) şiirindeki yanlış ikvâ’yı fark ettirecek 

kadar telaffuz ettiğine dair İsfahânî’nin aktardığı rivayet,

85

 şiirlerin hıfzedil-



mesinde şarkıcıların rolünü göstermesi açısından önemlidir. Arap musikisine 

dair modern bir klasik sayılan eserinde, bölgedeki şarkıcıların tamamının ya-

bancı kökenli olduğuna dair Lyall ve von Kramer’in iddialarını asılsız bulan 

Farmer’in haklı olarak belirttiği gibi, düşkün oldukları şiir sanatından iyi an-

layan Arapların, yabancının dilinden yanlış vurgularla Arapça şarkı dinleme-

yeceği gerçeği göz önünde bulundurulduğunda öyle anlaşılıyor ki, bölgedeki 

                                                 

78

 Câhiz, “el-Kıyân”, Resâil, II, 158; İsfahânî, el-Eğanî, VIII, 2-5; İbn Habîb, Mu-



habber, s. 138. 

79

 İbn Habîb, Münemmak, s. 59-62; İbn Düreyd, el-İştikâk, s. 121; Askerî, el-Evâil



s. 34-35; İbnü’l-Kelbî, Cemhere, s. 101. 

80

  İbn Hişâm, s. 935-936; Vâkıdî, II, 825; Belâzürî, Ensâb, I (Hamidullah), 361; 



Taberî, Târih, III, 59-60; Zübeyrî, Nesebu Kureyş, s. 442-443. 

81

 İbn Habib, Muhabber, s. 472-473; Se‘âlibî, Simâr s. 101-102. 



82

 Cevad Ali, V, 118. 

83

 Bk. Câhiz, el-Beyân ve’t-tebyîn, (thk. Abdüsselâm Muhammed Hârûn), I-IV, Ka-



hire 1975, I, 385. 

84

 Farmer, A History of Arabian Music, s. 9. 



85

 Bk. İsfahânî, el-Eğânî, XI, 13. 




Yüklə 10,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   152




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə