CEMAL SÜREYA’NIN ÖZGÜNLÜK BAĞLAMINDAKİ POETİK GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE
79
hem kendi içinde belli zorluklar içeren bir iştir hem de kendi okuyucusunu bulma
ya da üretme noktasında belli risklerle karşı karşıya kalabilecek olan, ayrıksı bir
pozisyona tekabül eder.
Esasen cins şiirin hem ortaya çıkabilmesi hem de okuyucuda karşılığını bulabilmesi
kendine mahsus pek çok zorluklar içeren zahmetli süreçlerdir, diyebiliriz. Cins şiirin
ortaya çıkmasını zorlaştıran belli başlı etkenler; böyle bir şiirin ancak doğuştan gelen
ve sonradan yer yer gelişme seyri gösteren bir takım “orijinal kişilik özellikleri” ile
mücehhez olmayı gerektirmesi ve şairin orijinal yaşam biçimlerine yönelerek, yaşam
boyu bir takım riskler almayı bilinçli şekilde üstlenmeyi seçmesini gerektirmesidir.
Cins şiirin okuyucu katında karşılığını bulmasındaki zorluklar ise, çoğu okuyucunun
estetik ve politik düzlemde, bilineni talep etmesi, alışıldık çerçevelerin dışına çıkan
metinleri ilgisizlik ya da tepkiyle karşılamasıdır. Modern şiirimizde Ahmet Haşim,
10
Nazım Hikmet, Orhan Veli ve İkinci Yeni şairlerinin,
11
özellikle ilk ortaya çıktıkları
dönemde büyük bir şaşkınlık ve tepki ile karşılanmaları, cins şiirlerin karşılaşacakları
zorluğa belli bir örnek teşkil etmektedir.
12
İnsan bilinci, beyinde alışıldık ve “yer yapmış” nörofizyolojik yolları güvenli
kabul etmekte, alışılmadık ve sıra dışı yollara ise genellikle kuşku ile tepki vermek-
tedir. Özellikle “sıra dışı” yol ve yöntemler, tutucu düşünmeye alışkın beyinlerde
“error” (hata) tepkisine yol açmakta ve o insanlarda olumlu bir karşılık bulmamakta-
dır. Bununla birlikte bu tür yöntemler, açık fikirli ve reformist beyinlerde, olumlu bir
şaşkınlık ve entelektüel haz oluşturmakta ve onlar tarafından daha rahat bir şekilde
benimsenebilmektedir. Elbette burada belirtilmesi gerekir ki, her farklı ya da yeni olan
illa ki iyi ya da güzel olmayabilir; ama bizim burada vurgulamak istediğimiz nokta
şudur ki, beynin yeniliğe geniş bir hoşgörü alanı açmayı kabul edip etmemesi, esas
itibariyle “tutucu” ve “açık fikirli” insanlar arasındaki kritik farklılaşmayı beraberinde
getirmektedir, denilebilir.
13
Cemal Süreya’nın “büyük şair” olarak kabul ettiği insanların, görünen o ki,
büyük olmaları, “bilinen”i çok iyi ve klasikleşmeye müsait şekilde ifade etmeleri;
öte yandan cins şairlerin cins olmaları ise, “bilinmeyeni” insan bilincine sunmaları
ve bizi yaratıcı bir boşluğun içine fırlatmaları ile ilişkilendirilebilir. Süreya’nın kav-
Dostları ilə paylaş: