D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   113

9
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
Türk aydınlanmasının İstanbul, Kazan ve Kırım olmak üzere üç merkezi vardır ve 
dikkat edilirse bunların üçü de coğrafi olarak Avrupa ile yakın ve sürekli ilişki halindeki 
yerlerdir.  Yani  nasıl  ki  Avrupa,  İslam’ın  bilgi  birikimini  kendisine  en  yakın,  hatta 
kendisinin parçası olan Endülüs ve Sicilya üzerinden aldıysa, geri dönüş de aynı şekilde 
coğrafi bakımdan yakın bölgeler üzerinden olmuştur. Bu yüzden bu üç merkez öncelikle 
ve özellikle değerlendirilmiştir. 
Kazak Türkleri ile ilgili 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarındaki kaynaklar sürekli 
“Tatar  Mugalimler”den  bahseder.  Yani  Türkistan  coğrafyasının  bilgilenme  kaynağı 
olarak Kazan ve Ufa’yı eski kaynak olarak da Buhara medreselerini görürüz. 
Kırım ve Gaspıralı İsmail Bey, başlı başına ateşi çok gür bir ocaktır ve milyonlarca 
kilometrelik Türk dünyasını bir başına aydınlatmaya çalışmakta ve bunda da başarılı 
olmaktadır.  Bir  insanın  tek  başına  neler  yapabileceğine  tarihimizin  gösterebileceği  en 
büyük örnek Gaspıralı İsmail Bey’dir. 
Azerbaycan; hem Kırım’dan, hem de İstanbul’dan beslenir ve aydınlanmanın çok 
önemli merkezlerinden biri durumuna yükselir. 
Özbek  ve  Uygur  Türklüğü  de  İstanbul,  Kırım  ve  Kazan  kaynaklı  beslenir  ve 
direnmelere rağmen Özbek ve Uygur ülkelerinde de büyük bir faaliyet görülür. 
20. yüzyıl başında büyük bir heyecan ve istikbal ümidiyle yürütülen bu faaliyetler; 
hem çarlık Rusya’sı, hem de komünist Rusya tarafından çok kanlı bir biçimde bastırılır. 
Avrupalının  kendine  benzetemiyorsan  yok  et  siyaseti  İdil-Ural,  Kırım,  Kafkasya  ve 
Türkistan  ile  Sibirya  coğrafyasında  Ruslar  eliyle  Türklere  uygulanır,  halklarına  yol 
gösterme  bilgi  ve  gücüne  sahip  binlerce  Türk  aydını  korkunç  bir  biçimde  yok  edilir. 
Bu insanların bir kısmı önce öldürülür sonra mahkeme edilirler, kurşuna dizilenlerin 
ailelerinden kurşun paraları tahsil edilir…  Yüzlerce örneği olan bu olaylar bugün “Kızıl 
Kırgın” diye anılan aydın kıyımıdır. 
Binlerce insanın hayatını feda etmesinin sonucunda batı Türklüğü devletini kurmayı 
başarabildi, ancak diğer Türk boyları bunu başaramadılar, fakat verilen mücadele de boşa 
gitmedi ve hep hafızalarda yaşadı. Bugün var olan Türk devletleri ve özerk bölgeler biraz 
da bu büyük şehitlerin sayesindedir. 
Allah cümlesine rahmet eyleye. 


10
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
boş sayfa


18. yüzyılın başında Çar Petro ile birlikte hızlı 
bir reform sürecine giren Rusya, 1762 tarihinde tahtı 
ele  geçiren  Çariçe  Büyük  Yekaterina’nın  otuz  dört 
yıllık  istikrarlı  idaresi  sayesinde  bu  paylaşımda 
arslan  payını  almaya  aday  düveli-muazzamadan 
biri  hâline  gelmiş  bulunuyordu.  Rusya’nın  güney 
yönünde  genişlemesi  büyük  oranda  II.  Yekaterina 
zamanında  gerçekleşmiştir.  Bilhassa  1785  tarihinde 
Kırım  ve  Kuban  Irmağı  arasındaki  bölgenin  ele 
geçirilmesi  Rusya’ya  Kafkasya’nın  büyük  bir 
kısmında egemenlik kurma imkânı verdi. 
Rusya’nın, 1552’de Kazan Hanlığı ile başladığı 
Türk illeri sahasında genişlemesinin önemli merha-
lelerinden biri olan Gaspıralı’nın vatanı Kırım, 1784’te  
II.  Yekaterina  zamanında  Çarlığın  topraklarına  katılmıştır.  Kırım’ın  kaybı  Türk 
siyasi  ve  fikir  hayatında  daha  sonra  Balkanlar’ın  kaybının  yaratacağı  etki  ile 
kıyaslayabileceğimiz  büyük  bir  travma  etkisi  yaratacaktır.  Bu  şekilde  Müslüman 
Gaspıralı İsma
İ
l Bey ve 
Türk Aydınlanması
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu
*
* Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.
11
Kırım’ın kaybı 
Türk siyasi ve 
fikir hayatında 
daha sonra 
Balkanlar’ın 
kaybının ya- 
ratacağı etki ile 
kıyaslayabilece- 
ğimiz büyük bir 
travma etkisi 
yaratacaktır.


12
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Türk  uyrukları  sürekli  artan  Çarlık  baskısı  ile  karşı  karşıya  kalmışlardır.  Yine 
Yekaterina’nın akılcı ve ılımlı siyaseti Rusya’yı çok uluslu büyük bir imparatorluğa 
dönüştürmüştür.  İzlediği  bu  ılımlı  siyaset  Rusya’nın  Kazak  bozkırları  ve  Sibirya 
yönünde egemenliğini yayması için müsait bir zemin hazırladı. Sükûnetin iktisadi 
gelişmeyi  de  beraberinde  getirdiği  bu  yeni  dönemde  Kazan  Türklerine  karşı 
iki  yüzyıldan  fazla  bir  geçmişi  bulunan  baskı  ve  kısıtlamalar  hafifletme  yoluna 
girilmiştir.  1776  yılında  çıkarılan  bir  kanunla  Tatar  tüccarlara  uygulanan  ticari 
kısıtlamalar  kaldırılacaktır.  1788  yılında  da  Çariçe’nin  emriyle  Müslümanlar  için 
hususi bir idare kurulması konusunda Senato’da kanun hazırlanmış,  bir yıl sonra 
1789’da merkezi Ufa’da olan Orenburg Müslüman Ruhaniler Meclisi kurulmuştur. 
Burası  aynı  zamanda  Kazak  bozkırlarına  açılan  bir  bölge  olması  nedeniyle  Ural, 
Cedisu,  Turgay,  Semey,  Akmola  gibi  mücavir  bölgelerdeki  Kazaklar  da  manevi 
cihetten  buraya  bağlandılar.  Bu  durum,  Tatar  yenileşme  akımının  Orta  Asya’ya 
sirayet etmesi yönünde önemli bir başlangıç olacaktır.
Daha  sonraki  dönemde  I.  Çar  Nikola’nın  1828  yılında  İran’la  imzaladığı 
Türkmençayı  Antlaşması,  Kafkas  ötesinde  (Transkafkasya)  İran’ın  etkinliğine  son 
vermekle kalmamış, İran’ı Rusya’nın ticari ve siyasi nüfuzuna sokmuştur.
Gaspıralı’nın doğduğu 1851 yılı Avrupalı Hıristiyan güçlerin dünya üzerindeki 
hâkimiyetlerini  giderek  derinleştirdikleri  bir  dönemdir.  Karşılarında  mukavemet 
edecek herhangi bir güç kalmadığından dolayı dünyanın kalan kısımlarında kimin 
hâkim olacağı aralarında başlayan mücadelenin sonucuna bağlı görünüyordu. Bu 
dönem,  Napolyon  savaşlarından  sonra  1815’te  elde  ettiği  üstün  mevki  nedeniyle 
Rusya’nın İngiltere ve Fransa ile rekabetinin yoğunlaştığı bir döneme denk gelir. 
Gaspıralı’nın hayatını sürdürdüğü 1851-1914 yılı içerisinde Romanov hanedanının 
son dört çarı, Osmanlı hanedanının ise dört padişahı hüküm sürmüştür.  Rusya, 
bu  dönemde  İngiltere’den  sonra  dünyanın  en  geniş  ülkesi  konumuna  gelmişti.  I. 
Nikolay’ın (1825-1855) katı istibdatı altında Batı’yla giriştiği rekabet nedeniyle bu 
kez Osmanlılarla birlikte karşısında büyük bir koalisyon bulacaktır. Kırım Savaşı 
Rusya’da Batı karşıtlığı ve Batı’ya karşı duyulan hayal kırıklığı dönemidir. Yerine 
geçen  II.  Aleksandr  dönemi  (1855-1881)  Kırım  yenilgisinin  ardından  Rusya’nın 
kendine kapatılan Balkanlar ve Karadeniz yönündeki genişleme imkânının yerine 
Orta Asya’ya yöneldiği bir dönemdir. Bir kolunu uzak doğuya kadar uzatan Çarlık, 
tekrar büyük bir reform sürecine girmişti. 1861’de toprak köleliğinin kaldırıldığı bu 
dönem aynı zamanda fikir akımlarının da büyük canlanma yaşadığı bir dönemdir. 
Ancak  bu  akımlar  onun  sonunu  getirecek  tedhiş  akımlarını  da  tetikleyecektir. 
Türklere karşı elde edilen 1878 zaferine rağmen bunun hâsılatını Avrupalı devletlerin 
araya girmesi nedeniyle yeterince toplayamayan Rusya’da muhalif siyasi akımların 
güç kazanmasına bağlı olarak çar suikastla ortadan kaldırılacaktır.


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə