18
D
Ü Ş Ü N C E
D
Ü N Y A S I N D A
T
Ü R K İ Z
Türk kadınıdır. Türk dünyasında kadın haklarının
ilk temsilcilerinden olan Şefika Hanım, daha
sonra Azerbaycan Millî Hükûmetinin ilk başvekili
olan Necip Yusufbeyli ile evlenerek Gaspıralı’nın
idealini kendi hayatına tatbik etmiştir.
Gaspıralı, içine kapanmış Türk İslam
toplumunun uyanması için dış dünyaya açılması
gerektiğine gönülden inanmıştı. Türk tefekküründe
kaybolmuş
olan
tecessüsü
uyandırmanın
yollarından birinin dünyayı keşfetmek arzusu
olduğunu biliyor ve bunun için seyahatlere büyük
önem veriyordu. O İdil-Ural bölgesi, Rusya,
Kafkasya, Türkistan, Türkiye, Avrupa, Mısır ve
Hindistan’a kadar seyahatler yapmıştır.
1878’den 1884 yılına kadar bir yıl Bahçesaray
Belediyesinde başkan yardımcısı ve sonra başkan
olarak Kırım’da idari birikimini artırmak ve hayata
geçirmek fırsatı bulmuştur. Bu dönem Rusya’da
fikrî ve siyasî mücadele iyice kızışmış, III. Aleksandr
(1881-1894) ile birlikte Türk uyruklarının üzerinde
Ruslaştırma baskısı giderek artmıştı. Bu zamana
kadar millî uyanış için matbuatın ve eğitimin ne
kadar hayati bir işleve sahip olduğuna kanaat
getirdiği için bundan sonraki hayatında yayıncılığı
ve eğitimciliği mücadelesinde belirleyici olacaktır. 1879 yılından başlayarak matbaa
kurmak ve gazete çıkarmak işine kendini adar. Onun ilk amacı bir gazete çıkararak
fikirlerini tüm Rusya’ya hatta tüm dünyaya duyurmaktı. Bu amaçla 1879’da gazete
çıkarma teşebbüsünde bulundu ancak müsaade alamadı. O da 1881’de “Tavrida
Gazetesi”nde Rusça olarak yayınlanan meşhur makalesinde ölene kadar sadık
kalacağı kendi programını ilan etti. Buna göre:
1 -Millî okulların geliştirilmesini ve eğitimde reform yapılmasını;
2- Millî eğitim merkezlerinin desteklenmesi için “Cemiyet-i Hayriye”
kurulmasını;
3-Bütün Türklere ortak dilde hitap edecek millî basının
faaliyete geçmesini;
4-Müslüman hayat tarzının modernleştirilmesini;
5-Müslüman kadının hürriyete kavuşturulmasını;
6- Millî aydınlar zümresinin yetiştirilmesini talep ediyordu.
1881’de Akmescit’te Rusça çıkan Tavrida Gazetesi’nde başladığı yayıncılık
Gaspıralı, içine
kapanmış
Türk İslam
toplumunun
uyanması için dış
dünyaya açılması
gerektiğine gö-
nülden inanmış-
tı. Türk tefekkü-
ründe kaybolmuş
olan tecessüsü
uyandırmanın
yollarından
birinin dünyayı
keşfetmek arzu-
su
olduğunu
biliyor
ve bunun
için seyahatlere
büyük önem
veriyordu.