19
S
İ Y A S E T V E
K
Ü L T Ü R
D
E R G İ S İ
mücadelesi Tonguç, Şafak, Kamer, Ay, Yıldız,
Güneş, Hakikat gibi isimler taşıyan küçük gazete
ve mecmua teşebbüslerinden sonra Tercüman ile
gerçek mecrasını bulacaktır. 1882’de Tercüman–
Perevodçik adlı bir gazete çıkarma iznini alan
Gaspıralı, 1883 22 Nisanında Tercüman’ın ilk sayısını
çıkardı. Azerbaycanlı büyük zengin Tagiyev’in mali
desteğiyle çıkardığı Tercüman gazetesi Rus sansürünü
aşmadaki başarısı ile Türk yenileşmesi ve millî
uyanışı üzerinde kesintisiz bir tesir uyandırmıştır.
Rusya’daki Müslümanların birliği için bir program
öneren Gaspıralı bunun için Balkanlardan Çin’e
kadar tüm Türklerin anlayabileceği bir yazı
dilinin
yaratılmasını ilk şart olarak görüyordu. Gaspıralı’ya
göre
“Bu dil, Balkanlardan Çin’e kadar her yerde
anlaşılacak, Boğaziçi kayıkçıları tarafından kullanıldığı gibi, Kaşgar devecilerinin de
işine yarayacaktı.” Tercüman gazetesinin dili bu ortak dili büyük oranda başarmış
görünüyordu. Bu dil sadeleştirilmiş ve bazı yerel özellikler kazanmış Osmanlı
Türkçesi idi. Tercüman, İstanbul başta olmak üzere Türk dünyasında iyi eğitim
görmüş aydınlarca okunmakta, özellikle Azerbaycan’da ve Kırım’da büyük rağbet
görmekteydi. Gaspıralı’nın
dilde, fikirde, işte birlik programı geniş bir siyasî katılımı
da bünyesinde barındırıyordu.
Tercüman’ın 1888-1894 yılları arasında altı yıl kadar Osmanlı ülkesine girmesi
yasaklanmıştır. Rus sansürünü aşmada gösterdiği sabır ve kararlılığı Abdulhamd’in
sansürünü aşmada da gösteren Gaspıralı uzun uğraşlardan sonra bunu başaracaktır.
Tercüman çok geçmeden bütün Rusya Müslümanlarının en önemli ve etkili yayın
organı hâline gelmeyi başarmıştır. Rus Çarlığı için sonun başlangıcı olan Çar II.
Nikolay (1884-1917) dönemi Tercüman’a ve Gaspıralı’nın şahsında ifadesini bulan
Türk ceditçiliğine tarihi rolünü oynama fırsatı verecektir. 1905 devriminden sonra
Tercüman’ın yayın sahasında pek çok refiki yayınlanmakla beraber onun önemi
kesintisiz devam etmiştir. Dilde yenileşme çabası, sonunda Azerbaycan, Kazak
ve Kırımlılarda olduğu gibi Kazan Türkleri arasında da bir
“Rusya Müslümanları
Edebiyatı”nın doğmasına yol açtı. Burjuva karakterli, millî, toplumsal, baştan aşağı
bir amaca yönelmiş bir edebiyattı bu... Dini yenileşme için, kadın hakları için, eğitim
reformu için savaş veren bir edebiyattı. Çok geçmeden Rusya Türkleri iki devrim
arasında Ruslarla eşit hakları elde edebilmenin savaşını vermeye başladılar.
Rusya’daki Müs-
lümanların
birliği
için
bir program
öneren Gaspıralı
bunun
için Bal-
kanlardan Çin’e
kadar
tüm Türkle-
rin anlayabileceği
bir yazı dilinin
yaratılmasını
ilk
şart olarak
görüyordu.