CEMAL SÜREYA’NIN ÖZGÜNLÜK BAĞLAMINDAKİ POETİK GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE
81
Bu soru elbette anlamlı bir sorudur. Bu durumda, muhtemelen bu şairlerin şiirlerini
ya çok az kişi takdir edecek ya da belki de hiçbir karşılık bulmadan yok olup gide-
ceklerdi. Belki de tarihte denenmiş bazı “cins” atılımlar kendine yer bulamadan yok
olmuş olabilirler; ya da belki bu eserler gelecekteki doğru zamanlarını bekliyorlardır.
Görünen o ki, cins sanatın karşılığını bulması, pek çok tarihsel koşulun bir araya gel-
mesi ile mümkün olabilmektedir. Eğer bir benzetme yapmamız gerekirse; cins sanat,
her zaman (müstakbel) okuyucunun “koşu yolu”na atılmış bir “pas” gibidir. Okuyucu
yeterince hızlı koşarsa, kendisine sunulan pas ile buluşabileceği gibi, çok iyi şekilde
atılmış pek çok pas da pek çok kere değerlendirilemeyebilir. Burada okuyucunun
kapasitesi kadar, şans faktörünün de etkisi olduğu söylenebilir.
16
Cins sanatın çoğu defa ileri düzeyde yetenek ve deha ile ilişkilendirilebileceği söy-
lenebilir. Dehaya, geleneksel olarak iki türlü yaklaşımın mevcut olduğu görülmektedir.
İlk yaklaşıma göre, deha ancak 140 (ya da bazı görüşlere göre 160) IQ ve üzerindeki
zekâ seviyelerinde mümkün olabilirken, alternatif bir yaklaşıma göre ise, 125 IQ ve
daha ileri IQ düzeylerinde, belli bir alanda “ileri düzeyde yetenek”e sahip herkes dahi
olarak kabul edilebilir.
17
İlk yaklaşıma göre, ham ve genel zekâ esas alınırken, İkinci
yaklaşımda belli bir alana mahsus “özel yetenek” esas alınmaktadır. İkinci yaklaşım,
yetenek ve özgün kişiliği esas almakta gibidir. İkinci tanımdan yola çıkarak şöyle bir
yoruma gidilebileceği kanaatindeyiz: “Deha, özgün kişilik ve yetenekle birleşmiş olan
zekâdır”. Esasen bu İkinci yaklaşımın, sanatta dehanın gerçeğine çok daha fazla yaklaş-
tığı söylenebilir. Nitekim sanatta ham zekâ, belli bir düzeye kadar şart olmakla birlikte;
ileri düzeylerde sanatsal üretim yapabilmek, daha ziyade yüksek bir EQ (duygusal
zekâ), özgün bakış açıları ve özgün deneyimler ile ilişkilendirilmek durumundadır.
18
Sanatta dehanın 125’in altındaki IQ düzeylerinde mümkün olması muhtemelen sık
rastlanabilecek bir durum olmayabilir. Ama dehayı oluşturan esas bileşenin, “özgün”
kişilik özellikleri ve özgün yaşama biçimlerini sanata transfer edebilme becerisi ve
yeteneği olduğu pekala söylenebilir. Bu bakımlardan cins olarak kabul edilebilecek
şairlerin, IQ’su ile ilgili elbette farklı araştırmalar yapılabilir ve bu başka bir yazının
16
Tarihte yer etmeyi başaramamış ama bir şekilde orijinal olduğunu düşündüğümüz yazar ve şairlerin
geriye doğru tespiti için alternatif bir takım “edebiyat tarihi”nin yazılması gerekebilir. Bu konu için
bkz. Özgül, “Edebiyat Tarihine Manifestik Bir Bakış”, s. 2685-2700.
17
Bu konuda bkz. Terman, Lewis m.,
The Measurement of Intelligence: An Explanation of and a Complete
Dostları ilə paylaş: