D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   113

34
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Bu  oturumun  devamında  Jirkov,  İbrahimov,  Usmanov,  Agazade,  Baytursun, 
Yakovlev gibi bilginlerin konuşmaları kaydedilmiştir.
Alfabe  konusunun  gündeme  geldiği  ilk  anda  delegeler  arasında  çok  ciddi 
fikir  ayrılıkları  ve  tartışmalar  görülüyor.  Delegelerde  alfabe  ile  ilgili  iki  değişik 
görüşle  karşılaşıyoruz.  Birincisi;  pek  çok  Türk  halkı  tarafından  hâlen  kullanılan 
Arap  alfabesinin  Türkçenin  ses  yapısına  uygunlaştırılarak  yani  ıslah  edilerek 
kullanılması, ikincisi de Latin yazı sisteminin kabul edilmesidir.
Alfabenin değiştirilmesine en sert muhalefet Tatar delegelerinden Galimcan 
Şeref ile Kazak delegesi Ahmet Baytursun’dan gelmiştir. Bu iki büyük bilgin Arap 
alfabesinin  değiştirilmesine  kesin  olarak  karşı  çıkarlar  ve  kendi  ülkelerindeki 
ıslah  edilmiş  Arap  yazısı  uygulamasının  diğer 
ülkelerde  de  kabul  edilmesini,  bu  olmayacaksa 
bile 
kendilerine 
karışılmamasını 
isterler. 
Baytursun,  alfabenin  Türkçenin  yapısına  göre 
ıslah  edilmesini  savunurken  yazı  ile  din  ilişkisine 
gönderme  yapıyor  ve  şunları  söylüyor:  “Burada 
ben  yazının  tarihi  prensibine  temas  edeceğim. 
Şimdiye  kadar  geleneklerinden  kopamayan  Türk 
halkları  bulunuyor.  Örneğin  Azerbaycanlılara  ve 
Osmanlılara bakalım. Onlar şimdiye kadar yazının 
tarihi  prensibini  esas  alıyorlar.  Onlar  Araplardan 
aldıklarımızı muhafazakârlıkla koruyor ve bunları değiştirmeyi küfür zannediyorlar. 
Böyle  düşünmek  olmaz!”
7
  Kazak  temsilcilerinden  Omarov  da  Kazak  Türkçesinin 
ses özelliklerinden ve diğer lehçelerle farklarından söz ediyor, daha sonra da dil 
ve alfabe ilişkisini Kazak Türkçesi açısından değerlendiriyor. Bu oturumda Şamil 
Usmanov, Şçerba, Alimcan İbrahimov ve Jirkov da birer konuşma yapıyorlar.
Moskova’dan  Kurultay’a  katılan  Rus  Lev  İvanoviç  Jirkov  adlı  bilgin,  orada 
bulunan  Türk  delegeleri  şu  sözleriyle  adeta  tokatlıyor:  “Burada  birçok  yoldaş, 
bilim  çalışmalarını  haklı  olarak  birçok  konuyu  çözmemeleriyle  kınıyorlar.  Size 
sorduklarımızı  yanıtlamıyorsunuz.  Doğrudan  çözümler,  şunu  yap,  bunu  yapma 
şeklinde vermiyorsunuz. Ben konuya farklı yaklaşıyorum. Ben bu durumda şöyle 
derdim: Pekiyi sizler nerelerdesiniz, âlim Türkler? Neden sayınız bu kadar az? Sizin 
sayınız kat kat fazla olmalıdır, bu sayı tam konuları kendi kendimize çözeceğimiz ve 
bu çözümün Avrupa’daki daha mutlu hayat ortamlarına malik halklarınkinden hiç 
de kötü olmayacağı derecesine ulaşmalıdır….”
8
Sekizinci oturumun ilk bildirisi Türk Dillerinde Bilim Terminolojisinin Oluşum 
Esasları başlığıyla Zifeldt adlı yazar tarafından sunulmuştur. Bu bildiri baştan sona 
günün siyasetini savunmakta ve yer yer Rus propagandası yapmaktadır. Oturumun 
Pekiyi sizler ne-
relerdesiniz, âlim 
Türkler? Neden 
sayınız bu kadar 
az? Sizin sayınız 
kat kat fazla 
olmalıdır.


35
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
ikinci  bildirisi  İlmi  Terminoloji  Sistemi  başlığıyla  B.  Sıtkı  Çobanzade  tarafından 
sunulmuştur. Bilgin, terim konusunda üç kaynak öneriyor ki bunlar; Genel Türk, 
Arap-Fars  ve  Avrupa’dır.  Çobanzade,  Türkler  arasındaki  ortaklığın  oluşabilmesi 
için  de  Batıdan  alınacak  terimlerin  her  lehçenin  farklı  kaynaktan  terim  alması 
yerine herkesin tek kaynaktan almasının doğru olacağını belirtiyor. Bilim terimleri 
konusundaki bir başka bildiri de Azerbaycanlı yazar ve gazeteci Zeynallı tarafından 
sunulmuştur. Konuyla ilgili söz alan tartışmacılar ise Kırımlı Odabaşı, Kazakistanlı 
A.  Baytursun’dur.  Baytursun,  konuyu  ciddi  ve  ilmi  bir  şekilde  değerlendiriyor 
ve sonuç olarak şunları söylüyor: “Türk halklarının medeni durumları ve güçleri 
aynı değil. Onların bazıları medeni gelişmede başarılar kazandığı sırada, diğerleri 
geride  de  kalabilir.  Hiç  olmazsa  onların,  manevi  medeniyet  alanında  birbirinin 
başarılarından  yararlanmaları  için  basın  ürünlerinin  karşılıklı  anlaşılır  olması 
gereklidir. Bu yöndeki ilk adım Türk dillerinin barbarizmlerin hükümranlığından 
azat edilmesi olurdu.”
9
Dokuzuncu oturumda terminoloji konusu tartışılırken oldukça keskin siyasi 
söylemlerle  karşılaşıyoruz.  Tartışılan  konu,  Türklerin  ortak  terimlerde  birleşmesi 
olunca ister istemez. Pantürkçülük, Panislamcılık, Turancılık gibi sözler yer yer birer 
suçlama aracı durumuna geliyor. Bu oturumda söz alan tartışmacılar; Kazakistanlı 
Suleyev,  Başkurdistanlı  Manatov,  sendikacıların  temsilcisi  olarak  söz  alan 
Peskov’dur. Bu oturumda dikkat çeken bir husus da oturum başkanının ricasıdır. 
Başkan,  isim  zikretmeden  Türkiye  temsilcisinin  kendilerine  “sultan  müstebitlerin 
ismini hatırlatan Osmanlı Türk’ü denmesini istemediğini, Anadolu Türkü denmesini 
istediğini” belirtiyor ve konuşmacılardan Anadolu Türkleri tabirini kullanmalarını 
istiyor. Bu istek de alkışlarla kabul ediliyor. Aynı oturumda Rus profesör Yakovlev, 
Alfabe  Problemlerinin  Türk  Halklarının  Sosyal  ve  Kültürel  Durumlarıyla  İlişkisi 
ve Yazı Kurallarının Tespiti Problemi başlıklı bildirisini sunuyor. Yakovlev, Latin 
yazısının Türkçe için daha uygun olacağı düşüncesini belirtiyor.
Kurultay’ın  onuncu  oturumunda  da  yine  alfabe  konusu  tartışılıyor  ve  ilk 
konuşmayı  Rus  profesör  Jirkov  yapıyor.  Jirkov,  birtakım  teknik  konuları  öne 
sürerek  Latin  alfabesini  öneriyor.  Oturumun  ikinci  konuşmacısı  Azerbaycanlı 
Memmedzade’dir ve bu bilgin de Azerbaycan’da uygulanan Latin alfabesi tecrübesi 
üzerinde durduktan sonra, bütün Türklerin bu alfabeyi kabul etmesinin ikinci Ekim 
İnkılabı olacağını söylüyor. Bu oturumun üçüncü konuşmacısı; Latin alfabesinin en 
ateşli muhalifi ve ıslah edilmiş Arap alfabesinin kullanılmasını isteyen Tataristanlı 
Galimcan Şeref’tir. Şeref’in bildiri başlığı: “Arap ve Latin Yazı Sistemleri ve Bunları 
Türk-Tatar  Halklarında  Uygulama  Problemi’dir.  Galimcan  Şeref  bildirisinde 
öncelikle  kısaca  Türk  halklarının  kullandığı  yazı  sistemlerinden  bahsetmiş  ve 
meselenin yazı seçilmesi değil, yazının değiştirilmesi olduğunu; bunun da çok ciddi 


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə