Azərbaycan – Türkiyə münasibətləri II beynəlxalq elmi konfransının materialları
29
Türkiye ile Azerbaycan arasında 2010 yılında kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK), iki
ülke arasındaki işbirliğinin tüm veçheleriyle ele alınmasına imkân tanıyan en üst düzey siyasi diyalog
mekanizmasıdır. Şubat 2016’da Azerbaycan’da yapılacak iken ülkemizde yaşanan menfur terör saldırıları
nedeniyle ertelenen YDSK 5. Toplantısı için yeniden belirlenen 15 Mart tarihinden hemen önce yine benzer
bir terör saldırısının vuku bulması nedeniyle, Cumhurbaşkanı Aliyev Ankara'yı ziyaret etmeye karar vermiştir.
Böylece, Beşinci YDSK toplantısı 15 Mart 2016 tarihinde Bakü yerine Ankara’da gerçekleştirilmiş; toplantı
sonunda yapılan basın toplantısında Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından Azerbaycan ve Türkiye’nin her zaman
birbirinin yanında olduğunun vurgulanması Bakü’nün iki ülke ilişkilerine atfettiği özel önemi teyit etmiştir.
Toplantı vesilesiyle Ortak Bildiri’nin de aralarında bulunduğu 6 belge imzalanmıştır[30]. YDSK 5. Toplantısı
böylece, gelenek haline gelmiş ziyaretlerin müstesna bir örneği olarak uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek
şekilde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin geldiği düzeyi gösteren en önemli örneklerden biri olarak,
tamamlamak üzere olduğumuz çeyrek asırlık dönemdeki yerini almıştır[31].
Azerbaycan, Türkiye’nin Kafkasya’ya bakışında bir öncelik ve belirleyiciliğe sahiptir. Azerbaycan, Türkiye
için, etnik ve kültürel bağların yanı sıra, bölgesel dengelerin belirlenmesi, Kafkasya ve Hazar civarındaki doğal
kaynaklardan pay alabilme ve diğer bölge aktörleri üzerinde etkinlik kurabilme adına büyük önem arz
etmiştir. Bu bağlamda Azerbaycan, Türkiye’nin Kafkaslardaki stratejik ortağıdır.
2012 senesinde de bu stratejik ortaklık her iki ülke yöneticileri tarafından devam ettirilmiştir. Çok
boyutlu Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini değerlendirirken bu ilişkilerin başında hiç kuşkusuz ekonomik ve ticari
ilişkilerin geldiği görülmektedir[32].
2012 yılının iki ülke adına en önemli olayı, 2011 senesinin sonunda ön mutabakatı gerçekleştirilen
Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) 26 Haziran tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı
İlham Aliyev ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanmasıydı[33]. TANAP, Azerbaycan’dan
çıkan doğalgazın Gürcistan’dan geçip Türkiye üzerinden satılmasını öngören yaklaşık 7 milyar dolarlık dev bir
projedir. Projede Türkiye’nin yüzde 20’lik, Azerbaycan şirketi SOCAR’ın ise yüzde 80’lik ortaklık payı
bulunmaktadır.
2012 senesinde bir diğer bir kayda değer gelişme ise Azerbaycan’ın PETKİM’e 5 milyar dolarlık yatırım
yapması olmuştur, bu miktarın önümüzdeki senelerde 17 milyar dolara ulaştırılması öngörülmektedir[34].
2012 senesinde cereyan eden başka bir önemli gelişme de Azerbaycan’ın tatil beldesi Gebele kentinde
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in başkanlık ettiği Yüksek Düzeyli
Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı ve bu toplantıda çeşitli alanları kapsayan 8 anlaşmanın
imzalanmasıydı[35]. 28 Kasım’da ise Erzurum’da Türkiye-Azerbaycan-İran Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı
gerçekleşmiş ve toplantıda ikili ilişkilerle birlikte bölgesel konular ve iş- birliği imkânları tartışılmıştır[36].
Mevcut globalleşen dünyada, en uygun ayakta kalma yolu, bölgesel işbirliğinin arttırılması, karşılıklı
yararlılık prensibi temelinde yeni politik ve ekonomik ilişkilerin kurulmasıdır. Günümüzde birçok Azerbaycan
şirketi, aynı zamanda Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (ARDNŞ) Türkiye ekonomisinin çeşitli sektörlerine
yatırım yapmakta ve kendi faaliyet alanlarını genişletmektedir. ARDNŞ`in yatırım kapasitesi yaklaşık 5 milyar
Dolar’dır. Askeri alanda işbirliği, 16 Ağustos 2010’da imzalanan “Strateji ortaklık ve karşılıklı yardım ile ilgili”
anlaşmadan sonra yeni aşamaya geçmiştir. Askeri silah ve mühimmat ortak üretimi, dinamik şekilde gelişen
karşılıklı ilişkilerin lojistik sonucudur. Bu, Azerbaycan’ın askeri sanayi kurumunun gelişimine ivme
kazandıracak ve ülkenin askeri gücünün artmasına yardım edecektir. Her iki devlet arasında mevcut politik ve
ekonomik ilişkiler, onları bölgesel jeopolitiğin temel “aktör”lerine dönüştürmüştür. Enerji projelerinin
gerçekleştirilmesi, Azerbaycan’ın desteği ve aktif katılı- mı sonucunda mümkün olmuştur. Türkiye`den geçen
petrol ve doğalgaz boru hatları aracılığıyla Azerbaycan, hem enerji kaynaklarını dünya piyasasına çıkarmakta
hem de merkezi Asya ülkelerinin doğal kaynaklarının taşındığı transit geçiş noktası olmaktadır. Azerbaycan ve
Türkiye arasındaki karşılıklı inanç ve güven, dostluk ve kardeşlik de global projelerin gerçekleştirilmesine
olanak sağlayan temel etkendir. Onlar Avrupa’nın enerji güvenliğinin temel elementleridir. Bakü-Tiflis-Kars
demiryolu hattının yapımı ve yakın gelecekte kullanıma açılması, tarihi İpek Yolu’nun yenilenmesini ve
bölgenin yeni nakliye koridoruna dönüşmesini öngörmektedir. Bölgenin gelecek gelişimi için zaruri olan bu
proje iki taraf arasındaki taşımalarda mevcut zorlukları giderecektir[37]. Bu proje sadece iki ülke arasındaki
Azərbaycan – Türkiyə münasibətləri II beynəlxalq elmi konfransının materialları
30
yük taşıma potansiyelini artırmakla kalmayıp aynı zamanda ulaştırma bağının kurulmasına vesile olmakla
beraber, medeniyetlerin kavuşması gibi önemli görevler üstelenecektir[38].
Öte yandan, Azerbaycan-Türkiye kültürel ilişkilerinin gelişmesinde iki ülke arasında yapılan öğrenci
değişimi, karşılıklı olarak televizyon ve radyo yayınları da önemli rol oynamaktadır. Çağdaş dönemde Haydar
Aliyev tarafından temeli atılan Azerbaycan-Türkiye kültürel ilişkileri günümüzde oldukça hızlı bir tempoyla
gelişmektedir, bunu devlet ve hükümet başkanları düzeyinde, toplumlar ve diasporaların işbirliği
çerçevesinde yapılan etkinlikler de teyit etmektedir. 9 Mart 2007’de Haydar Aliyev Sarayı’nda Dünya
Azerbaycan ve Türk Diaspora Teşkilatları Başkanları 1. Forumunun açılışı yapılmıştır. Foruma 48 ülkeden
toplam 513 kişi katılmıştır. Forumda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye Başbakanı Recep Tayip
Erdoğan da bulunmuşlardır[39].
Bugün çok sayıdaki Azerbaycanlı öğrenci Türkiye Cumhuriyeti’nin çeşitli eğitim kurumlarında öğrenim
görmektedir. Türkiye’ye öğrenim görmeye giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. Eğitim alanında ilişkilerin
genişlemesi, her iki ülkenin gençleri arasındaki sıkı ve yararlı ilişkilerin gelişmesini sağlamaktadır. Birbiriyle
sürekli irtibatta olan gençlerin gelecekte her iki ülke hayatında yönetici güce dönüşeceği göz önünde
bulundurulduğunda, bu ilişkilerin Azerbaycan-Türkiye işbirliğinin geleceği için önemi anlaşılmaktadır.
Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde iki ülkenin medya kurumları arasındaki ilişkiler, özel önem taşımaktadır.
Türkiye televizyonları, Bakü`deki temsilcilikleri ile ülkemizin toplumsal-politik yaşamının detaylı şekilde
Türkiye’ye aktarılmasında büyük çaba harcamaktadır. Bu başarılar, her iki tarafı da daha sıkı ve özverili
faaliyet göstermeye teşvik etmektedir. Aynı zamanda, son yıllar zarfında her iki devletin beyin merkezleri
arasında da sıkı işbirliği yapılmaktadır. Bu işbirliğinin bariz örneği Azerbaycan Cumhurbaşkanı yanında Strateji
Araştırmalar Merkezi ile Türkiye’nin bir takım strateji merkezleri, özellikle Dışişleri Bakanlığı yanında Stratejik
Araştırmalar Merkezi ile aktif şekilde gerçekleştirilen ortak projelerin sayısının durmadan artmasıdır. Bu da,
global tehdit ve fırsatlar için birlikte faaliyet stratejisi belirlemesi için zemin oluşturmaktadır. Bilimsel
ilişkilerin ve koordinenin arttırılması bundan sonra da yükselen çizgide devam etmeli, yeni başarıların
kazanılması için ortak çabalar daha da artırılmalıdır. Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini kısa bir makale
kapsamında anlatmak, elbette, imkânsızdır. Bu kitap da anlatılan çağırıları cevaplama misyonunu kendi
üzerine almakta ve her iki devlet arasındaki mevcut ilişkilerin çeşitli alanlarda geliştirilmesi için öneriler
sunmaktadır[40].
3.1. Ekonomik ve Ticari İlişkiler
Azerbaycan Kafkasların, ekonomik ve ticari açıdan, en hızlı ve istikrarlı biçimde büyüyen ülkesidir.
Siyasi istikrarla da desteklenen bu ekonomik ve ticari yapı, Azerbaycan’ın Kafkasya’daki ve eş zamanlı olarak
küresel alandaki konumunu güçlendirmektedir[41].
2015 yılında Türkiye’nin Azerbaycan’a ihracatı 1,9 milyar ABD Doları, Azerbaycan’dan ithalatı ise 1,6
milyar ABD Doları olmuştur[42]. 2016’nın ilk dokuz ayında ise 1 milyar Dolar (821 milyon Dolar ihracat, 179
milyon Dolar ithalat) olmuştur[43].
Türkiye, Azerbaycan'a yapılan petrol dışı doğrudan yabancı yatırım stoğu bakımından 1. sırada
bulunmaktadır. Azerbaycan Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, ülkede yaklaşık 2.700 Türk şirketi faaliyette
bulunmaktadır. Azerbaycan'daki Türk şirketlerinin yatırımları ağırlıklı olarak enerji, telekomünikasyon,
bankacılık/sigorta, ulaştırma, gıda ticareti, tekstil, eğitim, mobilya ve inşaat malzemeleri sektörlerine
yoğunlaşmıştır. Türk firmalarının bugüne dek Azerbaycan'daki yatırımları, 6 milyar doları enerji sektöründe
olmak üzere toplam 9 milyar doları bulmuştur. Azerbaycan'da yatırım yapan işadamlarımız 25 bin kişiye
istihdam sağlamaktadır. 2015 yılında Türk müteahhitlik firmaları 686 milyon ABD Doları tutarında iş
üstlenmişlerdir[44].
Öte yandan, Türkiye’de 2015 Aralık ayı itibarıyla Azerbaycan sermayesine sahip 1771 şirket faaliyet
göstermektedir[45].
Türkiye, Azerbaycan’ın en çok yatırım yaptığı ülkedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine
göre Azerbaycan'ın Türkiye'deki doğrudan yatırımları 2012 yılında 339 milyon, 2013 yılında ise 191 milyon
Dolar olmuştur. Bunun yanı sıra, sadece SOCAR'ın 2013-2020 döneminde Türkiye'de 17- 20 milyar dolar