Bir millətik, iki dövlət Eyni arzu, eyni niyyət



Yüklə 6,1 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə213/235
tarix06.05.2018
ölçüsü6,1 Mb.
#42317
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   235

Azərbaycan – Türkiyə münasibətləri II beynəlxalq elmi konfransının materialları 

400 


 

Türklük, Farslık karşısında da gerek Anadolu’da ve gerekse Güney Kafkasya’da aynı kaderi farklı zeminde 

yaşamıştır.  Bu  zemin  ilkel  ırkçı  zemindir.  İhtilaf  oluşturucularca,  Türkler  Turani,  Farslar  Arî  ırk  kapsamında 

mütalaa  edilmişlerdir.  Bu  ihtilaf  ortamında  Farslar  ve  Hristiyan  Avrupa  aynı  ırkî  grup  içerisinde  ortak  siyasi 

kader oluşturmuşlardır. 

Fars Millî kimliği; İranlılık+Farslık+Şii-Caferî İslam olmak özelliği ile siyaset yaparken, Selçuklu Türklüğünü 

resmi dil faktöründen hareketle İranlılığın bir tezahürü olarak görmek istemiş, Kuzey Azerbaycan’a da, kadim 

İran Fars Yurdunun dışarıda bırakılmış parçası olarak bakmıştır. 

Bu  genel  tablo  içerisinde  umumi  anlamda  Anadolu  Türklüğü  kıskaç  altına  alınırken,  özelde  mitoloji-

arkeoloji ve sanat tarihi çalışmaları ile de sarmala alınmıştır. Özellikle Anadolu insanının kültürel kök hücreleri 

Yunan mitolojisi ile temellendirilmiştir. 

 Benzeri  bir  sarmal  da  Türkler  için  Fars  kültür  stratejilerinden  hareketle  Anadolu  ve  Azerbaycan’da 

yaşatılmaktadır. Azerbaycan  ve Anadolu’da iki binli yıllarla birlikte yoğunlaştırılan Zerdüşizm din kültürünün 

canlı  tutulması  arayış  ve  uygulamaları,  giderek  Azerbaycan  ve  Anadolu’yu  da  kapsayan  İran  mitolojik  etki 

alanını oluşturma dönemini doğurmuştur (2). 

Bu kültür stratejisinin açılımına göre Anadolu ve Azerbaycan mitolojik geçmişinin Altaylar ’da aranması, 

devamlılık arz ettiği izahı üzerinde durulan İran mitoloji tezine güç kazandırır. 

Bu noktada Azerbaycan ve Anadolu Türklüğünün İslamiyet’ten evvelki bölge tarihindeki yılları asarları ile 

birlikte  önem  kazanmaktadır.  Bunun  için  olmalı  ki,  Türkiye  ve  Azerbaycan’dan  alanda  yapılan  çalışmalar 

yoğunlaşmıştır (3). 

Biz  çalışmamızda,  çizilen  genel  toplada  içerisinde  mitoloji  üzerinde  birkaç  spot  noktadan  hareketle 

duracağız 

Batı Türklüğünün Anadolu ve Azerbaycan’da derin tarihi geçmişinin alındığı batı Türklüğü mitolojisinden 

hareketle  oluşturulan  tezlere  karşı  bizce  en  gerçekçi  izah  şekli,  kültürle  göçün  doğal  olarak  mitoloji  içerikli 

kültürü  de  içermesidir.  Mitolojinin  yaşanılan  zamanda  temsilcisi,  halk  kültürü,  halk  inançları  kültürüdür. 

Yaşayan  halk  inançları  kültürünü  izah  edilebildiği  nispette,  batı  Türklüğünün  Anadolu  ve  Kafkasya’da  kök 

hücrelerinin mevcut olduğu ve derin olduğu anlatılmış olur. 

Anadolu  ve  Azerbaycan  halk  kültürü  bu  arada  halk  inançları  kültür  çalışmaları  sürdürülürken,  halk 

inançları  mitoloji  bağlantısı  noktası  ihmal  edilmektedir.  Aynı  ihmal  yüksek  tasavvuf-halk  inançları/halk 

tasavvufu  bağlantısı  bakımından  da  yaşanmaktadır.  Bize  göre;  mitoloji-tasavvuf-halk  inançları  bağlantısı 

çalışmaları, Batı Türklüğünün kültürel strateji senetlerini oluşturur. 

Halk  sofizmi  söylemi,  alanın  bazı  saygın  araştırmacılarına  yeterince  anlatılamamış  olduğu  kanaati 

uyanmaktadır (1). 

Halk  sofizmi,  yaşanılan  günün  halk  inançları,  arkaik  dönemden  günümüze  süzülüp  gelen  yuvarlanarak 

kartopu  gibi  büyüyen,  yuvarlandığı  için  yosun  tutmayan  çakıl  taşı  gibi  küçüle  de  bilen,  şekillenen  inanç 

yumağının aldığı biçimin, içeriğin adıdır. Hangi inançtan, hangi zamandan ve ne şekilde etkilenmiştir? Hangi 

yenilikleri,  ayrılıkları  ve  aynılıkları  içerdiğini  tespit  edebilmek  için,  yumağı  tersine  sarabilmek,  inanç 

katmanlarını aralamak gerekir. 

Tanrıoğlu  kavramından  hareketle;  destan  kahramanı,  hükümdar,  peygamber,  şaman  ilişkilendirmesi 

yapılırken, ilişkilendirmeği önemsiyor (1) ve fakat sadece ve muhakkak sözlü edebiyat verilerinin esas alınması 

ile  yetinilmesini  biz  şahsen  yeterli  bulmuyoruz.  Konuya  henüz  yeterince  hulul  etmemiş  olmakla  birlikte, 

Evvela bize göre Tanrıoğlu sözcüğünden ziyade, belki de Tanrısal Oğul tanımı üzerinde mi durulabilmelidir. Bu 

tanım amaca daha uygun bir seçim olabilir. Tanrıya oğul atfetmek tanrıya bir aile kurdurmaktır. Her devir ve 

her bölgeye göre değişebilen Tanrı ailelerinden bahsedilebilecektir. Bu hal, esmaları farklılık gösterebilen çok 

sayıda  tanrı  anlayışı  sonucuna  götürecektir.  Bütün  destan  kahramanlarının  tanrısal  bir  boyutları  var  ise, 

onların bu durumları, kut bulmuş olmak ile izah edilebilmektedir. Destan kahramanının veya mitolojik değer 

içeren  kişilerin  arasındaki  kardeşlik  bağı  onlara  verilmiş  olan  kut  ortaklığı  ile  açıklanabilir.  Tanrı  ile  olan 

bağlarındaki  ortak  payda  kuttur.  Bunlar  kendi  statülerinde  adeta  tanrıdaştırlar.  Tanrı  Ülgen’in  kızlarından 




Azərbaycan – Türkiyə münasibətləri II beynəlxalq elmi konfransının materialları 

401 


 

bahseden bazı mitolojik verilerdeki bulgular, kut verilmiş aileyi, bir anlamda  “Ehli Beyt” anlayışı ifade etmiş 

olabilirler. Bulguların bu şekilde anlamlandırılmaları de pekala mümkündür. 

Bu noktada, halk inançları-Sünnetullah bağlantısı göz ardı edilmemelidir. Mealen, hiçbir toplumun ilahî 

tebligatsız bırakılmadığı, her topluma kendi ana dili ile tebligat yapıldığı, tebligat almamış toplumun sorumlu 

tutulmayacağı  hükmünü  içeren  ilahî  buyruk,  araştırıcıya,  tebligatçı  sayısınca  tebligatı  ve  tebligatların 

oluşturduğu inanç katmanlaşmasının olduğunu düşündürmelidir. 

Batı mitoloji anlayışında semavî dinlerin efsaneleşen bilgi bakiyeleri ile mitolojik verilerin soyutlanmaları 

oldukça zordur. 

Türkiye ve Azerbaycan’da halk inançları çalışmaları yapılmaktadır. Bunlar Azerbaycan Bilimler Akademisi 

Millî  Folklor  Enstitüsü’nce  alanı  şifahi  bilgiler  itibariyle  taratma  şeklinde  sürdürülmektedir.  Bunlar  hedef 

belirleme  ve  hasılayı  ölçebilme  bakımlarından  ciddi  ilmî  çalışmalardır.  Türkiye’de  Kültür  Bakanlığınca  bir 

dönem  sürdürülen  Türk  Folklor  Araştırmaları  (4)  ve  Türk  Folklorundan  Derlemeler  (5)  adlı  çalışmalar  bu 

özelliği  taşıyan  farklı  formatlı  çalışmalardı.  Maalesef  kültürel  kimlik  algılayışına  paralel  olarak  bu  etkinlikler 

durduruldular.  Anadolu  ve  Azerbaycan  Türk  kültür  coğrafyalarında  arkeoloji  çalışmaları,  millî  geçmişin 

tarihlendirilmesi çalışmaları itibariyle paralellik arz etmiştir. Ancak her iki ülkede anılan disiplinlerin birlikteliği 

anlamında sürdürülen çalışmaların birkaç örnekten öteye ses getirebilen varlık gösterdikleri pek söylenemez. 

Türkiye’de  sürdürülen  halk  kültürü  içerikli  çalışmalarda,  ihtiyaç  duyulan  anlam  ve  ciddiyette  lisansüstü 

çalışmaların  disipline  edilebildikleri  de  pek  söylenemez.  Konuların  seçiminde  tekrara  kaçılmaması  gibi 

hususlarda  YÖK’te  bu  çalışmalara  üst  karargâhtık  yapılabilmektedir.  Ancak  beklenilen  ve  ihtiyaç  duyulan 

bunun ötesinde amaç-araç ilişkisi bilinci gerektirmektedir. 

Kültür şöleni tarzında sürdürülen çalışmalarda, halk kültürü çalışmaları da yer bulabilmektedir. Ancak bu 

türden itibar ve itina sempozyum değerlendirmelerinde ve sempozyum değerlendirmelerinin Türkiye geneli 

bakımından  yapılamamış  olan  değerlendirmeler  olmaları  nedeniyle,  çok  kere  ‘yerinde  sayma’  noktasını 

aşamamıştır. 

Zaman  zaman  alan  çalışması  sonuçlarının  hasılası  iller,  bölgeler  bazında  kültürel  kimlik  çıkışlı 

değerlendirmeleri yapılmış ve bu uğraşa son dönemde Türk elleri arasındaki alan çalışması hasılaları birlikte 

masaya  yatırılabilmiştir.  Mesela  Bakü  ile  Bolu’nun  düğün  manileri  çalışma  sonuçları  karşılaştırılması 

yapılabilmiştir.  Ancak  bu  tür  çalışmalar  hiçbir  zaman  uzun  vadeli  büyük  hedeflerin  yolunu  aydınlatır 

mahiyette olamamış, maalesef çok kere heves ve özenti düzeyinde kalmışlardır. 

Türkiye ve Azerbaycan halk bilimi çalışmaları birliktelik, ihtiyaca uygunluk bakımlarından bu düzeyde iken 

izlenebildiği  kadarı  ile  İran’da  bu  alanda  yapılan,  yaptırılan  çalışmalar  daha  kontrollü,  daha  bilinçli  ve  daha 

koordineli olmuştur, olmaktadır. 

Bir  örnek  vermiş  olmak  adına  şu  açıklama  yapılabilir.  Doğu  Anadolu’da  Eski  Türk  İnançlarının  İzlerini 

arama  çalışmaları  kitaba  dönüştürüldükten  sonra,  her  yeni  baskısında  karşılaştırma  yaptığı  Anadolu  coğrafî 

kesin ve genel Türk kültür coğrafyasından bölge sayısı da artırılmak istenmiştir. Bir taraftan Kuzey ve Güney 

Azerbaycan, Irak, Anadolu halk inançları münferit çalışmalar  halinde sürdürülürken, bu kültür  coğrafyasının 

paftalarının  birleştirilmesi  çalışmaları  da  yapılmaya  başlanılmıştır.  Bu  proje  ile  Eski  Türk  İnançları  başlığı 

altında  derlenen  halk  inançlarından  kült  oluşturanlarının  tespiti  yapılmaktaydı.  Bu  kültler  arasında  bölgeler 

arassında ve genel Türk kültür coğrafyasında kod oluşturanları ilişkilendirilmekteydi. Bu çalışmalarda yapılmak 

istenilen  aynı  zamanda  yaşayan  kültürün  mitolojik  boyutunu  tespit  etmek  olduğu  Türk  kültür  stratejisti 

tarafından maalesef fark dahi edilememiştir. 

Bu  tespite  paralel  bir  gelişme  de  İran  kültür  stratejistleri  tarafından  sergilenmiştir.  Anadolu,  Kuzey  ve 

Güney Azerbaycan, Irak coğrafyasını, İran tarihinin, tarihî coğrafyası olduğunu anlatan çalışmalarında bu tarihî 

derinlik,  yaşanılmış  ve  yaşanmakta  olan  kültürün  halk  kültürü-mitoloji  bağlantısından  hareketle  sahibi 

olunduğu  İran stratejistlerce gösterilmek istenmiştir. Bu çalışmada Türkiye’de kurulmasının önemi üzerinde 

durulan  halk  inançları-  mitoloji–tasavvuf  bağlantısı,  İran  medeniyeti  adına,  binlerce  yıllık  bir  tarihî  maziden 

yola çıkılarak kurulmak istenilmiştir. 




Yüklə 6,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   235




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə