D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   113

17
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
uyanışın dönüm noktası olmuştur. Zerdabi’nin hedef kitlesinde öncelikle sade halk 
olarak  görülen  köylüler  vardı.  Bu  onun  Moskova  Üniversitesi’ndeki  öğrencilik 
yıllarından  kalma  halkçı  (narodnik)  eğilimleri  olarak  görülse  de  millî  uyanışın 
bütün  aydınlarında  az  veya  çok  halkçı  bir  eğilim  bulunmaktaydı.  Hatta  millî 
uyanışın bütün bölgelerinde halkçılık fikriyatı Türkçülük fikriyatı ile at başı gitmiştir 
diyebiliriz. Ekinci’nin 1877’de Osmanlı–Rus savaşı bahane edilerek kapatılmasından 
sonra Zerdabi’nin Ziya (1879-1981), Ziya-yi Kafkasya (1881-1884), Keşkül (1884-1891) 
gibi Rus sansüründen fırsat buldukça gazete ve dergi tecrübeleri oldu.
Gaspıralı  İsmail  Bey:  Zerdabi  ile  eş  değer  diğer  bir  millî  uyanış  sembolü 
İsmail Gaspıralı olmuştur. Kökleri Kırım’ın güney bölgesinden Gaspra köyünden 
olduğu  için  bu  isimle anılmıştır.  Babası  Mustafa Ağa,  bir  süre  teğmen  rütbesi  ile 
orduda tercümanlık yapmış Annesi Fatma Hanım ise Kırım’ın köklü ailelerindendir. 
1851 yılının Nevruz’unda Avcıköy’de dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini Bahçesaray’da 
ünlü Zincirli Medresesi’nde almış, on yaşına geldiğinde Akmescit (Simferopol)’deki 
askeri  okula  girmiştir.  Askeri  eğitimini  Moskova’da  sürdüren  İsmail  Beyin,  bu 
sürede tanıdığı Türk karşıtı Rus milliyetçilerinin etkisi ile millî duyguları uyanmış, 
burada yakından tanıdığı Pan-Slavizm’e karşı millî uyanışı temin edecek bir yola 
yönelmiştir.  1867  yılında  Girit  isyanında  Türklüğe  hizmet  için  bir  arkadaşıyla 
eğitimini bırakarak Osmanlı ordusunda zabit olmak için yaptığı teşebbüs başarılı 
olmadığı  gibi  askeri  eğitiminin  de  sonu  olmuştur.  Bahçesaray’a  dönerek  bir  süre 
okuduğu Zincirli Medresesi’nde Rusça muallimliği yapmıştır.  Üç yıl kadar süren 
muallimliği geleneksel eğitim sisteminin çıkmazlarını görmesinde etkili olmuştur. 
1871  yılında  bilgi  ve  görgüsünü  artırmak  maksadıyla  Fransa  seyahatine  çıkar  ve 
üç yıl kadar burada kalır. Bu sürede Fransız düşünce hayatını yakından tanıdı ve 
daha  çok  ilerici  Fransız  aydınları  ile  temas  hâlinde  oldu.  1874  yılında  İstanbul’a 
geldi ve askeri mütercim olan amcası Halil Efendi’nin yanında bir yıl kalarak yarıda 
bıraktığı  Osmanlı  askerî  hizmetine  girmek  hayalini  gerçekleştirmek  için  uğraştı 
ancak bu mümkün olmadı.  1975 yılında Kırım’a döndüğü zaman devrine göre ileri 
düzeyde bir donanıma sahip olmuştu. Dönüşünde Yalta’da Müslüman Mektebi’nde 
muallimliğe başlamış ve bu sırada ilk evliliğini yapmıştır. Bu evliliği 2 yıl sürmüş ve 
bir kızı olmuştur. Daha sonra Kazan Türklerinden sanayici Akçuralardan İsfendiyar 
Bey’in kızı Zühre Hanımla ikinci evliliğini yapar. Zühre Hanım, Yusuf Akçura’nın 
da halası olması sebebiyle Türk aydınlanmasının iki büyük ismi bu şekilde hısımlık 
da kurmuş olurlar. Zühre Hanım İsmail Bey’in hayat arkadaşı olmaktan başka fikri 
mücadelesinde onun en büyük yardımcısı idi. Bu evlilikten dördü kız dördü erkek 
sekiz çocuğu olmuş, kızlarından biri küçük yaşta vefat etmiştir. Kızlarından Şefika 
Hanım  aynı  annesi  gibi  Gaspıralı’nın  mücadelesinin  ve  fikirlerinin  numunesi  bir 


18
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Türk kadınıdır. Türk dünyasında kadın haklarının 
ilk  temsilcilerinden  olan  Şefika  Hanım,  daha 
sonra Azerbaycan Millî Hükûmetinin ilk başvekili 
olan  Necip  Yusufbeyli  ile  evlenerek  Gaspıralı’nın 
idealini kendi hayatına tatbik etmiştir.
Gaspıralı,  içine  kapanmış  Türk  İslam 
toplumunun  uyanması  için  dış  dünyaya  açılması 
gerektiğine gönülden inanmıştı. Türk tefekküründe 
kaybolmuş 
olan 
tecessüsü 
uyandırmanın 
yollarından  birinin  dünyayı  keşfetmek  arzusu 
olduğunu biliyor ve bunun için seyahatlere büyük 
önem  veriyordu.  O  İdil-Ural  bölgesi,  Rusya, 
Kafkasya,  Türkistan,  Türkiye,  Avrupa,  Mısır  ve 
Hindistan’a kadar seyahatler yapmıştır.
1878’den 1884 yılına kadar bir yıl Bahçesaray 
Belediyesinde  başkan  yardımcısı  ve  sonra  başkan 
olarak Kırım’da idari birikimini artırmak ve hayata 
geçirmek  fırsatı  bulmuştur.  Bu  dönem  Rusya’da 
fikrî ve siyasî mücadele iyice kızışmış, III. Aleksandr 
(1881-1894) ile birlikte Türk uyruklarının üzerinde 
Ruslaştırma  baskısı  giderek  artmıştı.    Bu  zamana 
kadar  millî  uyanış  için  matbuatın  ve  eğitimin  ne 
kadar  hayati  bir  işleve  sahip  olduğuna  kanaat 
getirdiği için bundan sonraki hayatında yayıncılığı 
ve eğitimciliği mücadelesinde belirleyici olacaktır. 1879 yılından başlayarak matbaa 
kurmak ve gazete çıkarmak işine kendini adar. Onun ilk amacı bir gazete çıkararak 
fikirlerini tüm Rusya’ya hatta tüm dünyaya duyurmaktı. Bu amaçla 1879’da gazete 
çıkarma  teşebbüsünde  bulundu  ancak  müsaade  alamadı.  O  da  1881’de  “Tavrida 
Gazetesi”nde  Rusça  olarak  yayınlanan  meşhur  makalesinde  ölene  kadar  sadık 
kalacağı kendi programını ilan etti. Buna göre:
1 -Millî okulların geliştirilmesini ve eğitimde reform yapılmasını; 
2-  Millî  eğitim  merkezlerinin  desteklenmesi  için  “Cemiyet-i  Hayriye” 
kurulmasını;
3-Bütün Türklere ortak dilde hitap edecek millî basının faaliyete geçmesini;
4-Müslüman hayat tarzının modernleştirilmesini;
5-Müslüman kadının hürriyete kavuşturulmasını;
6- Millî aydınlar zümresinin yetiştirilmesini talep ediyordu.
1881’de  Akmescit’te  Rusça  çıkan  Tavrida  Gazetesi’nde  başladığı  yayıncılık 
Gaspıralı, içine 
kapanmış 
Türk İslam 
toplumunun 
uyanması için dış 
dünyaya açılması 
gerektiğine gö- 
nülden inanmış-
tı. Türk tefekkü-
ründe kaybolmuş 
olan tecessüsü 
uyandırmanın 
yollarından 
birinin dünyayı 
keşfetmek arzu-
su olduğunu 
biliyor ve bunun 
için seyahatlere 
büyük önem 
veriyordu.


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə