GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
134
Hakîkat erleri çoktur bu gülzâr-ı cihân içre
Muhammed Pîr-i Sâmî'dir kamunun şâh-ı merdânı
Buyuruyor. Tarikatın bir şartı; her mürit meşayihini büyük görecek
ki onu sevebilsin. Büyük denilince; tebliğ memurları var, irşat
memurları var, bir Gavs var, bir de Kutup var.
İrşat memurları çoktur, olabilir. Zaten tebliğ memurları daha da
çoktur. Fakat Gavs bir tanedir, Kutup bir tanedir.
Herkes meşayihini Gavs bilirse, Kutup bilirse, hangisidir Gavs,
Kutup? Allah bilir. Ama eğer herkes meşayihini böyle bilirse
kendisine faydası, yararı vardır.
Fakat bir de açık delilleri vardır. Ne gibi açık deliller?
Mesela; bizim silsilemizden adı geçenler Gavs, Kutuptur. Kutbul
aktab, kutbul irşat, gavsul azam hep böyle geçmişlerdir. Ama
bunların hakikatten ilerisine gitmeyelim. Mevlana Halidi Bağdadi
Hazretlerinden bu yana düşünecek olursak, yani Salih baba demiş
ama doğruyu söylemiş;
Hakîkat erleri çoktur bu gülzâr-ı cihân içre
Muhammed Pîr-i Sâmî'dir kamunun şâh-ı merdânı
böyle buyurmuş.
Peki Celali Baba, şeyh dedemiz; şeyh efendimizin (Dede Paşa)
şeyh efendisi olan Muhammet Beşir efendimiz, hakkında ne
buyurmuş;
(ilk evvela muhalefet etmiş. Ondan sonra ona bir hal olmuş. Bir
hastalık gelmiş ölüyormuş, ölmekten dirilmiş, ona hakikat
bildirilmiş, bu sefer demiş ki)
Habibi kibriyanındır bu dergah
Kasem olsun inan vallahi billah
Neden münkir olalım Allah Allah
Sultanı enbiya varisi geldi.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
135
Böyle sırayla söylemiş sonunda da der ki;
Celali dur selama gözle râhi
Budur burc-ı felekin şems u mâhı
Tariki Nakşi’nin piri penâhı
Elinde Gavis’lik fermanı geldi.
Bak simdi bunlar var ise bizim şeyh efendimiz Dede paşa hazretleri
ve Muhammet Beşir efendimiz zamanında tabi ki çok meşayihler
vardı. Onlar da açıkça delil bulup gösteremezler, söylerseler mesul
olurlar, ama inançları vardır. Her mürit de kendi meşayihini vaktin
gavsı bilecektir. Ama bak, bunların delilleri var. Kelamı kibarda
delilleri var, çünkü kelamı kibar haktır. Kelamı kibarda galat
olmaz.
Ayet ne ise, hadis ne ise, kelamı kibar da odur. Ona insan inanacak.
Kelamı kibarda söylenen haktır. Peki şimdi biz bunu düşünecek
olursak ve anlamak istersek;
Mevlana Halidi Bağdadi hazretleri Zulcenaheyn’dir (çift kanatlı),
Üveysi ve çok büyük bir alimdir. Medrese ilminin dört ilmini
bitirdikten sonra ona ne olmuş?
Abdülkadir Geylani Hazretlerini çok seviyormuş onun
sülalesindenmiş. Abdülkadir Geylani sultanı evliyadır yani
Evliyanın sultanı.
Kutbul Arif; Ne demek? Ne kadar Evliyaullah varsa hepsinin
kutbu, başıdır.
Böyle olduğu halde Mevlana Halidi Bağdadi hazretleri, Abdülkadir
Geylani Hazretlerine (zaten kendisi Bağdatlı) gidiyor, daima
türbesini ziyaret ediyor, çok ağlıyormuş, himmet bekliyormuş. Bir
gün Abdülkadir Geylani Hazretlerinin türbesinden alıyor cevabı;
—Oğlum Molla Halid diyor, benim tarikatıma bidat karıştı. Sen
Azizan tarikatına git.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
136
Bizim tarikatımızın bir adı da Azizan tarikatı, Hacegan tarikatı,
Nazenin tarikatı,
Nazenin; kibar, çok nezih.
—Sen Azizan tarikatına git, diyor.
—Nerdedir bu Azizan tarikatı? diyor.
—Sen Beytullah’a git diyor. Orada Beytullah’a ilk gidişinde kimi
bulursan onunla görüş, diyor.
Bağdat-Beytullah tabi çok uzak yol, bu gidiyor, kaç ayda gidiyorsa
gidiyor. Beytullah’a girdiği zaman bir adam görüyor. Beytullah’a
ayaklarını uzatmış böyle horlayarak uyuyor.
Bunu kerih görüyor. Burada da böyle hareket olur mu? diyor. Bu
hoşuna gitmiyor ve yanına gitmek istemiyor.
Bu arada adam elini yakasına götürüp canlı bir şey öldürüyor. Ne
terbiyesiz adam cinayet de işledi, diyor. (Beytullah’ta bir sinek
öldürmek cinayet yerine geçiyor, orada haram sınırı var). O arada
bu adam doğruluyor;
—Molla Halid gel hele, diyor.
—Bu benim Molla Halid olduğumu nerden biliyor, diyor. İlerliyor
yanına gidiyor.
— Molla Halid, sana bir sualim var cevabını ver, diyor.
— Buyur efendim, diyor.
Adam diyor ki;
—Bir insan Hâlilin yapmış olduğu binaya arkasını verirse Celilin
yaptığı binayı seyrederse ne lazım gelir.
Celil’in yaptığı binadan mana burada Molla Halidin kalbini
bahsediyor.
—Bir şey lazım gelmez efendim, diyor.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
137
—Ama Molla Halid sen nasibini burada alacaktın, kaçırdın. Gel
Hindistan da beni bul, diyor.
İşte bu adam Abdullah Dehlevi hazretleri imiş.
Molla Halid;
—Geylani hazretleri bana ne dedi, ben ne ettim, ne iş yaptım.
Abdulkadir Geylani hazretleri bana böyle, böyle dedi, ben niye
böyle onu karşıladım, diye çok büyük nedamet duyuyor.
Oradan asıl memleketine gidiyor. Orada Seyyid Abdullah adında
amcasının oğlu var, yaşlıymış buna durumu anlatıp diyor ki;
—Beraber gidelim Hindistan’a,
O da (Seyyid Abdullah);
—Hindistan’a gitmemiz bir sene sürer, buraya gelmemiz bir sene
sürer, belki orada iki-üç sene kalırız, burada çoluk var, çocuk var.
Bunlar ne olacak, diyor. Gel birimiz gitsin, birimiz burada kalıp,
ikimizin de evinin ihtiyacını görsün, oraya giden ne kazandıysa,
yarısını burada kalana versin.
Seyyid Abdullah yaşlı imiş, sen git ama ne kazandıysan yarısını
bana vereceksin, diyor. O da peki, diyor.
Mevlana Halid gidiyor. Bakın şimdi orada, Beytullah’ta onu kerih
görmeseydi, orada irşat olacaktı, Abdullah Dehlevi Hazretleri onu
irşat edecekti.
Ama ilminden geçirmek böyle oluyor. Aynı Şems de Mevlana
hazretlerini ilminden geçirmek için böyle yapmıştır. Cahilliğe
düşürmüştür. Cahillerin yapmadığı hareketleri yaptırmıştır. Onun
ilminden geçirmek için, şöhretini kırmak için. Halkın gözünden
düşürmek için yapmıştır.
Şöhrette afat vardır. İnsanlarda ilim de bir varlıktır, amel de bir
varlıktır. Şöhret de bir varlıktır. Onun için bunlardan geçmek kolay
değil, insan bunlardan kolay geçemez.
Dostları ilə paylaş: |